28 Kasım 2022 Pazartesi

Depolama lisansı başvuruları için güncelleme yapıldı

 

    Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) depolamalı elektrik üretim tesislerinin önlisans ve lisans başvurularına yönelik bir güncelleme yaptı. Resmî Gazete’nin 25.11.2022 tarihli sayısında yayımlanan Kurul Kararlarına göre başvurularda değerlendirme yalnızca elektrik üretim tesisinin mekanik kurulu gücü üzerinden yapılacak. 19 Kasım 2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 27 Ekim 2022 tarihli Kurul Kararı’nda değerlendirmenin üretim tesisinin toplam mekanik kurulu gücü ile elektrik depolama ünitesinin kurulu güçlerinin toplamına göre yapılacağı yer alıyordu.

27 Kasım 2022 Pazar

HİKÂYE... Bir Çeşit Nasihat

 

Babası yeni evlenen oğlunun evine tebriğe gider... Bir müddet oturunca der ki:
- Bir beyaz kâğıt, bir kalem ve bir silgi getir!
- Ne için babacığım?
- Hele sen getir!
Genç kalem ve kâğıdı getirdi. Silgi bulamamıştı.
- Koş bir silgi satın al gel!
Oğlu epey şaşırmıştı, dışarı çıktı. Bir silgi satın alıp geldi. O sıra oğlunun hanımını da yanına çağırdı. İkisi de yanına oturunca dedi ki:
- Yaz oğlum!
- Ne yazayım baba?
- İstediğin bir şey yaz!
Genç bir cümle yazdı. Babası yazıyı görünce tekrar söyledi:
- Şimdi onu sil oğlum!
Oğlu yazdığı cümleyi sildi. Babası takrar söyledi:
- Bir cümle daha yaz!
- Allah aşkına baba, ne demek istiyorsun ki?
- Sen bir cümle daha yaz!
Oğlu bir cümle daha yazdı. Baba tekrar söyledi:
- Onu da sil!
Oğlu söyleneni yaptı. Baba tekrar etti:
- Bir daha yaz oğlum!
- Allah aşkına söylesene baba, ne bu?
- Hele bir daha sen yaazz!..
Oğlu yine yazdı. Baba devam etti:
- Sil oğlum, sil! Kâğıt hâlâ beyaz mı?
- Evet ama mesele nedir?
- Baba oğlunun omzuna vurdu ve son sözünü söyledi:
- İşte evlilik de böyledir oğlum. Bir silgiye ihtiyaç vardır... Evlilikte hanımından göreceğin ve hoşuna gitmeyecek bâzı durumları silmek için bir silgi taşımalısın yanında...Hâ söyleyeyim. Hanımın da öyle bir silgi taşımalı beraberinde. Senin söyleyeceğin hoşuna gitmeyecek şeyleri silmek için. Eğer silmezseniz, evlilik sayfası bir zaman sonra kapkara olacaktır. Kadının huyu para yokken; erkeğin huyu da para çokken anlaşılırmış. Her hâlükârda imtihanda olduğunuzu unutmayın! İmtihânı kaybederseniz, iki cihanınız da harap olur. Eşinden sevgi ve saygı bekliyorsan; sen de ona göstereceksin.

SİLGİ VE BİLGİ ikisi de 5 harftir. Başlarındaki harfleri atarsak geriye İLGİ kalır.
İlgi olmadan ne silgiye, ne de bilgiye ulaşabilirsiniz!..

Alıntı

22 Kasım 2022 Salı

Geri dönüşüm neden önemli?

 

Geri dönüşüm, atık maddelerin ve çöplerin işlenerek tekrar kullanılması için ikincil hammadde elde etme işlemidir. Kağıt, plastik, demir, çelik, kurşun, kauçuk, cam ve elektronik atıkların tekrar kullanılmasını sağlar. Amacı, yeni ürünler yapmak için kullanılan hammadde miktarını azaltarak ekonomiye ve çevreye faydalı olmaktır.

 

Enerji tasarrufu: Geri dönüştürülerek yapılan üretim için harcanan enerji, sıfırdan üretim için harcanan enerjiden daha azdır.

Kaynakların korunması: Mobilya yapımında ağaç kullanılmaktadır. Ağaçların kesilmesi ormanların gitgide yok olmasına sebep olur. Geri dönüşümle doğal kaynakların tüketilmesi önlenir.

Çevresel atıkların azaltılması: Geri dönüşümle çevresel atıklar büyük ölçüde azalır. Katı atıklar tekrar dönüştürülerek kullanıldığında çevreyi de atıklardan kurtarabiliriz.

Ekonomiye katkı: Hammadde ithali azaltılır çünkü mevcut atıklar dönüştürülerek kullanır. Bu tasarrufla ülke ekonomisine büyük katkı sağlanır.

İstihdam: Geri dönüşüm alanında binlerce insan çalışmaktadır. Bu sektörün gelişmesiyle istihdam da artmaktadır.


Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır

 

Bir Ayet: Andolsun biz insanoğluna şan, şeref ve nimetler verdik; onları karada ve denizde taşıdık, kendilerine güzel güzel rızıklar verdik ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık. (İsrâ, 17/70)


Atasözleri günümüze kadar ulaşmış en önemli öğütler arasında yer almaktadır. Bu öğütlerden biri olarak “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” halk arasında yaygın şekilde kullanılıyor. Güzel bir sözün insanı ikna etmenin en güzel yolu olduğu bir gerçektir. Her insan tatlı dille söylenenlerden etkilenir. Gönül okşayarak ve tatlılıkla dile getirilen sözler ikna edilmesi mümkün olmayan en zorlu kişileri dahi istenilen noktaya getirebilmektedir. Yunus Emre ne güzel bu konuya işaret etmektedir.

Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı
Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz

Gönül alıcı ve tatlı sözlerin, davranışların yaptıramayacağı iş yoktur. Hoşa giden, gönül alıcı ve etkileyici sözler herkesin hoşuna gider. Bunu duyan kişinin inadı kırılır, yumuşar ve anlaşabileceğimiz biri haline gelir. Ancak acı ve kırıcı söz kalp incitir, dostu düşman yapar.

KAYNAK: DİYANET TAKVİMİ

Trans Yağlar

 

Dünya Sağlık Örgütü, geçtiğimiz yıl hükümetlere 2023 yılına kadar gıda tedarik zincirinden trans yağları kaldırmak üzere bir politika paketi sundu. Kanunlar ve düzenlemelerle trans yağların yerine sağlıklı yağların geçmesini istiyor. İşlenmiş yağ olan trans yağlar  tükettiğimiz birçok yiyeceğin içinde bulunuyor. Trans yağlar kandaki iyi kolesterol olan HDL’yi düşürürken kötü kolesterolü de artırıyor, ayrıca damar duvarının daralarak sertleşmesine de sebep oluyor. Herhangi bir pıhtı atması durumunda damarlar tıkanarak kalp krizine yol açıyor. Margarinler, fast food yiyecekler, kek, kurabiye, kahve kreması, salata sosları, bisküviler, kızartmalar trans yağ içeren gıdalardan sadece birkaçı. Trans yağların senede 500 bin kişinin ölümüne yol açtığını söyleyen Türk Kardiyoloji Derneği Lipid Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Öner Özdoğan; “Kalp ve damar hastalıkları dünyada bir numaralı ölüm sebebidir. Yılda 18 milyon kişinin ölümüne sebep oluyor. Başta ABD ve Kanada olmak üzere 2003’ten itibaren trans yağları, yağ içinde %1-2 ile sınırladı.” dedi. Dünyada hâlen 122 ülkede gıdalarda trans yağ kullanıldığını belirten Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Asiye Ayça Boyacı bu ülkelerin daha çok az gelişmiş ve gelir seviyesi düşük ülkeler olduğuna işaret ederek dedi ki: “Yüksek gelirli ülkelerde ise trans yağ kısıtlamaları hızla ilerliyor. 2018 yılında, 28 ülke gıda tedarik zincirinden trans yağları kaldıran politikalar benimsedi. Avrupa Birliği dâhil olmak üzere 25 ülke 2 yıl içinde yürürlüğe girecek trans yağ düzenlemelerini kabul etti.” Sağlığa Evet Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı dedi ki: “Şu anda 2,4 milyar kişi trans yağların zararlı etkilerinden korunuyor. Tarım ve Orman Bakanlığı görüşmeye açtığı Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği taslağında, %2 gram olarak sınırlıyor.” Ayrıca evde yapılan hatalar da yağların trans yağ hâline gelmesine yol açıyor. Aşırı kızartmalar, kızartmalarda yeniden kullanılan yağlar sağlığı tehdit ediyor.”   
              
TÜRKİYE GAZETESİ                    
18.06.2019 

21 Kasım 2022 Pazartesi

Ekonomik Güvenlik

 

Türkiye’nin gerek yurtiçinde gerekse sınır ötesinde terörle mücadelesi kararlılıkla devam ediyor. Türkiye, cumartesi gününü pazar gününe bağlayan gece sınır ötesine yönelik gerçekleştirdiği Pençe Kılıç Hava Harekâtı ile hem terör örgütlerine, hem de onların yurt içi ve yurt dışındaki destekçilerine önemli bir mesaj vermiş oldu.

BM antlaşmasının 51. maddesinden doğan meşru müdafaa hakkını kullanarak gerçekleştirdiği bu harekât ile terörle yerinde mücadeleye devam ettiğini ilan etmiştir. Türkiye’nin son yıllarda yükselen güç olarak görülmesi sebebiyle mevcut güçlerin bu durumdan rahatsız oldukları ve Türkiye’nin yükselişinin önüne geçmeye çalıştıkları bilinen bir gerçektir.

Özellikle son yirmi yıldır büyüyen ekonomisi, nitelikli insan kaynağı, askeri gücü, “dünya beşten büyüktür” diyerek küresel yönetişim için alternatif fikir ortaya koyması, tahıl koridoru gibi diplomatik girişimlerle küresel yönetimde daha etkili bir rol oynaması, büyüyen uluslararası finans gücü, artan ihracatıyla birlikte küresel ekonomiyle artan entegrasyonu ve siyasi istikrarı sebebiyle yükselen güç olarak görülmektedir.

Özellikle savunma sanayinde dışa bağımlılığını büyük ölçüde azaltan Türkiye, enerji yatırımları ve keşifleriyle dışarıya bağımlılığını da azaltma çalışmalarını sürdürüyor.Yeni ekonomi modeliyle birlikte üretim, yatırım, istihdam, ihracat ve cari fazla politikası diyerek ekonomik güvenliğini de sağlama yolunda büyük bir adım attı. Nitekim 2021 yılı Ekim ayı gibi başlayan yeni modelde Merkez Bankası faiz indirimi yaptıkça döviz kuru hızla yükselirken son yapılan faiz indirimi kararı sonrası döviz kurunda herhangi bir hareketliliğin yaşanmadığı görüldü.

Geçen yıllarda terör saldırıları olduğu zaman borsa düşüşe geçer, döviz kuru yükselirdi. Son yaşadığımız ve hepimizin ciğerini yakan İstiklal caddesinde yaşanan hain terör saldırısı sonrası döviz kurunda yükseliş olmadığı gibi borsa düşmeyip aksine yükselişe geçti.

Uygulanan faiz politikası sebebiyle sıcak paranın büyük ölçüde ülkemizden çıkması Türkiye’ye dışarıdan gerçekleştirilecek döviz kuru saldırılarını engellemeye başladı. Aynı şekilde KKM politikası da cari fazla verilmesi sürecine kadar içeriden döviz talebinin artmasının önüne geçmekte ve döviz kuru atağı yaşanmasını engellemektedir. Askeri güvenliği gerek yurt içinde gerekse yurt dışında yapılan operasyonlar ve harekâtlarla büyük ölçüde başarılı bir şekilde sağlayan Türkiye, ekonomik güvenliğin sağlanması konusunda da büyük bir başarıya imza atıyor.

Döviz kurunun yükselmemesi, faiz oranlarının düşük olması sebebiyle tasarruflarını Borsa’ya yönlendiren vatandaşlarımız enflasyon karşısında reel getiri elde etmeye başladı. Ancak maalesef bir siyasetçinin çıkıp borsanın yükselişinin gerçek olmadığı, döviz kurunun zorla sabit tutulduğu gibi asılsız iddialarla ortaya çıkıp, adeta dış güçlerin ekonomik tetikçiliğini yapmasına şahit olduk.

Sanayi üretiminin, sanayi ciro endeksinin, ihracatın, işletme kârlılıklarının artarak devam ettiği bir ortamda borsaya ilginin artması kadar doğal bir durum olamaz. KKM ve diğer makro ihtiyati tedbirler ile dövize yönelmeyi engelleyen Merkez Bankası, BDDK ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın döviz kurunu zorla (döviz satışlarıyla) dengede tutmak gibi bir gayreti olmayacağını anlamak zor olmamalı. Kaldı ki Merkez Bankası’nın rezervlerindeki artış bu iddiaları zaten yalanlar nitelikte.

Borsa, işletmelerin ucuz, faizsiz, vatandaşlarla ortaklık kurarak finansman sağlama yoludur. Bu nedenle bankalardan faizle borç almaya kıyasla çok daha mantıklıdır. Döviz kurunun dengelendiği, faiz oranlarının enflasyon karşısında çok düşük olması sebebiyle borsaya yönelimin arttığı bir ortamda borsanın suni bir yükselişte olduğunu iddia etmek en hafif tabirle cehalettir. Eğer bu şekilde değilse ekonomik tetikçiliktir. Böyle bir ortamda birçok kişi borsanın kumar olmadığını, oyun olmadığını ve yatırım aracı olduğunu öğrendi.

Küresel ekonomi enflasyonu düşürmek için faiz artırımı, bilanço küçültme politikalarıyla büyümeden, istihdamdan taviz verirken borsaları düşmektedir. Türkiye’de ise bu politikaların aksine büyüme ve istihdamı öncelediği için işletmelerin kâr etmesiyle birlikte borsanın yükseldiğini görüyoruz. Böyle bir duruma rağmen dünya borsalarına göre hâlâ ucuz olan BİST, büyük ölçüde yerli vatandaşların yatırımlarıyla yükselişini sürdürüyor. İstikrarın sağlanmasıyla birlikte yabancı yatırımcıların gelmesinin BİST’in daha hızlı yükselmesini sağlayacağını görmemek için akıl tutulması yaşamak gerekir. 

20 Kasım 2022 Pazar

MERHABA...

 

Bildiğiniz gibi 21 Kasım Dünya Merhaba Günü.

Teknoloji dünyayı her gün biraz daha küçültüyor.

Bir gök taşına gönderilen uydudan, bir yerlerde kurtarılan gergedandan, ekonomik gelişmelerden vs…  Herkes her şeyden anında haberdar.

Herkesin uzaklarla iletişimi mükemmel (Çünkü bunun için bir çabaya ihtiyaç yok, hazır halde veriliyor.).

Yakınlarla iletişim ise tam tersine giderek kötüleşiyor. İnsanlar çevresi ile “üç maymun”u oynuyor sanki…

Bunun temel nedenlerinin başında; iletişim bombardımanının, insanı “edilgen bir alıcı” hale getirdiği ve bunu bir yaşam biçimine dönüştürdüğü gerçeği geliyor.

İnsanın yakın çevresi ile iletişim kurabilmesi için ise “etkin bir verici”, bir başka deyişle emek ve zaman harcaması gerekiyor.

Bunun için de büyük teknolojik yatırımlara, 3-5 üniversite bitirmeye gerek yok.

Sadece gülümseyerek “merhaba” demeyi öğrenmek gerekiyor…

Bu öğrenme, ilginçtir ki; kendine güveni, öncü olmayı, sosyalleşmeyi de beraberinde getiren büyük bir başlangıç…

Evet… Merhaba diyebilmek.

Sokaktaki kediye, “merhaba kedi kardeş”,

Yanınızdan geçen köpeğe, “merhaba arkadaşım köpek”,

Gölgesinden geçtiğin çınara, “merhaba yüce çınar”,

Ayağının takıldığı taşa, “merhaba kaya”,

Solunda kalan denize, “merhaba engin deniz”…

Ve karşılaştığın her insana “merhaba” demek, selamlaşmak, dünyamızı giderek saran ve boğucu hale getiren negatif enerjiyi azaltabilir.

Üretim alanları, iş yerleri de ‘merhaba’dan payını almalı.

Aynı idealler için çalışan insanlar bile, bu konuda sadece tanıdıkları ve ait oldukları birim ile kendini sınırlıyor.

Bir arada yaşamak, tanıdıklarla, eş dost ile yaşamak değildir.

Çocuk ilk doğduğunda ‘hayata merhaba’ der…

Sonra ön yargılarımız, kalkanlarımız, ‘merhaba’ konusunda cimri davranmaya başlar.

Boş verin…

Sınırlamayın kendinizi. Önce boşluğa selam verin, sonra arkası gelir.

Şunu hiç göz ardı etmemek gerekiyor;

Gülümseyerek bir ‘merhaba’ demek tüm kapalı kalp kapılarını açar.

Karşına çıkan her “şey”, selamlanmaya değerdir düşüncesine sahip olmak, hayata merhaba diyebilmektir.

 NOT: “Merhaba” aslında Farsça kökenli olup “benden size zarar gelmez” anlamına gelir.

Bu bir deneme yazısıdır. Tamamen spontane hikaye tadında kaleme alınmıştır.

17 Kasım 2022 Perşembe

 

İnsanın olabilmenin bazı özellikleri;

1. Net olmak (Toplumsal tabulara göre hareket etmezler.)

2. Dürüstlük (Her şartta doğruyu söylerler.) 3 .Fedakarlık (Diğer insanların haklarını da düşünür.) 4. Kanaatkarlık (Az ile yetinmesini bilir.)
5. Çalışkanlık (Vaktini iyi kullanır.)

İnsan sosyal bir varlıktır. Güvendiği, sırtını yaslamak istediği, iletişim kurmak istediği, destek görmek istediği bir dayanak noktası ister. Bu bir tercihtir. Her tercih de bir vazgeçiştir. Tercihlerimizi iyi yapalım. Sonuçlarına katlanacak yine biziz. Güzel tercihleriniz olsun.

16 Kasım 2022 Çarşamba

DAVRANIŞ-TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞININ ÖNLENMESİNDE KURUMLARIN ROLÜ

 


    Son yıllarda henüz görünür olan davranış-teknoloji bağımlılığını önleme, tedavi ve rehabilitasyonu konusunda yapılan müdahalelerin geliştirilmeye ihtiyacı vardır. Bunun için şunlar yapılabilir: Toplumda davranış-teknoloji bağımlılığı açısından riski bölgeler belirlenip, bu bölgelerde önleme, tedavi ve rehabilitasyona yönelik çalışmalar yoğunlaştırılmalıdır.

    Davranış-teknoloji bağımlılığını önleme, tedavi ve rehabilitasyon konusunda çalışan tüm kurum, kuruluş ve STK’lar arasında koordinasyon ve işbirliği sağlanmalı, sürdürülebilir ve bütüncül bir hizmet sunumu gerçekleştirilmelidir. (Örneğin; Bunu sağlamak için kurumlararası protokoller imzalanabilir.) Kamu kurum-kuruluşları, üniversiteler ve STK’larda görev yapan tüm çalışanlar davranış teknoloji bağımlılığı konusunda bilgilendirilmeli, bağımlı bireyleri nereye-nasıl yönlendirebilecekleri konusunda algoritmaların/işlem basamaklarının yer aldığı kılavuzlar hazırlanmalıdır. Toplum geneline ve risk gruplarına yönelik davranış-teknoloji bağımlılığını önleyici programlar oluşturulmalıdır. Özellikle davranış-teknoloji bağımlılığı konusunda sorun yaşayan kişilerle görüşülerek mücadelede çözüme yönelik yol haritaları oluşturulmalıdır. 

   Aile Sağlığı Merkezleri (ASM)’nde yapılan düzenli takiplerde riskli birey ve ailesine yönelik davranış-teknoloji bağımlılığının önlenmesi konusunda bilgilendirmeler yapılmalıdır. Riskli olan birey ve ailesini güçlendirmeye yönelik müdahaleler-yaklaşımlar uygulanmalıdır. 

      Davranış teknoloji bağımlısı birey ve ailelerin bir araya gelmesi sağlanarak etkileşim yolu ile çözüm önerileri geliştirmeleri konusunda desteklenmelidir. Ev içi ve çalışma ortamlarında davranış-teknoloji bağımlılığını önlemeye yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. 

    Davranış-teknoloji bağımlılığı konusunda riskli grup olan çocuk-ergenlere yönelik teknolojik alet (telefon, tablet vb.) kullanımında süre kısıtlaması ve güvenlik kilidi uygulaması oluşturulmalıdır. Yazılı-görsel medya ve sosyal medyada davranış-teknoloji bağımlılığını özendiren, reklamını yapan, haber ve programlara (film, reklam, dizi vb.) sınırlama getirilmelidir. Medya dili, haberlerin sunuş biçimi tekrar gözden geçirilmelidir.

    Yerel yönetimler yapacakları çeşitli planlamalar (sportif, sanatsal etkinliklerin olduğu merkezler açma gibi) ile bireyleri bağımlı oldukları davranışın yerine koyabilecekleri alternatif davranışlara (hobi vb.) yönlendirmeli, bağımlı davranışla mücadeleye yönelik çevresel alt yapı düzenlemeleri yapmalıdır. Özellikle çocuk ve ergenlerin yaşamsal bir amaç belirlemeleri ve bu amaç doğrultusunda ilerlemelerini sağlayan faaliyetler arttırılarak davranış-teknoloji bağımlılığı önlenebilir. Dezavantajlı bölgelerde bu anlamda sportif ve sanatsal faaliyetler planlanıp gerçekleştirilebilir. Bağımlılıkla mücadele konusunda mevcut varolan tedavi kurumları (AMATEM, ÇEMATEM, TRSM gibi) içerisinde özellikle davranış-teknoloji bağımlılığı konusunda uzman profesyonellerin çalıştığı ve motivasyonel görüşme imkanı sunabilen birimlerin (YEDAM, EGEBAM, teknoloji bağımlılığı birimleri gibi) sayısı arttırılmalı, yaygınlaştırılmalı ve bağımlı bireyler tedavi ve rehabilitasyon için bu birimlere yönlendirilmelidir. Bu birimlerde sunulan önleme, tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin ulaşılabilir, ücretsiz ya da maliyet etkin (düşük maliyetli) olması sağlanmalıdır. Teknoloji ve davranış bağımlılığına yönelik “Yeşil Dedektör”, “UYUMA” gibi bildirim amaçlı mobil uygulamalar geliştirilmelidir. Bağımlı bireyleri şikayet ve bildirim konusunda kişilerin kimliğinin ifşa olması ile ilgili çekincelerini giderecek düzenlemeler yapılmalıdır. Kumar bağımlılığı, yasa dışı bahis siteleri gibi sanal veya fiziki ortamda sürdürülebilen davranış bağımlılıkları için kolluk kuvvetlerine bildirim yolları hakkında topluma yönelik tanıtımlar yapılmalıdır. Kolluk kuvvetleri tarafından siber suçları özendiren siteler (darknet vb.) ya da etkinliklerin tespiti ve bildirimi yapılmalı, ulaşımı sosyal medyada olduğu gibi “uygunsuz içerik” ibaresi ile sınırlandırılmalıdır. Kolluk kuvvetleri tarafından girilmesi uygun olmayan sitelerin listesi çıkarılmalı ve bunların bildirimin hangi birime-kuruma ne şekilde yapılması gerektiği konularında topluma yönelik açıklamalar-bilgilendirmeler yapılmalıdır

    Hukuksal düzenlemelerde davranış-teknoloji bağımlılıklarına da açık bir şekilde yer verilmeli ve önlemeye yönelik yaptırımlar oluşturulmalıdır. (Örneğin; Alışveriş bağımlılığının engellenmesi için kart limitlerine sınırlama getirilmesi gibi) Derslerde, etkinliklerde gençlere rol model olabilecek, geçmişte davranış-teknoloji bağımlısı olup bugün bu problemden kurtulan iyi örnekler gençlerle buluşturulmalıdır. Var olan olumsuz davranış-teknoloji bağımlılığı davranışı yerine olumlu alternatif bir davranış geliştirmesi sağlanmalıdır. (Örneğin oyun bağımlısı bir kişi, bu davranışını olumlu davranışa dönüştürerek oyun yazarlığı, programcılık gibi mesleklere yönelebilir.) Davranış-teknoloji bağımlığı ile mücadelede kurumlararası işbirliği sağlamak ve hizmetlerin entegrasyonunu sağlamak amacıyla davranış-teknoloji bağımlığını önleme, tedavi rehabilitasyon konusunda değişen dünya koşullarında gelişen tedavi olanakları ile ilgili güncel bilginin alanda paylaşımını sağlamak ve teorik ile pratik (uygulama) arasında etkileşim/köprü oluşturmak amacıyla bilimsel programlar (çalıştay, sempozyum, kongre vb.) düzenlenmelidir. 

     Sonuç olarak; davranış-teknoloji bağımlığı ile mücadelede hiçbir sektör ya da kurumun tek başına kaynakları, yetki ve otoritesi yeterli olmayacaktır. Kamu kurum ve kuruluşlarındaki temsilcilerin bağımlılık sorunu ile mücadelede atması gereken çok önemli adımlar bulunmaktadır. Bu adımların atılmasında karar vericilerin (siyasi otoritelerin) ve kamu mensuplarının görevi ve sorumluluklarının yanısıra STK’lar, Üniversiteler, Medya gibi kuruluşların da destekleri oldukça önemlidir.


DAVRANIŞ-TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞININ ÖNLENMESİ

 


FARKINDALIK OLUŞTURMA

    Davranış-teknoloji bağımlılığı konusunda toplumsal farkındalık oluşturmak oldukça önemlidir. Bireyler tüm bağımlılıklarda olduğu gibi davranış-teknoloji bağımlısı olduğunu inkar edebilir. Öncelikle bireylerin davranış/teknoloji bağımlısı olduklarını fark edebilecekleri çalışmalar yapılabilir. Halkın yoğun olarak vakit geçirdiği yerlerde (alış-veriş merkezi vb.) farkındalık sağlamaya yönelik etkinlikler yapılabilir. Bu durumun farkına varmak, çözüm arayışı için ilk basamak olabilir. Bu kapsamda toplumda hedef gruplara yönelik bilgilendirme, bilinçlendirme ve farkındalık eğitimleri düzenlenmelidir. 

   Farkındalık oluşturma çalışmalarında çocuk ve ergenler mutlaka ebeveynleri ile birlikte ele alınmalıdır. Teknoloji ve davranış bağımlılığının çocukların zihninde nasıl yer aldığına dair çalışmalar yapılmalıdır. Küçük yaş gruplarına kaliteli zaman geçirme ve zaman yönetimi eğitimleri verilebilir. Verimli ve zararlı çevrimiçi/dışı içerikler konusunda çocuklar ve ebeveynleri bilgilendirilerek verimli oyun oynama konusunda farkındalık sağlanabilir. Toplumda geniş bir kesim davranış-teknoloji bağımlılığı ile mücadele ve tedavi amaçlı bazı AMATEM’ler bünyesinde açılmış olan poliklinik hizmetlerinden haberdar değildir. Bu tedavi birimlerini daha görünür kılmak için tanıtımları yapılarak farkındalık sağlanmalıdır. Toplumun ve bireylerin özellikle davranış-teknoloji bağımlılığını önleme ve bağımlı bireyleri iyileşmeleri için nereye yönlendirmeleri gerektiği konusunda bilgilendirilmesi gerekmektedir. Uzmanlar tarafından hazırlanan broşürler billboardlara asılarak ya da medya aracılığı ile eğitimler verilerek toplumda farkındalık sağlanabilir. Ayrıca, bağımlılık konusunda farkındalık sağlamada önemli bir adım da bireylerin güçlendirilmesidir. Bunun için bireylerin özellikle çocukların zayıf ve güçlü yönlerinin farkında olmaları, bağımlılık yapıcı madde/davranışa hayır diyebilme gücünün kazandırılması gereklidir. Bunun için kişilere özellikle çocuklara sosyal beceri kazandırmaya yönelik eğitimler/müdahaleler gerçekleştirilmeli ve sürdürülebilirliği sağlanmalıdır.

    Davranış-teknoloji bağımlılığını önlemek için bu konuda hizmet sunan kurumlararası (yerel yönetimler, üniversiteler, hastaneler, milli eğitim müdürlükleri vb.) koordinasyon ve işbirliği 5 sağlanmalıdır. Davranış-teknoloji bağımlılığı konusunda riskli gruplara ve ailelerine yönelik farkındalık sağlamak amacıyla bilgilendirmeler yapılmalıdır. Yazılı ve görsel medya aracılığı ile dizi, video gibi toplum tarafından düzenli takbi olan programların arasına subliminal olarak davranış-teknoloji bağımlılığı konusunda farkındalık oluşturabilecek anekdotlar eklenmelidir. Orta öğretimde ve üniversitelerde bağımlılık konusunda riskli grup olan ergenlere ve ailelerine yönelik bağımlılık, erken belirtileri, tedavi ve rehabilitasyon olanakları, başvurulabilecek kurum ve organizasyonlar, sevk zinciri ve çözüm önerileri konusunda bilgilendirmeler yapılmalıdır. Tüm kademelerdeki öğretmenlere davranış-teknoloji bağımlılığı konusunda uzmanlar tarafından hazırlanmış bir eğitim içeriği ile bilgilendirmeler yapılmalıdır. Her okulun öğretmenler odasında davranış-teknoloji bağımlısı bir öğrenciye nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda algoritmaları içeren bir tablo hazırlanabilir. Ayrıca, öğretmenler düzenli aralıklarla yaptığı aile izlemlerideğerlendirmeleri sırasında davranış-teknoloji bağımlılığı açısından yüksek riskli aileleri belirleyerek, bu ailelere bilgilendirme yaparak farkındalık sağlayabilir. Davranış-teknoloji bağımlılığı konusunda riskli grupları belirlemeye yönelik önemli bir konumlarda yer alan öğretmenler, PDR uzmanları gibi meslek üyelerine üniversite eğitimleri sırasındaki ders müfredatı (zorunlu/seçmeli dersler, toplumsal duyarlılık projeleri gibi) ve mezuniyet sonrası hizmet içi eğitim programları aracılığı ile farkındalık sağlanmalıdır.  

BAĞIMLILIKLA MÜCADELE

 

DAVRANIŞ-TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞININ TANIMI, TİPLERİ VE NEDENLERİ

    Davranış-Teknoloji Bağımlılığının Tanımı: Varlığı bile kişiyi rahatlatabilen, sosyal hayatı önemli derecede etkileyen, insan ilişkilerini sekteye uğratan bir durumdur. Teknolojik aletler (bilgisayar, telefon, televizyon, tablet gibi) ile aşırı uğraş içinde olma, her an kullanma zorunluluğu hissetme durumudur. Onlar olmadan hiçbir şey yapamıyorum, duramıyorum gibi söylemlere neden olan kontrol dışı eğilim durumudur. “elektronik bağımlılığı”dır.

    Bağımlılık, normal dışı bir davranıştır; bireyin fiziksel, biyolojik ve ruhsal işlevleri üzerinde sorun yaratarak, bireyin dengesini ve düzenini bozan davranışlar bütünü “davranış bağımlılığı”dır. Belirli bir davranışın, normal dışı düzen ve sıklıkla sergilenmesi sonucu bireyin bedensel, psikolojik ve toplumsal yapı ve işlevlerinde dengesini yitirmesi, düzeninin bozulması ve ortama uyum sağlayamaması davranış bağımlılığıdır.

  Davranış-Teknoloji Bağımlılığının Tipleri: Birçok davranış bağımlılığı vardır. Sosyal medya bağımlılığı, oyun bağımlılığı, online alışveriş bağımlılığı, dijital içerik-video bağımlılığı, televizyon bağımlılığı, kumar bağımlılığı, alışveriş bağımlılığı, seks bağımlılığı, marka bağımlılığı, fiziksel egzersiz bağımlılığı, temizlik bağımlılığı, yemek yeme bozuklukları bunlar arasındadır. 

   Davranış-Teknoloji Bağımlısı Bireylerin Özellikleri: Davranış-teknoloji bağımlısı bireyler topluma göre daha yalnız, özgüveni, farkındalığı düşük, sanal ortamda kendini gerçekleştirme olanağı bulan bireylerdir (sosyal medyada ya da oyunlarda olmak istediği profilleri edinerek, bu şekilde prestij kazanarak, oyunlarda seviye atladıkça güçlenen sanal karakterlerle). Sevilme, beğenilme ve değerli olduğunu hissetme ve hoşnut olunmayan özelliklerden bağımsız bir kimlik yaratma arzusu olan bireylerdir. İş ya da eğitim dışında sosyal aktiviteleri de bu platformlarda devam ettirme çabası içinde olan, hayatını planlamada sorun yaşayan kişilerdir. Bu özellikler sosyoekonomik ya da kültürel olarak dezavantajlı gruplarda daha sık görülmektedir. Davranış-teknoloji bağımlığı için toplumun her kesimi risk altındadır, herkes bağımlı olabilir. Özellikle pandemi sonrası iş ve eğitim için artan teknoloji kullanımı, süre kısıtlamalarının bu dönemde rafa kaldırılmış olması hatta kullanımın bir zorunluluk haline gelmiş olması riski arttırmaktadır. Ayrıca teknoloji uygulamalarının herkesin kullanımına uygun, basit arayüzlerle geliştirilmesi, kolay kullanım imkanı sunması, zaman ve maliyet açısından avantajlı olması kullanımı dolayısı ile bağımlılık riskini arttırmaktadır.

    Davranış-Teknoloji Bağımlılığının Nedenleri ve Sonuçları; Birçok nedeni vardır. Kişilik özellikleri; Bireylerin yoğun bir şekilde ait olma, kendini kanıtlama, ifade etme, üstünlük kurma, haz alma, risk alma ve heyecan arama gereksinimi hissetme davranış-teknoloji bağımlılığı için bir nedendir. Ayrıca, aile ilişkilerinin bireyin olumlu kişilik gelişimini destekleyecek özellikte olmaması ve pozitif psikososyal gelişimin engellenmesi de davranış teknoloji bağımlılığı için risk oluşturur. Bireyin etkili baş etme becerilerindeki yetersizlikler de davranış-teknoloji bağımlılığı için bir risktir. 

       Psikopatoloji; Dürtü kontrolü olmayan, davranışın sonuçlarına odaklanmadan davranışın hazzına odaklanan antisosyal kişilik bozukluğu davranış-teknoloji bağımlılığının bir nedeni olabilir. Depresyon hem neden hem sonuçtur. Kendini karamsar değersiz ve umutsuz hisseden ve içindeki boşluğu doldurmak isteyen birey davranış-teknoloji bağımlılığına yönelebildiği gibi, davranış-teknoloji bağımlılığı “diğer herkes çok mutlu ve iyi durumda, ben niye böyleyim” algısı geliştirerek depresyona neden olabilir. 

      Değişen Dünya koşulları; Birçok şeyi kısa zamanda yapmamızı gerektiren hızlı yaşam koşulları içerisinde internet kullanımının kolaylaştırıcı olması, satış-pazarlamada online ortama yönlendiren bir piyasanın olması ve buna yönelik hizmetler sunulması (yapay zeka aracılığı ile konuştuğumuz şeylerin önümüze reklam olarak düşmesi gibi) teknoloji ortamını daha fazla kullanmaya iterek davranış-teknoloji bağımlılığı riskini arttırmaktadır. 

        Davranış-teknoloji bağımlılığının fiziksel, psikolojik ve sosyal birçok sonucu vardır. Bağımlı birey fiziksel olarak; hareketsizlik sonucu sırt-boyun ağrıları, gözlerde yanma batma, karpal tünel sendromu, boyunda sinir sıkışmaları, yeme ve uyku düzeninde değişiklikler, psikolojik olarak; düşük özgüven ve intihara eğilim, aile içi ve toplumsal şiddet, sosyal olarak; etkinliklerden kaçınma, bozuk arkadaş ilişkileri, işsizlik ve kötü zaman yönetimi problemleri yaşamaktadır.

Ekim ayında kurulu gücün 9.120,4 MW’lık kısmı güneş enerjisi santrallerinden sağlandı

 

Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) Ekim 2022 Kurulu Güç Raporunu Yayınladı. Rapora göre, kurulu güç toplamı 103.275,8 MW olurken 2022 yılının 10. ayında kurulu gücün 9.120,4 MW’lık kısmı güneş enerjisi santrallerinden sağlandı. Güneş enerjisindeki kurulu güç bir önceki aya göre 158,7 MW artış gösterdi. TEİAŞ’ın verilerine göre, kurulu güç içerisindeki en büyük pay 25.304,3 MW ile doğal gaz santrallerinin, ardından ise 23.275,2 MW ile barajlı kaynakların oldu. Rüzgar santrallerin kurulu gücü 11.306,8 MW, ithal kömür santrallerinin 10.373,8 MW, linyit santrallerinin kapasitesi 10.191,5 MW olurken güneş enerjisi santrallerinin kurulu gücü 9.120,4 MW, akarsu tipi hidroelektrik santrallerin kurulu gücü 8.293 MW, jeotermalin 1.686,3 MW ve biyokütlenin 1.827,2 MW oldu. TEİAŞ’ın aylık olarak yayınladığı kurulu güç raporuna göre, ekim ayında elektrik üretim kurulu gücü bir önceki aya göre 995 MW artış ile 102.280,9 MW değerine ulaştı. Türkiye’deki lisanssız GES sayısı 9.165’e ulaşırken lisanslı santral dahil toplam GES adedi 132 adet artış ile 9.203 olarak belirlendi. Türkiye’de toplam 11.276 elektrik üretim santrali bulunuyor.

Türkiye emisyon azaltım hedefini güncelledi

 

Türkiye’nin 2030 yılı sera gazı emisyon azaltım hedefini güncellendiği bildirildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum COP27 zirvesi yaptığı açıklamalarda 2015 yılında % 21 olarak belirlenen “artıştan azaltım” hedefinin % 41 olarak güncellendiğini bildirdi. Kurum yükseltilen hedef ile 2030 yılında 1 milyar 175 milyon ton düzeyinde olması beklenen Türkiye’nin sera gazı emisyonunun 500 milyon ton daha düşük olacağını da ifade etti. Sayın Murat Kurum ayrıca Türkiye’nin sera gazı emisyonlarının pik yapacağı tarihin de 2038 yılı olarak belirlendiğini, her iki gelişmenin de Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekreteryası’na bildirildiğini sözlerine ekledi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hesaplamasına göre Türkiye’nin toplam sera gazı emisyonları 2020 yılında, 1990 yılına göre % 138,4 oranında artış ile 523,9 milyon ton CO2 eşdeğeri olarak gerçekleşmişti. Bununla birlikte 1990 yılında 4 ton CO2 eşd. olarak kişi başı sera gazı emisyonları ise 2020 yılında 6,3 ton CO2 eşd. seviyesine yükselmişti.

Ev İçin, Pratik Bilgiler

 

Tereyağının yanmaması için, içine 1-2 damla zeytinyağı konur.
Pişirilecek yeşil sebzelerin rengini az kaybetmeleri için, önce bol buzlu suda bekletilir.
Soğanlara biraz un serpilirse, kavururken kararmaz.
Böreğin üzerinin daha çok kırmızı olması için, hamur üstüne yumurta veya yoğurt sürülür. 
Domatesi kolay soymak için, bıçağın sırtıyla, kabuklar, soyulacak yönün tersine sürtülür, yahut kaynar suda bekletilir.
Patlıcanın acısını almak için, soyunca tuzlu suda bekletilir.
Yoğurdun bütün vitamin ve mineralleri suyundadır.
Salata ve marulun yapraklarını doğramak yerine, elle koparılırsa vitamin kaybı önlenir.
Çikolata sosu hazırlarken içine biraz kahve konursa, tadı çok daha değişik bir hâl alır.
Yumurtaları kolayca soymak için, kaynar sudan çıkarıldıktan sonra hemen soğuk suya konulup biraz bekletilir.
Cam tencerede yemek pişirirken, kapağın buharlaşmaması için iç yüzeyi limon kabuğuyla silinir.
Patatesin sarı olması için, pişerken, bir kaşık sirke konur.

Günün Tarihi. Süveyş Kanalı'nın Açılışı

 

    Akdeniz’le Kızıldeniz’i birleştirmek, Hac ve ticaret yolunu kolaylaştırmak için, Sultan Abdülaziz Hân devrinde ve Mısır Hidivi İsmail Paşanın gayretiyle, 25 Nisan 1859 yılında inşaatına başlanılan Süveyş Kanalı, 16 Kasım 1869’da açılmıştır. 10 sene 6 ay 25 gün süren hafriyatta 20.000 işçi çalışmıştır. Uzunluğu 162,5 km, genişliği ise 68-100 metredir.

 

Bugün 16 Kasım 2022;

Hicrî Şemsî: 1401    Rûmî: 03 Teşrîn-i Sânî 1438    Kasım: 9
21 REBÎ'UL-ÂHIR 1444

Yılın 320. günü, Kalan Gün : 45
11. Ay, 30 Gün, 46. Hafta
Gündüzün kısalması 2 dakika - Ezânî sâat 1 dakika ileri alınır.

∞ İslâmiyet; her safhası ile, ahlâkı ile, itikadı ile, ameli ile yaşanan bir dindir. Hepsi bulunursa tam olur. Hüseyin Hilmi bin Saîd “Rahmetullahi aleyh”

Muhyiddin-i Arabî Hazretlerinin vefâtı (1240) 
Süveyş Kanalı’nın açılışı (1869) -
 Haşerâtın gizlenmesi

15 Kasım 2022 Salı

 

2022 Ekim ayı kurulu güç raporuna göre Türkiye’nin kurulu güç tablosu aşağıdaki gibidir.

Ekim 2022 Türkiye’nin Elektrik Kurulu Gücü

KAYNAKSANTRAL ADEDİKURULU GÜÇ (MW)
Akarsu6098.293
Asfaltit Kömür1405
Atık Isı95391,8
Barajlı14123.275,2
Biyokütle3831.827,2
Doğalgaz34425.304,3
Fuel Oil9251,9
Güneş9.2039.120,4
İthal Kömür1610.373,8
Jeotermal631.686,3
Linyit4710.191,5
LNG12
Motorin11
Nafta14,7
Rüzgar35811.306,8
Taşkömür4840,8
Toplam11.276103.275,8

İyilik et denize at, balık bilmezse halik bilir

 

Bir Ayet: Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma! Çünkü savurganlar şeytanların dostlarıdır. Şeytan da rabbine karşı çok nankördür. (İsrâ, 17/26-27)


İyilik, yaratılışın temel gayesidir. İnsanı yaratan, nimetlerle buluşturan, koruyan, bağışlayan ve rahmetiyle kuşatan Rabbimiz, hangimizin daha iyi işler yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. Yaşadığımız hayat bir iyilik yolculuğudur. İnsan bu dünyada iyi, hayırlı ve faydalı işler yapmak, doğru ve güzel davranışlar ortaya koymak için vardır. Kötü, yanlış, çirkin ve zararlı işlerden kaçınmak ve bunlara engel olmak insanın en temel görevidir. İmanın ve bütün ibadetlerin bize kazandırmak istediği hasletin adıdır iyilik. İyilik, insanı insan kılan değerlerin tamamıdır. İyi bir kul, iyi bir evlat, iyi birer anne-baba, iyi bir komşu, iyi bir dost, kısaca iyi bir insan olmak dinimizin bizlerde görmek istediği en mühim özelliktir. İyilik bir iman ve İslam davetidir. Kimi zaman güzel ahlak, erdem ve fazilettir. Kimi zaman da hayır-hasenat, sadaka ve zekâttır. İyilik, bazen de bir tebessüm ve kucaklama, tatlı bir söz ve güler yüzdür. İyilik, iyi olma, iyilerle beraber iyiliği yayma çabasıdır. İman ve ibadetin en yüksek makamıdır.

KAYNAK: DİYANET takvimi

 

Bugün 15 Kasım 2022;

Hicrî Şemsî: 1401    Rûmî: 02 Teşrîn-i Sânî 1438    Kasım: 8
20 REBÎ'UL-ÂHIR 1444

Yılın 319. günü, Kalan Gün : 46
11. Ay, 30 Gün, 46. Hafta
Gündüzün kısalması 2 dakika - Ezânî sâat 1 dakika ileri alınır.

∞ Allahü teâlâ katında arkadaşların en hayırlısı, arkadaşına en hayırlı olandır. 
Hadîs-i Şerîf

G-20 Toplantısı Antalya’da yapıldı (2015) 
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşu (1983)
Türkiye Filistin Devletini tanıdı (1988)


14 Kasım 2022 Pazartesi

Ekim 2022 Kurulu Güç Verileri

 


Ekim 2022 Kurulu Güç Verileri


  Birincil Kaynak 
Kurulu Güç (MW)
Değişim
(MW)

AylıkYıllık
  Akarsu8.293,0080,80
  Asfaltit Kömür405,00
  Atık Isı391,800,90
  Barajlı23.275,20-5,20
  Biyokütle1.822,904,30182,70
  Doğal Gaz25.295,109,10-269,40
  Fuel Oil251,90
  Güneş9.120,40158,701.304,80
  İthal Kömür10.373,806601.380,00
  Jeotermal1.686,3010,10
  Linyit10.191,505571,60
  LNG2,00
  Motorin1,00
  Nafta4,70
  Rüzgar11.306,80107,60699,80
  Taş Kömürü840,80
  Toplam103.275,80994,903.227,50