31 Mayıs 2021 Pazartesi

İklim değişikliği ilk kez Merkez Bankası raporuna girdi

 

Merkez bankalarının gündeminde iklim değişikliği konusu öne çıkıyor. Japonya Merkez Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda'nın iklim değişikliğinin para politikası açısından tartışma başlıklarından biri olacağını ifade etmesinin ardından Türkiye'de Merkez Bankası finansal raporuna ilk kez iklim değişikliği ile ilgili ifadeler girdi.


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yayımladığı Finansal İstikrar Raporu’nda ilk defa iklim değişikliğinden kaynaklanan finansal riskler ve çevreci finans konusunda çalışmasını yayımladı.


Raporda “İklim değişikliği, uluslararası finansal kuruluşlarca finansal sistem için çeşitli riskler barındıran yapısal bir sorun olarak ele alınmaktadır” diye belirtilirken Avrupa Birliği’nin Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ile büyüme stratejisinden de bahsediliyor.

Raporda Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda AYM kapsamında Türkiye’yi etkileyebilecek geçiş risklerinin yönetilmesi için çalışmalar yürütüldüğü belirtilirken bu sürecin düzensiz yönetilmesi halinde firmaların kırılganlıklarının artabileceği vurgulanıyor.

Bankacılık sektörü tarafından ihraç edilen çevreci/sürdürülebilir tahvil miktarı 2016 yılından bu yana artarak toplam 2,7 milyar dolara ulaştığı ifade edilirken, finansmanın büyük kısmının Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Dünya Bankası, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası, Fransız Kalkınma Ajansı ve Alman Sanayileşme Fonu gibi kuruluşlarca sağlandığına değinildi.

Japonya Merkez Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda da cuma günü bankanın para politikası tartışmalarında iklim değişikliğinin göz önüne alınacağını belirtmişti.

İklim değişikliğiyle önemli derecede ilgilendiklerini belirten Kuroda, “Doğal olarak, para politikaları tartışmalarında bu soruna karşı nasıl bir cevap vermeliyiz konusu konuşulan başlıklardan biri olacak” dedi.

Kuroda, merkez bankasının yeşil tahvil alımına başlayıp başlamayacağıyla ilgili sorulara ise “Merkez bankasının yeşil tahvil alıp almamasıyla ilgili tartışmalar sürüyor ama bu para politikasının değil varlık yönetiminin konusu” dedi.

Marmara Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova merkez bankalarının gündeminde iklim değişikliğinin giderek daha fazla yer almasıyla ilgili “İklim değişikliği özellikle ekonomik etkileri çok fazla olacağı için Merkez Bankaları düzeyinde ele alınıyor. Çünkü en çok etkileyeceği alanlardan biri bankalar şirketler bazında diğeri de sigorta şirketleri” dedi.

Finansal olmayan raporlama kapsamında halihazırda sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde iklim değişikliğinin ele alındığını belirten Arzova, “Ancak şimdi özellikle iklim değişikliği raporlaması adı altında hem etki hem de önlemlerin bilanço dönemleri bazında incelenmeye başlandığı bir döneme giriyoruz” diye ekledi.

Arzova, bütün bunlardan dolayı TCMB’nin bu risklere vurgu yapmasının iklim değişikliğinin ekonomik etkilerinin farkına varılması için önemli olduğunu belirtti.

TSKB Başekonomisti Dr. Burcu Ünüvar da TCMB’nin öncellikle araştırma faaliyetleri içerisinde iklim krizinin etkilerini ele almasını faydalı bir başlangıç olarak gördüğünü belirtti.

Ünüvar, "Para politikası talep cephesinden gelen riskleri yönetme konusunda daha doğrudan araçlara sahip. İklim krizinin getirdiği arz yönlü şokların yönetimi daha detaylı ve bütüncül bir yaklaşımı gerektiriyor. Bu da, Yeşil Merkez Bankacılık ve Yeşil Para Politikası Araçları kavramlarının yakın zamanda artan şekilde gündeme girmesini sağladı. İklim krizinin etkilerinin sayısallaştırılarak para politikası iletişimi içerisinde paylaşılması, bir toplumsal mutabakat rejimi olan Enflasyon Hedeflemesi için son derece kritik adımlardan biri olarak öne çıkıyor. Dünyanın ve ülkemizin ajandası iklim krizi ile mücadelede, merkez bankalarının rolünün giderek artacağına işaret ediyor. Bu açıdan, TCMB’nin de Finansal İstikrar raporunda konuya giriş yapmasını son derece olumlu buluyorum. Çalışmalarının devamının geleceğini tahmin ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.


 

31 Mayıs Dünya Sigarayı Bırakma Günü

 

'Tütün kullanımı dünyanın gördüğü en büyük toplumsal sağlık tehdidi'

Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre, tütün kullanıcılarının yarıya yakını hayatını tütün kullanımı sebebiyle kaybediyor. Her yıl 6 milyon kişi tütün kullanımından dolayı hayatını kaybederken, yaklaşık 900 bin kişi de 'pasif içici' olarak tütünün etkilerine maruz kaldığı için ölüyor.

Ancak bu veriler ortaya çıkmadan önce, yüzyıllar boyunca sigara içmek sağlıklı bir alışkanlık sanılıyordu. Hatta 16. yüzyılda tütün, "kutsal ot" ve "tanrının şifası" olarak adlandırılıyordu.

Bu yaygın inanışa ek olarak, bilim insanları da tütünün faydaları konusunda çalışıyordu. Hollandalı tıp araştırmacısı Giles Everard'a göre tütün öyle faydalıydı ki; kullanımını artarsa, insanlar doktorlara daha az ihtiyaç duyacaktı.

1587'de yazdığı "Panacea [Tütün] ya da Evrensel Tıp, Pipoyla Alınan Tütünün İnanılmaz Yararlarının Keşfi" isimli kitabında şu ifadelere yer vermişti:"Tütün içmek tüm zehir türlerine ve bulaşıcı hastalıklara karşı harika bir panzehir görevi görüyor."

30 Mayıs 2021 Pazar

Kötü Söz Sahibi Sevilmez (GÜZEL SÖZ, SADAKADIR)

 

Güzel söz; gönül alan, onur kırmayan hak ve doğruyu gösteren bütün sözlerdir. Fertler arasında sevginin, hak ve doğrunun üstün tutulması, nefret ve düşmanlığın giderilmesi, hakka uygun sözlerle mümkün olmaktadır. Allah, bir toplumun, diğerini ayıplamamasını, aleyhinde iftira ve gıybette bulunmamasını emretmektedir. 

Sözlerin en güzeli olan Allah’ın kelamını ümmetine tebliğ eden Hz. Peygamber (sas) de birçok hadislerinde insanlara karşı güzel söz söylemeyi emir ve tavsiye etmiş ve bizzat kendisi de hayatı boyunca kaba sözden sakınmış; şahsına hakaret eden insanlara bile; “Allah’ım onlara hidayet et. Çünkü onlar gerçeği bilmiyorlar.” diyerek duada bulunmuş ve yumuşak, güzel muamele etmiştir.

Cabir İbn Abdullah, Peygamber Efendimiz (S.A.V.)'in " Kötü söz ve harekette bulunanla kendini kötü söz ve hareketlere zorlayanı ve çarşılarda bağırıp çağıranı Allah sevmez" buyurduğunu rivayet eder. Müslüman, elinden ve dilinden zarar görülmeyen insandır; başkalarına dil uzatmak, lanet etmek, kötü iş yapmak ve kötü söz söylemek, Müslümana yakışmayan hallerdir. Mü'minin en düşük ahlaklısı, kötü sözlü olandır. 

Kalbe Sıkıntı Veren Şey

 

İki haslet vardır ki, kalbe sıkıntı verir. Çok konuşmak, çok yemek. Kanaatkar olmanın, dünyada izzetle yaşamaktan başka bir faydası olmasa, kanaatkar olarak yaşamak için bu bile kafi gelir. Konuşurken sana kendini beğenmişlik hali gelirse sus, susunca kendini beğenmişlik hali gelirse konuş. Her kim hürriyetin hazzını tatmak istiyorsa sırrını pak tutsun. Konuşmak hoşuna giderse sus, susmak hoşuna gidince konuş. 

(Bişr-i Hafi)

Veysel Karani Hazretleri

 

Anadolu halk kültüründe Veysel Karanî diye anılan Üveys el-Karanî, zâhidâne hayatı dolayısıyla tasavvuf ehli tarafından örnek bir şahsiyet kabul edilmiştir. Veysel Karanî Yemen’de deve çobanlığı yaparak, geçimini sağlayan bir zâhiddi. Muhtemelen İslam’ı anlatmak üzere Yemen’e giden Müslümanlar vasıtasıyla İslamiyet’i kabul etmiştir. Medine’ye gidip Hz. Peygamber’i ziyaret etme arzusuna rağmen yaşlı annesini bırakamamış, daha sonra annesinden kısa süreliğine izin alıp Medine’ye gelmiş, ancak Resûl-i Ekrem’i o gün evde bulamadığından görememiş ve aynı gün Yemen’e dönmek zorunda kalmıştır.

Bazı hadis kitaplarındaki rivayetlere göre Hz. Ömer, halifeliği döneminde Yemen’den gelen bir grup insana aralarında Üveys el-Karanî’nin bulunup bulunmadığını sormuş, Üveys ortaya çıkıp kendini tanıtmış, Hz. Ömer de Resûl-i Ekrem’in kendisine ileride Üveys’in Medine’ye geleceğini haber verdiğini ve onu gördüğü takdirde dua istemesini tavsiye ettiğini söylemiş, Üveys de ona dua etmiştir.

KAYNAK: DİYANET TAKVİMİ
31 MAYIS 2021

 

Bugün 31 Mayıs 2021;

Dünya Sigarayı Bırakma Günü

Muş Depremi (1945)

Kanije Zaferi (1664)

Dünyayı ve ondaki mahlukatı mana-yı harfiyle sev; mana-yı ismiyle sevme. "Ne kadar güzel yapılmış" de. "Ne kadar güzeldir" deme. (Bediüzzaman)

Bir Hadis: Bedeninin, senin üzerinde hakkı var! (Müslim, Sıyâm, 182)

Söz ola kese savaşı

 

Bizim Yunus ne güzel söylemiş:

Söz ola kese savaşı / Söz ola kestire başı

Söz ola ağulu aşı / Bal ile yağ ede bir söz.

Evet, söz ağızdan bir kez çıkar ama bıraktığı tesir çok uzun sürer. Düşmanı dost eylediği gibi, dostunu da düşman eder bir söz. Atalarımız bir söylerken bin kere düşünmeyi, ölçüp biçip de konuşmayı tavsiye etmişlerdir. Aklına eseni söyleyenler kadar, düşünerek yerinde ve zamanında konuşanların ibret dolu nice hikâyeleri kitaplarda mevcuttur. Padişahın biri öfkelenmiş, bir anlık öfkenin tesiriyle esirinin öldürülmesini ferman eylemiş. Cellatlar esiri yakalayıp padişahın hükmünü icra etmeye hazırlanırlarken, esir ümitsizlik içinde padişah hakkında nahoş sözler sarf ediyormuş. Padişah kulak kabartsa da esirin sözlerini duyamamış ve yakında olan vezirine sormuş. Vezir acımış zavallının hâline ve; “Öfkelerini yenenler ve insanları affedenler cennetliktir.” diyor “padişahım” diye cevap vermiş. Bu söz padişahın çok hoşuna gitmiş ve esiri affetmiş.

KAYNAK: DİYANET TAKVİMİ
30 MAYIS 2021

 

Bugün 30 Mayıs 2021;

Açlıkla Mücadele Haftası (30 Mayıs-5 Haziran)

Alaaddin Keykubat'ın Vefatı (1236)

Bir Ayet: Gün gelecek, takva sahiplerini seçkin konuklar olarak Rahman'ın huzurunda toplayacağız. (Meryem, 19/85)

Bir Ayet: En güzel isimler, Allah'ındır. o isimlerle O'na dua edin. (A'raf Suresi, 180)

Bir Hadis: Allah’ım! Kendimi Sana teslim ettim. İşimi Sana havale ettim. Senden korkarak aynı zamanda Sana karşı ümit var olarak Sana sırtımı dayadım. (Buhârî, Deavât, 6)


29 Mayıs 2021 Cumartesi

 

"Hayatınızda öyle bir iş tercihi yapın ki, hem yaptığınız işten zevk alın, hem para kazanın, hem de geriye dönüp baktığınızda "- Keşke bu işin yerine şu işi yapsaydım" diyerek pişmanlık duymayın. Ama ne yaparsanız yapın, yaptığınız işin hakkını vererek yapın."

28 Mayıs 2021 Cuma

İstanbul'un Fethi

 

İstanbul binlerce yıl öncesinde dahi farklı milletlerin sahip olmayı arzu ettiği ve sahip olmak için çaba sarf ettiği bir şehirdir. Müslümanlar, Hz. Peygamber’in “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, fetheden ordu ne güzel ordudur.” (İbn Hanbel, IV, 335) sözünü işittikleri günden itibaren, bu müjdeye nail olabilmek için hareket etmişlerdir. Bu bağlamda Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in de katıldığı, Hz. Peygamber’i Medine’ye ayak bastığında evinde altı ay misafir eden Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin şehit olduğu fetih hareketi, müjdelenen komutan ve asker olmak için Müslümanlar tarafından bu uğurda atılan adımların ilkidir. İstanbul yakınlarında uç beyliği kuran Osmanlı sultanları ilk günden itibaren sahabe ve tâbiîn nesline nasip olmayan bu müjdeye kavuşmak için projeler üretmişlerdir. Ancak bu kutlu zafer II. Mehmed’e nasip olmuştur. Genç padişah, gerekli bütün tedbirleri alarak, Allah’a tevekkül etmiş ve uzun bir kuşatmadan sonra 29 Mayıs 1453 günü İstanbul’u fethederek bu müjdeye nail olmuştur.

KAYNAK: DİYANET TAKVİMİ

29 MAYIS 2021

 

Bugün 29 Mayıs 2021;

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u Fethetti, Ortaçağ'ın kapanışı, Yeniçağ'ın açılması (1453)

Bir Hadis: İstanbul, bir gün elbet fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandandır. Onu fetheden asker ne güzel askerdir. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 335)

Kalbinizin katılaşması, bizi, damarlarımızın katılaşmasından daha çabuk yaşlandırır. (Ello)


27 Mayıs 2021 Perşembe


    Hazırladığınız kekin ortasına malzeme koyacağınız zaman bıçak ile kesmenize gerek yok. Dikiş ipliğini kekin etrafına gerip dikkatlice çektiğiniz zaman düzgün bir şekilde kesildiğini göreceksiniz.

Yemek yeme adabı

 

1. Yemeğe “bismillâh” diyerek başlamak.

2. Sağ el ile yemek.

3. Aynı kaptan yendiği takdirde, yemeği kendi önünden almak.

4. Yemeği beğenmemezlik etmemek. Peygamberimiz hiçbir yemeği kötülememiştir. O, isteği varsa yer, isteği yoksa bırakırdı.

5. Lokmayı ağza göre alıp iyice çiğnedikten sonra yutmak.

6. Lokma ağzında iken konuşmamak.

7. Suyu içmeden önce bardağa bakmak.

8. Suyu bir solukta içmemek. Peygamberimiz suyu üç solukta içerdi.

9. Bardağın içine nefes vermemek.

10. Yemek esnasında başkalarını tiksindirecek ve iğrendirecek söz ve davranışlarda bulunmamak.

11. Yemek esnasında ağzında lokma ile konuşmamalı.

12. Ekmeği yere atmamak ve üzerine tabak, tuzluk ve benzeri şeyleri koymamak. Elini veya bıçağı ekmekle silmek de uygun değildir.

KAYNAK: DİYANET TAKVİMİ
28 MAYIS 2021

 

Bugün 28 Mayıs 2021;

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü En Çok Konuşulan Diller Arasına Türkçe'yi de Aldı. (1954)

Uluslararası Hicri Takvim Birliği Kongresi Yapıldı. (28-30 Mayıs 2016)

Dünya Kıble Günü, Türklerin Rumeli'ye geçişi (1356)

Sayıştay'ın Kuruluşu (1862)

Taksim Camii Bugün İbadete Açılıyor

Bir Ayet: Her nereden çıkarsan, yüzünü Mescid-i Harâm tarafına çevir… (Bakara, 2/150)

Azerbaycan Cumhuriyet Bayramı ile Bağımsızlığının 103. Yıldönümü (28 Mayıs 1918)

Azerbaycan Cumhuriyet Bayramı, Azerbaycan'ın bağımsızlık günü. 1991 yılından beri resmi bayram olarak kutlanmaktadır. Azerbaycan'da Cumhuriyet günü 28 Mayıs Azerbaycan'ın bağımsızlık günüdür. Cumhuriyet Günü hükümet ve kamuoyu tarafından her yıl bayram olarak kutlanır.

Cennet ve Cehennem

 

 Hiçbir idare yoktur ki görevine düşkün sadık memurları mükafatlandırıp suç işleyenleri de cezalandırmasın. Kainatın sahibi Allah da elbette ki emirlerine uyanlarla uymayanları ayırt edecek, davranışlarına göre ya mükafat ya da ceza verecektir. Mükafat yeri cennet, ceza yeri de cehennemdir.

 İnsanlar akıl ve iradeleriyle ya cennete, ya da cehenneme giden yolu tercih ederler. Kulları hata yaptığında onları ümitsizliğe atmamak için Cenab-ı Hak tevbe kapısını devamlı açık tutmuş, pişman olup dönüş yapanların günahlarını bağışlayacağını, tertemiz olacaklarını bildirmiştir. 

 Cennet yolcuları, son ana kadar cennete götüren yoldan sapmamalıdırlar. Haramlara girme, farzları yapmama cennet yolundan sapma; cehenneme götüren yola girme demektir. Kişi tevbe edip dönüş yapmazsa gözünü cehennemde açar. İnkarcı, yalancı, hain, katı kalpli, cimri, kötü ahlaklı, dili bozuk, kibirli insanların tevbe etmedikleri takdirde gidecekleri yer cehennemdir. İnançlı, güzel huylu kimseler de cennete giderler. 

 Geçim için sabahın erken vaktinde kalkıp akşam geç vakitlere kadar çalışan insanoğlu, ebedi kalacağı cennet için de herhalde biraz gayret göstermelidir. Unutulmamalı ki, "Cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzümsuz değil."

26 Mayıs 2021 Çarşamba

Önden Gidenler

 

O kimseler ki, Rablerinin korkusundan ürperirler. Onlar Rablerin ayetlerine iman etmekte sebat gösterirler. Onlar Rablerine asla ortak koşmazlar. Onlar verdiklerini, Rablerinin huzuruna dönecekleri korkusuyla kalpleri ürpererek verirler.  İşte onlar hayırlı işlerde yarışanlar ve bu yolda önde gidenlerdir. Biz kimseyi gücünün yettiğinden fazlasıyla mükellef tutmayız. (Mü'minun Suresi, 57-62)

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır

 

Muhammed Hamdi Yazır, 1878 yılında Antalya’nın Elmalı ilçesinde dünyaya geldi. İlk tahsilini ve hafızlığını burada yaptıktan sonra tahsiline İstanbul’da devam etti. Süleymaniye Medresesinde mantık, Mülkiye Mektebinde vakıf hukuku, Mekteb-i Nuvvab ve Mekteb-i Kudatta fıkıh dersleri okuttu. Daru’l-Hikmeti’l- İslamiyye azalığı ve reisliği, ayrıca Evkaf nazırlığı yaptı.

Cumhuriyet’in ilanından sonra TBMM’de Türkçe bir tefsir hazırlatılması kararı alınınca Diyanet İşleri Reisliği bu işi kendisine teklif etti. Elmalılı teklifi kabul ederek tefsiri yazmaya başladı. “Hak Dini Kur’an Dili” adını verdiği meşhur eserini vefat yılı olan 1942’den önce bitirmeye muvaffak oldu. Kültürlü, mütefekkir bir din alimi olan Elmalılı Muhammed Hamdi, aynı zamanda sanatçı bir kişiliğe sahipti. Türkçe, Arapça ve Farsça şiirler yazmış olmasına rağmen edebi yönüyle pek tanınmamıştır. Elmalılı’nın sanatçı kişiliği daha çok hattatlığında ortaya çıkmış ve çeşitli levhalar yazmıştır.

KAYNAK: DİYANET TAKVİMİ

27 MAYIS 2021

 

Bugün 27 Mayıs 2021;

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın vefatı (1878-1942)

27 Mayıs Darbesi (1960)

Yarın yorgun kimselerin değil, rahatına kıyabilenlerindir. (Nurullah ATAÇ)

Bir Hadis : 

Kim bir hayra vesile olursa, o hayrı işleyenin sevabı kadar sevap alır. (Müslim, İmâre, 133)


SIFIR ATIK VE DÖNGÜSEL EKONOMİ

 

2050 yılında E-Atık miktarının şu anki seviyesi olan 50 milyon tondan, 120 milyon tona ulaşması beklenmektedir. Günümüzde elektronik atıkların sadece yüzde 20 si geri dönüşüm tesislerinde işlem görmektedir. Geriye kalan yüzde 80 ise ya yakılmakta ya da diğer atıklarla beraber gömülmektedir.

Çöpe atılan elektronik atıkların yıllık değeri 60 milyar Amerikan dolarının üzerindedir ki bu rakam dünya üzerindeki 120 ülkenin gayrisafi milli hasılasından daha büyüktür. 

Döngüsel ekonomi, kaynakların gereksiz yere çıkarılmadığı, kullanılmadığı ve boşa harcanmadığı, kaynakların birçok yolla tekrar kazanıldığı, sürdürülebilir işler yarattığı ve sanayiye daha fazla değer kattığı bir ekonomidir. Eski cihazların tekrar kullanılması, israfı ortadan kaldırarak ve elektronik aletlere daha uzun bir kullanım ömrü sağlayarak bu döngüsel yaklaşımı tamamlar. Çalışan ürünler, bir bütün olarak içerdikleri malzemelerin ayrı ayrı değerlerinden daha büyük bir ekonomik değere sahip oldukları için, bu ürünlerin kullanım ömrünün uzatılması veya yeniden kullanılması, geri dönüşümlerinden daha da büyük bir ekonomik fayda sağlar.

Eski elektronik eşyaların başta eğitim, iş alanlarında tekrar kullanılması, yeni iş alanları yaratması ve çevresel etkiyi sınırlandırması sayesinde eski elektronik ürünlerimizden sürdürülebilir bir ürün ortaya çıkmaktadır. Maalesef, eski elektronik eşyalarımızın çoğu yeniden kullanılmıyor ve çöplüklere gidiyor. Teknoloji ve elektronik eşya üreten şirketlerin üzerine düşen, eski elektronikleri azaltma ve yeniden kullanma politikalarına uymaktır.

Sıfır atık politikası ve döngüsel bir ekonomi, finansal ve diğer ekonomik krizler durumunda ekonomik büyümeyi koruma potansiyeline sahiptir. “Değer zincirinin her aşamasında israfı azaltarak, döngüsel ekonomi ekonomik büyümenin doğal kaynak kullanımından ayrılmasında ve böylece çevrenin korunmasına yardımcı olmada önemli bir rol oynamaktadır. Yapılan araştırmalara göre, elektronik sanayinde kullanılan nadir toprak elementlerinin kullanımındaki her yüzde 1’lik azalmanın 15-20 milyar dolar bir ekonomik tasarruf ve 100-200,000 yeni iş yaratacağı tahmin edilmektedir. E-atıklar döngüsel bir ekonomide, iş ve verimlilik artışı sağlar, nadir toprak metallerine olan azalacak ihtiyaçla da zararlı çevresel etkileri azaltır.

Eski cihazlarımızın çoğunu tekrar kullanmaya ve farklı bileşenlerini yeni ürünlerde kullanmaya devam ettikçe, döngüsel ekonominin faydalarını görmeye başlayacağız. Yeniden kullanılabilir, verimli ve sürdürülebilir bir ekonomik model elde etmek, toplumun her kesiminin kazanmasını sağlayacaktır.

 Döngüsel Ekonominin Faydaları

  • Ekonomiye Katkı Sunar. Döngüsel ekonomi, özellikle kriz dönemlerinde ekonomiyi koruyacak bir modeldir. ...
  • Hammadde Tasarrufu Sağlar. Doğrusal ekonomidesürekli olarak hammaddeye ihtiyaç vardır. ...
  • Sorumluluk Bilinci Geliştirir. Döngüsel ekonomidesorumluluk sadece üretici firmada değildir.

Magna Madencilik, 2021'de karbon nötrlüğünü elde edecek

 

Kanadalı Magna Madencilik (TSXV: NICU), yıl boyunca üretilen tüm sera gazı emisyonları için dengeleme kredileri satın alarak, dünyanın ilk karbon-nötr nikel arama şirketlerinden biri haline geleceğini duyurdu. 

Ontario merkezli bir firma bir basın açıklamasında , Ontario'nun Niagara kayalıkları boyunca ekosistemlerin işlevini ve çeşitliliğini teşvik eden ve sürdüren Niagara Escarpment Ormanı Karbon Projesini destekleyeceğini söyledi. Carbonzero tarafından Escarpment Biosphere Conservancy ile ortaklaşa oluşturulan bu önlenmiş ormansızlaşma projesi, 190 yönetilen doğa rezervi, 15.000 hektarlık korunan vahşi doğa, 70 kilometre parkur ve 62 tür koruma endişesi için habitatları içeriyor.

Magna ayrıca, önümüzdeki günlerde mahsup kredilerinin resmi olarak CSA Tescilinden çekileceğini ve emisyonları hakkında doğru verilere sahip olmak için kurumsal sürdürülebilirlik yönetimi şirketi Synergy Enterprises'ı devreye soktuğunu söyledi.

Magna CEO'su ve direktörü Jason Jessup kısaca "Bu başarı, çevresel, sosyal ve yönetişimle ilgili en iyi uygulamaları içeren kapsamlı bir ESG stratejisinin ilk adımıdır" dedi. "Sera gazı emisyonlarımızı anlamak ve azaltmak için aktif olarak çalışırken, derhal harekete geçmemiz ve arama faaliyetlerinden kaynaklanan kaçınılmaz emisyonların etkisini dengelememiz önemlidir."

Magna, Sudbury'nin 70 kilometre güneybatısında bulunan ve% 0,2 Ni Eq'de 14.436 Mt olarak tahmin edilen mevcut bir NI 43-101 kaynağına sahip olan geçmişte üretilen Ni-Cu-PGM Shakespeare projesinin geliştirilmesine odaklanmıştır. Açık ocak yatağı için belirtilen kategoride kesme derecesi ve aynı zamanda hem 4.500 ton / gün değirmenin inşası hem de açık ocak madenciliğinin yeniden başlatılması için izinlerin yanı sıra, oldukça yüksek olan 180 kilometrelik bir arazi paketi için izinlere sahiptir. daha fazla nikel, bakır ve PGM keşifleri için muhtemel.

Sinerji, arama ekipmanında yakıtın yakılması, Shakespeare maden sahasında arazi kullanım değişiklikleri, şirketin kendisinde ve çalışanların ev ofislerinde ve çalışanların ev ofislerinde ve üçüncü şahısların nakliyesinde kullanım dahil olmak üzere şirket faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını tahmin etmekle görevlendirilmiştir. 

Kaynak: Mining.com

 

Kazaya kalan Ramazan oruçlarının belli bir sürede tutulma zorunluluğu var mıdır?

Ramazan ayında tutulamayan veya başlanıp da bozulan oruçların kaza edilmesi gerekir. Kur’an-ı Kerim’de, “İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar.” (Bakara, 2/184) buyurulmaktadır. Bu oruçların, geciktirilmeksizin bir an önce tutulması uygun olur. Ramazan orucunun kazası, oruç tutmanın haram olduğu günler dışında her zaman yapılabilir. Hz. Peygamber (s.a.s.), iki vakitte oruç tutulmayacağını bildirmiştir ki birisi Ramazan bayramının birinci günü, diğeri kurban bayramı günleridir. (Buhârî, Savm, 66-67) Hanefîlere göre Ramazan oruçlarının kazası için bir zaman sınırlaması yoksa da mümkün olan ilk fırsatta bu oruçlar tutulmaya çalışılmalıdır. Şafiîlere göre ise bir Ramazanda kazaya kalmış orucun, gelecek Ramazana kadar kaza edilmesi gerekir. Kaza borcu herhangi bir mazeret olmaksızın yerine getirilmeden öteki Ramazan gelecek olursa, kaza borcuna ilaveten bir de fidye ödeme yükümlülüğü ortaya çıkar.

KAYNAK: DİYANET TAKVİMİ
26 MAYIS 2021

 

Bugün 26 Mayıs 2021;

Ahmet Cevdet Paşa'nın Vefatı (1822-1895)

II. Bayezid'in vefatı (1512)

Ziyad Ebuzziya'nın vefatı (1994)

Karşılıklı ticarette ticaret yaptığının kişinin namaz kılması seni kandırmasın. (Hadis-i Şerif)

Bir Ayet: Rabbinin Kitab'ından sana vahyedileni oku! Onun kelimelerini değiştirecek hiç kimse yoktur. Ondan başka bir sığınak da bulamazsın. (Kehf, 18/27)


25 Mayıs 2021 Salı

 

Avrupa’da Kömürden Elektrik Üretimi Kaynaklı Hava Kirliliği Raporu Yayınlandı. Ember’in yayınladığı analiz, Avrupa’da kömürden elektrik üretimi kaynaklı hava kirliliğinin en yüksek olduğu ülkeleri ortaya koyuyor. Ülke ölçeğinde gerçekleştirilen sıralamada Türkiye ve Ukrayna, tüm kirletici türlerinde ilk üç sırada yer alıyor. Batı Balkanlarda yer alan ülkeler, görece küçük ölçeklerine rağmen Türkiye ve Ukrayna’yı takip ediyor. Almanya ve Polonya gibi Avrupa Birliği ülkeleri ise azot (NOx) kirliliği açısından üst sıralarda kendisine yer buluyor.

24 Mayıs 2021 Pazartesi

 

Üstad Necip Fazıl Kısakürek 'i vefatının 38'inci yılında rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Mekânı cennet olsun.

 

“Allah’ın verdiği de, vermediği de imtihandır.” (Mevlana)

Mevlana'nın bu sözü hayat felsefemdir...

Necip Fazıl Kısakürek

 

26 Mayıs 1904’te İstanbul’da dünyaya gelen Necip Fazıl Kısakürek, okuma-yazmayı büyükbabasından öğrenmiş, çeşitli okullarda kesintili ve düzensiz bir öğrenim hayatı geçirmiştir. Felsefe tahsili için Paris’e gittiğinde de düzenli bir  öğrenci olamamış, kısmen sanat çevrelerinde bulunduysa da kendini daha çok eğlenceye ve bohem hayatına vermiştir.

Öğrencilik yıllarında din dersi öğretmeni Ahmet Hamdi Akseki tarafından, “Sende istikbalin beklediği İslam düşünce adamından ışıklar görüyorum.” iltifatına mazhar olan Kısakürek’in 1934 yılında Seyyid Abdülhakim Arvasi ile tanışmasıyla düşünce dünyasında büyük bir inkılap meydana gelmiştir. Bu inkılabı, “Otuz üç yıl, saatim işlemiş ben durmuşum / Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.” diyerek hülasa eden şair, bu saatten sonra hayatını iman ve onun tezahürü olan aksiyona hasrederek son demlerine kadar eser neşretmiş, mecmua çıkarmış, memleket dolaşarak konferanslar vermiştir. 25 Mayıs 1983 tarihinde vefat etmiştir.

KAYNAK: DİYANET TAKVİMİ

25 MAYIS 2021

 

Bugün 25 Mayıs 2021;

Üstat Necip Fazıl Kısakürek'in vefatı (1904-1983)

Ahmet Cevdet Paşa'nın vefatı (1894)

Kişinin kendini beğenmesi, aklının zayıf olduğuna delalet eder. (Hz. Ali)

Bir Hadis: Pehlivan, rakiplerini yenen kişi demek değildir. Gerçek pehlivan öfke anında kendisine hâkim olandır. (Buhârî, Edeb, 76)

 

İş dünyasının genel problemlerinden birisi de, rızkı vereni unutup, korkular ile sürekli yanlışlar yapmaya başlamaktır. İşsiz kalırsam, atama alamazsam, beni kötü görevlere verirlerse, kovarlarsa, önümü keserlerse? Bu böyle gider..

1. Rızkı veren hüdadır kula minnet eylemem. Rızkın sahibi Allah' tır. Bazen aracılı, bazen aracısız size çeşitli nimetler ve rızıklar veren odur.
2. En büyük kariyer planı karakterdir. Karakteri olmayanın rütbesi, mevkisi hiç önemli değildir. Silinip, unutulup gider. Buna mahkumdur. Yarın Mahşer günün de ise bunun hesabını verecektir.
3. Size Allah bir hayır dilerse, bu herşeye ve herkese rağmen gelir. Firavunun sarayında Hz. Musa'yı büyüten ALLAH, kuyuya atılmış iken Hz. Yusuf' u Mısır' a Vezir yapan ALLAH, doğru olursanız 9 köyde gezseniz 10. köye muhtar sizi yapar. Olsa da, olmasa da, verse de, vermese de her halimize şükür.
4. Nice insan vardır sabah uyanır, akşam dönemez, akşam uyur, sabah uyuyamaz. Kariyer planı kadar, ilahi kariyerimizi de düşünmek gerekir. Sonsuz hayatta mahçup olmamak için, doğru müslüman olmak, boynumuzun borcudur
5. Bir hocaya sormuşlar, müdürüm benden olmayacak işler istiyor ne yapayım? Müdürün yanlış bir şey istiyorsa yapma, müdüründen Allah seni korur da,Yanlışı yaparsan Allah' dan seni müdürün koruyamaz!

 Yaşam alanlarımızdan bir süreliğine uzaklaşmayı, seyahat etmeyi, yeni yerler keşfetmeyi, dostlarımızla bir yerlerde muhabbet etmeyi ne kadar özlemişiz.

 

    İnsan sorumluluklarını, sınırlarını ve hedefinin ne olduğunu bildiği kadar iç huzura sahip olur. İç huzuru olan insan ise mutlu olur. Kendisiyle ve mutlak doğrularla çelişmeyen insan gittiği her yere huzur götürür. İnsan; alabilmek hiçte zor değildir. Yaşam bize anlık tatlar, geçici ihtiraslar, geçici dünyaya çokta paye vermemek gerekliliğini ders olarak periyodik şekillerde okutmaktadır. Mesele o dersleri görebilmek ve alabilmektedir. İnsan; fizyolojik durumunu, sosyal konumunu, duygusal durumunu ölçüp biçip kendisine en güzel en uyumlu gelecek olan ahlak, edep, erdem elbisesine bürünmelidir. Ancak bu libas ile insan olur.

Niye Bana Düşmansın?

 

    Akıllı bir ihtiyar dünyadan elini eteğini çekmiş, dağdaki bir mağaraya sığınmıştı. O karanlık yerde sabredip kanaat içinde yaşıyordu. Bu zat görünüşte insan, ama hal ve hareketinde melek huylu bir kimseydi.Ancak bu ihtiyarın bulunduğu şehirde zalim bir emir bulunuyordu. Bu emir, en çok zayıflara ve acizlere eziyet ediyordu. Onun kötü şöhreti her tarafa yayıldı. Ülkede yaşayanlar gece gündüz demeden kendisine beddua yağdırıyor ve lanet okuyorlardı. Zalim Emir, bir taraftan da bu mağaradaki ihtiyarı ziyaret ederek bağlılığını bildirmekten geri kalmazdı. Lakin o Allah dostu ihtiyar, kendisine yüz vermezdi.
Bir defasında göz göze geldiklerinde ona; “Ey mübarek zat, beni gördükçe ardını dönüyor, gözünü kaçırıyor, yüzünü ekşitiyorsun. Oysa bilirsin ki ben sana muhabbet duyup, seni sevdiğim için hep ziyaretine gelirim. Ancak bana şu düşmanlığının sebebini anlayamadım. Sebebi nedir? Senden beni herkesten üstün tutmanı, bana hürmet etmeni istemiyorum. Fakat herkese nasıl davranıyorsan bana da aynı davranışı göstermeni bekliyorum” der. Allah dostu ihtiyar, bu sözler üzerine öfkelenerek; -“Ey bu toprakların hakimi, bu zavallı halk senin yüzünden perişan oldu. Sayende zulmün bini bir parça olsa da ben onları seviyorum. Sen benim sevdiklerime zulüm ediyor, onları sevmiyorsun. Bu yüzden senin beni sevdiğine inanmıyorum.  Beni seven sevdiklerimi de sever. Gelip muhabbetle benim elimi öpeceğine git benim sevdiklerimin gönlünü al ve onları sev. Bu durumda ben seni yaptıklarından ötürü sevmediğim halde, nasıl sevdiğimi söylerim” der.

23 Mayıs 2021 Pazar

Çocuklarımızla sağlıklı iletişim

 

Aile, fiziksel mesafenin en aza indiği, bireylerin birbirine en yakın olduğu topluluktur. Aile, üyeleri arasında samimiyetle konuşabilme ve dinleme becerisi gelişmemişse bireyler arasındaki duygusal mesafenin en uzak olduğu bir birliğe dönüşebilir.

Çocuk, ebeveynleri tarafından kabullenildiğini hissettiğinde hataları üzerinde düşünmeye başlar ve hatalarını düzeltmeye gayret eder. Kabullenmeme dili, çocukların aileyle olan iletişim yolunu kapatır. Çocuklar, hislerini ve problemlerini kendilerine saklamanın çok daha huzurlu olduğunu fark ederler. Kabul dili ise çocukların içine kapanmasını önler. Çocuğunuzun size güvenmesi önemlidir. Eğer güvenini zedeleyecek bir şey yapmamışsanız çocuğunuz sizinle sıkıntılarını rahatlıkla paylaşmak için gereken cesareti bulacaktır. Söylediklerine değer vermeniz ve anlamaya çalışmanız, anlattıkları ile alay etmemeniz çok önemlidir.

Çocuğumuzun bize güvenmesi hayatta karşılaştığı zorluklar karşısında yalnız olmadığını hissetmesi onu hayata bağlar, güçlü kılar.

KAYNAK: DİYANET TAKVİMİ
24 MAYIS 2021

Pratik Bilgi

 

Patlıcanların acısını almak için, soyduktan sonra tuzlu suda biraz bekletin.

 

Bugün 24 Mayıs 2021;

İbnülemin Mahmud Kemal'in vefatı (1957)

Bulgaristan'dan zorunlu Türk Göçü (1989)

Allah'ım! Hakkımda olmasını takdir ettiğin şeyin sonucunu hayırlı eyle. (Hakim, Müstedrek, 1, 702)

Hediyeleşin ki birbirinize olan sevginiz artsın. (Hadis-i Şerif)

Bir Ayet: Andolsun biz insanoğluna şan, şeref ve nimetler verdik; onları karada ve denizde taşıdık, kendilerine güzel rızıklar verdik ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık. (İsra, 17/70)


22 Mayıs 2021 Cumartesi

Sigaranın Sağlığa Zararları Nelerdir?

 

    Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı sadece tüketicinin bedenine zarar ve­rirken, sigara içenler, sigara dumanında bulunan zehirlerden dolayı çevresindekileri de zehirlerler.

Sigara içenler yalnız kendilerini değil, çevresindekilerin sağlığını da olumsuz etkileyen bir davra­nışta bulunduklarından müda­hale görürler. Böyle olduğu halde sigara tiryakileri sigara iç­me hakkına müdahaleyi kişilik haklarına bir müdahale olarak değerlendirip kendilerini savunmaya kalkarlar. Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı sadece onu tü­ketenin bedenine zarar verirken, sigara içenler sigara dumanında bulunan zehirlerden dolayı çevrelerindekileri de zehirlerler. Bilindiği gibi sigara içenlerin çevresinde bulunanlar pasif içici olarak adlandırılırlar. Bunun nedeni kendileri içmedikleri halde bu zehirli maddelerin etkisi­ne girmeleridir. Bu nedenle sigara içenler öz­gürlüklerden başkalarının sağlıkını etkileme­mek için vazgeçmek zorundadırlar. Batı toplumları bu konuda bilinçlendiği için sigara içenlerin toplum içindeki özgürlük alanlarına sınırlama getirmişler, bu kişileri toplum çembe­rine almışlardır. Son olarak bir sigara üreticisi firmanın sigaranın sağlığa zararlı olduğunu be­yan etmesi bu tartışmalara noktayı koymuştur.

Sigaranın Sayısız Zararlarından Bazıları:

Sigara-Öksürük Bağlantısı

Özellikle sigara içenler öksürüğü hiç dikkate almazlar. Çoğunlukla bir alarm sinyali olan öksürük normal sigara öksürüğü denilerek geçiş­tirilir. Bu ihmalin sonucunda sigara içen her 5 kişiden birinde kronik bronşit gelişmektedir. Kronik bronşitin ileri aşamalarında akciğer do­kusunun gaz alışverişi yapan bölümünde geriye dönüşsüz değişimler meydana gelir. Hava içe­ride kapalı kalır ve akciğeri şişirir. Anfizem adı verilen bu tablo, hastayı kalp ve solunum yet­mezliğine götürür.

Sigara-Kemik Yapısı Bağlantısı:

Yapılan araştırmalar sigara içen insanların kemik yapısının zamanla zayıfladığını ve bu yüz­den kırılma riskinin sigara içmeyenlere kıyasla daha fazla olduğunu göstermiştir.

Sigara-Konsantrasyon Bağlantısı:

Sigara içmenin zekayı açtığı yolundaki savunu­ların yanlış olduğu yapılan araştırmalarla ispat­lanmıştır.
Uzmanlar sigara dumanının konsantrasyonu sağlamak yerine hafıza zayıflatarak konsantras­yon süresini kısalttığı­nı saptadılar. Yine ya­pılan araştırmalar; si­gara içenlerin sürücü testlerinde sigara içmeyenlere nazaran 3.5 mis­li daha sıklıkta kaza yaptık­larını ortaya koydu.

Dişlerinizi Fırçalarken Dikkat Etmelisiniz

 

– Dişler florürlü macunlar ile fırçalanmalı,
– Diş ipi ile diş araları temizlenmeli,
– Diş hekiminizi en az altı ayda bir ziyaret ederek komple ağız muayenesi yaptırılmalı,
– Dengeli beslenmeye önem verilmeli.

Diş fırçası, diş macunu ve ağız temizleyicileri almadan önce mutlaka doktorunuza danışmalı, doktorunuzun tavsiye edeceği ürünleri kullanmalısınız. Her insanın ağız ve diş yapısı birbirinden farklı olması nedeniyle tüm ürünler herkes uygun olmayabiliyor.

Diş fırçası seçiminde sert kıllı fırçalar dişlere zarar verir, bu yüzden çok fazla tercih edilmemelidir. Diş fırçanızı üç-dört ay süreyle rahatlıkla kullanabilirsiniz. Diş fırçası üzerindeki kıllar birbirinden ayrılmaya başladığında fırçanızın değiştirilmesi gerektiğini anlayabilirsiniz.

Yanlış diş fırçalama teknikleri minelere ve diş etlerine zarar vereceğinden zamanla diş çürümelerine ve diş eti çekilmelerine sebep olmaktadır. Bunun için dişlerinizi fırçalarken fırçayı dişlerinize 45 derecelik bir açı ile yaklaştırmalı, dişlerinizin eni doğrultusunda ileri – geri uygulamayla fırçalamalısınız.

Diş fırçalama işleminden sonra diş etleri süpürme tekniği denilen biçimde fırçalanarak temizlenmelidir. Dişlerimizin iç kısımları daha dar olduğundan fırçalar dik şekilde tutularak yukarı – aşağı usulde fırçalanarak temizlenebilir.

Bilinçsiz Kullanılan Bitkiler Karaciğeri Bozabilir

 

    Bitkisel ürünlerin çok yoğun hatta birçok kişinin de bilinçsizce kullanıyor olması ile çeşitli yan etkilerle de karşılaşabiliyorlar. Uzmanların bu konudaki uyarılarını ciddiye almak gerekiyor.

• Ne yazık ki bir bitkisel ürünün üzerinde doğal olduğunu belirten etiket olması onun güvenli olduğunu ispatlamaz. Mesela kava ve eşekkulağı bitkisi ciddi şekilde karaciğer hastalığına sebep olur.

• Bitkisel ürünler usulüne uygun kullanılmadığında ya da büyük miktarlarda alındığında ciddi sağlık sorunlarına sebep olur.

• Gebelik döneminde kadınlar ve emziren anneler özellikle dikkatli olmalıdırlar. Çünkü bu ürünler ilaç gibi etki edebiliyorlar.

• Bazı bitkisel ürünler ilaç gibi etki ettiğinden, kullanılan ilaçlarla etkileşerek, fayda yerine zarar verebiliyor.

• Pek çok bitkisel kaynaklı ürünün içerisinde onlarca, yüzlerce madde ve bileşik bulunuyor. Uzmanlar yararlı olduğu ileri sürülen ürünler içeriğindeki bileşenleri belirlemeye çalışsalar da bu konuda bilinmeyenler de çok fazla.

• Araştırmalar sonucu bitkisel ürünlerin etiketleri üzerinde belirtilen bileşiklerin dışında daha birçok madde saptanmış.

• Bazı bitkisel ürünlerin içerisinde metaller, etiketsiz ürünler, mikroorganizmalar bulunuyor, bu sebeple dikkatli olmak gerekiyor.

Nasıl bir düğün yapılmalı?

 

Düğünün nasıl yapılacağını dinimiz detaylarıyla belirlememiş; bunu haramlara düşmemek şartıyla Müslümanların örf ve adetine bırakmıştır.

Düğünlerde şu noktalara riayet edilmesi kamu/toplum yararı açısından faydalı olur.

1. Nikahı duyurmak.

2. Meşru dairede eğlenmek. Alkollü düğünlerden uzak durulmalı. Kadın ve erkeklerin birbirlerine karşı ilişkilerinde mahremiyet sınırlarını aşan davranışlardan kaçınmaları gerekir.

3. Düğünlerde can güvenliğine ve çevre emniyetine özenle saygı gösterilmelidir. Sırf şenlik olsun diye havaya sıkılan kurşunlar, patlatılan havai fişekler etrafa saldıkları korku ve sebep oldukları acılar sebebiyle kesinlikle kaçınılması gereken durumlardır.

4. Yemek vermek. Düğün şenliğinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Düğün sahibinin davette zengin fakir ayrımı yapmaması gerekir. Davet edilen düğün yemeğine katılmak peygamber ahlakındandır.

5. Gereksiz harcamalardan kaçınmak. Dinimiz, yeni kurulacak aile yuvası için de gereksiz harcama yapılmasını hoş karşılamamıştır.

KAYNAK: DİYANET TAKVİMİ
23 MAYIS 2021

 

Bugün 23 Mayıs 2021;

Dandanakan Zaferi (1040)

PTT'nin Kuruluşu (1933)

Bir Hadis: Allah’ım! İbrahim (a.s.) ve ailesini insanlar içinde mübarek kıldığın gibi Muhammed (s.a.s.) ve ailesini mübarek kıl. Şüphesiz Sen, bütün övgülere layık, çok şerefli ve itibarlı olansın. (Müslim, Salât, 65)

Bir Hadis: Rabbini zikreden kimse ile zikretmeyen kimsenin hali, diri ile ölünün haline benzer. (Buhari, Devat, 66)

Bir Ayet: Allah'ın nimetlerini teker teker saymaya kalkışsanız, onları sayamazsınız. Muhakkak ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. (Nahl Suresi, 18)

 

Sürdürülebilir dünya için doğayı ve biyolojik çeşitliliği koruyalım. 22 Mayıs Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü kutlu olsun

Kim O?

 

Temel ile Dursun, NASA tarafından araştırmalar yapmak üzere aya gönderilmiş. Aya indiklerinde Dursun Temel'e
- Temel, sen mekikte kal, ben biraz ayda dolaşıp etrafı kontrol edeyim
demiş ve dışarı çıkmış.
Yarım saatlik bir uzay yürüyüşünün ardından geri gelmiş. Bakmış uzay mekiğinin kapısı kapalı. Başlamış kapıyı çalmaya.
Temel içerden bağırmış
- Kim oooo?

Hz. Dâvûd (a.s)

İshak’ın (a.s.) on birinci kuşak torunu olan Hz. Dâvûd, milattan önce 1015-975 yılları arasında Filistin bölgesinde, İsrailoğulları’nın kralı olmuş ve onlara Hz. Musa’nın şeriatını uygulamıştır. Kitâb-ı Mukaddes’te Dâvid veya Dâvîd diye anılan Hz. Dâvûd hakkında Yahudi literatüründe çok fazla bilgi bulmak mümkündür. İbranice’de “en çok sevilen kişi”, “göz bebeği” anlamlarına gelen “Dâvûd”un (a.s.) ismi Kur’an-ı Kerim’de de on altı kez zikredilmektedir.

Allah’ın bir lütfu olarak, Dâvûd’un (a.s.) demiri yumuşatıp ona şekil vermek suretiyle zırh yapma zanaatına sahip olduğu, güçlü olduğu ve Allah’a çokça sığındığı, iktidarının güçlendirildiği ve kendisine “hikmet”, “fasl-ı hitap” (hakkı
batıldan ayırma yeteneği) ve “ilim” verildiği ifade edilmiştir. Dört büyük kitaptan biri olan Zebur ona indirilmiştir.

Kur’an’ın övgü dolu ifadelerle zikrettiği bu seçkin peygamber için Resûlullah (s.a.s.), “İnsanların Allah’a en çok ibadet edeniydi.” demiş, onu örnek göstermiştir.

KAYNAK: DİYANET TAKVİMİ
22 MAYIS 2021

 

Bugün 22 Mayıs 2021;

İstanbul Depremi (1766)

Şair Eşref'in Vefatı (1912)

Nene Hatun'un Vefatı (1955)

“Günümüz insanları her bir şeyin fiyatını çok iyi biliyorlar ama hiçbir şeyin değerini bilmiyorlar.”

― Oscar Wilde, The Picture of Dorian Gray

Bir Hadis: Ey insanların rabbi! Sıkıntıyı gider. Şifa ver. Şifa veren Sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Hiçbir hastalık bırakmayan şekilde şifa ver. (Buhârî, Tıb, 38)

Bir Ayet: Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur. (İsra, 17/36)

21 Mayıs 2021 Cuma

İklim Krizinden Çıkabilmek İçin Enerjide Tam Dönüşüm Şart!

 

İklim krizinden çıkışta enerji sektörünün önemi yadsınamaz olup iklimi değiştiren seragazı emisyonlarının % 25’i ise elektrik ve ısı üretiminden meydana gelmektedir. Binaların katkısı % 6, ulaşımın % 14, endüstrinin % 21 ve diğer enerji kaynaklı (rafineriler, yakıt üretimi vb.) faaliyetlerin de % 101. Hepsini topladığınızda doğrudan ve dolaylı enerjiye bağlı emisyonların oranı toplam emisyonların dörtte üçünü buluyor. Özet olarak; “iklim krizinden çıkışın yolu enerji devriminden, enerjide karbonsuzlaşmadan geçiyor” dersek yanılmış olmayız. Ulaşımdan enerji üretimini, ısınmadan endüstriyel proseslere kadar birçok alanda fosil yakıtlar dediğimiz kömür, petrol ve doğalgazdan vazgeçip, güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına geçmemiz gerekiyor.