24 Ekim 2024 Perşembe

Vicdanımızı parlatmak için geldik, onun için yaşıyoruz. Bize bir yargı gücü verildi. Onunla iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, haklıyı haksızdan, sağlamı çürükten ayırma yetisi oluşturmamız gerekiyor. Faydalıyı zararlıdan elbette. Ve bütün bunları, bu ayırt etme mekanizmalarını türümüzün selameti için yapmamız gerekiyor. En sıradan insandan tutun da zihni en gelişmiş olana kadar bu dünyada kapladığımız hacim ve sahip olduğumuz işlev sadece vicdanlı biri olmaktan geçiyor. Bunun için buradayız, bunun için yaşıyoruz. Bunun için uyanıyor, bunun için hareket ediyor, bunun için nefes alıp veriyoruz. Vicdan yoksa insan da yok insanlık da yok. Yılanlara meydan okumayanların “insanım demeye” hakkı yoktur. Akreplerle savaşmayanların, onlar tarafından sokulduklarında acılarından şikayet etmeye hakları yoktur. Dünyayı yılanlar yönettiğinde kabalık ve çirkinlik kaçınılmaz olur. Mahalleyi akrepler bastığında hiç kimse, uykusunda bile rahat değildir, yorgunluk kaçınılmaz olur. Ortadoğu’yu yılanlar ve akrepler işgal etti. Artık Ortadoğu yorgundur, uykusuzdur, bitap düşmüştür. Bazıları evlerinin güvenli, kapılarının kilitli, pencerelerinin korunaklı olduğunu söylüyor. Ama değil, oraya da gelecek, oradan da aşağı sarkacak, oradakileri de sokacaklar. Hem de fena sokacaklar. Akrebin doğasını biliyoruz. Son zehrini kendine saklar. Öncesinde, rastladığı ne varsa zehir şırınga eder. Ve şimdi, işte şimdi sorma vaktidir: Ey mahallesini, sokaklarını, caddelerini yılanların, akreplerin işgal ettiği insanlar vicdanınızı neden konforlarınızın arkasına itiyorsunuz. Vicdanınızı neden yüksek gürültülerinizin, resmi demeçlerinizin gerisinde gizliyorsunuz. Vicdanınızı neden kendi bedenlerinizle, zevklerinizle sınırlıyor, uzak beldeleri uzak addediyorsunuz. Vicdanını konforuna kurban verenlerin insan kalamayacağını bilmiyor musunuz? Kötülük hava gibidir, zehirli gaz gibidir, akışkandır. Orada, bir saniye sonra buradadır. Vicdan, bulunduğu yerde, daha ilk rastladığı noktada kötülüğe dur demezse sesi kısılır, artık bir daha hiç konuşamaz. Vicdanın sesi kısıldı mı artık insan insanlıktan çıkar. Vicdan geri çekildi mi insanlık onun daha da gerisine çekilir. Siz sadece konuşuyorsunuz baylarım. Gördüklerinizi vatandaşlarınız da görür diye. Sahip olduklarınıza zarar gelir diye. Sözüm ona özene bezene kurduğunuz sistemler yıkılır, altında kalırsınız diye. Vicdan ortaya çıkınca kirli pazarlıklarınız ifşa olur diye. Oysa vicdanın terk ettiği hangi gezegende ışık varolmaya devam edebilir ki?


Hiç yorum yok: