Ahlak kuralları toplumların temelini oluşturan unsurlardan bir tanesidir. Yine ahlak, toplumda genel kabul görmüş kurallara uymaktır. Ahlak, TDK göre ‘Kişilerin huyları, herhangi bir toplum içinde herkesin uyması gereken davranışlar ve kurallardır’ diye tanımlanır.
Düşünce dünyamızı aydınlatan ünlü düşünürler ahlak ile ilgili neler söylemişler bir bakalım;
Farabi’ye göre ahlâk,’ kendisiyle, insanda iyi ve kötü eylemlerin ortaya çıktığı şeydir.’ der
İbn Haldun ise ahlak; ‘Devlet, güç ile ahlakın birleşmesiyle meydana gelmektedir’ diye tarif eder.
Aristoteles ise ahlakı İnsanın mutlu olması için karar vermesi, seçim yapması, eylemde bulunmasıdır. Erdemli olmak, iyi ve kötüyü seçebilmek insanın elindedir. diye bahseder
İbn-i Sina yazdığı ahlak risalesinde; ahlaki hayat, aşırı davranışlar ve ölçüsüzlüklerden uzakta orta yola dayanmaktadır.
Sonuç olarak, ahlaki bir niyet ve amaç var olmalıdır. Bu, ebedi mutluluğa ulaşmak içindir, der.
Saymış olduğumuz bu bilge insanların binlerce yıl önce bir öğreti olarak söylemleri toplum tarafından bugün genel kabul görmüş kurallar haline gelmiştir. Onlara göre, İnsanın ahlaklı olması için İyiyi kötüden, ayırt etmek, mutlu olması için elinden gelen çabayı göstermek, erdemli olmak için, aşırı davranışlardan kaçınmak ve orta yolu bulması gerekir.
Genel olarak günümüzde toplumsal ahlak ve çürümeden bahsedebiliriz. Çalıştığımız kurumlarda, kendini beğenen, sevgiden saygıdan yoksun, ne konuştuğunu bilmeyen, kibirli insan tipleri mevcuttur, ben bunlara ahlaktan nasibini almamış güruhlar diyorum.
Çünkü toplum içerisinde belli ahlak kuralları var diyoruz, ahlak önce ailede başlar, toplumda yaygınlaşır, gelişir ve olgunlaşır bu bir birikimdir nesilden nesile devam eden bir süreçtir. Bir örnek, hiç kimse işyerinde çalışan personeline bağırarak konuşamaz, bu şekilde davranırsa orada çatışma ortamı doğar ve herkes herkese bağırarak cevap vermeye kalkar ve o iş yerinde huzur kalmaz.
Yıllar önce şahit olduğum bir olayı anlatmak istiyorum. İlçeye yeni atanan Kaymakam’a ilçenin ileri gelenleri ve iş dünyasından insanlar ziyarete geliyorlar. Bir gün bir iş insanı elinde bir hediye ile birlikte içeri girmek istedi, Kaymakam Bey ‘siz içeri girin elinizdekiler dışarıda kalsın ‘demişti.
Adam tabi bozuldu bir daha da Kaymakamlığa uğramadı. Şimdi diyeceksiniz ki adam hediye getirmiş alsaydı ne olurdu, ama iş öyle değil sorumluluk mevkiindeki insanlar bunu yapmazsa, ast memurlarda nasıl olsa Kaymakam alıyor bir şey olmuyor biz de alalım anlayışı hasıl olur.
Bu nedenle kamu yöneticilerinin tutum ve davranışlarıyla kamu personeline örnek olması gerekmektedir.
Son söz olarak; eğer ahlaki değer ve kuralları kamu yönetimi içerisinde şeffaf adil ve uygulanabilir, sürdürülebilir bir biçimde kurumsallaştıramazsak ve kamu personellerine bu ahlaki değer ve kuralları benimsetip içselleştiremezsek işte o zaman ahlak dışı davranışların cezai tedbirler ile önlenmesi mümkün değildir diyebiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder