27 Ocak 2016 Çarşamba

Madenlerde 755 milyon ton atık oluştu

Maden işletmelerinde 2014'te 755 milyon ton atık oluştu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2014 yılına ilişkin Maden İşletmeleri Su, Atıksu ve Atık İstatistikleri'ni açıkladı.
Buna göre, maden işletmeleri söz konusu dönemde 220 milyon metreküp su çekti. Çekilen suyun yüzde 54,7'si kuyu, yüzde 25,4'ü deniz ve kaynak, yüzde 6,7'si ocak içi su, yüzde 4,2'si akarsu, yüzde 2,3'ü göl-gölet ve yüzde 6,7'si diğer su kaynaklarından sağlandı.
Maden işletmeleri tarafından deşarj edilen toplam 139 milyon metreküp atık suyun yüzde 73,4'ü denize, göle veya akarsuya, yüzde 8,9'u atık barajına, yüzde 6,8'i ocak içine, yüzde 3,5'i araziye, yüzde 2,9'u foseptiğe ve yüzde 4,5'i diğer alıcı ortamlara boşaltıldı.
Anket kapsamında bulunan maden işletmeleri tarafından 24 milyon metreküp atık su arıtıldı. Arıtılan atık suyun yüzde 92,7'sine fiziksel ya da kimyasal arıtma, yüzde 7,3'üne ise biyolojik arıtma uygulandı.
Maden işletmelerinde 755 milyon ton atık oluştu. Atığın yüzde 99,7'sini mineral atıklardan kaynaklandı. Mineral atıkların ise yüzde 99,7'sinin dekapaj malzemesi/pasa olduğu belirlendi.

Toplam atığın yüzde 73,9'u pasa veya düzenli depolama sahalarında bertaraf edildi, yüzde 18,2'si ocak içine döküldü, yüzde 6,8'i maden sahalarının doğaya yeniden kazandırılması amacıyla kullanıldı, yüzde 1,1'i ise diğer yöntemlerle geri kazanıldı ya da bertaraf edildi.

26 Ocak 2016 Salı

Putin ve Petrol

Evet, düşen petrol fiyatları Putine yavaş yavaş diz çöktürüyor. Ruble çöpe döndü, enflasyon uçtu, borçlar tıkandı, ambargolar sebebi ile kıtlık ve pahalılık halkın boğazını sıkıyor. Rus hükümeti bütçe kısıntısına gideceğini açıkladı. Suriye’yi de tek başına yutamayacağını anladı. Şimdi Putinin düşüşü hızlanır hatta daha önce de yazdığımız gibi bir darbe ile indirilebilir bile. 
Rusya’nın petrol maliyeti 28 dolar olarak biliniyor. Petrol şu an 30 doların altına indi bile. Üstelik Amerika ve Batı, petrol çıkartmada ileri teknolojiye sahip dev şirketlerini Rusya’dan çektiler. Artık Rusya hem daha fazla üretim yapamaz hem de bu maliyetlerde üretemez. Daha pahalı üretmek zorunda kalır. Putinin hesabı Asya petrol yollarını nasıl olsa ben tutuyorum, Suriye’ye girip Orta Doğu petrol yollarını da tutayım ve karşı atağa geçeyim demişti ama öyle olmadı. 
Amerika’da kaya gazı üzerine bir mühendis çok önemli bir teknolojik buluşa imza attı ve kaya gazı, petrolün pabucunu tavana attı. Üstelik bir de hibrid otomobiller ve hidrojen enerjisinin kullanıma girmesi petrolü resmen tahtından indirdi. Bye bye petrol, bye bye Putin ve Rusya sevinci, bye bye Arap petro-dolarları. Ciddi araştırmacılar Rusya’nın 1 yıl içinde, Arabistan’ın ise 5 yıl içinde iflas edeceğini tahmin ediyorlar. Buna ben de katılıyorum. Çünkü “C-economies” dediğimiz yani karbona, petrole bağlı tek kaynaklı bu ekonomiler bu şartlar altında çökerler. İlk başta hepimiz petrol oyununu siyasi bir baskı aracı olarak düşünmüştür. Batı petrol fiyatlarını İran, Rusya ve Chavezin Venezuellası gibi huysuz çocukları terbiye etmek için kasten düşürüyor diye düşünmüştük ama çok geçmeden gerçeğin bundan daha farklı ve daha acı olduğu anlaşıldı.

Şöyle ki:
1- Amerika’da kaya gazının yeni bir teknoloji ile çok ucuza üretilmeye başlaması ve çok zengin kaya gazı rezervlerinin keşfedilmesi.
2-Hidrojen gazının artık fiilen başta hibrid arabalar olmak üzere hizmete girmesi. Düşünün ki okyanuslar H2O yani su ile dolu yani hidrojenle ve oksijenle dolu. Her iki gaz da yanıcıdır ve enerji kaynağıdır. Hidrojen gazı likit yada gaz halinde iken patlar ve büyük bir enerji, yangın ve tehlike ortaya çıkar. Ancak hidrojen tıpkı süngere su emdirir gibi boraksa yani bora emdirilirse patlama olmaz. Bor hidrojeni tutar ve yavaş yavaş sisteme verir. Bor madeninin enerjideki önemi buradan kaynaklanıyor. Yoksa kendisi bir enerji kaynağı değildir. Dünya bor rezervlerinin ise yüzde 75 i Türkiye’dedir. Türkiye topraklarının bu gün aç gözlülerin çılgın bakışları altında olması işte bundandır. Bölme ve parçalama rüyaları işte bu yüzdendir. Osmanlıyı da Orta Doğunun petrol yatakları yüzünden parçalamışlardı, anımsayalım. Bir başka önemli nokta ise güneş, rüzgar, jeotermal gibi yeşil enerjiler yani çevre dostu enerjiler verim ve rezerv olarak dünyaya yetecek düzeyde değildir. Güneş enerjisi çok ağırlıklı gözükmesine rağmen verimi düşüktür ve bugünkü teknoloji ile nerdeyse tüm yer yüzünü güneş panelleri ile kaplamak gibi bir sıkıntı ile yüz yüzeyiz. Bu mümkün olmayan bir şeydir. Nükleer ise malumunuz büyük bir güvenlik sorunu ve baş belası bir yöntemdir. Soğuk füzyon yani radyasyon tehlikesi taşımayan nükleer enerji, çekirdek enerjisi olayı ise henüz tam bir neticeye ulaşamadı. Kaderi de tam net değil. O zaman en güvenilir ve en zengin enerji hidrojen olarak ortaya çıkıyor ve yanı başında da bor madenini önemli bir partner olarak taşıyor.
3- İşte bütün bu gerçeklerin tahtında Amerika, stratejik ürün diye yıllardır yer altına depolayıp sakladığı petrollerini kapaklarını açıp satmaya başladı. Gün bugün elde petrol adına ne varsa devri ve modası bitmeden ekonomik değeri tükenmeden dünya piyasalarına sürelim dediler ve bunun için Kongreden karar çıkardılar. İşte petrol fiyatları bu yüzden düşen uçak gibi yere çakılıyor. Öyle ki birçok petrol iktisatçısı yakında 10 dolar seviyesini bile görebileceğimizi söylüyor.
Düşen petrol fiyatları bizim gibi, Çin gibi, Japonya, Almanya gibi net petrol ithalatçısı ülkelere pozitif yansır ve üstüne bizim bor da kıymete binerse muhteşem bir dönem bizi bekliyor diyebiliriz. Türkiye’nin ileri gelen düşünürleri, akademisyenleri, iş adamları, sendikaları, STO’ları, Üniversiteleri günlük palyatif olayları tartışmak yerine bu tür stratejik ve uzak görüşlü, vizyoner projelere ve düşüncelere eğilmelidirler. Basın yayın organları, Tv’ler boş kümeler yerine bu tür özgül ağırlığı yüksek mevzuları tartışmalı ve konuşmalıdır. 

Saygılarımla…
B.O.R.A