28 Ağustos 2024 Çarşamba

Ayakkabı boyacılığı

 

Bir zamanlar şehirlerin meydanlarını, kahvehanelerin ve çarşıların köşelerini süsleyen ayakkabı boyacıları, şimdilerde tarihe karışıyor. Son yıllarda dünyanın önemli markalarının ürettiği sentetik malzemelerden imal edilmiş ayakkabılar giymeye başlandı. Haliyle bu da boyacılık mesleğinin sona ermesine neden oluyor. Kahvehanelerin ve sokakların vazgeçilmez unsuru bu meslek, artık sadece anılarda yaşıyor diyebiliriz.

İşe giderken sabahları önceki ilk durak ayakkabı boyacısıydı. Sarı pirinç madeninden mamül kapaklı ayakkabı sandıkları kaldırımları süslerdi. Bu sandıklar sadece bir iş aracı değil, aynı zamanda mahalle kültürünün de bir parçasıydı. Çocukların çoğunluğu okul tatiline girer girmez mahalle bakkalından aldıkları veya evlerindeki kutulardan yaptıkları boya sandıklarıyla sokaklara dökülür, “Badem yağlı, bol cilalı, parlamazsa para yok!” diye bağırarak işlerini yaparlardı. İki fırça, bir sünger ve biraz cila ile yıpranmış ayakkabıları yeniden parlatırlardı.

Ayakkabı boyacılığı, ekonomik bir faaliyet olmanın ötesinde, sosyal bir etkinlikti. Herkes boyacıları tanır, onlarla sohbet ederdi. Boyacılar, mahallelerin nabzını tutan kişilerdi. İnsanlar, ayakkabılarını boyatırken günlük haberleri öğrenir, mahalle dedikodularını dinlerdi. Bu sıcak ilişkiler, boyacılığı bir meslekten öteye taşıyarak bir kültür unsuru haline getirmişti.

Yeşilçam filmlerinde de sıkça rastladığımız ayakkabı boyacılığı, en iyi Sadri Alışık tarafından canlandırıldı. Onun karakterleri, boyacılık mesleğinin zorluklarını ve güzelliklerini izleyiciye en iyi şekilde aktarırdı. Diğer oyuncular da ayakkabı boyacılığı üzerine şarkılar söyleyerek bu rolleri canlandırırlardı. Bu sahneler, eski mesleği hatırlatan sıcak ve duygusal anılar olarak kalplerde yer etti.

Zamanla her şey değişti. Sentetik malzemelerden üretilen ayakkabılar, boyanma ihtiyacını ortadan kaldırdı ve boyacılar yavaş yavaş kayboldu. Şimdi ayakkabı boyacılarını görmek neredeyse imkânsız hale geldi. Yerlerini, hızlı tüketim kültürünün bir parçası olan modern ayakkabı tamircileri aldı.

Dünyanın farklı köşelerinde de benzer bir durum yaşanıyor. Latin Amerika’dan Asya’ya, Afrika’dan Avrupa’ya kadar birçok ülkede ayakkabı boyacılığı, sokak kültürünün önemli bir parçasıydı. Büyük şehirlerin meydanlarında ve tren istasyonlarında boyacı sandıkları görmek mümkündü. Ancak küresel ekonomik değişimler ve modernleşme süreci, bu mesleğin yavaş yavaş yok olmasına neden oldu. Gelişmiş ülkelerde ayakkabı boyacılarına rastlamak neredeyse imkânsızken, gelişmekte olan bazı bölgelerde bu meslek hala ayakta kalmaya çalışıyor.

Ayakkabı boyacılığı, tarihin tozlu sayfalarında yerini aldı. Ancak bu mesleğin sıcaklığı ve insani ilişkileri hep hatırlanacak. Belki de modern dünyada kaybettiğimiz şeylerden biri de bu samimi ilişkiler ve mahalle kültürüdür. Ayakkabı boyacılarımız bir dönemin tanıkları olarak hep hatırlanacak ve nostaljiyle anılacaklar ve’s-selam.

Hiç yorum yok: