Üniversite, bilgiyi, güzeli ve gerçekliği aramak için öğrenme ve araştırmanın birlikte yapıldığı modern eğitim kurumlarıdır. İnsanın, insana ve doğaya dair bilgiyi, fikirleri sorguladığı, araştırdığı ve yeni bilgilerin üretildiği kurumun adı üniversitedir. Üniversitede her şeyin ölçüsü insan ve doğadır. İnsan ve doğa sevgisiyle bilginin, araştırmanın, öğrenmenin, düşünmenin ve düşün peşine düşmek olan üniversite, derin bir hümanizm felsefesinden beslenen bir eğitim kurumudur. Hümanizmin, aydınlanmanın, rasyonelliğin, bilimsel düşünmenin ve felsefi geleneğin olmadığı yerlerde inşa edilen üniversitemsi kurumlar, kadrolar, kurallar ve kaynaklar, eğreti, siyasal, zoraki ve yapay olarak durmaktadır.
Üniversite, insanı ve doğayı esas alan, insandan ve doğadan yana olan özgür eğitim kurumudur ve modelidir. Üniversite, insan ve özgürlükle var olur. Araştırmada, öğrenmede, öğretmede, tartışmada, sorgulamada, deneyimlemede sınırsız özgürlüğün olması gereken yer, üniversitedir. Entelektüel özgürlük var olduğu sürece üniversite var olur. İnsan zihni, sınırsız olarak özgür olmalıdır. Zihinsel özgürlüğün olmadığı bir yerde bilimin, felsefenin, sanatın, aklın, edebiyatın, doğa bilimlerinin gelişmesi mümkün değildir. Üniversite, yaşamı bilimle, felsefeyle, sanatla, teknolojiyle sürekli olarak geliştirmekte, yenilemekte ve yaratmaktadır. Yaratıcı bir kurum olarak üniversitede sürekli olarak yeni disiplinler oluşturulmakta, evrensel bir anlayışla bütün insanlığın bilimsel, sanatsal, felsefi ve entelektüel süreçlere katılabileceği standartlar, öncelikler ve gündemler oluşturulmaktadır. Üniversitede, bilime, felsefeye, sanata, insana ve doğaya giden kapılar her zaman için sonuna kadar açıktır. Doğaya ve insana dair konularda kesin ve mükemmel karar ve hüküm verildi diye düşünme, öğrenme, akletme, sorgulama ve araştırma kapılarının kapatıldığı şeklinde dogmatik, kapalı, karanlık ve kısır bir tutum ve zihniyet, üniversitenin varlığıyla hiçbir şekilde bağdaşmayan bedevi bir zihniyettir.
Üniversitenin var olduğu ana değer, özgürlüktür. Başka bir ifade ile üniversite, liberal bir kurumdur. Güzel sanatlar, liberal sanatlar olarak kabul edilmektedir. Üniversitenin liberal niteliği, üniversitenin hiçbir şekilde otoriter, totaliter veya teokratik bir ideolojinin, doğmanın, kültün, kurumun ve yapının merkezi olmaması, kontrolüne girmemesi ve birtakım hegemonik kliklerin kısır güç mücadeleleri alanına dönüşmemesi anlamına gelmektedir. Liberal niteliğini kaybeden bütün üniversite kurumları, aslında artık üniversite değildirler.
Üniversite, insanın yeteneklerini, kapasitesini, düşüncelerini, yaşam tarzını, kabullerini değiştirdiği, geliştirdiği ve yenilediği yerdir. Değişimin, gelişimin ve yenilenmenin olmadığı bir yer, üniversite değildir. Başka bir ifadeyle üniversite, bireylerin yeni yaşam stilleri ve yeteneklerini geliştirmek için öğrendikleri, araştırdıkları ve sorguladıkları yerdir. Bireyin özgün yaşam tarzları ve yeteneklerini geliştirebilmesi için zihinsel yeteneklerini güçlendirmesi ve derinleştirmesi gerekmektedir. Fakülte kavramı, aslında insanın zihinsel güçlerinin geliştirildiği üniversite birimine işaret etmektedir. Zihinlerin durduğu, durağanlaştığı ve donduğu kurumlar, üniversite değildirler. Üniversitede, insani ve doğa disiplinlerinde uzmanlık kazandırıldığı gibi, aynı zamanda üniversite, kadın ve erkeğin kendini yetiştirdiği verimli tarlalardır. Kadın ve erkeğin kendini geliştirmediği ve yetiştirmediği kurumlar, üniversite değildir. Sürekli keşfetme, araştırma ve yenilenme ruhuyla motive olan kadınlar ve erkekler, sahte diplomalarla kendilerini içi boş bir şekilde güçlü, yetenekli ve itibarlı göstermeyi akıllarına bile getirmezler. Bilgiyle, sanatla, deneyle, düşünmeyle, yazmayla, sözle ve okumayla kendilerini yetiştiren kadınlar ve erkekler, sahici yeteneklerle ve ürünlerle kendilerini güçlendirmenin arayışındadırlar.
Üniversite, vasat veya vasatın altı kişilerin veya güruhların yeri değildir. Üniversite, ayrı, aykırı ve ayrıksı kişiler tarafından geliştirilen özgün ve özgür fikirlerin, eserlerin ve pratiklerin geliştirildiği yerdir. Vasat ve vasat altını üretmek, üniversitenin ölümüdür. Vasat ve vasat altını sürekli olarak üretmek veya tekrar etmek, cehaletin sürekli olarak üretilmesi demektir. Kendini yetiştirmek ve geliştirmek için bireyin, vasatın üstüne çıkmayı amaçlaması ve bunun çaba göstermesi lazımdır. Üniversite, vasatın üstünde insan yetiştirme iddiasını taşıyan insani bir kurumdur. Kadın ve erkeğin yetiştiği ve geliştiği kurumlar olması, üniversitenin hümanist karakterinden kaynaklanmaktadır. Üniversite, sahici anlamda bireyin, kendini yetiştirebildiği yer olmalıdır. İnsanın yetişmediği ve yetiştirmediği yer, üniversite değildir.
Yazan: Prof. Dr. Bilal SAMBUR
15.08.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder