20 Ocak 2025 Pazartesi

Liyakat Yerine “Pazarlanabilirlik”

Siyasi pozisyonlarda liyakat ve ehliyetin yerini, pazarlanabilirlik almıştır. Halkın gerçek ihtiyaçlarına cevap verebilme kapasitesi değil, “kime eğilip bükülebileceği” ya da “kimlerle ittifak kurabileceği” gibi kriterler ön plandadır. Bu durum, gerçek dava insanlarını basamaklarda ezerek, parlatılabilecek yüzler aramaya dayalı bir mekanizma yaratır. Halkın beklentileri bu sistemde yalnızca bir araçtır, amaç ise baronların çıkarlarını koruyacak bir düzen inşa etmektir.

5 Saniyede Zirve, 5 Saniyede Çöküş

Bugün pazarlama baronlarının elindeki güç öyle büyüktür ki, bir lideri 5 saniyede zirveye taşıyabilir ya da aynı hızda yerle bir edebilirler. Ancak bu sürecin en tehlikeli yanı, halkın karşısına çıkan bu siyasetçilerin, kendilerini pazarlayan ekiplerin gölgesinde kalmasıdır. Gerçekte liderler değil, onları pazarlayan mekanizmalar siyasetin görünmeyen hükümdarlarıdır.

Pazarlama baronlarının şekillendirdiği bu sistem, halkın iradesini perdeleyen bir yapı haline gelmiştir. Ancak bu kısır döngüden kurtulmak mümkündür. Siyaseti bu manipülatif çarklardan arındırmak için şu adımlar atılmalıdır:

Liyakat ve Ehliyeti Esas Almak: Siyasi pozisyonlarda liyakat ve ehliyet temel kriter haline getirilmelidir. Bir siyasetçinin pazarlanabilirliği değil, halka hizmet etme kapasitesi esas alınmalıdır.

Pazarlama Baronlarının Gücünü Kırmak: Halkın iradesinin, pazarlama stratejilerine kurban gitmemesi için liderlerin ve partilerin arkasındaki mekanizmalar görünür kılınmalıdır.

Son Söz: “Hakikat Daima Gün Yüzüne Çıkar”

Siyaseti gerçek anlamda halkın iradesine dayalı bir yapıya kavuşturmak için, pazarlama baronlarının gölgesinden kurtulmak şarttır. Demokrasi, siyasetçilerin değil halkın söz sahibi olduğu bir sistemdir. “Hakikat, en parlak sloganlardan daha güçlüdür ve sonunda her zaman kazanır.”

Hiç yorum yok: