Sarı çizmenin moda olduğu bir dönemde büyük şehirlerden birinde bir ağa varmış, konağının üst katlarından birinde oturur, pencereden etrafı seyredermiş. Bir gün yine etrafı seyrederken, yoldan, uzun zamandır konuşmak istediği bir tanıdığının geçtiğini görmüş. Hemen uşağını çağırarak uzaklaşan adamı göstermiş. "Bak," demiş. "Sarı çizmeli, uzun boylu adam var ya, koş arkasından, çağırdığımı söyle!" Uşak uzaklaşırken ağa arkasından bağırmış: "İsmi de Mehmet Ağa'dır, öyle seslen!"
Uşak, merdivenleri koşarak inse de Mehmet Ağa çoktan gözden kaybolmuştur. Uşak o sırada efendisinin sözlerini hatırlayıp sağda solda sarı çizmeli birini aramaya başlamış. Ama etrafta da bir sürü sarı çizmeli adam varmış. Gözüne kestirdiği birine yaklaşıp, " Mehmet Ağa! seni ağam istiyor, konakta bekliyor" diyerek adamı konağa getirmiş. Çağırılan adamın ismi Mehmet Ağa imiş, ama ağanın çağırdığı "Mehmet Ağa" değilmiş. Ağa uşağına yanlış iş yaptığından dolayı çıkıştığında, uşak, "Ağam," demiş. "Burası koca bir şehir. Sarı çizmeli de çok, Mehmet Ağa da. Uşağın hangi sarı çizmeli Mehmet Ağa'yı tanısın bu kalabalıkta?"
İşte o günden sonra "Sarı Çizmeli Mehmet Ağa" sözü tarihe geçmiş ve nesilden nesile aktarılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder