31 Ocak 2010 Pazar

Seks moral düzeltiyor


Seksin, stres attığı, insan psikolojisine bir çok etkili olumları olduğunu ve bozuk olan morali düzelttiği hatta moral deposu olduğunu biliyor muydunuz?

Morali düzelten sevişmenin birçok fiziksel yararı da var. Uzmanlarca yapılan araştırmaya göre, daha sık seks yapmak için pek çok neden bulunuyor. cinsellik beyinde endorfin üretimini arttırır. Bu kimyasal molekül, dopamin ve serotininle birlikte zevk hormonları olarak sakinlik verir tatmin hisleri yaratır.

1. cinsellik beyinde endorfin üretimini arttırır: Bu kimyasal molekül, dopamin ve serotininle birlikte zevk hormonları olarak sakinlik verir tatmin hisleri yaratır.

2. Keyif maddesi: Endorfin, serotonin ve dopamin coşku yaratır. Beş duyu organı, okşanmakla, yemekle, içkiyle uyarıldığında bu duyular doğrudan beyne ulaşır.

3. Acıları azaltır: Cinsel tatmin acı eşiğini yükseltir. Bu da endorfinin etkilerinden biridir. Cinsel ilişkinin gevşetici etkisi, kas çekilmelerinde meydana gelen acıları da hafifletir.

4. Kasları gevşetir: Okşanmaların yarattığı mekanik etkiyle, haz alınan uyarılmalar vücuda yayılır. Derideki hassas alıcılardan uyarılar iliklere ve beyne taşınır. Beyinden gelen emirle kaslar gevşer.




5. Kan dolaşımını arttırır: Uyarılma sırasında kan akışı cinsel organlarda yoğunlaşır, biraz vücuda yayılır. Arterler önce gerilip zevk anında gevşer.

6. Kalbi çalıştırır: Cinsel uyarının en yüksek noktasında kalp atışı dakikada 110-180′e çıkar. Ancak bu etki, seksin sporun yerini dolduracağı anlamına gelmez. çünkü cinsel ilişki kısa sürelidir.

7. Daha formda hissetirir: Sevişme sırasında harcanan kalorinin zayıflatıcı etkisi vardır. 20 dakikalık bir ilişkide 200 kalori kaybedilir. bu yarım saat tenis oynamakla eşdeğerdir.

8. Adeti düzenler: Düzgün bir cinsel hayat hormonal dengeyi tkorur ve adetin düzenli olmasını sağlar. Düzenli orgazm yaşayan kadınlar kanlarındaki endorfin miktarından dolayı düzenli ve ağrısız adet görürler.

9. Olumlu düşünmeyi sağlar: Orgazm sonucu serbest kalan enerji, olumsuz düşüncelerin ve takıntıların oluşmasını önleyip olaylara olumlu bir bakış açısıyla yaklaşmayı sağlar.

10. Bağırsakları çalıştırır: Cinsel ilişki sırasında karın kaslarının kasılması, derinlere kadar etkisini gösteren bir masaj gibidir.

Çok seks uzun yaşam


Uluslar arası Profesörler, uzun yaşamak için bol bol sevişmek gerektiğini, seksin ömür uzattığını açıkladı. ‘Hızlı yaşa genç öl’ sözüne alternatif: ‘Sağlıklı yaşa, çok seviş, yaşlı öl…’ Uluslararası Uzun Yaşam Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Robert Butler, uzun yaşamak isteyenlere sevişmeyi önerdi. Aşk ve sevginin insana büyük bir enerji verdiğini anlatan Butler, yalnız kalmanın insanı her açıdan yıprattığını açıkladı.

Stres ve sigara
Kemer Country Club’ta uzun yaşam konulu bir seminer veren Butler, sihirli formülünü şöyle açıkladı:
“Spor yapın, sağlıklı beslenin ve bol bol sevişin.” Cebinde taşıdığı diji walker’ı gösteren Butler, “Bu alet benim adımlarımı sayıyor. Her gün 10 bin adım yürümem gerekiyor. Bu benim yaşam kaynağım. Sağlık çok önemli. Sigaradan uzak durmak, stresi azaltmak şart” diye konuştu.

Ekonomik krizle kendimizi yıpratmamamızı öğütleyen Butler, şunları söyledi:
“1930′da Amerika’da çok daha büyük bir kriz yaşandı. ülkenin yüzde 25′i işsizdi. Türkiye’de durumun bu kadar kötü olduğunu zannetmiyorum. Uzun yaşamak istiyorsanız psikolojik dengenizi de korumanız gerekir.”

Yılda ortalama 139 kez seks yapılıyor
Prezervatif markası Durex’in araştırmasına göre dünyada ortalama 139 kez seks yapılıyor. İnternet aracılığı ile yapılan araştırmaya tam 50 bin kişi katıldı. En fazla seks yapanlar arasında 167 ile Fransızlar birinci, 158 ile Hollandalılar ikinci, 152 ile Danimarkalılar üçüncü oldu. Durex’in geleneksel cinsellik araştırması ‘Global Sex Survey’e göre; İngilizler yılda ortalama 149 kez seks yaparak, bir yılda en fazla seks yapan ülkeler sıralamasında beşinci oldular. Fransızlar 167 kez ile birinci, Hollandalılar 158 kez ile ikinci, Danimarkalılar 152 kez ile üçüncü ve Kanadalılar 150 kez ile dördüncü ülke olarak İngilizleri geçtiler. Amerikalılar ise yılda 138 kez ile ortalamanın altında kaldılar. Hindistan 116, Taylan 112 ve Singapur 110 kere seks ile listenin sonlarında yer aldı.

İnternette sosyalleşirken gerçek hayatı unutmayın


Bir İngiliz uzman, İnternet’te arkadaşlığa yoğunlaşırken gerçek hayatın unutulmaması gerektiğini vurguladı.

Dr. Aric Sigman, Facebook gibi sitelerin insanların sosyal yaşamının zenginleştirilmesi ve insanların birbirlerine yaklaştırılması amacıyla yola çıktığını belirterek, “Ancak bu sitelerde sosyalleşmeye alışan insanların gerçek sosyal ilişkilerinden ve yüz yüze iletişimden uzak kalmaları çeşitli biyolojik etkiler yaratabilir” ifadesini kullandı.

Yapılan çalışmaların, bilgisayar önünde oturarak sosyalleşmenin genlerin çalışma biçimini değiştirebileceğini, bağışıklık sisteminin tepkilerini etkileyebileceğini, hormon seviyelerini değiştirebileceğini, damar sisteminin fonksiyonlarını bozabileceğini ve kişinin ruh halini bozabileceğini gösterdiğini kaydeden Sigman, “Bütün bunlar da kişinin kanser, kalp krizi, beyin kanaması ve bunama gibi ciddi sağlık riskleriyle karşı karşıya kalmasına yol açabilir”dedi.

Dr. Sigman’ın uyarıları İngiltere Biyoloji Enstitüsü’nün yayımladığı Biologist adlı tıp Dergisi’nin son sayısında yer aldı.



28 Ocak 2010 Perşembe

Cinsel güce güç katan bitkiler


En eski ve en yaygın cinsel güç artırıcı. Hergün bir parça tüketilmesi cinsel gücü artırır.

Sağlıklı bir cinsel yaşamın kaynağı doğada... Afrodizyak etkisi yaratan doğal ürünler yüzyıllardır yaygın olarak kullanılıyor. Limon, şalgam, fındık bunların bilinenleri... Bir de bilinmeyenler var...

İşte doğadaki cinsel gücü artıran otlar ve yiyecekler;

Rezene: Bilinen en eski afrodizyaklardan olan rezeneden hergün bir parça tüketilmesi cinsel gücü artırır. Rezenenin tohumundan çay da yapılır.

Bitki Çayları: Vücuttaki sıvıların akışını hızlandıran bitki çayları içilince, kan dolaşımı hızlanır tutkularda ve heyecanlarda artış olur. Enerji seviyesini de yükselten bitki çayları seks yaşamını canlandırır.

Ginseng: Binlerce yıldan beri Çin'de ilaç yapımında kullanılan ginseng; hormonal sistemi uyarır, erken yaşlanma sürecini yavaşlatır ve göz ardı edilemeyecek güçler verir.

Limon: Yemeklerde kullanılan limon tuzu ve limon suyu, seks gücünün artmasında olumlu etki yapmaktadır...

LAVANTA: Salata ve yemek soslarına konulan bir kaç damla lavanta, seks hayatını güçlendirici etkiye sahiptir.

TANE KARANFİL: En güçlü doğal afrodizyaklardan birisi olan karanfil tanesi, yorgunluğa karşı da iyi gelmektedir.

HAŞHAŞ TOHUMU: En önemli cinsel performans artırıcılardandır.

MELEKOTU: 18. Yüzyılda kadınların cinsel isteksizliğini iyileştirmek için kullanılan melekotunun kökü, her zaman için kalp zayıflıklarını önleyici bir etkiye sahiptir.

MİNE ÇİÇEĞİ: Mine çiçeğinin kıyılmış uçlarının, kaynatılması veya şarabın içine batırılması afrodizyak etkilere sahiptir.

POLEN: Son yıllarda afrodizyak olarak kullanılan polenin yapısında, belli ölçüde testosteron ve diğer cinsiyet hormonları bulunur.

YOHOMBİN Afrikadan bütün dünyaya yayılan yohombin bitkisi halk arasında kadınlarda cinsel soğukluğun giderilmesi için, erkeklerde ise cinsel performansı artırmak amacı ile kullanılır. Meyan kökü ile karıştırılan yohimbe böbrek ve idrar yollarını rahatlatmaktadır.

KİŞNİŞ: Özellikle kadınlara keyif veren kurutulmuş kişniş tanesinin, şarabın içine katılarak içilmesi önerilmektedir. Aşırı kullanılması erkeklerde ters etkilere sebep olabilir.

HARDAL: Cinsel bezlerin işleyişini artırır.

ÇAKŞIR OTU: Cinsel gücü ve isteği artıran, etkili afrodizyak bir bitkidir. Aynı zamanda sperm sayısını ve hareketliliğini de artıran etkileri bulunmaktadır.

Çakşır otu kökü kurutulup toz haline getirilerek bal ile macun yapılmak sureti ile kullanılır. Bir su bardağı kaynar suyun içerisine 1 tatlı kaşığı çakşır kökü konularak demlemek suruti ile hazırlanan çay da içilebilir. Çakşır Otu düzenli kullanıldığında olumlu etkileri görülür.

SÜSEN: Süsen kökü tozu, hem erkekler hem de kadınlar için güçlü bir afrodizyaktır.

YASEMİN: Likörleri kokulandıran, harika kokulu yasemin çiçeği, etkili bir uyarıcıdır.

MEYAN KÖKÜ: Meyan kökünden elde edilen toz, maden suyu ile karıştırıldığında kadınlar için çok etkili bir afrodizyak haline gelmektedir.

SAFRAN: Aşırı tüketildiği zaman gülme krizine sebep olan safranın, erojen merkezler üstünde uyarıcı etkileri vardır.

ÇADIRUŞAĞI OTU: Yalnız Asyada yetişen ve çok kötü kokan çadıruşağı otundan elde edilen karışım, Asyada uyarıcı olarak kullanılır.

VANİLYA: Merkezi sinir sistemine etki ederek kokusu ile karşı cinsi harekete geçirir.

