12 Ağustos 2024 Pazartesi

Hepimiz sosyal medya bağımlısıyız

 

Amerikan filmlerinden hepimizin aşinalığı bulunur. Terapi için bir araya gelen bağımlılar sırayla konuşur ve söze başlarken aynı cümleyi kullanırlar. “Ben bir bağımlıyım!”

İşte bizler de İnstagram yasağı sürecinde, bir tedaviye ihtiyaç duyacak kadar bağımlı olduğumuzu fark ettik. Sosyal medyanın diğer mecralarında herhangi bir kısıtlanma olmamasına rağmen tüm İnstagram kullanıcıları olarak büyük bir yoksunluk duygusu yaşadık.

Her ne kadar sosyal medyanın diğer platformlarında İnstagram kapalı olduğu için nasıl düğün, tatil yapacağından şikayet eden gençleri deşifre etsek de içten içe herkes İnstagram üzerinden hem kendi hayatımızı paylaşamadığımız hem de başka hayatları dikizleyemediğimiz için mutsuz olduk.

Uzmanların bağımlılık tanımları neredeyse tüm sosyal medya kullanıcılarının birer bağımlı olduğunu gösteriyor. Kontrol edilemeyen kullanma isteği, dopamin duygusunun aktive olması ve haz peşindeki insanın daha fazlasına ulaşmak için yeni metotlar denemesi hep bağımlılık semptomlarından…

İnsanların sosyal medya bağımlılığın sebeplerine baktığımızda kişiye sunduğu kolaylık, sonsuz seçenek, bitimsiz olması, sürekli yeni üretimin varlığı, kişiye istediği bir kimlik ve hayat oluşturma imkanı sağlaması ve beğenilmenin var ettiği haz duygusunu görebiliriz.

Her beğeninin beyni uyararak dopamin salgılaması, kişiyi hep daha fazla beğeniye dolayısıyla daha fazla hazza çekerken, kişinin istediği herhangi bir kimlikle var olmasına imkan sağlaması da cezbedici görünüyor.

Birey, kendisini olduğundan farklı bir şekilde var edebildiği mecralarda sunduğu kimlikle belki gerçekte hiçbir zaman var olamayacağı bir şekle bürünüyor. Tamamen gösteri, gösteriş ve sergileme mekanına dönüşmüş olan İnstagram, modern zamanların insan panayırlarına evrilmiş durumda.

En mükemmel anların en kusursuz görüntüyle birleştirilerek ortaya çıkarılan simülasyon; toplumdan, takipçilerden önce kişiyi ikna ediyor. Oluşturduğu eşsiz, mükemmel algıya herkesten önce kendisi ikna oluyor.

Dün parkta yürürken bir metrekarelik pötikare örtü üstüne sabitlenmiş üç parlak mavi balon, 3 rakamlı kartlar, üstünde “iyi ki doğdun Batu” yazan mavi yaş pasta etrafında anne-baba olduklarını tahmin ettiğim iki kişi ve yanlarında fotoğraf çekmek için getirildiğini düşündüğüm biri ayakta duruyordu.

Anne, “Batu, hadi gel artık!” diye seslenince az ileride, sırtı aileye dönük, gözü parktaki çocuklarda olan Batu’yu fark ettim. Batu için yerdeki örtünün de çekilecek fotoğrafların da önemi olmadığı aşikardı. Öte yandan bu basit tasarımın, çekilen düzinelerce fotoğrafla sosyal medyada nasıl şaşaalı, ihtişamlı bir efekt yapacağı bir anda gözlerimin önünde canlandı.

Fotoğrafı çeken el biraz profesyonel ise ortaya çıkarılacak görüntülerin İngiliz kraliyet ailesi çekimlerinden hallice olmaması mümkün değildi. İyi ki doğdun Batu, iyi ki doğdunuz Batular, Zeynepler…

İnstagram üzerinden oluşturulan sahte hayatlar keşke bu kadar masum ve sevimli olsa! Montajlar, efektler bir yana sırf paylaşım yapmak için gidilen mekanlar, görüşülen insanlar, yapılan alışverişler…

At bindiği zannedilsin, zengin olduğu düşünülsün de varlıklı biriyle evlensin diye binici pantolonu, çizmesi, kaskı alıp fotoğraf çektirdikten sonra ikinci elde satışa çıkaran kızları da biliyoruz, bilmem hangi mekanın spesiyalini İnstagram’a atmak için cebindeki son parayı ödeyenleri de…

Gerçek hayatta belki hiç olamayacağı bir hayal üzerine kimlik inşaa edenler, mükemmel ve kusursuz tasarımları kutsal mabetlerdeki sunaklarda gibi hürmet ve ihtiramla sergileyenler ve seyirciler, dikizciler…

Evet şimdi geliniz hep birlikte büyük bir teslimiyetle söyleyelim: Beni bir bağımlıyım, ben bir sosyal medya bağımlısıyım, hepimiz bağımlıyız…

Yazan: Sabiha DOĞAN


Hiç yorum yok: