30 Mart 2023 Perşembe

Orucu Bozmayan Şeyler

 

 1- Oruçlu olduğunu unutarak yiyip içerse,
 2- Ağzına gelen kusuntu geri giderse,
 3- Tentürdiyot ve yağ sürerse, sürme çekerse,
 4- Oksijen tüpü ile sunî hava verilirse, (İçerisinde ilâç da olursa bozar.)
 5- Orucu bozmaya niyet edip de bozmazsa,
 6- İstemeyerek ağız dolusu kusarsa,
 7- Boğazına toz, duman vs. kaçarsa,
 8- İsteyerek, zorlayarak biraz kusarsa,
 9- Gözüne ilâç koyarsa,
10- Gıybet ederse,
11- Rüyâda ihtilâm olursa,
12- Çiçek ve kolonya koklarsa,
13- Morfinsiz diş çektirirse,
14- Diş çukuruna ilâç koyarsa,
15- Yutmadan yemeğin tadına bakarsa,
16- Başkalarının içtiği sigaraların dumanı, sakındığı hâlde ağzına, burnuna girerse,
17- Diş çektirince gelen tükürükten az kanı (yâni sarı ise) yutarsa,
18- Ağzını yıkadıktan sonra, kalan yaşlığı tükürükle yutarsa,
19- Dişleri arasında kalan nohuttan küçük olan şeyi yutarsa,
20- Hacamat yaptırırsa, (Kan aldırırsa),
21- Kulağına su kaçarsa,
22- Uyanık iken, sadece bakarak cünüp olursa,
23- Misvâk kullanırsa, oruç bozulmaz.

Depremin enerji sektörüne maliyeti 600 milyon doların üzerinde olacak

 

Kahramanmaraş merkezli olarak 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan deprem felaketinin enerji sektöründe doğrudan hasarın 600 milyon dolar düzeyinde olduğu hesaplandı.

Cumhurbaşkanlığı Strateji Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan “2023 Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu” çalışmasında yer alan bilgilere göre felaketten en büyük hasarı elektrik dağıtım şirketleri görürken, üretim ve iletim alanında da önemli zararla yol açtı.

Rapordaki tespitlere göre deprem sonucunda Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketine (TEİAŞ) ait 1.128 km uzunluğundaki elektrik iletim hattını birbirine bağlayan 11 direk yıkılıp, 4.088 MVA güce sahip trafo merkezi ve ekipmanında hasar meydana gelirken, başta Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adıyaman olmak üzere bölgedeki elektrik dağıtım hat ve trafo merkezlerinde de büyük ölçüde hasar oluştu.

Deprem Elektrik Üretim Anonim Şirketine (EÜAŞ) ait elektrik üretim tesislerinde ve bu santrallere ait bazı bina, trafo ve şalt sahalarında da hasara yol açarken, özel sektör tarafından işletilen elektrik üretim tesislerinde de benzer hasarlar oluştu.

Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketine (BOTAŞ) ait doğal gaz iletim hatları üzerindeki 20 farklı noktada patlama ve arıza yaşanırken, bölgedeki doğal gaz dağıtım hatları ve tesislerinde de hasarlar meydana geldi.

Toplam hasar 595,5 milyon dolar

Deprem sonrası ön incelemeler bağlı olarak yapılan hesaplamalara göre deprem nedeni ile TEİAŞ 717 milyon TL (38 milyon dolar) düzeyinde hasar ile karşılaştı.

Özel sektöre ait elektrik dağıtım tesislerinde yaşanan zararın büyüklüğü ise 7.867 milyon TL (416,7 milyon dolar) oldu.

Bununla birlikte EÜAŞ’a ait elektrik üretim tesislerinde 517,5 milyon TL (27,4 milyon dolar), özel sektöre ait elektrik üretim tesislerinde ise 52,5 milyon TL (2,8 milyon dolar) tutarında hasar meydana geldi.

Diğer yandan akaryakıt tesislerinde meydana gelen hasarın büyüklüğü 355 milyon TL (18,8 milyon dolar), doğal gaz iletim hatları ve tesislerindeki hasarın büyüklüğü 180,5 milyon TL (9,6 milyon dolar), doğal gaz dağıtım hatlarındaki hasarın büyüklüğü ise 646,4 milyon TL (34,2 milyon dolar) oldu.

Depremde enerji sektörünün karşılaştığı hasarın toplam büyüklüğü 11.243,4 milyon TL (595,5 milyon dolar) olurken, bu rakam içinde kamu şirketlerinin payı 2,3 milyar TL (123 milyon dolar), özel sektör şirketlerinin ise 8,9 milyar TL (472,5 milyon dolar) oldu.

Yeniden inşa maliyeti hasardan daha büyük olacak

Bununla birlikte raporda deprem sonrası bölgenin enerji altyapısının yeniden inşası ve iyileştirilmesinin maliyetinin ortaya çıkan hasardan daha yüksek seviyede olacağı öngörüsü paylaşıldı.

Öngörünün gerekçesi olarak ise bu çalışmaların gelecekteki afet risklerine dayanıklı, enerji verimliliği ile iklim değişikliğine uyum gibi hususları da içeren yeni bir altyapı inşa yaklaşımının uygulanmasının önem kazanacak olması gösterildi.

Mobil güneş santralleri ve entegre batarya sistemleri tasarlanmalı

Başkanlığın çalışmasında bu yeniden inşa ve iyileştirme çalışmalarına yönelik öneriler de yer aldı.

Çalışmaya göre gelecek dönemde yaşanabilecek depremlerdeki elektrik şebekesi kaynaklı olumsuzlukların azaltılabilmesi için afet riski olan bölgelerde şebekeden bağımsız ve batarya depolama sistemi entegre edilmiş mobil güneş enerji santralleri tasarlanmalı. Ayrıca bu santralleri de içerecek şekilde uzun dönemli afet enerji tedarik planları hazırlanmalı.

Bununla birlikte yaşanabilecek afetlerde ulusal elektrik iletim şebekelerinden kaynaklanabilecek enerji kesintilerinin asgari düzeye indirilmesi için bu bölgelerde ulusal elektrik iletim ve dağıtım şebekesinden bağımsız olarak işletilebilen mikro şebekelerin yaygınlaştırılması, enerji değer zincirinde tüketiciler başta olmak üzere tüm unsurların dijitalleştirilmesi ve bu doğrultuda atılacak adımlar ile tüm enerji altyapısının siber güvenlik saldırıları da dâhil olmak üzere dayanıklılığının artırılması da öneriler arasında yer aldı.

Rüzgâr ve güneş yatırımları bölge illerine yönlendirilmeli

Çalışmada bölgenin güneş enerjisi açısından Türkiye’nin en yüksek potansiyele sahip alanlardan olduğu dikkat çekilirken, bölgenin rüzgâr enerjisi özelinde de önemli potansiyeller içerdiğine dikkat çekildi.

Türkiye’nin 2053 yılı net sıfır emisyon hedefine ulaşabilmek için önemli miktarda yeni güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesine ihtiyaç olduğu da hatırlatılan çalışmada felaketin yaşandığı 11 ile verilecek özel teşviklerle güneş ve rüzgâr enerjisi yatırımlarının bu illere yönlendirilebileceği ve böylece bölgenin kalkınmasına destek sağlanabileceğine vurgu yapıldı.

İklim finansmanında bölge öncelikli olmalı

Çalışmada uluslararası finansman kuruluşlarının Türkiye’deki yerel yönetimlere iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya yönelik olarak , özellikle yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği projeleri için finansman sağlayabileceği belirtilirken, deprem bölgesindeki yerel yönetimlere bu kaynaklardan yararlanmada öncelik verilmesinin faydalı olabileceği ifade edildi.

23 Mart 2023 Perşembe

Orucu Bozan Şeyler

 

Orucu bozup, yalnız kazâ gerektiren şeylerden bâzıları:

1- Hata ile bozulursa,
2- Boğaza kar ve yağmur kaçarsa,
3- Zorla bozdurulursa,
4- Burna sıvı ilâç koyarsa,
5- Burna kolonya çekerse,
6- Mukîm iken başladığı orucu, seferde bozarsa,
7- Ud ağacı, amber ile tütsülenip dumanını çekerse,
8- Başkasının içtiği sigara dumanını isteyerek çekerse,
9- Kulağın içine ilâç damlatırsa,
10- Derideki yaraya konan ilâç içeriye girerse,
11- Vücuda iğne ile ilâç şırın-ga ederse,
12- İsteyerek, zorlayarak ağız dolusu kusarsa,
13- Dişi kanayan, diş çektiren kimse, ağzındaki kanı yutarsa veya tükürükle eşit miktarda karışık kanı yutarsa,
14- İmsak vakti bittiğini bilmeden yiyip-içerse,
15- Güneş battı zannederek orucunu bozarsa,
16- Dişlerin arasında kalan nohut kadar şeyi yutarsa,
17- Ağrıyan dişini morfin vurdurarak çektirmek zorunda kalan kimse, orucu bozulduğu için yiyip içerse,
18- Abdest alırken boğaza su kaçarsa,
19- Kâğıt, taş, pamuk, ot, pişmemiş pirinç... gibi ilâç ve gıda olmayan şeyi yutarsa,
20- Uyurken ağzına su akıtılırsa,
21- Oruçlu olduğunu unutup yediğinde, orucu bozuldu sanarak, bilerek yemeğe devam ederse,
22- Ramazanda imsak vaktine kadar niyet etmeyip, daha sonra niyet etse, öğleden evvel veya sonra, orucunu bozarsa,

Bunların hepsinde oruç bozulur ve bir günü için bir gün kazâ etmek lâzım olur.

Kaynak: Türkiye Gazetesi Takvimi

 

Bugün 23 Mart 2023;

Hicrî Şemsî: 1401    Rûmî: 10 Mart 1439    Kasım: 136
1 RAMEZÂN 1444

Yılın 82. günü, Kalan Gün : 283
3. Ay, 31 Gün, 12. Hafta
Gündüzün uzaması 3 dakika - Ezânî sâat 1 dakika geri alınır.

∞ Bir kimse îmân edip, namazını kılar, zekâtını verir, orucunu tutarsa, Allahü teâlâ ona Cenneti ihsan eder. Hadîs-i şerîf

RAMAZAN-I ŞERİF BUGÜN BAŞLADI - Kozkavuran Fırtınası - Dünya Meteoroloji Günü

21 Mart 2023 Salı

Jeoloji Mühendisliği Nedir? Jeoloji Mühendisi Kimdir?

 

Jeoloji mühendisliği, dünyanın başlangıcından bu zamana kadar yerkabuğunun yapısında yaşanan değişiklikleri inceleyen bir mühendislik dalıdır. Bu mühendislik dalı yeryüzünün altını ve yüzeyini inceleyerek çeşitli çalışmalar yürütür. Ayrıca bu bölümde yeraltında bulunan doğal kaynakların keşfedilmesi ve bulunması konusunda da araştırmalar yapılır.

Bir bölgenin yüzeyinde ve altında yaşanan gelişmeleri takip ederek haritalandırma yapan jeoloji mühendisliği bölümü, matematik, fizik, geomatik, jeofizik ve coğrafya gibi dalllarla birlikte çalışır. Multidisipliner bir mühendislik dalı olan jeoloji mühendisliği, deprem ve sismik hareketleri de gözlemler.

Jeoloji mühendisliği bölümünden mezun olan kişiler jeoloji mühendisi olarak çeşitli kurum ve şirketlerde görev yapar. Jeoloji mühendisi herhangi bir inşaat öncesinde toprağın yapısını ve inşaata uygunluğunu inceler. İnşaatın yapılması için uygun zemini ve havayı belirlerek bir harita hazırlar. İnşa edilecek zeminde fay hattı olup olmadığını araştırır. İnşaat mühendisleriyle birlikte çalışarak inşaat yapılacak yapı hakkında plan çizer ve maliyet raporu hazırlar.

Maden arama ve bulma, fizibilite çalışmaları hakkında plan yapar. Maden arama ekipmanlarının tamir ve bakım işlerinden sorumludur. Yeraltından veya yeryüzünden çıkarılan fosillerin analizlerini yapar. Arazilerdeki çevre sorunlarını giderecek çalışmalarda görev alır. Baraj, havalimanı, karayolu ve demiryolunun yapılacağı zeminlerin uygunluğunu kontrol eder veya bu yapıların yapılması için uygun alanı belirler. Jeotermal enerji ve çeşitli sondaj çalışmalarına katkıda bulunur. Enerji kaynaklarının işletilmesinde sorumluluk alır ve bu kaynakların gelişimini takip eder.

İnsan ve çevre sağlığını olumsuz yönde etkileyecek kimyasal maddelerin ve atıklar hakkında çeşitli araştırmalar yapar. Bu konuda halkın bilinçlenmesi için sağlık kuruluşlarıyla, üniversitelerle, belediyelerle ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapar.



Türkiye’de Aşırı Hava Olayları 2022’de rekor kırdı

 

Ekosfer Derneği geçtiğimiz yıl Türkiye’de yaşanan aşırı hava olaylarının şimdiye kadar yıllık olarak kaydedilen en yüksek rakama ulaştığına dikkat çekti.

Dernek tarafından yapılan basın açıklamasında 2021’de 1.024, 2020 yılında ise 984 aşırı hava olayının yaşandığı Türkiye’de aynı rakamın 2022 yılında ise 1.030 olarak gerçekleştiği bildirildi.

Açıklamada aşırı hava olaylarının sayısı ve şiddetinin de iklim krizinin etkisi ile giderek arttığına vurgu yapılırken, Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre 2022 yılında gerçekleşen aşırı hava olaylarının üçte birini (% 33,6) şiddetli yağış ve sellerin oluşturduğu, yağışları fırtına ve dolu olayları izlediği bilgileri paylaşıldı.

Ekosfer Derneği Kampanyalar Direktörü Özgür Gürbüz, açıklamadaki değerlendirmesinde iklim krizi nedeniyle daha sık karşılaşılan aşırı hava olaylarının, altyapı ve alınan önlemlerin yetersizliği nedeniyle kentlerde daha büyük felaketlere yol açtığına dikkat çekerek, şunları söyledi;

Önceki gün Şanlıurfa’da afete dönüşen şiddetli yağışlar, kentlerin yetersiz altyapısı nedeniyle daha büyük felaketlere neden oluyor. İklim krizini durdurmak için yeterli çabayı sarf etmediğimiz gibi, kentlerimizi daha dirençli hale getirecek adımları da atmıyoruz. Bu hataların bedelini de ne yazık ki can ve mal kayıplarıyla ödüyoruz.

Değerlendirmesinde aşırı hava olaylarının sayısının son beş yıldır sürekli arttığına dikkat çeken Gürbüz, 2022’de yaşanan her 100 aşırı hava olayından 33’ünün şiddetli yağış şeklinde gerçekleştiğini, bunun da plansız yapılaşan, altyapısı yeterli olmayan kentlerde çok ciddi sorunlara yol açtığına dikkat çekti.

Her 100 aşırı hava olayından 18’inin dolu şeklinde olmasının da özellikle tarımla uğraşanlar için büyük bir sorun olduğunun altını çizen Gürbüz, sözlerini şu şekilde sürdürdü;

İklim krizini durdurmak için atılması gereken ilk adım kömürlü termik santralları kapatmak. Türkiye bu konuda henüz bir yol haritası belirlemedi. Kentleri iklim krizine karşı dirençli hale getirmek için de tüm ülkeyi kapsayan somut bir plan göremiyoruz. İklim krizini önleme ve uyum gibi iki alanda da bir an önce harekete geçmezsek her yıl daha fazla felaketle karşılaşacağız.

20 Mart 2023 Pazartesi

 

    Resmi Gazete'de yayımlanan Afet Yeniden İmar Fonu'nun kurulması hakkında kanun ile doğal afetler nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi ilan edilen alanlarda; imar, altyapı ve üstyapı çalışmaları için gerekli kaynağın sağlanması, yönetilmesi ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına aktarılması amacıyla Afet Yeniden İmar Fonu (Fon) kurmak, fonun yönetimi ve faaliyetlerine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amaçlanıyor.


 

MÖ 8. yüzyıldan günümüze kadar kutlanan 21 Mart baharın gelişi, doğanın uyanışını temsil eden Nevruz (Yeni Gün) bayramımız kutlu olsun.

 

Başarının iki sihirli anahtarı:

1.Zamanı yönetebilmek,

2.Belirsizliği yönetebilmek,

 

Değişim zihinde başlar, gönülde başlar. Dalga boyları gibi içten dışa doğru büyüyerek genişler.

Mîzan

 

Bir Ayet: O zaman kimlerin tartıları ağır gelirse işte onlar kurtuluşa ermiş olacaklar. 


(Mü'minûn, 23/102)


Benim için yeryüzü temiz ve namaz kılmaya uygun kılınmıştır.

(Müslim, Mesacid, 5)

Tartı aleti, terazi ve ölçü gibi anlamlara gelen mizanahirette insanların yeryüzündeki davranışlarından dolayı hesaba çekildikten sonra iyi ve kötü davranışlarının tartıldığı ilahi adalet ölçüsüdür. “O gün (amelleri tartacak) terazi haktır. Artık kimin tartıları ağır gelirse işte onlar kurtuluşa erenlerdir. Kimin de tartıları hafif gelirse işte onlar, âyetlerimize karşı haksızlık ettiklerinden dolayı kendilerini ziyana sokanlardır.” (Araf, 7/8) “Biz, kıyamet günü için adalet terazileri kurarız; artık kimseye hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Yapılan, bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu getirir ortaya koyarız. Hesap görücü olarak biz yeteriz.” (Enbiya, 21/47) Ayet ve hadisler, mîzanın âhiret hallerinden ve orada gerçekleştirilecek işlemlerden biri olduğunu açıkça göstermektedir. Ancak mahiyeti tam olarak bilinmemektedir. O dünyadaki hiçbir teraziye benzememektedir. Bu hususta onun, amellerin miktarını tespite yarayan bir şeyden ibaret olduğuna iman etmek ve mahiyetini Allah’a havale etmek en isabetli yöntemdir.

Güney Yarım Kürede Sonbahar, Kuzey Yarım Kürede İlkbahar Ekinoksu.

Kaynak: Diyanet Takvimi

Bugün...

 

Nevruz Günü

Nevruz, Mart ayının 21. günüdür. Yeni gün demektir. Acemler bugünü bayram kabul etmektedirler. İran’da ilk hükümeti kuran Cemşid, Zerdüşt’ün kurduğu Mecûsîlik (Ateşe tapma) dînine mensup idi. Mart’ın 21. günü tahta çıktığı için, bugüne Nevruz diyerek, yılbaşı ve dînî bayram yapmıştır. Bugün, İran’da hâlâ kutlanmaktadır. İslâmiyetten önce çıktığı için, Müslümanlıkla bir ilgisi yoktur.


Irk Ayrımı ile Mücadele Günü


21 Mart, Dünyada Irk Ayrımı ile Mücadele Günü’dür. Demokrasinin gelişmiş olduğu ülkelerde bile ırk ayrımının önüne geçilememiştir. Hâlbuki Allah indinde; zenci, beyaz, köle, efendi gibi ayrım yoktur. 

 

Bugün 21 Mart 2023;

Karakış Sonu,

Dünyada Gece ve Gündüz Süresi Eşittir,

İlkbaharın Başlangıcı, (Nevruz)

Dünya Orman Günü,

Irk Ayrımı ile Mücadele Günü,

Dünya Şiir Günü,

Kışın Sonu, Baharın Başlangıcı,

Yılın 80. günü, Kalan Gün : 285
3. Ay, 31 Gün, 12. Hafta
Kabristana giren kimse, Yâsîn sûresini okursa, o gün meyyitlerin azapları hafifler. 
Hadîs-i Şerîf


18 Mart 2023 Cumartesi

 

18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü'nde başta bu ülkenin kurtarıcısı ve kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyorum.

Çanakkale zaferi ve birlik ruhu

 

Bir Ayet: Allah yolunda öldürülenler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz. (Bakara, 2/154)


18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi (1915)

Kişi, -kıyamet günü- sevdiği kimse ile beraberdir. (Buhârî, Edeb, 96)

Çanakkale Zaferi, şanlı zaferlerle dolu tarihimizin en önemli galibiyetlerinden biridir. Ezanına ve bayrağına el uzatılmış bir milletin, kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla topyekûn verdiği mücadeledir. Çanakkale Zaferi, bir milletin omuz omuza vererek üstlendiği büyük mücadelenin adıdır. Anadolu’nun her köşesinden, Rumeli’den, Bağdat’tan, Şam’dan, Üsküp’ten, Bosna’dan kopup gelmiş, dilleri ve renkleri farklı ama davaları aynı olan bir ümmetin kahramanlık hikayesidir. Çanakkale, Mehmetçiğin “Ölürsem şehit, kalırsam gazi” şuuruyla istiklali ve istikbali uğruna toprağa düştüğü, imanından aldığı güçle bütün dünyaya “Çanakkale Geçilmez” diye haykırdığı, tertemiz alnından vurulup toprağa düştüğü yerdir. Yüreği sarsılmaz bir imanla dolu olanların, kalbi vatan aşkıyla çarpanların yedi düvele karşı bütün yokluk ve imkânsızlıklara rağmen kazandığı zaferdir.

Kaynak: Diyanet Takvimi

Günün Tarihi...Çanakkale Savaşı

 

    Osmanlı Devleti, 1914’te İttihat ve Terakki Partisi ve Enver-Talat-Cemal üçlüsü tarafından affedilmez bir hata eseri olarak I. Dünya Harbi’ne sokuldu. İtilâf devletleri ile 4 ayrı cephede ayrı ayrı çarpışmak zorunda kaldı. Çanakkale muharebelerinde 568.000 düşman askerine karşı 315.000 Mehmetçikle vatan müdafaası yapıldı. Çanakkale Savaşı dünya tarihinin en kanlı ve Türkiye tarihinin en büyük zaferlerinden biridir. İngiltere ve Fransa’nın Akdeniz donanmaları, 18 Mart 1915 sabahı Çanakkale Boğazı’nı cebren geçerek İstanbul’a erişmek için deniz harekâtına başladı. 107 parça savaş gemisi ile Müttefik donanması, o zamana kadar dünya tarihinin gördüğü en yoğun denizden bombardıman yaparak, Boğaz’da ilerlemeye başladı. Çanakkale kumandanı Cevad (Çobanlı) Paşa, 150 topla karşılık verdi. İki haftada İstanbul'u ele geçirip yağmalama hayali kuran Haçlılara karşı sadece Adana'dan, Malatya'dan, Samsun'dan, Diyarbakır'dan değil; Batum'dan, Şam'dan, Kudüs'ten, Ohri'den, Kerkük'ten, Bağdat ve Basra'dan gelen binlerce Ümmet-i Muhammed orada tevhîd uğruna can verdi. Bâzı askerî birlikler, cemaat hâlinde namaz kıldıktan, bazıları kendi cenaze namazlarını kıldıktan sonra, toptan şehadet şerbeti içtiler.  Denizden geçemeyen düşman kuvvetleri, 25 Nisan günü Gelibolu yarımadasına asker çıkartarak meşhur Çanakkale Savaşı başladı. Bu defa kara savaşları başlamıştı. Çeşitli cephelerde göğüs göğüse muharebeler oldu. 9 ay süren kara harekâtı kısmında yüzbinlerce Osmanlı, İngiliz, Fransız, Hint ile Avustralya ve Yeni Zelanda askeri (Anzaklar) hayatını kaybetti. Muharebeler, 9 Ocak 1916’da bu defa da Osmanlı İmparatorluğunun zaferiyle bitti. Birinci Dünya Savaşı’nın gidişatını değiştiren Çanakkale Savaşında, İngilizler 205.000, Fransızlar 47.000 kayıp verdi. Genel toplamda Müttefiklerin kayıp sayısı 252 bin kişiyi buldu. Osmanlı Devleti de 250.000 şehid verdi. Bütün şehidlerimizi, rahmet ve minnetle anıyor, onlar için duâ ediyoruz.

Kaynak: Türkiye Gazetesi Takvimi

 

Bugün 18 Mart 2023;

Hicrî Şemsî: 1401    Rûmî: 05 Mart 1439    Kasım: 131
26 ŞA'BÂN 1444
Yılın 77. günü, Kalan Gün : 288
3. Ay, 31 Gün, 11. Hafta
Gündüzün uzaması 2 dakika - Ezânî sâat 1 dakika geri alınır.

∞ İstediklerini vermediğiniz zaman kızan, küsen arkadaş, gerçek arkadaş değildir. Ahmed bin Hanbel “Rahmetullahi aleyh”

Çanakkale Zaferi (1915) ve Şehitlerini Anma Günü 
1915 Çanakkale Köprüsü açıldı (2022) 
Yaşlılara Saygı Haftası

15 Mart 2023 Çarşamba

KURULU GÜÇ

 

    Şubat’2023 itibarıyla 2022 yılı sonuna göre kurulu güç toplamında 324,3 MW’lık artış gerçekleşmiştir. Söz konusu artışın 50,1 MW’ı termik kaynaklara, 274,2 MW’ı güneş ve rüzgar kaynağına dayalıdır. Gerek arz güvenliği gerekse ülke ekonomisi için elektrik üretiminde kaynak planlaması yapılarak yenilenebilir enerji kaynaklarına öncelik verilmesi önem taşımaktadır. Özellikle yüksek potansiyele sahip olduğumuz rüzgar ile güneş enerjisinden azami oranda yararlanabilmenin teknik ve ekonomik olanakları yaratılmalıdır.


13 Mart 2023 Pazartesi

Yeni bir kriz mi geliyor?

 

Dünya büyük bir dönüşüm yaşarken ekonomik türbülans yaşanıyor.

2008 yılında yaşanan küresel finans krizi ve sebep olduğu 2009 Avrupa Borç Krizi’nin sosyal ve siyasal etkilerine bağlı olarak BREXIT süreci yaşadı. BREXIT sürecinin ekonomik etkileri henüz tam belli olmamışken yaşanan COVID-19 pandemisi, küresel enflasyonist süreç ve Rusya-Ukrayna savaşı ekonomide yaşanan türbülansın şiddetini artırdı.

ABD ve AB başta olmak üzere birçok ülkenin enflasyonu frenlemek için faiz artırımı politikası izlemesi piyasalarda resesyon endişesini artırırken ABD’nin 16. Bankası olan Silicon Valley Bank’ın hızlı çöküşü yeni bir krize neden olur mu tartışması başladı.

ABD’de teknoloji üretim merkezi olarak bilinen Silikon Vadisi’nin en önemli bankalarından olan Silicon Valley Bank start-up olarak bilinen girişim destekli girişimlerin neredeyse yarısının sahip olduğu nakit paraya ev sahipliği yapıyordu.

Bankanın menkul kıymet satışlarından 1,8 milyar dolar zarar etmesi ve hisse satarak para toplama planları yeni kaçışlara neden olunca bankanın çöküşü hızlandı.

Bu çöküş 2008’den bu yana ABD’de yaşanan en büyük banka iflası olarak kayıtlara geçti. Banka’nın iflasının 10 Mart Cuma günü olması ve araya hafta sonunun girmesi krizin derinleşmesinin önüne geçti denilebilir.

Federal Mevduat Sigorta Kurumu’na (FDIC) göre ABD teknoloji sektöründeki birçok risk sermayesi şirketini ve milyonlarca kişiyi mevduatları, kredileri ve yatırımları konusunda belirsizlik içinde bıraktı. Bunun yanında NASDAQ ve kripto para birimi topluluğunda ticaret yapan teknoloji firmaları arasında büyük dalgalanmalara neden oldu.

FDIC’ye göre bankanın 2022 sonu itibarıyla yaklaşık 209 milyar dolarlık toplam aktifi ve yaklaşık 175,4 milyar dolarlık toplam mevduatı vardı.

SVB'nin ana şirketi SVB Financial'ın hisse senedi fiyatı Perşembe günü %60'tan fazla düşerken, 21 milyar $'lık tahvil portföyünü 1,8 milyar $ zararla sattıktan sonra oynaklık nedeniyle işlemleri birkaç kez durduruldu.

Bankanın kripto para işlemlerinin yoğun olması sebebiyle kripto para birimlerinin değerinde düşüşe neden oldu. Bankanın likidite kriziyle karşı karşıya olması sebebiyle Sistemik risk oluşturup oluşturmadığı merak konusu oldu.

Devam…

COVID-19 pandemisinin başladığı 2019 sonu ve bitişi olarak nitelendirilebilecek 2022’nin ilk çeyreği arasında ABD bankalarındaki mevduatın 5,40 trilyon dolar arttığı biliniyor.

Bu artışa karşılık salgının yayılım hızını yavaşlatmak için uygulanan kapanma tedbirleri sebebiyle kredi talebinin zayıf olması nedeniyle bu hacmin sadece %15’i kredilere yönlendirilmişti. Kalan kısmı ise menkul kıymet portföylerine yatırılmış veya nakit olarak tutulmuştu. Menkul kıymet portföyleri 2019’un sonunda 3,98 trilyon dolardan 6,26 trilyon dolara çıkmıştı. Bunun yanında nakit bakiyeleri de 1,67 trilyon dolardan 3,38 dolara yükselmişti.

Yaşanan süreç 2000’li yılların başında yaşanan dot-com balonu ve Lehmann Brothers bankasının batmasını akıllara getirdi.

20 yıl önceki dotcom çöküşünün ardından, müşterilerin nakit rezervlerini çekmesiyle bankadaki mevduatlar 4.5 milyar dolardan 2001'in sonunda 3.4 milyar dolara düştü. Günümüzdeyse mevduatlar Mart 2022'nin sonunda 198 milyar dolardan Aralık sonunda 173 milyar dolara (ve Şubat 2023'ün sonunda 165 milyar dolara) düştü. Yaşanan süreçle birlikte müşteriler 9 Mart 2023'te bankadan toplam mevduat tabanının dörtte birine eşdeğer 42 milyar dolarlık mevduat çekmeye başladı.

2008 küresel finans krizi sonrasında banka bilançosunu artırarak krizden çıkışı sağlayan ABD yönetimi aynı yönetimi COVID-19 pandemi krizinde tercih etmişti. SVB, önde gelen teknoloji finansörlerinden biriydi ve başarısızlığı, FED’in enflasyonla mücadelesinde izlediği hızlı faiz artırımı politikası potansiyel istenmeyen sonuçları olduğunu gösteriyor.

SVB’nin iflas etmesiyle birlikte yaşanan finansal krizi aşamayan Silvergate Bankası da faaliyetlerini sonlandırma kararı aldı. Bu kararın ardından kripto piyasasında da sert düşüşler yaşandı.

48 saat içinde iki bankanın çökmesi akıllara şu soruları getirdi;

Domino etkisiyle bu iflaslar diğer bankaları etkiler mi?

Olası bir yayılma durumda küresel enflasyonist süreç içerisinden geçerken, savaş ve yaptırımların devam ettiği bugünlerde faiz artırımı politikasından vazgeçip yeniden farklı bir süreç başlar mı?

Çalışanların maaşlarını ödeyemeyen start-up işletmeleri bankalara borç ödeyememe riski taşıyor mu?

Olası bir küresel yayılma durumunda diğer ülkelerin faiz politikaları ne olur?

 

    2023 yılı Ocak ayı sonu itibarıyla ülkemiz kurulu gücü 104.038 MW'a ulaşmıştır. 2023 yılı Ocak ayı sonu itibarıyla kurulu gücümüzün kaynaklara göre dağılımı; %30,3’ü hidrolik enerji, % 24,4’ü doğal gaz, % 21’i kömür, % 11’i rüzgâr, % 9,2’si güneş, % 1,6’sı jeotermal ve % 2,5’i ise diğer kaynaklar şeklindedir. Ayrıca Ülkemizde elektrik enerjisi üretim santrali sayısı, 2023 yılı Ocak ayı sonu itibarıyla 11.623’e (Lisanssız santraller dâhil) yükselmiştir. Mevcut santrallerin 751 adedi hidroelektrik, 67 adedi kömür, 360 adedi rüzgâr, 63 adedi jeotermal, 345 adedi doğal gaz, 9.546 adedi güneş, 491 adedi ise diğer kaynaklı santrallerdir.

12 Mart 2023 Pazar

 

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un “Kahraman Ordumuza” hitaben yazmış olduğu şiirin, 12 Mart 1921 tarihinde Birinci TBMM tarafından İstiklal Marşı olarak kabul edilmesinin 102. yıl dönümünde, rahmet ve minnetle anıyorum. Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın!

6 Mart 2023 Pazartesi

Deprem, Siyaset ve Yeniden İmar

 

Türkiye’de gündemin çok hızlı değişir. Bu değişim bazen baş döndürücü hıza ulaşır.

Bir ay önce gündem ekonomi ve enflasyonken 6 Şubat depremiyle tek gündemimiz “yaraları en hızlı nasıl sarabiliriz?” sorusu oldu.

2023 seçimleri hızla yaklaşırken geçen hafta 6’lı masa olarak adlandırılan ittifakın üyelerinden biri ayrılınca gündem bir anda siyasete döndü.

Ana gündemimiz deprem ve depremzedelerin ihtiyaçlarının karşılanması. Bunun hiçbir zaman ihlal ve ihmal edilmemesi gerekir. On binlerce canımızı yitirdik. Yüz binlerce ev yıkıldı. Milyonlarca insanımız evinden yurdundan oldu. Böyle bir durumda başka bir gündemimizin olmaması gerekir. Bu kesinlikle böyle…

Ben gündemdeki siyaset meselesine depremzedelerin yeniden normal hayatlarına dönebilmeleri penceresinden bakmak istiyorum. Çadırlarda, konteynerlerde ve yakın akrabalarının evlerinde kalan depremzedelerin bir an önce kendi evlerine, yurtlarına dönmeleri en önemli konularımızdan biri.

Nihayetinde üniversitelerin belki nisan ayında belki eylül ayında yeniden açılabilmesi için de barınma ihtiyaçlarının karşılanması gerekir. Nitekim bilimsel açıdan bakıldığında ise barınma Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidine göre barınma en temel, birincil basamak ihtiyaç olarak bilinir.

Bu bağlamda depremzedelerin evlerine kavuşmaları için yeniden imar konusu oldukça önem arz ediyor.

İşte gündemdeki siyaset de tam bu noktada devreye giriyor. Çünkü deprem sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan “"Hedefimiz 1 yıl içinde diğer felaket yaşadığımız illerde nasıl toplu konut operasyonları yaptıysak 10 ilde de bunları gerçekleştireceğiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sözleri söyledikten sonra gözler muhalefete çevrildi. Çünkü bu bir yıllık süre içinde 14 Mayıs’ta yapılması planlanan bir genel seçim var. Seçimde iktidarın değişme ihtimali olduğu için muhalefet partilerinin söyleyecekleri de önem arz ediyordu. Ancak görünen o ki muhalefet kanadından Erdoğan’a “yeni evleri bir yıl içinde bitiremezsin. Yetiştiremezsin.” diyen olmadı. Aksine “Erdoğan en iyi bildiği konudan, inşaat meselesinden girdi olaya” diye eleştirenler oldu.

Konu depremzedeler ve onların en temel ihtiyacı olan barında konusu olduğu için hepimizi yakından ilgilendiriyor. Özellikle geçen hafta 6’lı masadan ayrılan partinin masadaki diğer dört partiye göre çok daha fazla oyu olduğu düşünülürse vatandaşlarda ciddi bir güvensizlik oluşmasına neden oldu. Hatta vatandaşlar “bu muhalefetin olası bir iktidara gelme durumunda bizim evlerimiz bir yılda bitmez. Hangi ilde, hangi parti kaç bina inşa ettirecek tartışmaları bitmez.” demeye başladı.

Bir tarafta Van'da, Bingöl'de, Malatya'da, Elazığ'da, Antalya'da, Manavgat'ta, İzmir'de, Giresun’da bir yılda yeniden imar edip afetzedeleri evlerine yerleştiren tecrübeli bir siyasetçi var. Diğer tarafta ise 12 toplantı yaparken muhalefetin cumhurbaşkanı adayını belirleyemeyen ve ortaya konulan isim/isimler sebebiyle dağılan bir masa var.

Bu perspektiften bakıldığı zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu seçimde bu konuda muhalefete göre çok daha avantajlı olduğu söylenebilir.

Yardım faaliyetleri

Depremin üzerinden tam bir ay geçti. Deprem haberini alan vatandaşlarımız anında öyle bir tepki verdi ki kısa süre içinde binlerce yardım tırı yollara düştü. Hatta o kadar abarttık ki yardım olayını deprem bölgesindeki yıkımı kaldırmak için giden araçların ulaşmasına bile bir süre engel oldu. Ancak son dönemde bölgeye giden yardımların azaldığı gözleniyor. Biz millet olarak aniden gaza gelip aşırı tepki göstersek de devamlılık problemimiz olduğu bir gerçek. Bunu bireyler olarak günlük yaptığımız işlerde de görebiliyoruz. Ancak afet bölgesinde ihtiyaçlar bitmedi. Dükkânlar yıkıldı. Açık değil. Bazı bölgelerde yardımlar olmaksızın ihtiyaçların karşılanması mümkün değil. Bu nedenle yardım seferberliğinin devam etmesi çok önemli. Bir süre kendi gelirimizden feragat ederek afet bölgelerine yardım göndermeye devam etmeliyiz.

Malumunuz mübarek üç aylar içindeyiz. Verdiğimiz her sadakanın, bağışın, zekâtın, fitrenin, fidyenin deprem bölgesinde gönderilmesi oldukça önemli.

Basın ve medyada gündem ne olursa olsun bizim gündemimiz deprem bölgesine yardım etmek, depremzedelerin yaralarını sarmak, ihtiyaçlarını gidermelerine destek olmak olmalıdır.

Gündemdeki siyaset konusuna da bu pencereden bakmak için bu konuya girdim ben de. Çünkü depremzedelerin kendi evlerine geçmeleri en önemli gündem maddemiz…

3 Mart 2023 Cuma

 

Bugün 3 Mart 2023;

Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruldu (1924)
Tevhid-i Tedrisat Kanunu Kabul Edildi (1924)


HÂTIRA............ FAKİRLİĞİN ÇÂRESİ

 

Karaca markasının ve TEMA Vakfı’nın kurucusu Hayrettin Karaca bir röportajında özetle diyor ki: 

Ben bir kasaba çocuğuyum. Varlıklı bir ailenin çocuğuydum. Ama herkes eşit şartlarda oynardı sokakta. Bütün çocuklar gibi ben de yalın ayak oynardım. Akşam olduğu zaman annem bir kap sıcak yemek koyup; “Komşuya götür!” derdi. Komşunun yağını, odununu kim alır, kimse bilmezdi. Paylaşma düzeni vardı, o kültürde. Savaştan çıkmış bir Türkiye’de fakirim diyen çoktu ama, açım diyen yoktu. Oradan aldım bu kültürü ben. Kaybolan budur, giden budur. Ama Anadolu’yu gezerken görüyorum ki, bu değerleri hâlâ yaşatanlar var.

Televole kültürünün karşısında birtakım değerler yok oldu. Çocukluk günlerimin; “Komşuyu aç bırakmayan!” kültürün yeniden dirilmesiyle, açlıkla savaşılabilir. 

Akmerkez’in önünden geçmeye utanıyorum. Nedir bu ışıklar, bu rezalet. Yılbaşı demek, al, tüket, yok et, hayatı mahvet demek mi? Global ekonomi insanları kullanıyor. Ama bakın beni kullanamıyor, çünkü izin vermiyorum. Çok da mutluyum. İnanç herşeyi hâlleder. 

Zamanında, benim de vardı 40 tane kravatım. O zaman 30 yaşındaydım. Ben de tükettim. Ama bilerek yapmadım bunu. Artık farkına vardım bunun. Ne zamandır alışveriş yapmadığımı hatırlamıyorum. Kendime sadece kitap alıyorum. Nedir benim ihtiyacım? Doymam, sağlığım, barınmam, kuşanmam; bunun dışında hiçbir şey tüketmeye hakkım yok. Gömleklerim var, yakası çevrilmiştir, ayakkabılarıma bakarsanız, altı yamalıdır. 9 senedir bu pantolonu giyerim, paltom yırtıktır. O yüzden bu yırtık kazağı gururla taşıyorum üzerimde. Param var ama tüketmeye hakkım yok.

Dünya ikiye bölünmüş artık. Gözü açlar ve karnı açlar. Açlıktan ölen her çocuğun katilleri vardır. Bir ABD’li çocuk doğunca 30 çocuğa eşdeğerde dünya nîmetlerini alıp götürüyor. Dünyada makyaj malzemesi için 18, parfüm için 15, Avrupa ve ABD’de evde beslenen hayvanların maması için 17 milyar dolar harcanıyor...Hâlbuki, açlığın ve yetersiz beslenmenin bitmesi için 19, her çocuğun aşılanması için 1,3 milyar dolar lâzımdır...

KAYNAK: TÜRKİYE GAZETESİ TAKVİMİ

2023 Yılı ÜFE- TÜFE Oranları

 

Ocak - 2023ÜFE (%)TÜFE (%)
Bir Önceki Aya Göre4,156,65
Bir Önceki Yılın Aralık Ayına Göre4,156,65
Bir Önceki Yıla Göre86,4657,68
Oniki Aylık Ortalamalara Göre125,5372,45
Şubat - 2023ÜFE (%)TÜFE (%)
Bir Önceki Aya Göre1,563,15
Bir Önceki Yılın Aralık Ayına Göre5,7810,00
Bir Önceki Yıla Göre76,6155,18
Oniki Aylık Ortalamalara Göre120,7271,83


 

    Ocak ve Şubat ayı enflasyonu açıklandı. Açıklanan rakamlara göre, memurların aldığı zam ilk iki aydan eridi. Enflasyon Ocak ayında yüzde 6,65, Şubat ayında da yüzde 3,15 oldu. 2023 yılında enflasyonun yüksek çıkmasından dolayı memurlara yapılan Kanuni düzenlemeyle beraber yüzde 30 zam verilmişti. Toplu sözleşme hükmüne göre memurlar, 2023'ün ilk yarısı için yüzde 8 zam alacak. İlk iki ayda enflasyon yüzde 10 oldu. Şimdiden Enflasyon farkı oluştu. Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran ayında çıkacak enflasyon rakamları memurların alacağı enflasyon farkını da netleştirecek.

Şubat ayı enflasyon rakamları açıklandı

 

Enflasyon, şubatta yıllık bazda yüzde 55,18 olurken bu rakam son 12 ayın en düşük seviyesi olarak kayıtlara geçti. 

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup % 21,69 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise % 74,34 ile lokanta ve oteller oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla 2023 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup %-1,76 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, 2023 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise % 7,36 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu. 2023 yılı Şubat ayında, endekste kapsanan 143 temel başlıktan 23 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 3 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 117 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) yıllık % 55,16, aylık % 2,62 oldu

İşlenmemiş gıda ürünleri, ene rji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE'deki değişim, 2023 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre %2,62, bir önceki yılın Aralık ayına göre % 9,87, bir önceki yılın aynı ayına göre % 55,16 ve on iki aylık ortalamalara göre % 64,10 olarak gerçekleşti.

Şubat ayı enflasyon rakamları açıklandı

 

    TÜİK Şubat ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. TÜFE'de (2003=100) 2023 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre % 3,15 bir önceki yılın Aralık ayına göre % 10,00, bir önceki yılın aynı ayına göre % 55,18 ve on iki aylık ortalamalara göre % 71,83 artış gerçekleşti. Yİ-ÜFE (2003=100) 2023 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre % 1,56, bir önceki yılın Aralık ayına göre % 5,78, bir önceki yılın aynı ayına göre % 76,61 ve on iki aylık ortalamalara göre % 120,72 artış gösterdi. Memurlar için ikinci aydan yüzde 2 enflasyon farkı oluştu.