SAPARMA: İlk kez Latin Amerikalı yerliler tarafından kullanıldığı bilinen, saparma bitkisinden elde edilen karışımların içinde çeşitli hormonlar bulunuyor.

ROKA: Bol miktarda demir ve C vitamini içeren roka, alyuvarlar için iyidir ve ayrıca, cinsel gücü de artırır. Balığın yanında da çok iyi gider.

MAYDANOZ: Yemeklere lezzet katan maydanoz, cinsel yaşama da lezzet katar. Süt salgısını da artırır.

KEKİK: Güçlü etkileri olan kekik, özellikle erkeklerde uyarıcıdır.

İSTİRİDYE: İçindeki çinko ile spermin çoğalmasına neden olan istiridye, cinsel isteği artırır.

HİNDİ: İstiridyeden daha fazla çinko ihtiva eden hindi, protein açısından zengindir ve cinsel isteği artırır, yılbaşı gelmeden de yenilebilir.

KEREVİZ: İdrar sökücü özelliği olan kereviz, vücutta oksitlenmeyi önlemesinin yanı sıra kadınlarda adet öncesi şişkinliğin de önüne geçer. Afrodizyaktır.

ÇİKOLATA: Çikolatanın içindeki yüksek şeker ve kalori cinsel uyarıcı ve keyif verici. Çikolata beyindeki serotonin seviyesini de artırıyor ve mutluluk hissi veriyor. Kadınlar erkeklere oranla çikolatanın bu özelliklerine karşı daha duyarlıdır.

FISTIK VE FINDIK: E vitamini içeren, insanı mutlu eden fıstık ile fındık, cinsel gücü artırır.

MUZ VE KABUĞU: İnsana kokusu ile bile mutluluk aşılayan muz, özellikle kabuğu ile pişirildiğinde cinsel gücü oldukça fazla artırır.

ÇİLEK: Cilt sorunları için en iyi meyvelerden birisi olan çilek, güçlü bir afrodizyaktır.

İNCİR: Erkeklerin cinsel gücünü artıran çok güçlü bir afrodizyaktır. Aydın'da yetişen dünyaca ünlü incirler de 'mucize afrodizyak meyve' olarak biliniyor. Uzmanlara göre, bir kilogramda iki bin 900 kalori bulunan incir, E ve B vitaminleri bakımından çok zengindir.

ŞEFTALİ: A provitamini açısından zengin olan şeftali, güçlü bir afrodizyaktır.

ARMUT: Çok az meyve asidi içeren ve organizmanın fazla suyunu alarak fazla yağları yok eden armut, güçlü bir afrodizyaktır.

Bugün

Google Soruları


Dikkatinizi mutlaka çekmiştir özellikle web sitesi sahiplerinin google reklamlarında ilk olarak Dünya'ya en yakın yıldız,Okyanusun en derin noktası,Ay ikinci insan ? gibi sorular.Bu yazımızda bunlara değineceğiz

Dünya'ya en yakın yıldız

Güneş tabiki.

Dünya'ya en yakın yıldız ilginc bir kultur deneyi bence, Google reklamlarinda mesela bunu verecek reklam bulamayinca gosteriyor. İsin gercegi ben bunu bilmeyen biriydim Google' un bahanesi ile ogrenmis oldum diger reklamlari da (bkz: ayri yazilan da) gordukce onlari da burada yazacagim.

Dünyaya en yakın yıldız güneştir.

"Samanyolu'nda yaklasik 200 milyar yıldız oldugu tahmin edilmektedir; bunlarin arasinda Güneş, Dünya'ya en yakın yıldız olmasi disinda, ortalama ozelliklere sahiptir" demis tr.wikipedia

Okyanusun en derin noktası.

Okyanusun en derin noktası Pasifik Okyanusu'nda, Guam adasinin guney batisindaki Mariana Çukurudur. Derinligi tam tamina 11033 metredir. Bir kilogram agirligindaki bir cismin okyanusun en derin noktası olan Mariana Çukuru'na ulasmasi tam bir saat alir.

Ay ikinci insan ?

Ay ikinci insan, Ay'a ayak basan ikinci insan Edwin "Buzz" Aldrin. Apollo 11 uzay araci ile 20 Temmuz 1969 tarihinde Ay'a ayak basan ilk insan ise Neil Armstrong'dur.

Neil Armstrong'un Ay'a ayak basmak ile ilgili olarak soyledigi "Benim icin ufak bir adim, fakat insanlik icin buyuk bir" sozu, 20. yuzyilin en onemli sozleri arasindadir. Ay ikinci insan boyle

Güneş'in sıcaklığı derece ?

Güneş, Güneş Sistemi'ndeki en buyuk gok cismidir. Çok sicak ve yanmakta olan bazi gazlardan olusur. Bu nedenle, yuzeyinde her saniyede milyonlarca atom bombasi patlamasina esit gucte patlamalar olur. Bu patlamalarda boyu Dunyamiz'in buyuklugunun 40-50 kati olan alevler fiskirir.

Atesten bir topa benzeyen Güneş, yuzeyinden cok buyuk bir isi ve isik yayar. Eger, Güneş olmasaydi, her zaman gece olurdu ve her yer buzla kapli olurdu. En onemlisi Dunya'da yasam yani biz olamazdik. Güneş'in sıcaklığı derece 6000 dis yuzeyinde, icindeki sicaklik ise 12 milyon derece dir.

En hızlı koşan kuş ?

En hızlı koşan kuş Devekuşu'dur ( 70 km/saat ). Bu yüzden en hızlı koşan kuş u yakalamaya çabalamayın.

Gökyüzü neden mavidir ?

Gökyüzünun mavi gorunmesinin (dikkat! olmasinin degil gorunmesinin! cunku normalde atmosferimiz daha dogrusu hava renksiz bir gazdir!) tek sebebi kirilma hadisesidir.

Gunes isinlari atmosfere girdiginde atmosferdeki gaz molekullerine ve toz parcaciklarina carparak sacilir. Gun isigi degisik dalga boylu bircok isindan olusur. En kisa dalga boylu mavi isinlar atmosferin ust tabakalarindaki kucuk parcacilar tarafindan hemen sacilirlar. Fakat kirmiz isik (ki en buyuk dalga boylu isiktir!) sacilmak icin daha buyuk parcaciklara carpmak zorundadir.

Gökyüzü acik oldugunda, mavi isik diger isiklara oranla en fazla sacilan isiktir. Bu yuzden de gökyüzü mavi gorunur. Mesela gökyüzü yogun bulutlarla veya dumanla dolu oldugunda, tum isinlar nerede ise ayni oranda sacilir. Bu da gökyüzünun gri renkte gorunmesine sebep olur.

Gun batiminda veya dogumunda ise gunes isinlari atmosfere egik girdikleri icin daha fazla yol katetmek zorunda kalirlar. Bu yuzden daha cok isin ve renk sacilir ve o posterlere konu olan, sahane gun dogumu ve batimini gozlemleyebiliriz. Çok az sacilmis olan kirmizi isik ise gunese ve ufuga kizil veya portakal goruntu verir.

Dünyanın en büyük elması

Dünyanın en büyük elması, "Altin yildonum" (50. yildonum) anlamina gelen 545.67 karat'lik "Golden Jubilee"dir.

Altin yildonum, 273.85 karat'lik "Yuzuncu yildonum" (Centenary Diamond) elması'nin tasarimcisi Gabi Tolkowsky'nin eseridir.

Tas, adini 1997 yilinda 50. tac giyme toreni sirasinda Tayland krali'na verilmis olmasindan almakdadir.

"Altin Yildonum" (Golden Jubilee)

Dünyanın ikinci en büyük elması ise 1905 (Ocak, 26) yilinda Guney Afrika Pretoria'da 3,106 karat olarak bulunmasindan sonra, 9 parcaya bolunen "Cullinan" elmasından elde edilen "Afrika'nin Büyük Yildizi" (Star of Africa)dir. 530.2 karatlik 74 yuzlu dünyanın en büyük ikinci elması "Afrika'nin Büyük Yildizi" Britanya tacina yerlestirilmistir.

"Afrika'nin Büyük Yildizi"

(Star of Africa)

Dünyanın ucuncu büyük elması ise "Essiz" anlamina gelen 407 karat'lik Incomparable'dir.

2001 yilina kadar satilmis olan en degerli elmas (karat basina degeri ile) 0,95 karat'lik Hancock Red' dir. Tas, $880,000'a ($926,315 karat basina gelen deger) en büyük elmas koleksyoncusu oldugu soylenen Brunei sultani tarafindan satin alinmistir.

1 Karat 0.2 gram'dir.

Kağıt icat ?

Kağıt Paranin Tarihcesi

Para icat edilmeden once, deniz kabugundan kiymetli metallere kadar cesitli mallar degisim araci olarak kullanilmistir. Tarihi kayitlara gore, M.Ö. 118 yilinda Çinliler deri para kullanmislardir. İlk kağıt para ise M.S. 806 yilinda yine Çin’de ortaya cikmistir.

Batida kağıt paralarin basilmasi ve kullanilmasi 17 nci yuzyilin sonlarina rastlamaktadir. İlk kağıt paranin 1690’li yillarda Amerika Birlesik Devletleri’nde Massechusetts Hukumeti, İngiltere'de ise "Goldsmiths" ler tarafindan basildigi ve dolasima cikarildigi, 1694 yilinda İngiliz Merkez Bankasi ve daha sonra diger ulke merkez bankalarinin kurulmasi ile de yayginlastigi gorulmektedir.

27 Ocak 2010 Çarşamba

2010 yılı 14 Şubat Sevgililer Günü için En Güzel Sözler


2010 yılının Şubat ayı yaklaşıyor. Şubat deyince tabi ki bu ayın en önemli günü şüphesiz 14 Şubat Sevgililer Günü. Bu yazımızda sevgilinize duygularınızı anlatabileceğiniz birbirinden güzel sözleri sizler için hazırladık. Yapmanız gereken duygularınızı en iyi şekilde anlatan sözü seçmek ve sevgilinize ister bir hediye ile isterseniz bir mesaj ile iletmek.

Yüreğimdeki tek arzu, hayalimdeki tek tutku, beni yaşatan tek duygu senmişsin bebeğim… Sevgililer gününü kutluyorum. Daha nice yıllara.

Güneşin doğduğu da bir gerçek battığı da… Kalbimin attığı da bir gerçek, günün bittiği de… Ne çıkar tüm gerçekleri saysak tek tek. Seni seviyorum, işte o en büyük gerçek…

Sen benim hayatımda olduğun sürece, ne sen kimseye rakip ne de kimse sana rakiptir. Daha nice Sevgililer gününde beraber olmayı diliyorum.

Yüreğim hafif ıslaktır benim kuytu köşelerde ağlamaktan ve rengi hafif uçuktur kurusun diye kaç kez güneşe asmaktan. Sevgililer günün kutlu olsun aşkım.

Sevgililer gününde beyaz bir güvercin yolluyorum sana; kanatlarında mutluluk, yüreğinde sevgi ve sadakat, kar beyaz tüylerinde umut ve gagasında iyi geceler öpücüğü, yanağını uzat. Yüreğin kadar yanındayım. Kendini yalnız hissettiğinde elini kalbine koy; ben hep ordayım!

Hadi gel tut ellerimi! Benimle yan! Benimle meydan oku her çaresizliğe! Benimle uyu benimle uyan. Birlikte varalım nice yıllara.

Bütün mevsimleri bir günde, bütün yılları bir mevsimde yaşamaya razıyım seninle… Daha nice Sevgililer gününü beraber geçirmek dileğiyle.

İnsanlar tanıdım yıldızlar gibiydi, hepsi parlıyordu. Ama ben seni, güneşi seçtim, bir güneş için bin yıldızdan vazgeçtim. Sevgililer günümüz kutlu olsun!


Bu Sevgililer gününde beyaz bir güvercin yolluyorum sana kanatlarında mutluluk, yüreğinde sevgi ve sadakat, kar beyaz tüylerinde umut ve gagasında iyi geceler öpücüğü, yanağını uzat.

Ne zaman tutsam ellerini gözlerimin önünden mevsimler geçer, ne zaman gözlerin gözlerime değse samanyolundan bir yıldız düşer. Sevgililer günün kutlu olsun!

Denizi içerken maviler takıldı boğazıma, karaya vuran balık gibi çırpınıyorum. Mavi gözlerini özlüyorum. Sevgililer günün kutlu olsun.

Seni Sevdiğim Kadar Yasasaydım Olumsuzluğun Adını Ask Koyardım… Sevgililer Günün Kutlu Olsun Biricik Askım!

Yüreğimdeki Tek Arzu, Hayalimdeki Tek Tutku, Beni Yaşatan Tek Duygu Senmişsin Bebeğim… Sevgililer Gününü Kutluyorum. Daha Nice Yıllara.

Günesin Doğduğu Da Bir Gerçek Battığı Da… Kalbimin Attığı Da Bir Gerçek, Günün Bittiği De… Ne Çıkar Tüm Gerçekleri Saysak Tek Tek. Seni Seviyorum, İste O En Büyük Gerçek…

Öperim Dudaklarından Gül Kokulu Yanaklarından Her Dem Gözlerimin Hapsindesin Kalbimin Tek Sahibisin… Sevgililer Günün Kutlu Olsun!

Güller Anlatsın Sana Olan Sevgimi, Güller Anlatsın Yalnızlığımı, Çaresizliğimi. Yavaş Yavaş Eriyen Yüreğimi Güller Anlatsın Ben Anlatamadım.

Sen Benim Hayatımda Olduğun Surece, Ne Sen Kimseye Rakip Ne De Kimse Sana Rakiptir. Daha Nice Sevgililer Gününde Beraber Olmayı Diliyorum.

Sana Dijital Bir Gül Yolluyorum, Çünkü Uzaklarda Elimden Ancak Bu Kadarı Geliyor. Ama Bil Ki Gerçeğini, Gözlerinin İçine Bakarak Vermek İsterdim. Ve Seni Sevdiğimi Fısıldamak. Sevgililer Günümüz Kutlu Olsun!


Dun Gece Sen Uyurken Kızıla Boyadım Denizleri, Uçurumdan Attım Sessizliği, Haber Saldım Rüzgârlara Fısıldasınlar Seni Ne Çok Sevdiğimi Ve Özlediğimi.

Ayrılık Küçük Sevgileri Oldurur Ama Büyük Sevgileri Güçlendirir. Tıpkı Rüzgârın Mumu Söndürüp Yangını Guclendırdıgı Gibi… Bizim De Sevgimiz Hep Yasayacak Ve Daha Da Güçlenecek Sevgilim. Nice Sevgililer Günlerinde Birlikte Olmak Dılegıyle…

Sen Dünyaya Sürgün Bir Meleksin Ve Ben Seni O Kadar Çok Seveceğim Ki Bir Daha Cennetine Geri Dönmek İstemeyeceksin… Sevgililer Günün Kutlu Olsun!

Sevgililer Gününde Belki Yanında Degılım Ama Dünde, Bugünde, Yarında Yuregın Kadar Yanındayım. Kendini Yalnız Hıssettıgınde Elini Kalbine Koy Ben Hep Ordayım!

Sana doğru bir kelebek uçurdum, dağları denizleri aştı seni buldu, yanağına ufacık bir öpücük kondurdu. Hissettin mi? Sevgililer günün kutlu olsun!

Doğan her günün sabahında içimde gözlerini görebilmek aşkı olmasa, inan hiçbir şeye değmezdi yaşamak. Sevgililer günün kutlu olsun!

Bir yudum sevgi koskoca bir okyanusa bedeldir. Şimdi uzaklarda senin bir yudum sevgine hasretim sevgilim. Seni hasretimi tüketircesine kucaklıyorum.

Sana yıldızlar kadar yakın olmak isterdim her baktığında beni görebilmen için, sana bulutlar kadar yakın olmak İsterdim üzüldüğünde gözyaşlarını yağmur olup silebilmek için, sana sen kadar yakın olmak İsterdim ki beni, seni sevdiğim kadar sevebilmen için. Sevgililer günün kutlu olsun biriciğim.

Seni denizdeki kumlar, gökteki yıldızlar, ormandaki ağaçlar, dünyadaki insanlar, okyanustaki sular ve güneşin ışıklarından daha çok seviyorum.

Sen çöllerde serap gibisin, engin denizlerde yakamoz gibisin, ışığım sensin, güneşim sensin… Bil ki çok özlendin… Sevgililer günün kutlu olsun!

Sevgililer öpüşürken neden gözlerini kapatır bilir misin? Çünkü gözleriyle değil de kalpleriyle görmek isterler. Yani hissetmek isterler. Ben de seni ruhumun derinliklerinde hissediyorum sevgilim çünkü seni çok seviyorum. Sevgililer günümüz kutlu olsun!

Denizi İçerken Maviler Takıldı Boğazıma, Karaya Vuran Balık Gibi Çırpınıyorum. Mavi Gözlerini Özlüyorum. Sevgililer Günün Kutlu Olsun.

Gözlerin Nehir Kirpiklerin Köprü Olsa, Ben Üzerinden Geçerken İpler Kopsa Ve Düştüğüm Yer Dudakların Olsa. Sevgililer Gününde Bir Öpücük Borçlusun Bana…

Hanı En Güzel Asklar İmkânsız Gelir Ya İnsana, İmkânsız Olduğun Icın Asıgımsana!.. Sevgililer Gunnu Kutlu Olsun Bırtanem, Seni Çok Seviyorum.

Sen Çöllerde Serap Gibisin, Engin Denizlerde Yakamoz Gibisin, Işığım Sensin, Gunesım Sensin… Bil Ki Çok Özlendin… Sevgililer Günün Kutlu Olsun!

Sevgililer Öpüşürken Neden Gözlerini Kapatır Bilir Misin? Çünkü Gözleriyle Degıl De Kalpleriyle Görmek İsterler. Yanı Hissetmek İsterler. Ben De Seni Ruhumun Derinliklerinde Hissediyorum Sevgilim Çünkü Seni Çok Seviyorum. Sevgililer Günümüz Kutlu Olsun!

Maviler Giyer Bulut Olurum, Yesıller Giyer Bahar Olurum, Bakarsın Bir Gün Beyazlar Giyer Senin Olurum. Sevgililer Günün Kutlu Olsun.

Bulutlara Yükledim Hasretimi, Rüzgârlarla Yolladım Sevgimi, Yağmurlar Yağdırdım Gözyaşlarımla Küçük Melekler Gönderdim Seni Öpmeye! Sevgililer Günün Kutlu Olsun!

Bir Kus Olup Gitsem, Assam Su Enginleri, Varsam Senin Yanına. Öpsem Doyasıya, Koklasam Seni, En Büyük Hediye Odur Bana.

Bir Yudum Sevgi Koskoca Bir Okyanusa Bedeldir. Şimdi Uzaklarda Senin Bir Yudum Sevgine Hasretim Sevgilim. Seni Hasretimi Tüketircesine Kucaklıyorum.

Sana Doğru Bir Kelebek Uçurdum, Dağları Denizleri Astı Seni Buldu, Yanağına ufacık Bir Öpücük Kondurdu. Hissettin Mi? Sevgililer Günün Kutlu Olsun!

Doğan Her Günün Sabahında İçimde Gözlerini Görebilmek Askı Olmasa, İnan Hıcbır Şeye Degmezdı Yasamak. Sevgililer Günün Kutlu Olsun!

Maviler giyer bulut olurum, yeşiller giyer bahar olurum, bakarsın bir gün beyazlar giyer senin olurum. Sevgililer günün kutlu olsun.

Bulutlara yükledim hasretimi, rüzgârlarla yolladım sevgimi, yağmurlar yağdırdım gözyaşlarımla küçük melekler gönderdim seni öpmeye! Sevgililer günün kutlu olsun!

Bir kuş olup gitsem, aşsam şu enginleri, varsam senin yanına. Öpsem doyasıya, koklasam seni, en büyük hediye odur bana.

Hani en güzel aşklar imkânsız gelir ya insana, imkânsız olduğun için aşığım sana!.. Sevgililer Günü kutlu olsun birtanem, seni çok seviyorum.

Gece bir başka giyer siyahını, yıldızlar daha bir sönük olur ve hayat daha bir kahpe oynar oyununu sen yanımda yoksan eğer. Beyaz bir güvercin yolluyorum sana; kanatlarında mutluluk, yüreğinde sevgi ve sadakat, kar beyaz tüylerinde umut ve gagasında iyi geceler öpücüğü, uzat yanağını. Muuckk!!!

Kimsin sen? Yaşamak isteyip de yaşayamadığım umutlarım, farkında olmadan yıllardır beklediğim mi? Kimsin sen? Sen benim sevgilimsin, sevdiğimi söyleyebildiğim.

Güller anlatsın sana olan sevgimi, güller anlatsın yalnızlığımı, çaresizliğimi. Yavaş yavaş eriyen yüreğimi güller anlatsın ben anlatamadım.

Seni sevdiğim kadar yaşasaydım ölümsüzlüğün adını aşk koyardım… Sevgililer günün kutlu olsun biricik aşkım!

Gün İsimleri Nereden Geliyor Merak Ettiniz Mi?

Sürekli kullandığımız haftanın gün isimleri nereden geliyor, anlamları nedir hiç merak ettiniz mi? İşte size Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi ve Pazar’ın anlamları ve kaynakları.

Pazar: Farsça’daki “bazar”‘dan (yiyecek, öteberi satılan yer, pazar) geliyor. Büyük olasılıkla “pazar yerinin kurulduğu gün” anlamında adını almış.

Pazartesi: Herkesin bildiği gibi, “pazar-ertesi”, yani pazarın kurulduğu günden sonraki gün…

Salı: Farsça’daki “salis”ten (üçüncü demek) geliyor, yani “haftanın 3. günü”…

Çarşamba: Farsça’daki “çehar” (dört) ve “şenbe”den (gün) geliyor (4. gün).

Perşembe: Yine Farsça: “penç” (beş) ve “şenbe”den (5. gün)…

Cuma: Arapça’daki “cem” (toplanma) kökünden “cum’a”… (cem, cami, cuma, cumhur, cumhuriyet, cemaat, cemiyet, vb. hep aynı kökten türemiştir) Müslüman toplumlarda toplanma günü, cuma…

Cumartesi: “Cuma-ertesi”, yani toplanma gününden sonra gelen gün…

kaynak:wardom.org


31 Gün Olan Ay Varken Şubat Neden 28


Takvime bakacak olursanız gerçektende ayların 30 ve 31 çekmesinin belirli bir düzende olmadığını göürsünüz.Hatta 31 çeken ay varken neden şubat ayına 28 gün düşüyor onuda çocukken sorgulardım. Fakat bu garipliklerin Roma sezarlarının çekişmesi olduğunu nereden bilebilirdim ki…

Jül Sezar, zamanında Jülyen takvimi takvimdeki karışıklıkları çözmesi için Mısırlı astronomi bilgini Sosigenes’e emir verir. O zamanlarda 1 yılın 365 gün 6 saat sürdüğü biliniyor. Sosigenes de çözüyor: Her yıl 365 gün çekecek. Her yıldan 6 saat artacak, artan saatler 4 yılda bir takvime eklenecek o yıl 365 + 24 saat = 366 gün olacak. 366 gün 12 eşit parçaya bölünmediği için 6 ay 30 gün, diğer 6 ay 31 gün çekecek. Peki 365 gün çeken yıllarda aylara göre dağılım nasıl olacak ? Sezar emir veriyor : 365 gün çeken yıllarda en son aydan 1 gün düşülsün.

O zamanlar yılbaşı mart ayında, yani şubat yılın son ayı. (september=7, october=8, november=9, december=10 da buradan geliyor) böylece şubat ayı, 4 yılda bir 30 gün, diğer yıllarda 29 gün olmuş.

Sezar, bununla da yetinmeyip aylardan birine kendi ismini vermiş: Julius, yani july (temmuz). Sonradan imparator olan Augustus, Sezar’dan aşağı kalmamış ve sonraki aya kendi ismini vermiş: august (ağustos). Ancak Julius Sezar’in ayı 31 günken Augustus’un ayı 30 gün olur mu ? o da emir vermiş : yılın son ayından 1 gün daha alın, benim ayımı da 31 gün yapın. Şubat’tan 1 gün daha alınmış ve ağustos’a eklenmiş, şubat ayı, 4 yılda bir 29 gün, diğer yıllarda 28 gün, Sezar’in ayı temmuz ve augustus’un ayı ağustos da peş peşe 31 gün çeker.

Vikipedia

26 Ocak 2010 Salı

KEÇİBOYNUZU DERDE DEVA OLUYOR


Akdeniz havzasında yetişen Keçiboynuzu 5 bin yıldan beri insanların derdine deva oluyor. Kocaeli'nde aktarlık yapan Mustafa Alpay, keçiboynuzunun yüzyıllardan beri insanların en büyük besin kaynağı olduğunu söyledi.

Alpay, keçiboynuzunun Türkiye'de akdeniz iklimi görülen bölgelerde yetiştiğini ifade etti. Keçiboynuzunun, Akdeniz iklimi bölgelerinde yaşayan insanların geçim kaynağı olduğunu söyleyen Alpay, köylülerin bu sayede para kazandıklarını kaydetti.

Türkiye dışında da keçiboynuzunun iyi bilindiğini dile getiren Alpay, Türkiye'ye gelen turistlerin keçiboynuzunu 'Yakup peygamberin ekmeği' olarak bildiklerini belirtti. Alpay, gençliklerinde abur cubur olmayan yaşlıların keçiboynuzu yedikleri için birçok yaşlı vatandaşın çocukluklarına dönük nostalji yaşamak için keçiboynuzu aldığını dile getirdi.

Keçiboynuzunun besleyici olduğunu kaydeden Alpay, 1. Dünya Savaşı'nda askerlerin en büyük besin kaynağı olduğunu belirtti. Birçok ülkede keçiboynuzu olduğunu belirten Alpay, dünyada en rağbet görülenlerin ise Kıbrıs'ta yetişenlerin olduğunu dile getirdi. Alpay, keçiboynuzunun nefes darlığına iyi geldiğini, besleyici olduğunu ve kan yapıcı olduğunu kaydetti.

Alpay, "Keçiboynuzunun en önemli özelliği nefes darlığına karşı oldukça etkili olmasıdır. Alerjinin neden olduğu nefes darlığı problemlerinde de rahatlıkla kullanılabiliyor. Keçiboynuzu, herkes için farklı miktarlarda ve farklı çeşitleri kullanılmaktadır. Yaşlılar, genelde pekmez veya toz olanı tercih ediyor. Gençler ise kabuklu olanı tercih ediyor. Çocuklarda kan yapması için günlük 50 gram, yetişkinlerde ise 100 gram kullanılması faydalı olur." şeklinde konuştu.

Kaynak: Cihan

Ay’da petrol bulundu...

Şakır şakır liste yayınladılar... İşadamlarından gazetecilere, profesörlerden siyasilere, yargıçlardan askerlere, yüzlerce kişi “alakası olmadığını” anlatmaya çalışıyor.


*

“Ay’da petrol bulundu” çünkü!

*

CIA numarasıdır...

*

“Değersiz” biri, bazı gazeteler tarafından “köşe yazarı” yapılarak, “önemli” hale getirilir. Sonra bu “değersiz önemli” kişi, bir makale döşenir, “Ay’da petrol var” der. Değersiz kişiyi önemli hale getiren gazeteler, bu makaleyi manşete çeker: “Ay’da petrol bulundu!”

*

Televizyonlar devreye girer... Açık oturumlar yapılır. “Saçmalamayın arkadaş, Ay’da petrol olamaz” diyenler davet edilir. “Sen hiç Ay’a gittin mi, madem Ay’da petrol yok, kanıtla o zaman” denir! Ertesi gün, “Ay’da petrol yok dediler ama, kanıtlayamadılar” manşetleri çıkar.

*

Vatandaşın kafası karışır.

*

Öbür “değersiz önemliler” devreye girer... “Ay’da petrol olamaz” diyenlere yönelik yorumlar yaparlar. “Bunlar statükocu... Alaska’da da yok diyorlardı ama, çıktı... Ay’da petrol yok diyenler, aslında insanlığın ilerlemesini, gelişmesini, refahını engellemeye çalışıyor” derler.

*

Ahmet, “Ay’da petrol var” diyen Mehmet’i referans gösterir, Hüseyin Ahmet’i, Şebnem Hüseyin’i... Körler sağırlar, birbirini ağırlar... Saldırı o kadar şiddetlidir ki, “Ay’da petrol olamaz” diyenler, yavaş yavaş susmaya başlar, bu sefer “Gördünüz mü bak, utandılar, seslerini kestiler” denir... Böylece meydan Ahmet’e Mehmet’e kalır.

*

Ahali işsizliği, yoksulluğu, yolsuzluğu unutup, bu işi konuşmaya başlayınca, “Biz sivil toplum kuruluşuyuz” diyenler devreye girer... “Ay’da Petrolü Sevenler Derneği” kurulur. Kitaplar yazılır. Ödüller verilir. Oyuncaklar, tişörtler yaptırılır. Bedava konserler düzenlenir, cukkayı kapan sanatçılar, “Bizi yıllarca kandırdılar, bana sorarsanız Mars’ta bile petrol vardır” der. Uluslararası destek sağlanır, astronot rolü oynamış Hollywood yıldızları şahit gösterilir.

*

Hâlâ inanmamakta direnenler, “Yazıklar olsun, bu çağda bu kafa, gözleri var görmezler, Allah akıl fikir versin” diye aşağılanır... İnanmayanlar çoğunluk olduğu halde “yalnızlaşma” başlar. “Galiba bi tek ben inanmıyorum” düşüncesi hâkim olur... İnsanlar “Ay’da petrol olduğuna inanmadıklarını” eşlerine, arkadaşlarına bile söyleyemez hale gelir.

*

“Madem Ay’da petrol var, çıkarsana o halde” diyenlere de, en yüksek perdeden bağırılır... “Kardeşim! Çıkarırız çıkarmasına ama, Ay’dan petrol çıkaracağız diyen oldu mu sana? Bırak şimdi demagoji
yapmayı, Ay’da petrol var mı,
yok mu, sen onu söyle!”

*

İşte tam o sırada, anketçiler devreye girer... “Ay’da petrol bulunsa fena mı olur yani” diye sorulur... “Vatandaşın yüzde 99’unun Ay’da petrol bulunmasını gönülden desteklediği” açıklanır. Yüzde 1, fikrim yok der... E zaten o kadarcık cahil, her toplumda olur.

Yılmaz ÖZDİL

Müzik 10 derde deva


İşte müziğin insan sağlığına 10 faydası

Antik Yunan’ın ve Amerikan yerlilerinin sıklıkla kullandığı bir tedavi yöntemi olan müziğin insan sağlığına 10 faydasını uzmanlar şöyle sıraladı:

1- Depresyonu azaltıyor: Klasik müzik, depresyonu yüzde 25 oranında azaltırken, kişi, hoşuna giden herhangi bir müzik türünü dinlediği zamanlarda da aynı etkiyi görüyor.

2- Ciğerlerin kapasitesi artıyor: Şarkı söylemek ciğerlerin kapasitesini artırıyor.

3- Tansiyonu düşürür: Egzersiz yaparken müzik dinlemek vücuda daha fazla kan pompalatıyor.

4- Bebekleri sakinleştirir: Klasik müzik anne karnındaki bebeğin bile kalp atışlarını düzene sokuyor.

5-Zihni açıyor: Müzik dinlemek zihinsel aktiviteleri güçlendiriyor.

6- Epilepsiyle mücadele ediyor: Epilepsi hastaları, müzik dinlemeyenlere oranla daha az nöbet geçiriyor.

7- Bağışıklığı güçlendiriyor: Şarkı söylemek soğuk algınlığına iyi geliyor.

8- Acıyı azaltır: Müzik terapisi fiziksel acıyı dindiriyor.

9- Alzheimera iyi gelir: Alzheimer’a karşı koruyor, iyi uyku sağlıyor.

10- Parkinsonla savaşır: Müzik terapisi parkinsona iyi geliyor.

WebTV'de 1 TL'ye 78 kanal izle


İnternet, telefon televizyona, bilgisayara da televizyon geliyor. Türk Telekom yayıncılıkta büyük atağa kalkıyor.

TTNet şubat ayında başlatacağı yeni servisi WebTV ile TV yayınlarının bilgisayardan izlenmesini sağlayacak. Şirketin internet üzerinden vereceği yayınlar bir kutu ile TV’den de takip edilebilecek

Milliyet gazetesinden Şükrü Andaç'ın haberine göre; Maç yayın ihalesini Digiturk’e kaptıran Türk Telekom yayıncılık işinin peşini bırakmıyor. Türk Telekom (TT), internet kolu TTNet’in uzun süreden bu yana yoğun mesai harcadığı WebTV adlı projeyi şubat başında tanıtma hazırlığında. Şirket böylece TV alanında Digiturk benzeri bir platformu kurmuş olacak.

2009’un Mart ayından bu yana içerik tarafında görüşmeler yürütülüyor. Türkiye’deki ve yabancı televizyon kanallarıyla, film stüdyolarıyla anlaşmalar imzalandı. Platformda şu anda başta TRT, Kanal D, Show TV, NTV, National Geographic Channel, TV5 Monde olmak üzere 78 kanal yer alıyor. Kanal sayısının kademeli olarak artırılması planlanıyor. Platformda ayrıca sinema, belgesel, spor, müzik, dizi paketleri olacak.

Projenin iki ayağı var
Türk Telekom’un yayıncılık platformunun iki ayağı var. Birincisi internet üzerinden TV yayınlarının ve filmlerin izlenmesini sağlayacak olan WebTV projesi. Web TV ile bilgisayarların TV olarak kullanılması amaçlanıyor.
İkincisi ise Digiturk’ün yayın kutusu benzeri bir kutunun TV’ye bağlanarak, platformdaki yayınların televizyondan izlenmesi sağlayan IPTV (internet televizyonu) hizmeti. Burada da yayınlar internet üzerinden alınacak. Bu kutular Vestel tarafından üretiliyor. 50 bin adetlik ilk paketin 10 bin adetlik bölümü teslim edildi. Abone yoğunluğuna göre buradaki üretim artırılacak.

Tek faturada 3 hizmet
IPTV sisteminde kullanılacak olan kutu aynı zamanda internet hattı ve telefon hattına da bağlanacak. Bu sayede tek kutudan 3 servis (internet, televizyon, telefon) alınabilecek. Faturalama konusunda ise Ulaştırma Bakanlığı, Maliye ile birlikte bir çalışma yürütüyor. Buradaki çalışmaların tamamlanmasıyla Türk Telekom’un sunduğu bu üç hizmetin tek faturada toplanması gündemde.

Web TV nedir?
Televizyon yayınlarının bilgisayardan izlenmesinin önünü açıyor. Bunun için internet tarafında ADSL bağlantısı kullanılıyor. TT’nin sisteminde yayınları izlemek için Microsoft’un ücretsiz programı Silverlight’ı bilgisayarlara yüklemek gerekecek.

IPTV nedir?
İnternet televizyonu olarak adlandırılıyor. Bu sayede TV, bilgisayar, DVD/VCD, telefon tek platformda birleşiyor. IPTV sayesinde televizyon seyretmek izleyicinin kontrolüne geçiyor.

Çizgi dünyada büyük işbirliği
Türk Telekom grubunun oyun şirketi Sobee, dün global ölçekte bir anlaşmaya imza attı. Çizgi film ve animasyon stüdyosu Marvell ve Paimotion ile anlaşan Sobee, popüler oyunların Türkçe versiyonlarını abonelerine sunacak. Böylece TTNet’in oyun sitesinin içeriğine Hulk, Iron Man, X-Man gibi ünlü karakterlerin sahibi Marvell’in flash oyunları eklenecek.

Platformda 700’e yakın popüler film de olacak
- WebTV servisinden şu anda 5.5 milyonu aşkın TTNet abonesi yararlanabilecek.
- Standart paket ücretinin 1 TL, Plus paketin ise 2-99-3.99 TL aralığında olması planlanıyor. ADSL paketlerine göre bu fiyatlar tarifelerin içine promosyon olarak gömülebilir.
- Standart olarak hazırlanan pakette televizyon yayınları canlı olarak izlenebilecek.
- WebTV Plus adlı pakette ise dizilerin sonradan izlenmesi mümkün olacak.
- Platformda filmler de var. 3.99 TL’lik fiyata 1950’lerden, günümüze 700’e yakın filmin istenildiği an izlenmesi sağlanacak.

Yayın kalitesi iyi mi?
- WebTV ve IPTV işinde, o anki internet bağlantı hızınıza göre görüntü kalitesi dinamik olarak değişebiliyor. Bu yüzden kesintisiz izleme için altyapının güçlü olması gerekiyor.
- Türk Telekom’un 8 Mbit’lik internet bağlantısı üzerinden vermeyi planladığı bu servisin yapılan testlerde kaliteli sonuç verdiği belirtiliyor.
- Kalitede düşüş olmaması için WebTV ve IPTV’nin kullanıcıya farklı bir hat üzerinden verilmesi gündemde.
- Bu uygulamanın servisin yarattığı trafiğin kotadan düşülmemesini de sağlayacağı belirtiliyor.
- 8 Mbit üzerinden standart yayınların kaliteli izlenmesi mümkün olacak.
-TTNet’in VDSL hizmetiyle de 16 Mbit ve 32 Mbit üzerinden HD kalitesinde yayın alınabilecek.

Türk Telekom, Kindle ile iSlate’i Türkiye’ye getirmek istiyor
Türk Telekom grubu internetteki bu yeniliğin yanı sıra global çapta öne çıkan iki popüler ürünün de Türkiye’de pazara sunulması için çalışma yürütüyor. Bunlardan ilki Amazon.com’un e-kitap okuyucusu Kindle. Amazon.com’a satış rekorları kırdıran Kindle şu anda Türkiye pazarında satılmıyor.
Şirketin ikinci hedefi ise Apple’ın bu hafta tanıtması beklenen tablet bilgisayar modeli iSlate. Bu konuda Apple tarafıyla görüşmeler başladı. Türk telekom’un cep şirketi Avea’nın iPhone’un Türkiye’deki satış haklarını Turkcell, Vodafone ikilisine kaptırdığını not düşmekte fayda var.

Facebook'taki büyük PKK tehlikesi!


Milyonlarca insanın üye olduğu Facebook'ta yeni tehlike ise üye olunan gruplardaki isim değişiklikleri...

350 milyonun üzerinde kayıtlı kullanıcısı bulunan sosyal ağ platformu Facebook, şimdi de gruplardaki isim değişikliği nedeniyle kullanıcıları sıkıntıya sokuyor. Başka bir isim altında gruba dahil olan kullanıcılar, grup adının değiştirilmesiyle birlikte bambaşka bir gruba dahil olabiliyor.

Hürriyet'ten Selim Öztürk'ün haberine göre Facebook'ta kurulan gruplar binlerce kişiyi tek çatı altında toplamayı başarırken, Facebook'ta hemen her konuda açılan bir gruba rastlayabilmek mümkün. Ancak kullanıcıların canını sıkan nokta grup adında sonradan değişiklik yapılabilmesı ve kullanıcıların hiç istemediği bir gruba farkında olmadan dahil olması.

Örneğin "Dünyada barış istiyoruz" şeklinde açılan bir grup adına üye olan kullanıcılar, daha sonra gruplarına bakma gereği duymadığından grubu kuran kişi ya da kişiler grup üzerinde diledikleri değişikliği yapabiliyor ve buna isim değişikliği de dahil. Daha sonra "Dünyada barış istiyoruz" grubuna giren kullanıcıyı bir arkadaşı uyarıyor: "Senin PKK'yı destekleyen bir grupta ne işin var?". Kullanıcı ise şaşkın bir şekilde gruplarını kontrol ediyor ve hakikaten de böyle bir isme sahip gruba dahil olduğunu görüyor. Söz konusu kullanıcı böyle bir gruba girmediğine emin ve bu gruba nasıl dahil olduğunu çözmeye çalışıyor.

Bu durumda akla ilk gelen şey ise hacker'ların söz konusu kullanıcının hesabını ele geçirmesi ve bu gruba hacker'ın üye olması. Ancak son günlerde artan bu olayların kaynağı maalesef bir hacker değil. Aksine, kullanıcılar bu gruplara bilinçli bir şekilde giriyor ve grup adı değişikliğine kurban gidiyor. Önceleri binleri çekecek şekilde grup adıyla ortaya çıkan bazı kişiler, ardından grup adını değiştirerek üyesi olan binlerce kişiyi de bu yeni isim altında toplamış oluyor. Kullanıcılar genel olarak üye oldukları gruplara tekrar göz atmadığından bu grupta kalmayı sürdürüyor.

YAHUDİ TARAFTARI BİR GRUP BİRDEN HİTLERİ SEVMEYE BAŞLARSA...

Bunun bir örneği aylar önce yaşanmış ve FoxNews haber portalında ilgili haber yayınlanmıştı. Habere göre Facebook'ta "I heart Jews" yani "Yahudileri seviyorum" şeklinde açılan bir grup, daha sonra bu şekilde 100.000 üye çekmeyi başarmıştı. Ancak aradan bir süre geçtikten sonra grup adını "I heart Jews" yerine "Hitler: Great Modern Man of History" (Hitler: Tarihin en modern insanı") olarak değiştiren grup yöneticileri, olayın ortaya çıkmasıyla birlikte ufak çaplı bir krize neden olmuştu.

Bu nedenle üye olduğunuz grupları gözden geçirmenizde fayda var; zira normalde hiçbir şekilde dahil olmak istemediğiniz bir gruba farkında olmadan girmiş olabilirsiniz.

GRUP İSMİ BİR YILDIR FACEBOOK DENETİMİNDEN UZAK

Facebook'ta kurulan bir grup adının değiştirilmesi daha önce izne bağlıydı. Grup adını değiştirmek isteyen grup yöneticileri, bunun için Facebook'a e-posta göndermek durumundaydı. Ancak 2009 yılının Şubat ayında Facebook'un aldığı bir kararla artık kullanıcılar kendi başlarına da grup isimlerini değiştirebilme yetkisine sahip oldu. Facebook, bu yetkiyi grup yöneticilerine bırakarak sadece imla hataları gibi küçük sorunlar nedeniyle grup adını değiştirmek için Facebook'a başvuran kullanıcıların önüne geçmeye çalıştı.

Borçlardan kurtulmanın 10 yolu


Neredeyse borcu olmayan kimsenin olmadığı bu dönemde herkesin en büyük sorunu var olan borçlarını nasıl ödeyeceğidir.

Tanınmış finans yazarı ve “Till Debt Do Us Part” adlı televizyon programının sunucularından Gail Vaz-Oxlade, kriz gerçeğiyle yüz yüze gelenlerin borçlarından kurtulmalarının yollarını gösterdi.

İşte borçtan kurtulup, bütçenizi yeniden rayına oturtmanın 10 yolu:

1. Kendilerini kredi kartı borcu batağında bulan ailelerin, aile bireylerine ait bütün kartları kesip, nakit bütçeyle yaşamaları ve yapılan bütün harcamaları teker teker kaydetmeleri gerekiyor.

Bir bütçe yapmak için siz de şu formülü uygulayabilirsiniz: Bütçenin yüzde 35’i ev ihtiyaçlarına, yüzde 15’i borç ödemelerine, yüzde 25’i yaşamsal ihtiyaçlara, yüzde 15’i ulaşıma yüzde 10’u da tasarrufa ayrılmalı.

2. Faiz oranlarını azaltmak, sizi hızlı bir şekilde borçtan kurtarabilir. Bazı insanlar yüksek oranda faizlerle kredi alıyor. Bu yüzden aylık ödemelerde sadece borcunun asgarisini ödeyenler, borcu azaltmak yerine sadece borca gelen faizi ödüyor. Kredi verenlerle yapacağınız bir görüşmeyle, yüksek faiz oranları biraz daha aşağıya çekilebilir.

3. Borçtan kurtulmak için, tam zamanlı bir işte çalışıyor olsanız da ekstra para kazanabileceğiniz fırsatları değerlendirin. Mesaiye kalın. Köpek gezdirin. Bebek bakın. Özel ders verin ya da sahip olduğunuz yetenekleri kullanın.

4. Borçtan kurtulmak ve gelecek dönem için tasarruf yapmak için elinizdeki bütün seçenekleri değerlendirin. Yüksek lisans yapmak istiyorsanız, hem öğrenci olup hem de yarı zamanlı bir işte çalışabilirsiniz. Ev alma gibi bir planınız varsa, kirada oturmanın daha mantıklı bir karar olup olmayacağını iyi düşünün.

5. Ödemeniz gereken borçların listesini yapın. En yüksek faizi ödediğiniz borçtan en düşüğüne kadar bir sıralama yapın ve en yüksek faizi ödediğiniz kredi kartınızın borcunu ödeyin. Elinize geçen her fazladan parayla, kredi kartınızın borcunu bitirmeye çalışın ve sonrasında kartı kullanmaktan vazgeçin.

6. Borçtan kurtulmak kolay değil ancak bu süreçte borcunuzu bitirmek için eşinizle birlikte çalışırken, bu durumun ilişkinizi etkilemesi ya da zarar vermesine izin vermeyin. En azından bir gün eşiniz ya da sevgilinizle eskiden yapmaktan hoşlandığınız şeyleri yapmak için kendinize zaman ayırın.

7. Borçtan kurtulmak için harcamalar kısılırken, önemli olan şeylere para harcamaya devam edilebilir. Yapılması gereken tek şey bir plan yapıp, biraz para biriktirmek. Mesela evlenmek isteyenler, daha önceden yaptığı plandan vazgeçmeden düğünü daha düşük maliyette yapabilecek alternatif seçenekler arayabilir.

8. Dışarıda yemek yemek, malzemeleri alıp evde yemek pişirmekten daha maliyetli. Aynı zamanda evde yemek yemek çok daha sağlıklı bir seçenek. Evde yemek pişirmeyi, bir aile aktivitesi haline getirin. Evde akşam yemeği partileri düzenleyerek eğlence masrafı da azaltılabilir.

9. Ödemeniz gereken borçların faturalarını düzenlemek, borçlarınızı ödemede yardımcı olacaktır. Faturaları düzenli bir şekilde saklamak, harcamaları kontrol etmeyi sağlar.

10. Bazen borçtan kurtulmak için oldukça önemli olan şeyleri satmak zorunda kalınabilir. Gerçek şu ki, maddesel bir şeyi kaybetmenin yaratacağı üzüntü, ileriki zamanlarda bütçede oluşacak zararın yaratacağı hayal kırıklığından daha iyidir. Arabanızı satmak zorunda kalırsanız ya da evinizi ya da sizin için değerli olan bir mücevheri, derin bir nefes alın ve yaptınız şeyin ilerde bütçenize yardımcı olacağını düşünün.

Ekotrent

Enlasyon sepetleri güncellendi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), temel enflasyon göstergeleri olan Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) ile Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) madde sepetleri ve madde ağırlıklarını güncellendi.

TÜİK tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, güncelleme sonucu oluşturulan yeni sepetler TÜFE'de 446 ürünü, ÜFE'de ise 779 ürünü kapsıyor.

Oluşturulan yeni TÜFE sepetine genç odası takımı yeni ürün olarak girerken, eski sepette yer alan yemeklik tereyağı, erkek kot mont, taşınır müzik seti ve florasan lamba ürünleri yeni sepette bulunmuyor.

Eski sepette yer alan kahvaltılık tereyağı, erkek kaban ve palto ise yeni sepette yer almaya devam edecek.

TÜFE'de ürün çeşitliliği 845 çeşitten 869 çeşide arttırılırken, eski sepette yer alan tren, vapur ve belediye otobüslerinde yeni tarifelerin kapsanmasına özen gösterildi, özel televizyonların ücretli paket yayınlarında da çeşitliliğe yer verilerek kapsam genişletildi.

Yeni TÜFE ve ÜFE madde sepetleri ve ağırlıklarıyla hesaplanacak Ocak 2010 rakamları, 3 Şubat 2010 tarihinde kamuoyuna duyurulacak ve güncellenmiş sepet ve ağırlık yapısına uygun olarak yapılacak hesaplamalar Aralık 2010 tarihine kadar devam edecek. Güncelleme çalışmaları her yıl devamlı olarak yapılacak.

AA

Bankacının aşk mektubu

Bir bankacının sevgilisine yazdığı aşk mektubu: Günlük akışa bakıyorum da sevgilim, vadesiz mevduat gibi güzelsin ve likiditem kadar bana yeterlisin. Devamı daha ilginç...

Takipteki krediler gibi peşindeyim, bitsin artık kısa vadeli buluşmalar, uzun vadeli kaynak ol, kal bende.
Sırdaş hesap ol, dilersen repo ol, spot kredi ol, faizinle dön geri, Hazine faizleri gibi sevdan var bende.
Ah şu sene sonu tutturma hedeflerim olmasa, çoktan kapatırdım aşk kredini, faiz dışı gelir gibi severdim seni.
Hiç sevmiyorum vade sonlarını, ayrılık günü gibi geliyor bana ve dayanamıyorum artık senin değişen kurlarına.
Razıyım tam ol, çeyrek ol, yeter ki yat hesabıma...

TÜRKİYE’NİN NÜFUSU 72.6 MİLYON (2/SON)


-Türkiye’nin nüfusu 2009 sonu itibariyle 72 milyon 561 bin 312 kişi olduğu belirlendi. Nüfusun 36 milyon 462 bin 470’ni erkekler, 36 milyon 98 bin 842’sini ise kadınlar oluşturdu. 2009 yılında Türkiye’nin yıllık nüfus artış hızı binde 14.5 olarak gerçekleşti. -Toplam nüfusun yüzde 75.5’i il ve ilçe merkezlerinde yaşarken, nüfusun yüzde 17.8’inin İstanbul’da oturduğu tespit edildi. Toplam nüfusun yarısının ise 28.5 yaşından daha küçük olduğu görüldü.

ANKARA(ANKA) - Türkiye’nin nüfusu 2009 sonu itibariyle 72 milyon 561 bin 312 kişi olduğu belirlendi. Nüfusun 36 milyon 462 bin 470’ni erkekler, 36 milyon 98 bin 842’sini ise kadınlar oluşturdu. 2009 yılında Türkiye’nin yıllık nüfus artış hızı binde 14.5 olarak gerçekleşti.
TÜİK, 2009 Adrese Dayalı Nüfus Sayımı sonuçlarını açıkladı. Yerleşim yeri nüfusları, 2007 yılında kurulan ve İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü (NVİGM) tarafından güncellenen Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nden (ADNKS) alınan nüfusla birlikte kurumsal yerlerde kalan nüfus dikkate alınarak hesaplandı. Kurumsal yerlerde (kışla, cezaevi, huzurevi, üniversite öğrenci yurtları gibi) kalanlar uluslararası tanım gereği ikamet adreslerinde değil, kurumsal yerlerin bulunduğu yerleşim yeri nüfusuna dahil edildi. Ayrıca il, ilçe, belediye, köy ve mahallelere göre nüfuslar belirlenirken, NVİGM tarafından, ilgili mevzuat ve idari kayıtlar uyarınca Ulusal Adres Veri Tabanı’nda (UAVT) yerleşim yerlerine yönelik olarak yapılan, idari bağlılık, tüzel kişilik ve isim değişiklikleri de dikkate alındı.

-NÜFUSUN YÜZDE 50.3’ÜNÜ ERKEKLER OLUŞTURDU-

Buna göre, 31 Aralık 2009 tarihi itibarıyla Türkiye nüfusu 72 milyon 561 bin 312 kişi oldu. 2008 yılında Türkiye’nin nüfusunun 71 milyon 517 bin 100 kişi olduğu belirlenmişti. 2009 yılında nüfusun yüzde 50.3’üne denk gelen 36 milyon
462 bin 470’ini erkekler, yüzde 49.7’sine denk gelen 36 milyon 98 bin 842’sini ise kadınlar oluşturdu.

-NÜFUS ARTIŞ HIZI BİNDE 14.5-

Geçen yıl Türkiye’nin yıllık nüfus artış hızı binde 14.5 olarak gerçekleşti. 2009 yılında 81 ilden, 67’sinin nüfusu bir önceki yıla göre artarken, 14 ilin nüfusu azaldı. Nüfus artış hızı en düşük olan ilk üç il binde 40 ile Tunceli, binde 37 ile Ardahan ve binde 18.1 ile Kars oldu. Nüfus artış hızı en yüksek olan ilk üç il ise sırasıyla binde 49.4 ile Çankırı, binde 45 ile Bilecik ve binde 32.2 ile Isparta olduğu belirlendi.

-NÜFUSUN YÜZDE 75.5’İ İL VE İLÇE MERKEZLERİNDE YAŞIYOR-

Türkiye nüfusunun yüzde 75.5’i il ve ilçe merkezlerinde yaşadığı görüldü. Nüfusun 54 milyon 807 bin 219’u il ve ilçe merkezlerinde ikamet ederken, 17 milyon 754 bin 93’ü ise belde ve köylerde yaşadığı belirlendi. İl ve ilçe merkezlerinde yaşayan nüfus oranının en yüksek olduğu il yüzde 99 ile İstanbul, en düşük olduğu il ise yüzde 31.9 ile Ardahan oldu.

-NÜFUSUN YÜZDE 17.8’İ İSTANBUL’DA İKAMET EDİYOR-

Toplam nüfusun yüzde 17,8’ine denk gelen 12 milyon 915 bin 158 kişi İstanbul’da ikamet ettiği görüldü. Bunu sırasıyla yüzde 6.4 ile Ankara, yüzde 5.3 ile İzmir, yüzde 3.5 ile Bursa, yüzde 2.8 ile Adana takip etti. Ankara’da 4 milyon 650 bin 802, İzmir’de 3 milyon 868 bin 308, Bursa’da 2 milyon 550 bin 645 kişi, Adana’da ise 2 milyon 62 bin 226 kişinin yaşadığı belirlerdi.

-NÜFUSUN YARISI 28,8 YAŞINDAN KÜÇÜK-

Türkiye’de ortanca yaş grubunun 28,8 olduğu tespit edildi. Ortanca yaş erkeklerde 28,2 iken, kadınlarda 29,3 olduğu görüldü. İl ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlerin ortanca yaşı 28,7, belde ve köylerde ikamet edenlerin ortanca yaşı ise 29,1 oldu.

-NÜFUSUN YÜZDE 67’Sİ ÇALIŞMA ÇAĞINDA-

15-64 yaş grubunda bulunan çalışma çağındaki nüfus, toplam nüfusun yüzde 67’sini oluşturdu. Nüfusun yüzde 26’sı 0-14 yaş grubunda, yüzde 7’si ise 65 ve daha yukarı yaş grubunda bulunduğu belirlendi.

-KİLOMETREKAREYE 94 KİŞİ DÜŞTÜ-

Nüfus yoğunluğu olarak ifade edilen "bir kilometrekareye düşen kişi sayısı" Türkiye genelinde 94 kişi olduğu tespit edildi. Bu sayı illerde 11 ile 2 bin 486 kişi arasında değişiklik gösterdi. İstanbul 2 bin 486 kişi ile nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu il oldu. Bunu 421 kişi ile Kocaeli, 322 kişi ile İzmir, 249 kişi ile Hatay ve 245 kişi ile Bursa izledi. Nüfus yoğunluğunun en az olduğu il ise 11 kişi ile Tunceli olduğu görüldü. Yüzölçümü büyüklüğüne göre ilk sırada yer alan Konya’nın nüfus yoğunluğu 51, yüzölçümü en küçük olan Yalova’nın nüfus yoğunluğu ise 239 olduğu belirlendi. (ANKA/SON)
(HLY/BÜN)

19 Ocak 2010 Salı

İstanbul depremi ne zaman olacak?


Alman sismologlar, İstanbul depremi için öyle bir senaryo yazdılar ki korkmamak elde bile değil.

İşte o korkunç senaryo

Alman sismologların araştırmasına göre, İstanbul'un 20 km güneyinden geçen sismik fay hattı, 7,6 büyüklüğünde tek bir deprem yerine, 7 büyüklüğünde birden fazla depreme yol açabilir.

Almanya'nın Karlsruhe Üniversitesi'nden Tobias Hergert ve meslektaşlarının, Kuzey Anadolu fay sisteminin parçası olan İstanbul fayının üç boyutlu modelini oluşturarak yaptıkları araştırmada, bu fayın yılda 12,8 ve 17,8 milimetre arasında bir hareket içinde olduğunu tespit ettiler.

Çalışmalarını Nature Geoscience dergisinin dünkü sayısında yayınlayan bilim adamları, bu hareketin şimdiye dek yapılan tahminden yüzde 45 düşük olduğunu belirterek, İstanbul'un yakınındaki bu fayın enerjisini tek bir kez yerine parçalar halinde bırakabileceğini kaydettiler.

Bu farkın önemli olduğunun altını çizen ve 8 büyüklüğünde bir yer sarsıntısının, 7 büyüklüğündekinden 30 kat daha fazla enerji salıvereceğini belirten araştırmacılar, nispeten daha küçük bu deprem dizilerinin “ilke olarak her an olabileceğini, ancak 30 yıl içinde meydana gelme ihtimali bulunduğunu” savundular.


Haber: Milliyet

Yediğimiz içtiğimiz vergiye gidiyor


Günlük kullanımda vatandaşlar, pek çok mal ve hizmet için çok yüksek tutarlarda vergi ödüyor.

7 liraya satılan 1 paket sigaranın 5,47 lirasını, 3,65 lira ödediğimiz 1 litre benzinin 2,44 lirasını, her 3 liralık cep telefonu faturasının da 1 lirasını vergiler oluşturuyor.

Günlük kullanımda vatandaşlar, pek çok mal ve hizmet için çok yüksek tutarlarda vergi ödüyor.

Dolaylı vergilerin yüksekliği, günlük yaşama olumsuz etkilerinin yanı sıra vergideki adaletsizliği de artırıyor. Mevcut uygulamada çok kazananlar genellikle az, az kazananlar da çok vergi ödemek zorunda kalıyor.

Bu tablo içinde, en adil vergileme araçları olan gelir ve kurumlar vergisi tahsilatı düşerken, katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, özel işlem vergisi gibi vergiler de ise sistemde çok daha fazla yer tutmaya başlıyor.

Bu yıl da, Gelir Vergisi'nden 42 milyar 927 milyon lira gelir elde edilmesi hedefleniyor. Bunun çok büyük bölümünü de işçi ve memur ödüyor. Holding sahipleri, doktor, avukat gibi serbest meslek erbabı, faiz geliri elde edenler ve diğer beyannameli gelir vergisi mükelleflerinin ödemeleri beklenen vergi ise 2 milyar 283 milyon lira düzeyinde kalıyor.

2010 yılı içinde toplanması öngörülen kurumsal vergisi tutarı da 20 milyar 71 milyon lira olarak belirleniyor. Buna karşılık, devlet sadece akaryakıt ürünleri ve doğal gaz kullanımıyla vatandaştan 30 milyar 695 milyon lira Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) almayı planlıyor.

ÖTV tahsilatının tütün mamullerinde 16 milyar 417 milyon lira, motorlu taşıtlarda 3 milyar 803 milyon lira, alkollü içkilerde de 2 milyar 166 milyon lira olması bekleniyor.

Devletin bu yıl için öngördüğü Özel İletişim Vergisi de bütçede 4 milyar 829 milyon 820 bin lira olarak yer alıyor. Bu durumda, vatandaşın cep ve sabit telefon konuşmalarıyla ödediği Özel İletişim Vergisi bile beyannameli Gelir Vergisi mükelleflerinden alınan verginin neredeyse 2 katını buluyor.

SİGARANIN ZEHİRİ TİRYAKİYE, ZENGİNLİĞİ DEVLETE

Yapılan hesaplamalara göre, ülkemizde sigara üzerindeki vergi yükü yüzde 78,25'e ulaşıyor. Halen 7 liraya satılan bir paket sigara için vatandaş, 4,41 lira ÖTV, 1,067 lira da KDV ödüyor. Böylece 7 liranın 5,4775 lirası vergilere gidiyor.

Vergi tutarı, 5 liralık sigarada 3,9125 lira, 4,5 liralık sigara da 3,5212 lira olarak belirleniyor.

29,9 liraya satılan 70'lik rakıdan da 12,474 lira ÖTV, 4,559 lira KDV alınıyor. Böylece rakıda, toplam vergi tutarı 17,033 lirayı, vergi yükü ise yüzde 56,97'yı buluyor.

ARABANIN DA, YAKITININ DA VERGİSİ ÇOK YÜKSEK

KDV ve ÖTV tutarları, motorlu taşıtlar ve akaryakıt fiyatları içinde de önemli bir yekün tutuyor.

Motorlu taşıtlardaki vergi yükü yüzde 38 ile 47 arasında değişiyor. 1600 motor hacimli bir otomobilin vergi öncesi 30 bin 221 lira olan fiyatı, vergi sonrası 49 bin 600 liraya yükseliyor.

Bu otomobil için vatandaş 11 bin 181,9 lira ÖTV, 7 bin 452,6 lira KDV ödüyor. 324 liralık Motorlu Taşıtlar Vergisi de (MTV) dahil edildiğinde, söz konusu araçtaki toplam vergi miktarı 18 bin 958,5 liraya ulaşıyor. Böylece, bu aracın satış fiyatının yüzde 38,2'si vergi olarak devlete aktarılıyor.

2000 motor hacimli bir otomobilde ise vergi yükü yüzde 47'lere çıkıyor. Vergi öncesi fiyatı 54 bin 69 lira olan bir otomobil için vatandaş, 48 bin 910 lira vergi ödüyor.

Kurşunsuz benzinin satış fiyatının yüzde 67,07'sini, motorinin yüzde 58,16'sını, gaz yağının yüzde 46,16'sını, otogazın da yüzde 79,79'unu vergiler oluşturuyor.

Ankara'da satış fiyatı 3,65 lira olan 95 oktan kurşunsuz benzin için vatandaş, litre başına 1,8915 lira ÖTV, 0,5566 lira KDV ödüyor. Böylece kurşunsuz benzindeki toplam vergi yükü 2,4481 liraya çıkıyor.

3,04 liraya satılan motorinde de ÖTV tutarı litre başına 1,3045 lira, KDV tutarı ise 0,4636 lira olarak belirleniyor.

KULLANIM ÜCRETİ 1 LİRA, FATURA İSE 17 LİRA
Cep ve sabit telefonlarda da KDV ve Özel İletişim Vergisi vatandaşın belini büküyor.

Bu ay ödemesi yapılacak bir sabit telefonda kullanım ücreti 1,33 lira, fatura tutarı ise 17,10 lira olarak hesaplanıyor. Söz konusu abonenin faturasında aylık ücret 11,15 lira, diğer ücretler de 0,38 lira şeklinde yer alıyor. Bu faturanın KDV tutarı 2,31 lira, Özel İletişim Vergisi tutarı da 1,93 lira olarak tespit ediliyor. Bu şekilde 1,33 liralık konuşma yapılan fatura için vatandaşın cebinden 4,24 lira vergi çıkıyor.

110 liralık bir cep telefonu faturasında ise 72,96 liralık kullanım ücretine karşılık aboneden 13,70 lira KDV, 19,03 lira Özel İletişim Vergisi alınıyor. Diğer vergi, harç ve fonlar adı altında da aboneye 1 liralık ek maliyet çıkarılıyor. Buna göre, söz konusu faturadaki vergi yükü yüzde 30,72'yi buluyor.

Finlandiya sigarayı yasaklıyor


Finlandiya hükümeti, sigarayı tamamen yasaklayan ilk ülke olmaya hazırlanıyor.

İlkbahara kadar yürürlüğe girmesi beklenen yeni yasa tasarısında tütün ürünlerinin raflardan tamamen kalkması, hatta insanların özel araçlarında bile, eğer araçta 18 yaşından küçük biri varsa sigara yasağı öngörülüyor.

Finlandiya Dışişleri Bakanı Ilkka Oksala, yeni yasa tasarısının sigaradan kesin olarak "kurtulmayı" öngördüğünü belirterek, bunun tütün üreticilerine karşı bir savaş değil, halkın sağlığıyla ilgili bir durum olduğunu vurguladı.

Tütün üreticileri hükümetin kararına karşı resmi şikayette bulunmayı düşünüyor.

Bu arada, halkın sigara tiryakisi olan yüzde 20'sinin çoğunluğu da hükümetin kararını destekliyor.

16 Ocak 2010 Cumartesi

Yatmadan önce mutlaka su için


Kalp krizine karşı yatmadan önce birkaç bardak su içilmesi krizi önlüyor.

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Türk, özellikle kalp ve damar hastalığı olan kişilerde, vücudun aşırı sıvı kaybetmesi sonucunda kanın akışkanlığının azalmasının kalp krizine ve felce neden olabildiğini, bunun önüne geçilebilmesi için yatmadan önce birkaç bardak su içilmesinin yararlı olacağını söyledi.

SÜ Meram Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, suyun doğru zamanlarda, doğru miktarlarda içildiğinde insan sağlığı için birçok yararı olduğunu hatırlattı.

İnsan vücudunun yüzde 60-70'inin sudan oluştuğunu, bu nedenle vücudun su dengesinin büyük önem taşıdığını ifade eden Türk, ''Bu sıvı dengesinin sağlanması ve metabolizma sonucu ortaya çıkan zehirlerin atılması için günde 1, 1.5 litre idrarın çıkarılması lazım. Bu 1 litre idrarın çıkması için de günde 2-2.5 litre su içilmesi gerekir'' dedi.

-YATMADAN ÖNCE İÇİLEN SU KALP KRİZİ RİSKİNİ AZALTIYOR-

Prof. Dr. Türk, kanın yüzde 80'inin sudan oluştuğunu, bu suyun kanın akışkanlığını sağladığını vurgulayarak, şunları anlattı:

''Kanın akışkanlığının azalması, bazı sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Özellikle kalp ve damar hastalığı olan kişilerde, vücudun aşırı sıvı kaybetmesi sonucunda kanın akışkanlığının azalması, kalp krizi ve felce neden olabiliyor. Kan akışkanlığında kanın içindeki sıvı miktarının önemli etkisi var. Akşamları biraz fazla yemek yendiğinde kan içindeki yağ, kolesterol ve protein miktarı artarak akışkanlık azalır. Akşam yemeğinde ve yatmadan önce içilen birkaç bardak su kanın akışkanlığını artıracağı için kalp krizi riskini de azaltıyor. Bu nedenle sağlımız için gün içinde 2-2.5 litre, yatmadan önce de en az birkaç bardak su içmeliyiz.''

Yemeklerden en az yarım saat önce de bir bardak su içilmesi ile yiyeceklerin hazmedilmesinin kolaylaşacağını dile getiren Prof. Dr. Türk, aynı şekilde beden ısısının düzenlenmesinde de rolü olan suyun, idrar, ter, nefes ve gaita yolu ile vücuttaki atıkların atılmasında önemli etkisi olduğunu bildirdi.

Suyun, hücrelere gıda ve oksijen taşınmasını sağlama, yiyeceklerin vücutta enerjiye çevrilmesi gibi birçok konuda rolü olduğunu anlatan Türk, dengeli sıvı almanın önemli olduğunu belirtti.

SÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Türk, sıvı ihtiyacının da su, çay ve dengeli içeriği olan maden sularıyla giderilebileceğini sözlerine ekledi.

'Domuz gribi hala etkili'

Dünya Sağlık Örgütü, domuz gribi salgınının dünyanın bazı bölgelerinde hala etkili olduğunu bildirdi.

Domuz gribi salgınında bugüne kadar dünya çapında ölenlerin sayısını 14 bin olduğunu kaydeden DSÖ, Hindistan'da vakalar en fazla Aralık ayında artarken, bu ülkenin komşuları Nepal ve Sri Lanka'da salgının hala yayılmaya devam ettiğini kaydetti.

DSÖ, Fas, Cezayir ve Mısır'da H1N1 virüsünün etkin biçimde yayılmaya devam ettiği, aralarında Türkiye, Romanya, Ukrayna ve İsviçre'nin bulunduğu bazı Avrupa ülkelerinin de hastalığa bağlı solunum yolu rahatsızlıklarını iletti bildirildi.

A.A.

Seksapelitenin sırrı çözüldü


Erkeğin bir kadını çekici bulma sebepleri öyle ilginç ki!

Üzgünüz... Yaptığınız diyetler, giysilere harcadığınız maaşlar boşuna. Bilim adamlarına göre erkeklerin kadınları çekici bulma sebepleri akla hayale gelmeyecek kadar özel.

Son 60 sene içinde çekicilik üzerine yapılan hemen her araştırma şairler, ressamlar ve yazarların son 6 bin yılda yazdıklarıyla aynı sonuca ulaşıyor: Bir kadının görünümü, vücudu ve bunlarla yapabilecekleri, bir erkek için zekası ve bilgisiyle yapabileceklerinden çok daha ilginç!

İşte bilim adamlarının araştırmaları çerçevesinde bir erkeğe neden ve nasıl çekici geldiğimiz. 21'nci yüzyıl erkeğinin bir kadında ilk gördüğünde aradığı şeyler, büyük büyük büyük büyükbabalarıyla aynı. Fark ise, uzun dönemli ilişkide aradıkları özelliklerde ortaya çıkıyor. Unutmayın ki, aşağıda belirteceğimiz özellikler, bir erkeğin, bir kadını tanımadan ya da az tanıdığında ona doğru çekilmesine sebep olan özelliklerdir.

Ağız

Kadınlar, dudakları ağzın içinde değil de dışında olan tek memeli! Zoologlar, dudakların kadının genital organlarının aynası olacak şekilde sonradan geliştiğine inanıyorlar. Çünkü vücudun bu her iki parçası da aynı büyüklük ve kalınlıkta ve seks anında her ikisi de genişleyip kanla doluyor. Bu "genital eko" denen olay, erkeğe verilen ilk sinyallerden.

Küçük burun

Küçük bir burun, çocuksuluğu çağrıştırırken, erkekte koruma içgüdülerini uyandırır. Çizgi film yaratıcıları, kahramanlarını bu yüzden hep kocaman gözlü ve küçük burunlu çizerler.

Uzun saç

Sarışın kadınların, esmer kadınlara göre östrojen hormonlarının daha yüksek olduğu tespit edilmiş. Bu, erkek gözünde sarışınların daha verimli olarak kodlanmasına sebep olur. İngiltere'de yapılan bir araştırmada, erkeklerin yüzde 74'ü uzun saçlı kadınları tercih ettiğini söylerken, sadece yüzde 12'si kısa saçlı kadınlar için oy kullanmış.

Atletik vücut

Seksapelite listesinin başındaki özellik, atletik bir vücut. Aslına bakarsanız, antropolojik olarak güçlü, fit bir vücut erkeğe sağlıklı çocuklar taşıyabilecek ve gerekirse tehlikeden koruyabilecek bir dişi imajı veriyor. Birçok erkek, dolgun vücutlu ya da kilolu bir kadını, zayıf bir kadına tercih etmelerinin esas sebebinin, vücuttaki daha fazla yağın daha iyi emzirme demek olduğunu bilmiyordur sanırım. Çok az kadın, dünyanın en seksi kadınlarından biri olan Marilyn Monroe'nun 44 beden olduğunu ve tombul ayaklara sahip olduğunu biliyordur herhalde...

Uzun bacaklar

Hiç düşündünüz mü uzun bacaklar neden daha seksidir? Bunun arkasındaki prensip aslında çok basit. Bir kadının bacakları uzadıkça bu iki bacağın birleştiği kısım göze daha çok görünür olur. Eğer bir kadının cinsel organı kollarının altında olsaydı, inanın bacaklarına ikinci bir bakış bile atılmazdı! Bir kız çocuğunda, bebekken bacak boyu kısayken, ergenlik çağında kandaki hormonlar sebebiyle bacaklar uzamaya başlar. Bu erkek cinsine, çocuk taşıyabileceği mesajını vermektedir. Barbie bebeklerin de, güzellik yarışmalarındaki finalistIerin de bacakları uzundur. Her ne kadar anneleri kızsa da, genç kızların kısa etekler giyerek bacak boyunu uzun gösterme çabalarının altında da, tüm kadınların verdiği rahatsızIıklara rağmen topuklu ayakkabılar giymelerinin altında da bu sebep yatar aslında...

Büyük göğüsler

Bir kadının göğüsleri, yağdan oluşur. İnsanoğlu dört ayak üzerinde yürüdüğü zamanlarda göğüsleri bugünkü kadar önemli değildi, çünkü erkek cinsi dişisini arkadan görüntüsüyle seçiyordu. İnsanoğlu, iki ayak üzerine geçtikten sonra göğüsler karşıdan gelen erkeğin ilgisini çekmek için büyüdü.

Çok ilginç bir araştırma sonucu daha:

Periodumuzun 14 ve 18'inci günleri arasında, yani tam da yumurtlama döneminde daha yüksek topuklu ayakkabılar ve daha çarpıcı elbiseler giyeriz. Ayrıca düz bir karın, yuvarak kalçalar, düzgün ve kavisli bir sırt, uzun bir boyun yine erkeklerin kadınlarda seksi bulduğu özellikler. Bir de unutmadan, binlerce yıl boyunca kulak memesi erotik simge olarak kabul edildi. Şu anda Afrika'da, Kenya kabilelerinde hala kulak memelerini uzatmak için ağırlıklar takılır. Modern kadınsa aynı etkiyi yaratmak için uzun küpe kullanıyor artık. Avize küpe modası boşuna değil!

ELİTKADIN

Alışverişte 385 kalori yakıyoruz

Haftada ortalama 2,5 saatlerini bu iş için harcayan kadınlar 385 kalori yakıyor.

Birleşik Krallık'ta yapılan bir araştırmaya göre, kadınlar alışveriş yaparken 385 kalori yakıyor ve haftada ortalama 2,5 saatlerini bu iş için harcıyorlar.

Ülkenin popüler Debenhams mağazaları tarafından yaptırılan ve 2 bin deneğin katıldığı araştırmaya göre, indirimi yakalamak için alışverişte yılda toplam 250 kilometreye yakın yol kateden kadınların yarısından biraz fazlası, bir alışveriş gününden sonra kendilerini spor salonunda egzersiz yapmaktan daha yorgun hissettiklerini belirtiyor.

İngiliz basınında yer alan araştırmaya göre, kadınların alışveriş sırasında ortalama 4,7 km yol katetmelerine ve mağazaları taramak için haftada 2,5 saat harcamalarına karşın, erkekler ortalama 2,4 km yol katediyor ve haftada 50 dakika sarf ediyor.

Kadınlar alışveriş sırasında doktorlar tarafından tavsiye edilen günlük 10 bin adımın dörtte üçüne yakınını yerine getirerek, 7 bin 305 adım atıyor.

Araştırmaya katılan 10 kadından 9'u, büyük bir alışveriş için eşofman veya rahat ayakkabılar giydiğini açıklarken, üçte ikisi bunu geçerli bir sportif egzersiz olarak görmediğini belirtiyor.

Denek kadınların üçte biri haftada bir kez "ciddi" alışveriş yaptığını, 10 kadından 8'i de arkadaşlarıyla gittiğinde daha uzun alışveriş yaptığını ve daha çok gezdiğini kabul ediyor. Kadınların yüzde 45'i de ara ve mola vermeden "yıkılana dek alışveriş" yaptığını söylüyor.

Araştırmanın verilerine göre, haftada iki kez alışveriş yapan kadınların, ayda 2 kiloya yakın kilo kaybetmelerini sağlayacak kadar "egzersiz" yapmış gibi olacakları hesaplanıyor.

Düşük kalorili bir tatlı üreticisi tarafından bu konuda yapılan bir başka araştırmada da uzmanlar kadınların rafları taradıkları her beş dakikada beş kalori, yılda yaklaşık 48 bin kalori yaktıklarını hesap ediyorlar. Bunun günlük 1940 kalori alımı tavsiye edilen kadınların 25 gününe bedel olduğu belirtiliyor.

3 bin kişinin katıldığı bu araştırmada da kadınlar, ayda 11 kez alışverişe çıktıklarını ve yaklaşık 13 saat harcadıklarını açıklıyorlar.

Araştırmacılar, 3 saatlik bir alışverişin 495 kalorilik bir Big Mac hamburgeri, iki saatlik alışverişin de 283 kalorilik kremalı bir kahveyi yakabileceğini hesaplıyorlar.

Erkekler kadınlardan ileride!


Kadınlar, erkeklerin ilkel olduğunu düşünse de...

Kadınlar, erkeklerin ilkel olduğunu düşünse de, yeni yapılan araştırmanın sonuçları çok farklı görünüyor

Yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, bebeğin erkek olmasını sağlayan Y kromozomu insan genetik kodundaki diğer herşeyden daha hızlı evrimleşiyor.
Araştırma, insanların ve insana en yakın canlı olan şempanzelerin Y kromozomları arasında sadece yüzde 30'luk bir fark olduğunu ortaya koydu.

Bu fark, insanın genetik koduyla şempanzenin kodu arasında aranın en açık olduğu nokta. Diğer kısımlarda insan-şempanze farkı sadece yüzde iki.

Y kromozomlarındaki bu değişikliğin son 6 milyon yıl içerisinde meydana geldiği düşünülüyor, evrim sözkonusu olduğunda kısa bir süre.

Cambridge Üniversitesi Whitehead Enstitüsü yöneticisi ve MIT'de bioloji profesörü olan Dr. David Page, "Gördüğümüz kadarıyla, Y kromozomu insanın kendisini en hızlı geliştiren kromozomu" diyor ve ekliyor "Sürekli yeniden inşa edilen bir ev gibi"
Ancak erkekler kendilerinden çok etkilenmeden önce, araştırmacılardan bir uyarı var: "Cinsiyeti belirleyen Y kromozomunun hızlı evrimleşiyor olması, erkeklerin de daha gelişmiş olması anlamına gelmeyebilir"

Domates prostatın ilacı gibi


Likopen yönünden zengin meyve ve sebzeler yiyin.

İçerdikleri likopenin antioksidan etkisi nedeniyle başta domates olmak üzere, pembe greyfurt ve karpuz gibi özellikle likopen yönünden zengin olan meyve ve sebzeler bazı kanser türlerine karşı koruyucu etki gösteriyor. Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. Sevinç Yücecan, pişmiş domates tüketiminin prostat kanser riskini önemli derecede azalttığını belirtiyor.

Yüzde 35 oranında azalıyor

Prof. Yücesan; haftada 10 porsiyondan daha fazla domates tüketenlerde, haftada bir buçuk porsiyon tüketenlere kıyasla prostat kanser riskinin yüzde 35 oranında azaldığını anlatıyor.