4 Haziran 2025 Çarşamba

Türkiye'nin Suriye'nin yeniden inşasındaki stratejik rolü

Şam’ın savaşla yıpranmış sokaklarında, umut yeniden filizleniyor. Yıkıntılar arasında yükselen Şam Uluslararası İnşaat Fuarı’nda Türk bayrakları dalgalanıyor; Kalyon, Cengiz ve diğer Türk holdingleri, 7 milyar dolarlık enerji ve altyapı anlaşmalarıyla Suriye’nin yeniden inşasında başrolü kapmış durumda. Geçici Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara’nın 27 Mayıs 2025’teki İstanbul ziyareti, bu sürecin diplomatik temelini atarken, Türkiye’nin attığı bu stratejik hamle, sadece ekonomik bir fırsat değil, aynı zamanda Ortadoğu’nun geleceğini şekillendirme iddiası taşıyor. Peki, bu hamle Türkiye’yi nereye taşıyacak? 7 milyar dolarlık bir bahis, bölgesel bir mirasa dönüşebilir mi?

Türkiye ekonomisi, 2025’in ilk çeyreğinde %2’lik büyüme ile “ılımlı” bir performans sergiledi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in işaret ettiği gibi, dezenflasyon süreci devam ederken, kur korumalı mevduat 18,8 milyar dolara geriledi ve döviz mevduatı 1,34 milyar dolar azaldı. Borsa İstanbul ise 9.161,46 puana düşerek kırılgan bir tablo çiziyor. Bu ortamda, Suriye’nin yeniden inşası, Türk ekonomisi için bir can simidi olabilir. Türk müteahhitlik sektörü, küresel çapta 482 milyar dolarlık proje hacmiyle zaten ikinci sırada. Suriye’deki 7 milyar dolarlık anlaşmalar, enerji santrallerinden karayollarına, hastanelerden okullara uzanan projelerle, Türkiye’nin ihracatını artırabilir ve işsizlik oranını (%8,6, Mart 2025) aşağı çekebilir. Örneğin, sadece enerji projeleri, Türkiye’nin 2024’te 12,3 milyar dolar olan enerji ithalatına bağımlılığını azaltacak bölgesel bir ağ oluşturabilir.

Ancak bu hamle, sadece ekonomik bir denklem değil. Suriye’nin yeniden inşası, Türkiye’nin dış politikada oynadığı bir satranç oyunu. ABD ve AB’nin 25 Mayıs’ta Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırması, Şam’ı küresel ekonomiye yeniden açtı. Türkiye, bu fırsatı ilk yakalayan oldu. Şara’nın İstanbul’da mülteci dönüşü için “güvenli bölgeler” vaadi, Türkiye’deki 3,6 milyon Suriyeli mültecinin geleceği için umut ışığı. 2024 verilerine göre, Türkiye mültecilere 40 milyar dolar harcadı; geri dönüşler, bu yükü hafifletebilir. Ancak Suriye’nin siyasi istikrarsızlığı ve güvenlik riskleri, bu planı tehdit ediyor. Örneğin, Halep’te hâlâ devam eden düşük yoğunluklu çatışmalar, inşaat projelerini sekteye uğratabilir.

Küresel bağlamda, Türkiye’nin Suriye’deki rolü, Rusya ve İran gibi aktörlerle rekabeti de içeriyor. Gazprom’un Çin’e 100 milyar metreküp doğal gaz sevkiyatı yaptığı bir dünyada, Suriye’deki enerji projeleri, Türkiye’yi bölgesel enerji merkezi yapma yolunda stratejik bir adım. Ancak, İran’ın Şam’daki tarihsel nüfuzu ve Körfez ülkelerinin finansal gücü, Türkiye’nin karşısındaki rakipler. Üstelik, AB’nin Suriye’ye yardım için ayırdığı 2,1 milyar euroluk fon, Batılı şirketlerin de pastadan pay alma yarışına gireceğini gösteriyor. Türkiye’nin bu rekabette öne çıkması, şeffaflık ve proje kalitesine bağlı. Yolsuzluk iddiaları veya kalitesiz projeler, Türk firmalarının küresel itibarına zarar verebilir.

İnsan hikayeleri, bu ekonomik ve siyasi tablonun kalbi. Şam’da bir Türk müteahhidin inşa ettiği okulda okuyan Suriyeli bir çocuk, savaşın travmasını atlatabilir mi? Halep’te bir Türk mühendisin kurduğu elektrik şebekesi, bir ailenin evini yeniden ısıtabilir mi? Bu projeler, sadece betonla değil, umutla örülüyor. Türk şirketlerinin yerel halkla iş birliği, iki ülke arasında köprü kurabilir. Ancak, Suriyeli işçilerin istihdamı ve adil ücret politikaları, bu sürecin toplumsal kabulünü belirleyecek.

Türkiye, Suriye’yi inşa ederken kendi bölgesel mirasını mı yazıyor? 7 milyar dolarlık anlaşmalar, sadece ekonomik bir başlangıç. Başarı, şeffaf yönetim, güvenlikli bir Suriye ve Batı ile dengeli ilişkilerle mümkün. Şam’daki fuarda dalgalanan Türk bayrakları, bir umudu temsil ediyor: Savaşın yaralarını saran bir Suriye, Türkiye’nin liderliğinde yeniden doğabilir. Ancak bu yolda, her tuğla dikkatle yerleştirilmeli. Türkiye, bu şansı bir mirasa dönüştürebilecek mi? Cevap, Şam’ın sokaklarında, Türk ve Suriyeli ellerin birlikte inşa edeceği gelecekte yatıyor.

Hiç yorum yok: