29 Mayıs 2022 Pazar

İstanbul'un fethi ve imarı

 

İslam tarihinde medeniyetler, genellikle, fetihlerden sonra kurulan önemli şehir merkezleri çevresinde parlamıştır. Fetihleri, büyük şehirlerin kurulması; bunu da fikir, ilim ve sanat alanındaki hamleler takip etmiştir. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethederek dünya tarihinde bir devri kapamış, yeni bir devri başlatmış ve kendisinden sonraki nesillere kıyamete kadar Müslüman yurdu kalacak güzel beldeyi miras bırakmıştır. İstanbul’un Türkler tarafından fethi Doğu’nun Batı’ya açılması, dinî hürriyetin dünya gündemine gelmesi, zulüm, haksızlık ve bağnazlığın son bulması, hak sahibinin hakkını alabilmesi, adaletin hâkim kılınması için bir vesile olmuştur. Esasen tarihte kazanılan siyasi zaferleri, sosyal ve İlmî kurumlarla, kültürel hamlelerle bütünleştiremeyen milletler, dünya tarihinde kalıcı izler bırakamamışlardır. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethetmekle kalmamış, kısa zamanda onu ilim, kültür ve medeniyet merkezi yapma yolunda büyük hamleler gerçekleştirmiştir.

KAYNAK: DİYANET takvimi
29 mayıs 2022

Günün Tarihi.. İstanbul’un Fethi

 

İstanbul’un fethi, 6 Nisan - 29 Mayıs arasında 53 gün süren muhasaradan sonra gerçekleşmiştir. Fâtih Sultan Mehmed Hân otağını, Topkapı-Maltepe’de kurdu. Topkapı-Edirnekapı arasındaki merkez cephesini bizzat idare etti. Ulubatlı Hasan’ın burçlara bayrak dikmesi ile coşan askerler, delik deşik olan surlardan içeri girdi. 300 000 asker ve 20 parça donanmadan müteşekkil ordunun, yeri ve göğü sarsan tekbir ve tehlil sesleri arasında, öğleden sonra da Fâtih Sultan Mehmed Hân, Topkapı’dan şehre girdi. İstanbul’un fethi, Türk ve cihan tarihi bakımından çok önemlidir. Donanmayı, Beşiktaş’tan Haliç’e indiren teknik zekâ Fâtih’e mahsustur. Haliç’te, Kasımpaşa’dan başlayarak boş fıçılar üzerinde kalaslar bağlatıp, Kasımpaşa-Ayvansaray arasında 5.5 m eninde köprü teşkil ettirmesi, onun askerî ve teknik zekâsının mahsûlüdür. Fatih, Yedikule, Kireç İskelesi, Şehremini ve Rumeli Hisarı câmileri, Fâtih Sultan Mehmed Hânın Müslümanlara bıraktığı yâdigarlarının en kıymetlilerindendir.

Yüz­bin er hay­kı­rı­yor: “Ya Cen­net, ya İs­tan­bul”
Açıl İs­tan­bul açıl, nûr­lu şa­fak­lı tan bul.
Za­fe­re ko­şu­yor­lar, at­lı­lar ve ya­ya­lar,
Akı­na ka­tı­lı­yor, der­viş­ler, ev­li­yâ­lar.
Ak­şem­sed­din kup­ku­ru top­ra­ğa diz çö­kü­yor,
Al­laha el açı­yor, hıç­kı­rıp yaş dö­kü­yor,
Genç Hün­kâr da el açıp Hak­tan za­fer di­li­yor
Man­za­ra­dan bel­li ki, bir çağ so­na eri­yor.
Gö­nül­ler­de şe­hâ­det ne ke­fen, ne de mak­ber,
Sar­sı­yor te­me­lin­den su­ru: “Al­la­hü ek­ber”
Or­du; si­lâ­hı ka­dar îmân­la da do­nan­mış,
İs­tan­bul’un fet­hi­ne tâ yü­rek­ten inan­mış.
Hak, ka­tı­na ça­ğı­rır bur­ca san­cak asa­nı,
Ke­fen­siz ka­bûl eder Ulu­bat­lı Ha­san’ı.
Hi­lâl, ba­har ya­şar­ken, haç­lı­da bir ha­zân var.
Dün çan ça­lan şe­hir­de bu­gün ar­tık ezan var.
Meh­med­ler­den bir Fâ­tih, Ha­san­lar­dan bir Ulu,
Bu or­du­ya ya­kış­tı fet­het­mek İs­tan­bul’u... 

Ah­met Ma­hir Pek­şen

Kaynak: Türkiye Gazetesi Takvimi

 

Bugün 29 Mayıs 2022;

Hicrî Şemsî: 1400    Rûmî: 16 Mayıs 1438    Hızır: 24
28 ŞEVVÂL 1443

Yılın 149. günü, Kalan Gün : 216
5. Ay, 31 Gün, 21. Hafta
Gündüzün uzaması 1 dakika - Ezânî sâat 1 dakika geri alınır.

Kıyamet günü insanlar hesaba çekilince, önce îmândan, sonra namazdan sorulacaktır. 
Hazret-i Ali “Radıyallahü anh”

Bir Ayet: Çoklukla övünme yarışı sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı. (Tekâsür, 102/1-2)


İstanbul’un fethi ve Orta Çağ’ın sona ermesi (1453) 
Küçük Çamlıca TV-Radyo Kulesi hizmete açıldı (2021)


20 Mayıs 2022 Cuma

 

Nisan 2022 Kurulu Güç Verileri

  Birincil Kaynak 
Kurulu Güç (MW)
Değişim (MW)
AylıkYıllık
  Akarsu

8.229,90

5,50

17,70

  Asfaltit Kömür

405,00

  Atık Isı

390,90

  Barajlı

23.317,80

34,30

37,40

  Biyokütle

1.745,40

34,30

100,90

  Doğal Gaz

25.301,60

-154,20

-272,00

  Fuel Oil

251,90

0

  Güneş

8.084,90

56,00

269,30

  İthal Kömür

9.053,80

60,00

  Jeotermal

1.686,30

10,10

10,10

  Linyit

10.142,50

22,60

  LNG

2,00

  Motorin

1,00

  Nafta

4,70

  Rüzgar

10.882,80

21,30

275,80

  Taş Kömürü

840,80

  Toplam

100.341,30

7,30

521,70

 

Rüzgar ve güneşteki artış ilk dört ayda 500 MW’ı aştı

 

    Nisan ayında aylık net artış 7,30 MW oldu. Geçtiğimiz ay Türkiye’de 161,5 MW güç devreye girerken, 154,2 MW güç ise devreden çıktı. Türkiye kurulu gücündeki net artış ise 7,3 MW oldu. İlk dört ayda devreye alınan güç ise 793,80 MW olurken, devreden çıkan 272 MW gücündeki doğal gaz santrali ile net artış 521,6 MW olarak gerçekleşti. 2022 yılındaki artışta en büyük pay 275,8 MW ile rüzgâr enerjisi yatırımlarından olurken güneş enerjisi 269,3 MW ile ikinci sırada geldi.

TEİAŞ, 2022 Yılı Nisan Ayı Kurulu Güç Raporunu Yayınladı

 

Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ), 2022 Nisan ayı kurulu güç raporunu yayınladı. Türkiye’nin Nisan ayı sonu itibariyle kurulu gücü 100.341,30 MW seviyesine yükselirken toplam santral sayısı da 10.629 adet oldu.

2022 Nisan Ayı kurulu güç raporunda öne çıkan bazı satır başları aşağıdaki gibidir.

  • Toplam elektrik kurulu gücü 2022 Mart ayına göre 7,1 MW artarak 100.341,3 MW seviyesine yükseldi. Toplam santral sayısı da 2 azalarak 10.629 oldu.
  • Yenilenebilir enerji kurulu gücü de 10.206 santralle bir önceki aya göre 161,5 MW artarak 54338 MW‘a yükselirken yenilenebilir santraller toplam kurulu gücün yaklaşık %54’nü oluşturdu.
  • Güneş enerji santrallerinin kurulu gücü de 56 MW’lık bir artış ile 8084,9 MW seviyesine yükseldi. Toplam güneş enerji santral sayısı da 8566 oldu.
  • Rüzgar enerji santrallerinin de kurulu gücü 21,30 MW artarak 10.882,80 MW oldu.
  • Güneş enerji kurulu gücü toplam kurulu gücün %8’ni oluştururken, rüzgar enerji kurulu gücünün toplam kurulu güçteki oranı ise %10,84 oldu.
  • Rüzgar ve güneşin yanında önemli bir yenilenebilir enerji santrali olan biyokütle santral kurulu gücü de bir önceki aya göre 34,3 MW’lık bir artış göstererek 1.745,4 MW oldu
  • Toplam kurulu güçte ilk sırada 25.301,60 MW ile doğalgaz yer alırken, onu 23.317,80 MW ile barajlı hidroelektrik santralleri takip etti.
  • Fosil yakıtlı santrallerin kurulu gücü de 2022 yılı Nisan ayı sonu itibariyle bir önceki aya göre 154,2 MW azalarak 46.003,3 MW yani toplam kurulu güce oranı %46 seviyesindedir.

TEİAŞ, Nisan 2022 Kurulu Güç Raporunu Yayımladı

 

TEİAŞ’ın verilerine göre, Nisan 2022 dönemi itibariyle Türkiye’nin kurulu gücü 100.341,30 MW oldu.

En fazla santral sayısını sahip olan birincil enerji kaynakları ise;

  • 8.566 adet Güneş Enerjisi Santralleri (8.084,90 MW),
  • 748 adet Hidroelektrik Enerji Santralleri (31.547,70 MW),
  • 344 adet Doğal Gaz Kombine Çevrim Santralleri (25.301,60 MW) ve
  • 355 adet Rüzgar Enerjisi Santralleri (10.882,80 MW) oldu.

    Birincil kaynaklara ve kuruluşlara göre kurulu güç (MW):

    En fazla kurulu güce sahip kuruluşlar 68.266,80 MW ile Serbest Üretim Şirketi ve 21.006,80 MW ile EÜAŞ santralleri oldu. Mevcut santrallerin % 76’ı özel sektör tarafından % 24’ü ise kamu tarafından işletiliyor.

  • Birincil kaynaklara ve kuruluşlara göre santral adedi:

    Türkiye’deki lisanssız ve lisanslı santral sayısı toplam 10.629 oldu. Mevcut santrallerin % 92’si lisanslı % 8’i ise lisanssız santrallerden oluşuyor. Nisan ayı itibariyle Birincil Kaynak ve Kuruluşlara göre santrallerin 8.828 adedi lisanssız santral, 1.801 adedi ise lisanslı santrallerden oluşmaktadır.

 

 (TEİAŞ) Nisan 2022 Kurulu Güç Raporunu Yayınladı. Rapora göre, kurulu güç toplamı 100 bin 341,3 MW olurken 2022 Nisan ayı sonunda kurulu gücün 8 bin 084,90 MW'lık kısmı güneş enerjisi santrallerinden sağlandı. Güneş enerjisindeki kurulu güç bir önceki aya göre 56,00 MW artış gösterdi. Kurulu güç toplamı bir önceki aya göre arttı. 7,30 MW Kurulu güçte artma olurken, santral sayısında 2 adet azalış oldu.

Yaklaşan gıda felaketi!

 

19 Mayıs tarihli The Economist dergisi kapağında ilk bakışta buğdaya benzeyen fakat dikkatli bakıldığında kuru kafaların görüldüğü bir görselin üzerinde “Yaklaşan Gıda Felaketi” manşeti yer alıyordu. Geçmişte çoğu kez manşetleri üzerinden olayların okunduğu ve kimileri tarafından neredeyse kâhin gözüyle bakılan bu dergi kapağını görenler şimdi yaklaşan gıda felaketinin gerçekten kaçınılmaz olduğunu düşünmeye başladı. Bunun yanında bir de geçtiğimiz Perşembe günü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde gıda güvenliği üzerine yapılan toplantıda konuşan Gro Intelligence CEO’su Sara Menker dünya genelinde sadece 10 hafta yetecek buğday stoku kaldığını açıklamıştı.

İşte bu ve benzeri haberler bir araya getirildiğinde küresel çapta bir gıda krizinin kapıda olduğu hatta kimilerine göre bu krizin başlangıcını yaşadığımızı düşünüyoruz. Peki The Economist kapağında karşımıza çıkan kuru kafalı kıtlık mesajı ve komplo teorisyenleri “yaklaşan gıda felaketinin” altyapısını neye dayandırıyor? Kapağa konu makale; “Ukrayna’yı işgal eden Vladimir Putin’in dünyadaki bir çok insanın hayatını mahvedeceği” ifadesiyle başlıyor. Ukrayna-Rusya savaşı, pandemi, iklim değişikliği ve enerji krizinin bir araya gelerek küresel gıda krizini ortaya çıkardığı belirtiliyor. Ukrayna’daki savaş ile birlikte ayçiçek yağı ve tahıl ihracatının büyük bir ölçüde durduğu, ayçiçek yağı stoklarının birçok ülkede tükenmekte olduğu belirtiliyor. Diğer yandan yılbaşından bu yana buğday fiyatlarının %53 oranında yükseldiği, ihracat kararı alan Hindistan’ın yükselen sıcak hava dalgası sebebiyle ihracatı askıya almasıyla bu krizin derinleşeği öngörülüyor.

Makalede ayrıca Ukrayna-Rusya savaşının dünya gıda ticaretine etkileri de rakamlarla dile getiriliyor. Rusya ve Ukrayna buğdayın %28’ini, arpanın %29’unu, mısırın %15’ini ve ayçiçek yağının %75’ini dünya genelinde tedarik ediyor. Rusya’nın Odessa limanını abluka altına alması ve ihracatı engellemesinin dünyada gıda krizinin bu noktalarda konuşulmasına sebep olduğu belirtiliyor. Makale ayrıca Ukrayna’da çok sayıda mısır ve arpa ile dolu silo bulunduğu ve bu silolardaki hasatların ihracat yoluyla elden çıkarılmadığı takdirde çürüme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı vurgulanıyor. Bu haliyle yaklaşık 25 milyon ton mısır ve buğdayın Ukrayna’da mahsur kaldığı biliniyor. Makalede çözüm olarak Rusya’nın Ukrayna’nın nakliyesine izin vermesi, Odessa limanı ve çevresindeki mayınları temizleyerek limanı açması ve Türkiye’nin de boğazlardan geçiş izni vermesi gerektiği belirtiliyor.

Kaynak: Gıda Dedektifi

 

"Kamu görevine alınmada her kademede liyakat ve eşitlik ilkeleri hâkim kılınmalı! şeffaflık sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Mülakat uygulamaları zorunlu durumlar ve özel şartlar söz konusu ise uygulanmalı, esas yazılı sınav sonuçları esas alınarak, Yazılı sınavda en yüksek puan alandan başlamak üzere personel alımı yapılmalıdır. "

18 Mayıs 2022 Çarşamba

Bor Madeni Çalışmaları

 

    Türkiye dünyada bir ilki ba-şardı! Teknopark İstanbul firmalarından Turing Kimya, bor minerallerinden, dünyada ilk defa üretimi sağlanan kurşunsuz radyasyon koruma plakası Antirad elde etti. Türkiye’nin yıllık 40 milyon dolarlık kurşun ithalatını sonlandırması ve özellikle tıp alanında ithal edilen ağır ve oldukça tehlikeli olan kurşun levhaların yerini alması bekleniyor.

   Bor bazlı malzeme, 5G’nin oluşturacağı radyasyondan korunmada, nükleer enerjiye karşı korunmada, büyük bir stratejik güce sâhip olacak. Eskişehir’in Seyitgazi ilçesi Kırka Mahallesi’nde kurulun Eti Maden Lityum Karbonat Üretim Tesisleri’nin açılışı 11.01.2021’de yapıldı. İlk etapta yıllık 10 ton lityum üretilecek,  daha sonra 600 ton kapasiteye erişecek. TOGG otomobilinin pillerinde, mobil telefonların, elektrikli araçların bataryalarında ve  pillerinde kullanılacak olan lityumun, 2002’de 436 bin ton olan üretimi, geçen yıl 1,6 milyon tona ulaştı. Dünya bor rezervlerinin %73’üne sâhip olan yurdumuzda, bor ihracatımız salgına rağmen 610 milyon dolara çıktı.

    Ankara Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür Albuz dedi ki: “Kolon kanseri üzerinde yaptığımız çalışmalar sonucunda bor oksitin kanserli hücreyi yüzde 44.22, sağlıklı hücreleri ise yüzde 18.36 oranında öldürdüğünü tespit ettik.”              

 ( 23.03.2021)

Kaynak: Türkiye Gazetesi Takvimi


16 Mayıs 2022 Pazartesi

 Bugün 16 Mayıs 2022;

 Hicrî Şemsî: 1400    Rûmî: 03 Mayıs 1438    Hızır: 11

15 ŞEVVÂL 1443

Yılın 136. günü, Kalan Gün : 229
5. Ay, 31 Gün, 20. Hafta
Gündüzün uzaması 2 dakika - Ezânî sâat 1 dakika geri alınır.

Not: Bugün Tam Ay Tutulması meydana gelecek ve Türkiye’den izlenebilecektir.

Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanı seçilmesi (1993) Sultan Vahîdeddin Hân’ın vefâtı (1926)

Bir Hadis: Mümin, müminin aynasıdır. Mümin, müminin kardeşidir. Onun geçimini muhafaza eder ve onu arkadan çepeçevre sarıp (tehlike ve zarardan) korur. (Ebû Dâvûd, Edeb, 49)

12 Mayıs 2022 Perşembe

Hz. Peygamberin iletişim dili

 

Yüce bir ahlak üzere olan Hz. Peygamber, Rabbinin çizdiği istikamet ve kendisine verdiği merhamet hisleriyle, insanlara şefkatle yanaşmış ashabının derdini dert, sevincini kazanç bilmiş; kısa zamanda pek çok insanın gönlünü fethetmiştir. O, insanları hayra davet ederken kaba ve sert davranmak yerine yumuşak ve rikkatle muamele etmiş, nefret ve korku yerine muhabbet ve ümit aşılamıştır. Affetmeyi erdem saymış, kötülük edenlere iyilikle karşılık vermiştir. Kimseyi başkalarının yanında kınamamış, rencide etmemiştir. Aksine konuşmaya başlarken öncelikle karşısındaki kişinin güzel ve hayırlı taraflarını ifade etmiştir. Dinî konularda yanlış yapan Müslümanları, Resûlullah (s.a.s.) yanından uzaklaştırmak yerine, onlara hatalarını fark ettirmiş ancak hiçbir zaman ötekileştirmemiştir. Resûlullah, (s.a.s.) insanlara özellikle dinî konuları anlatırken onların zihin ve kalplerine sözü âdeta ilmek ilmek işlemiş, ulvi duygulara seyahat ettirirken vicdanlarda ve ruhlarda yüce bir inkılap meydana getirmiştir.

KAYNAK: DİYANET takvimi
12 mayıs 2022

Fıkra...Fatura....

 

Eve telefon faturası yüksek gelince, ev halkı sebebini konuşur:
Baba: Ben, elimin altındaki şirket telefonunu kullanıyorum.
Anne: Ben de, çalıştığım bankanın telefonunu kullanıyorum.
Oğlan: Ben de şirketin verdiği cep telefonunu kullanıyorum.
Kız: Ay, ben de şirketin hattını kullanıyorum.
Herkes, birden hizmetçiye dönüp başka bir gözle bakar:
Hizmetçi: E... Problem yok o zaman. Hepimiz işyerinin telefonunu kullanıyoruz.

 Bugün 12 Mayıs 2022;

 Hicrî Şemsî: 1400    Rûmî: 29 Nisan 1438    Hızır: 7

11 ŞEVVÂL 1443

Yılın 132. günü, Kalan Gün : 233
5. Ay, 31 Gün, 19. Hafta
Gündüzün uzaması 2 dakika - Ezânî sâat 1 dakika geri alınır.

Kıymet vererek ve şartlarına uyarak, her gün beş vakit namaz kılanı Cennete sokacağını Allahü teâlâ söz verdi. Hadîs-i şerîf

Dünya Hemşirelik Günü ve Haftası Çin’de 8 şiddetinde deprem (2008) [80.000 ölü]

Bir Hadis: Bilin ki! Vücutta öyle bir et parçası vardır ki o, iyi (doğru ve düzgün) olursa bütün vücut iyi (doğru ve düzgün) olur; o bozulursa bütün vücut bozulur. Bilin ki! O, kalptir. (Buhârî, Îmân, 39)

11 Mayıs 2022 Çarşamba

İkİ Bardak Su


 

Bir Ayet: Ve rabbin bal arısına şöyle ilham etti: “...Sonra her türlü besleyici ürünlerden ye; ... Onların karınlarından, farklı renk ve çeşitlerde şerbet (kıvamından bir sıvı) çıkar ki onda insanlara şifa vardır. İşte bunda da düşünen bir topluluk için açık delil bulunmaktadır.” (Nahl, 16/68-69)


Çok eski zamanlarda, zenginliği dünyaca bilinen bir adam yaşarmış. Adam zenginliğiyle övünür ve gittiği her yere hazinesinden bir parça götürürmüş. Bu adamın, güvendiği bir de bilge varmış. Günlerden bir gün bu bilge kişiyle otururken ona şöyle bir soru sormuş: “Sen ki göğün gizemine ermiş, bilime yön vermiş bir adamsın. Şimdi senin gibi bilge bir adamın fikrini merak etmekteyim. Benim servetim hakkında ne düşünüyorsun?” Bilge bu soru karşısında adamın gözlerine bakarak şu sözleri söylemiş: “Diyelim ki kızgın ve uçsuz bucaksız bir çöldesiniz. Ölmemek için size uzatacağım bir bardak suya servetinizin yarısını verir miydiniz?” “Verirdim tabii.” “Zaman geçti diyelim susuzluğunuz arttı, size uzatacağım bir sonraki bardağa servetinizin öteki yarısını da verir miydiniz?” Zengin adam biraz düşünmüş ve ardından: “Ölmemek için evet.” demiş. Bunun üzerine bilge kişi gülerek şu sözleri söylemiş: “Mademki öyle, o zaman çok övünmeyin. Çünkü sizin servetiniz yalnızca iki bardak sudur.”

KAYNAK: DİYANET TAKVİMİ
11 MAYIS 2022

10 Mayıs 2022 Salı

Hayata engel yok

 


Hiç kimseyi gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü tutmayan ve her güçlüğün yanında mutlaka bir kolaylığın da bulunduğunu bildiren Yüce Allah, hayatı ve ölümü imtihan için yaratmıştır. Dünya bir imtihan yeridir ve herkesin imtihanı da kendisine göre zordur. Engelli olmak da imtihanın bir yansımasıdır. Esasen herkes her an engelli olma tehlikesiyle yüz yüzedir. Tedbirsizlikler, hastalıklar, kazalar… Sebebi ne olursa olsun engelli olmak, şu dünya hayatının görmezden gelemeyeceğimiz gerçekleri arasında yer alır. İnsana düşen görev, engelli olmanın psikolojik baskısı altında ezilip kötümser olmak değil, onunla yaşamayı bilmek ve onu yönetebilmektir. Bu bağlamda dinî hayatın da nasıl düzenleneceğini bilmek önemlidir. Zira engelli olmak, din ve hukuk karşısında sorumlu olmayı bütünüyle ortadan kaldırmaz. Engelin türü ve ağırlığına göre bazı hafifletmeler ve hatta birtakım mükellefiyetlerin kalkması gibi neticeler olsa da engellilik, Müslümanca yaşamaya ve kulluk görevini ifa etmeye mani değildir.

KAYNAK: DİYANET takvimi

10 mayıs 2022

 

    Dünya Sağlık Örgütü, trans yağların kanserden kalp hastalıklarına kadar birçok sağlık probleminin en önemli sebebi olduğunu söylüyor.
        “Kalp hastalığı, şişmanlık diyabet ve kanser gibi hastalıklara yol açtığı ispatlanan trans yağların yiyeceklerdeki miktarının günlük tüketilen enerjinin yüzde birinden az olması gerekir. Ne yazık ki, hazır paketli gıdalar, ucuz ve kalitesiz yağ kullanılan, dışarda satılan denetimsiz yiyecekler trans yağlar açısından insan sağlığını tehdit ediyor. Tüketicilerin hangi yağların daha sağlıklı olduğunu öğrenip bunu sorgulaması gerekir. Natürel yollarla oluşan trans yağlar, içinde bulunduğu ürünün toplam yağının en fazla %4-6’sını meydana getirir ve bunlar genellikle zararlı kabul edilmez. Trans yağ oranı endüstriyel ürünlerde, ürünün çeşidine göre değişmekle birlikte, %50-60’lara kadar çıkabiliyor. Bâzı üreticiler, ürünlerinde ucuz ve kalitesiz yağları tercih ediyor, yağı tekrar tekrar kullanıyor. Bu durumda yiyeceklerin içindeki trans yağ miktarı artıyor. Endüstriyel trans yağ bulunan gıdalar arasında; bisküvi, gofret, pasta gibi unlu mamullerin, cips, hamburger, pizza gibi kızarmış hazır yiyeceklerin, kısmen hidrojenlenmiş sıvı, yarı katı yağlar, bâzı margarinler ve mayonezde bulunur.
       Bitkisel yağlar yüksek sıcaklıkta trans yağ asidine dönüşür. Başlangıçta trans yağ oranı düşük düzeyde olan sıvı yağların yemek yaparken tekrar ısıtılması trans yağ oranını artırır. Derin yağda kızartma metodu olarak adlandırılan, gıdaların fritöz gibi aletlerle kızgın yağa batırılarak pişirilmesi de trans yağların ortaya çıkmasına sebep olur. Yüksek ısılı fırınlarda uzun süreli kuru pişirme yöntemiyle hazırlanan gıdalarda da trans yağ asitleri ortaya çıkabilmektedir. Son dönemlerde kavrulmuş kuru yemişlere de trans yağ açısından dikkat çekiliyor. Döner ve kebap tarzı dışarıda tüketilen yemeklerde de trans yağ asitlerinin yüksek oranda bulunabileceğini bâzı çalışmalar göstermiştir.” 

         Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Altay  (18.02.2020)

 

Bugün 10 Mayıs 2022;

Hicrî Şemsî: 1400    Rûmî: 27 Nisan 1438    Hızır: 5
9 ŞEVVÂL 1443

Yılın 130. günü, Kalan Gün : 235
5. Ay, 31 Gün, 19. Hafta
Gündüzün uzaması 2 dakika - Ezânî sâat 1 dakika geri alınır.

Kabul olan bir hac, geçmiş günahları yok eder. Hadîs-i şerîf


Engelliler Haftası Danıştay’ın kuruluşu (1868) - Danıştay Günü

Bir Hadis: Allah Tealâ; kıyamet gününde şu üç sınıf insanla ne konuşacak, ne onları temize çıkaracak, ne de onların yüzüne bakacaktır: Zina eden ihtiyar, yalan söyleyen hükümdar ve kibirlenen fakir. (Müslim, Îmân, 172)


9 Mayıs 2022 Pazartesi

Neden Türkiye'de enflasyon dünyaya göre yüksek?

 

Dünya büyük bir türbülans yaşıyor.

Pandeminin ilk dönemlerinde hızla giden trene aniden fren yaptırıldı. Bu nedenle bazı parçaları dağıldı, bazılarıysa kırıldı. Onarıma ihtiyacı olan bu tren salgın tedbirlerinin gevşetilmesiyle birlikte aniden hızla ilerlemeye başlatıldı. Eksik ve hasar görmüş parçalarıyla birlikte…

Küresel tedarik zincirinin bozulduğu, lojistik maliyetlerinin, enerji başta olmak üzere emtia fiyatlarının hızla arttığı günümüzde küresel enflasyon yükselmeye devam ediyor.

Salgın döneminin hasarları düzeltilememişken bir de üstüne Rusya-Ukrayna savaşı eklendi. Savaş kapsamında Rusya’ya yaptırımlar küresel ekonomide yeni problemlere neden olmaya başladı.

Basında ve medyada bu konular sürekli olarak vurgulansa da bunlar dünyanın gerçekleri.

İstesek de istemesek de sevsek de sevmesek de biz de bu dünyanın bir parçasıyız. Bu olan bitenden bizim etkilenmeme gibi bir lüksümüz yok.

Tüm dünyada enflasyon yükselirken bizde diğer ülkelere kıyasla daha hızlı yükseliyor. TÜİK verilerine göre Nisan ayında enflasyon yıllık bazda %70’lere dayandı.

2021 yılının son aylarında döviz kurunun hızla yükselmesiyle beraber içeride enflasyon da hızla yükselmeye başladı. Gerek Yurtiçi ÜFE gerekse TÜFE hızla yükselişe geçti.

20 Aralık sonrası öyle veya böyle döviz kurunda bir dengelenme sağlandı. İlk başlarda fiyatlardaki yükselişin nedeni olarak döviz kurundaki artış gösterilse de şimdilerde döviz kurundan başka birçok neden olduğunu görüyoruz.

Öncelikle enerji ve diğer emtia fiyatları başta olmak üzere girdi maliyetlerinin yükselmesi önemli bir etken olarak önümüzde duruyor. Şimdilerde ise enerji fiyatlarındaki yükseklik tüm fiyatlara yansımaya devam ediyor. Üretimin en önemli girdisi olan enerji ve üretilen ürünlerin hedef pazara ulaştırma faaliyeti olan lojistik maliyetlerini etkilemesi sebebiyle enerji maliyetlerindeki artış enflasyonun genele yayılmasına neden oluyor.

Döviz kurundaki yükseklik ve küresel enerji fiyatlarındaki artış enflasyonu adeta körüklüyor.

Döviz kurunun düşük olduğu dönemlerde petrol fiyatlarındaki 1$’lık artış bizde 10 kr, 20 kr olarak yükselişe neden olurken doların yükselmesiyle beraber 1 TL ve daha üstü yükselmeye neden oluyor.

Bu da gıda fiyatları başta olmak üzere birçok ürünün fiyatlarında artışa neden oluyor.

Ancak tüm bunların dışında ihracatın hızlı artması Türkiye’de enflasyonun en önemli nedenlerinden biri olduğunu unutmamak gerekir.

Gıda başta olmak üzere birçok imalat sanayi ürününün ihracatının yapılması sebebiyle içeride arz sıkıntısı yaşanıyor. Talebi karşılayamayan üretim içeride fiyatların yükselmesine neden oluyor. Bunun yanında ihracatın kârlı olması ve küresel tedarik zincirinin bozulması sebebiyle talebin Türkiye’ye yönelmesi sebebiyle dış talebin fazla olması üreticilerin iç piyasa yerine dışarıya satmasına neden oluyor.

Örnek vermek gerekirse yıl başında bir çift ayakkabı için 10$  isteyen ayakkabı üreticisi yıl başında 10$’lık ayakkabıyı yabancı müşterilere 130 TL seviyesinde satıyordu. Dış talep zaten yoğun… İç piyasadaki toptancılara veya perakendecilere de daha düşük fiyat seviyesinden satmıyor elbette. “Alıyorsan al almıyorsan zaten yabancı müşteriler alıyor.” havasında… İç piyasada fiyatlar ihracat fiyatlarına doğru yükseliyordu. Günümüzde yabancılara satılan fiyatlar da yükseliyor. Yıl başında 10$’a satılan ayakkabı artık 12$’a satılır oldu. Yıl başına göre döviz kurunun 13 TL’den 15 TL’ye yükseldiğini de düşünürsek. 130 TL’den 180 TL’ye fiyatlar yükseldi. Döviz kuru sabit kalsa 10$’dan 12$’a yükselen yabancıya satış fiyatı 26 TL olarak fiyatları yükseltecekken 50 TL’lik bir artışa neden oluyor. Bu bahsettiğim örnek konunun daha iyi anlaşılabilmesi için temsili bir örnektir.

Günümüzde yaşanan problemlerden biri de gerek tarım gerekse sanayi ürünleri için “Türkiye’de üretim yok. Her şeyi ithal ediyoruz. Onun için fiyatlar yükseliyor.” yanılsamasıdır. Gerek tarımda gerekse sanayi ürünlerinde üretimlerimiz artıyor. Ancak ihracattaki artışla beraber iç piyasada pek göremiyoruz ve fiyatları da ihracat fiyatlarına doğru yükseliyor.

Bahsettiğim hususlar sebebiyle Türkiye enflasyon hızında diğer ülkelere göre daha fazla etkilendi. Hem döviz kurundaki artış, hem enerji fiyatlarındaki artış hem de ihracattaki artış iç piyasada enflasyonun daha hızlı artmasına neden oldu ve olmaya devam ediyor. Mevcut ekonomi politikasıyla enflasyonu frenlemenin ve düşürmenin yolu üretimi artırmaktır. Bizim elimizde olmayan nedenlere çözüm üretmemiz zaten mümkün değil.

8 Mayıs 2022 Pazar

Bugün Anneler Günü

 

Anneler günü ilk defa ABD’de 1908 yılında kutlandı. Daha sonra pek çok ülkede kutlanmaya başlandı. Anneler Günü ülkemizde de 1955 yılından bu yana kutlanıyor. Her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü gazetelerde annelerle ilgili yazılar, hikâyeler, şiirler yayınlanır. Radyo ve televizyonlarda ana sevgisini konu eden konuşmalar yapılıyor.

İslam, anne ve babanın gönlünü hoş etmeyi emreder

Asr-ı saadette bir genç, İslam dini için elinden geleni yapmayı ve canını bu uğurda feda etmeyi aklına koydu. Kendince bir karar aldı. Anne ve babası razı olmasa da Medine’ye gidecek, Peygamber Efendimize biat edecekti.

Bu genç, aldığı kararı uygulamak için anne ve babasını gözü yaşlı bir halde geride bırakarak uzun bir yolculuğun ardından Medine’ye geldi. Heyecanla Allah Resûlü’nün (s.a.s.) huzuruna vardı. Peygamberimize iman ettiğini söyleyecek, canını İslam yoluna adadığını bildirecekti.

Bu genç, yaptığı işin çok güzel olduğunu düşünüyor, kendisiyle gurur duyuyordu. Hatta bu düşüncesinden dolayı Sevgili Peygamberimizin takdirine mazhar olacağını umuyordu. İşte böyle bir ruh halinde o gencin dilinden şu sözler dökülüverdi: “Ya Resûlallah! Anne babamı ardımdan ağlar bırakarak sana geldim.” Anne ve babasının gönlüne hüzün katan ve onları gözü yaşlı bırakan bu gence Resûl-i Ekrem (s.a.s.), şu uyarıyı yaptı: “Onların yanına geri dön ve ikisini de nasıl ağlattıysan öylece güldür!” (Ebû Dâvûd, Cihâd, 31; Nesâî, Biat, 10)

KAYNAK: DİYANET TAKVİMİ

8 MAYIS 2022

 Bugün 8 Mayıs 2022;

Hicrî Şemsî: 1400    Rûmî: 25 Nisan 1438    Hızır: 3
7 ŞEVVÂL 1443

Yılın 128. günü, Kalan Gün : 237
5. Ay, 31 Gün, 18. Hafta
Gündüzün uzaması 2 dakika - Ezânî sâat 1 dakika geri alınır.

Ana-babayı ağlatmak, onlara isyan etmektir ve büyük günahlardandır. Hadîs-i şerîf

Dünya Talasemi Günü - Dünya Kan Günü ve Haftası
II. Dünya Savaşı’nın sonu (1945) - Dünya Anneler Günü


Bir Hadis: Bir gün bir gece hudut nöbeti tutmak, gündüzü oruçlu gecesi ibadetle geçirilen bir aydan daha hayırlıdır. Şayet kişi bu nöbet esnasında ölürse, yapmakta olduğu işin sevabı kıyamete kadar devam eder. (Müslim, İmâre, 163)


 

NİSAN 2022ÜFE (%)TÜFE (%)
Bir Önceki Aya Göre7,677,25
Bir Önceki Yılın Aralık Ayına Göre39,2331,71
Bir Önceki Yıla Göre121,8269,97
Oniki Aylık Ortalamalar Göre72,0334,46

5 Mayıs 2022 Perşembe

2022 Yılı Üfe Tüfe Oranları

 

OCAK 2022ÜFE (%)TÜFE (%)
Bir Önceki Aya Göre10,4511,10
Bir Önceki Yılın Aralık Ayına Göre10,4511,10
Bir Önceki Yıla Göre93,5348,69
Oniki Aylık Ortalamalar Göre49,9322,58
ŞUBAT 2022ÜFE (%)TÜFE (%)
Bir Önceki Aya Göre7,224,81
Bir Önceki Yılın Aralık Ayına Göre18,4316,45
Bir Önceki Yıla Göre105,0154,44
Oniki Aylık Ortalamalar Göre56,8325,98
MART 2022ÜFE (%)TÜFE (%)
Bir Önceki Aya Göre9,195,46
Bir Önceki Yılın Aralık Ayına Göre29,3122,81
Bir Önceki Yıla Göre114,9761,14
Oniki Aylık Ortalamalar Göre64,3029,88
NİSAN 2022ÜFE (%)TÜFE (%)
Bir Önceki Aya Göre7,677,25
Bir Önceki Yılın Aralık Ayına Göre39,2331,71
Bir Önceki Yıla Göre121,8269,97
Oniki Aylık Ortalamalar Göre72,0334,46