4 Ekim 2024 Cuma

Birey ve toplum olarak neredeyiz ve nerede olmak istiyoruz? Bu soruya önceki birkaç yazı ile cevap vermeye çalışacağım. Bu yazıda acaba insanımız yeterince yetiştirilebiliyor mu (gelişmiş mi) sorusuna cevap arayalım.

Bunun için şahsi gözlem değil uluslararası verilerden yararlanmak doğru bir yaklaşım olabilir.

Veriler

Birçok düşünce insanı “A kalite insan” yetiştirilmesine dikkat çekmiştir. Bu kalitede beşeri olmadan herhangi bir mücadeleyi kazanmak mümkün gözükmemektedir.

Peki soru şu: Türk insanının (T.C. Anayasasına göre Türkiye’de yaşayan tüm insanlar) yetkin ve becerileri ne durumda? Bunun cevabı ulusal ve uluslar arasın değerlendirme raporlarında bulunabilir.

Bu raporlar arasında üçünü zikretmek mümkün: Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA), Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS), Uluslararası Yetişkin Becerilerinin Ölçülmesi Programı’nın (PIAAC).

PISA sonuçlarına göre, “Türkiye’de matematik alanında öğrencilerin %61,3’ü, fen alanında %75,3’ü ve okuma becerileri alanında %70,7’si asgari performans düzeyine ulaşmıştır. Üst performans (A Kalite denebilir) düzeyindeki öğrenci oranları ise matematik alanında %5,4, fen alanında %4, okuma becerileri alanında %1,9’dur. Okuma becerileri alanında üst performans düzeyindeki öğrenci oranının diğer alanlara kıyasla düşük olması dikkat çekmektedir (PİSA 2022 Raporu, S: 13-14)

Türkiye’deki yetişkinler, Yetişkin Becerileri Araştırmasına katılan diğer OECD ülkeleri ile kıyaslandığında değerlendirme yapılan her üç alanda da (sözel beceriler, sayısal beceriler ve teknoloji zengin ortamda problem çözme becerileri) ortalamanın altında performans göstermişlerdir.

Yetişkin

PIAAC’da yeterlilikler belirli düzeylere bölünerek 500 puan ölçeğinde tanımlanmıştır. Her düzey kişinin belirli bir puan düzeyinde ne yapabildiğini özetlemektedir. Sözel ve sayısal yeterlilikler için 6 düzey belirlenmiştir.

Yetişkinlerin sadece %0,5 civarındaki kısmı sözel becerilerde en yüksek iki düzeyde (Düzey 4 veya 5) yeterlik göstermişlerdir. Türkiye’deki yetişkinler sözel becerilerde 227 puan ile OECD ortalaması olan 268 puanın oldukça altında performans göstermişlerdir. Türkiye araştırmaya katılan ülkeler ve ekonomiler arasında sözel becerilerde sondan üçüncü sırada yer almıştır.

Bu ölçümlerde sözelde üst düzey için şu yetkinlikler beklenilmekte:

Anlamı

-“Bu düzeydeki (Düzey 4-326 (dâhil) – 376 (hariç) puan ) görevler genellikle cevaplayıcının karmaşık veya uzun metinlerdeki bilgileri birleştirmek, yorumlamak veya sentezlemek amacıyla çok aşamalı işlemler yapmasını gerektirir. Görevlerin çoğu, kolayca göze çarpmayan bulgu iddialarının veya ikna edici söylem ilişkilerinin yorumlanması veya değerlendirilmesi amacıyla metinde yer alan belirli, merkezi olmayan bir veya birden fazla görüşün tanımlanmasını ve anlaşılmasını gerektirir.”

-“Düzey 5: 376 puan ve üzeri: Bu düzeyde, görevler cevaplayıcının çok sayıda ağır metinden bilgi bulmasını ve bu bilgileri bir araya getirmesini; benzer ve karşıt görüşlerden veya bakış açılarından sentezler oluşturmasını veya argümanlara dayalı bulguları değerlendirmesini gerektirebilir. Görevler genellikle cevaplayıcının kolayca göze çarpmayan, edebi ipuçlarının farkında olmalarını ve ileri düzeyde çıkarımlar yapmalarını veya uzmanlaşmış arka plan bilgilerine sahip olmalarını gerektirir.”

Konuşulanı ve okuduğu metni anlamayan, öğrendiğini sentezlemeyen insan sermayesi (!) ile ekonomik, teknolojik, bilimsel vs hangi savaş kazanılır?

Cevap bölgedeki güncel gelişmelerde yeterince açık değilmi?

Son söz: Kem alat ile kemalat olmaz.

Hiç yorum yok: