Son aylarda Türkiye ekonomisinde enflasyon, ekonomi uzmanları ve halk arasında önemli bir gündem maddesi olmayı sürdürüyor. Eylül ayı verilerine göre, tüketici fiyatları yüzde 2,97 oranında artarken, yıllık enflasyon 2,59 puan düşüşle yüzde 49,38 seviyesine gerilemiştir. Bu durum, enflasyonun hala yüksek seyrettiğini, ancak düşme eğiliminin sürdüğünü gösteriyor. Enflasyondaki bu düşüşün arka planına bakıldığında, özellikle enerji ve hizmet gruplarında gerileme olduğu görülüyor. Ancak, bu tek başına enflasyonla mücadelenin sona erdiği anlamına gelmiyor. Türkiye ekonomisinin çeşitli alanlarında fiyat artışları ve dalgalanmalar hala belirgin bir şekilde hissediliyor.
Enerji Fiyatları: İstikrarlı Fiyatlar ve Petrol Etkisi
Enerji fiyatları, Türkiye’de enflasyon üzerindeki etkisiyle her zaman dikkat çekici olmuştur. Eylül ayında enerji fiyatları sadece yüzde 0,44 oranında artmış, yıllık enflasyon ise 5,51 puan düşerek yüzde 62,94 seviyesine gerilemiştir. Uluslararası petrol fiyatlarındaki gelişmelerin enerji fiyatları üzerindeki baskıyı azalttığı bu dönemde, akaryakıt fiyatları yüzde 1,58 oranında gerileyerek olumlu bir tablo çizmektedir. Ancak, enerji fiyatlarındaki bu düşüş genel olarak istikrarlı seyretse de, katı yakıt ve tüp gaz fiyatlarında sırasıyla yüzde 7,25 ve yüzde 2,65 oranında artışlar görülmüştür. Bu artışlar, hane halkı bütçeleri üzerinde baskı oluşturmaya devam etmektedir.
Enerji fiyatlarındaki bu nispeten olumlu tablo, küresel petrol ve doğalgaz piyasalarındaki gelişmelere bağlı olarak kısa vadeli bir rahatlama getirse de, enerji ithalatına bağımlı bir ülke olarak Türkiye’nin bu alandaki kırılganlığı devam ediyor. Özellikle küresel piyasalarda yaşanacak beklenmedik gelişmelerin fiyatlar üzerindeki oynaklığı artırabileceğini göz ardı etmemek gerekir.
Gıda Fiyatları: Taze Sebze ve Meyvedeki Yükseliş
Eylül ayında gıda ve alkolsüz içecekler grubunda fiyatlar yüzde 2,48 oranında artmış ve yıllık enflasyon 1,16 puan azalarak yüzde 43,72 seviyesine gerilemiştir. Ancak, işlenmemiş gıda grubu içinde taze sebze ve meyve fiyatlarının yüzde 6,74 gibi yüksek bir artış göstermesi, gıda enflasyonunda belirgin bir baskı unsuru olmuştur. Yumurta fiyatlarındaki yüzde 34,25 oranındaki dramatik artış da işlenmemiş gıda grubu içerisinde dikkat çeken bir gelişme olarak öne çıkmaktadır.
Gıda fiyatlarındaki bu dalgalanmalar, özellikle dar gelirli hane halklarını doğrudan etkilemektedir. İşlenmemiş gıda fiyatlarındaki artışın mevsimsel ve arz-talep dengesizliğinden kaynaklandığı, buna karşılık işlenmiş gıda fiyatlarındaki ılımlı artışların ise daha sürdürülebilir olduğu söylenebilir. Gıda fiyatlarındaki bu dalgalanma, Türkiye’nin tarım politikaları ve gıda arz güvenliği konusundaki kırılganlıklarını yeniden gündeme getirmiştir.
Hizmetler Sektörü: Kira ve Eğitim Fiyatlarındaki Yüksek Seyir
Hizmet sektöründe ise Eylül ayında fiyat artışı yüzde 4,90 oranında gerçekleşmiştir. Özellikle kira enflasyonu yüzde 7,62 oranındaki yüksek artışıyla öne çıkmış, yıllık kira enflasyonu yüzde 117,43 gibi son derece yüksek bir seviyede seyretmiştir. Bu durum, kira sözleşme yenileme oranlarının yüksek seyretmesiyle açıklanabilir. Kira fiyatlarındaki bu hızlı artış, özellikle büyük şehirlerde konut kiralayanlar için ciddi bir mali yük oluştururken, hane halkı gelirlerinde önemli bir daralmaya yol açmaktadır.
Eğitim sektöründe de üniversitelerin açılmasıyla birlikte yurt ücretleri önemli oranda artmış, bu durum eğitim enflasyonuna katkıda bulunmuştur. Ayrıca, ulaştırma hizmetleri fiyatlarındaki yüzde 6,89 oranındaki artış, okul servis ücretlerinin etkisiyle öne çıkmaktadır.
Sanayi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE): Azalan Üretici Enflasyonu
Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE), Eylül ayında yüzde 1,37 oranında artmış, ancak yıllık bazda 2,66 puan düşerek yüzde 33,09 seviyesine gerilemiştir. Bu düşüş, sanayi sektöründe maliyet baskılarının hafiflediğine işaret etmektedir. Özellikle ara malları ve sermaye mallarında yaşanan fiyat artışlarının sınırlı kalması, sanayi üretiminde maliyetlerin daha kontrollü bir şekilde yönetildiğini göstermektedir. Ancak, dayanıklı tüketim malları ve enerji gibi sektörlerdeki fiyat artışları, sanayinin bazı alt sektörlerinde hâlâ maliyet baskısının sürdüğünü ortaya koymaktadır.
Sonuç: Enflasyonla Mücadelede Kalıcı Çözüm Arayışı
Sonuç olarak, Türkiye ekonomisinde Eylül ayındaki enflasyon düşüşü, umut verici olmakla birlikte fiyat artışlarının devam ettiği kritik sektörler varlığını sürdürmektedir. Enerji ve gıda fiyatlarındaki dalgalanmalar, enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesini zorlaştıran başlıca unsurlardır. Özellikle kira ve eğitim gibi hizmet sektörlerinde görülen yüksek fiyat artışları, hane halkının harcama kalıplarını önemli ölçüde etkilemektedir. Türkiye’nin enflasyonla mücadelesinde yapısal reformlar, enerji bağımlılığının azaltılması ve gıda arz güvenliğinin sağlanması gibi önlemler, uzun vadeli bir çözüm için elzemdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder