27 Eylül 2023 Çarşamba

Hayatı sade yaşamak


    İslâm dinine göre dünya hayatı ahiret hayatının kazanıldığı yerdir. Bu dünyada insanın istifadesine sunulmuş pek çok nimet vardır. Bundan dolayı Kur’ân Kerim’de dünya nimetleri üzerinde çokça durulmuştur. Bunlar bir yönüyle imkân iken aynı zamanda bir imtihandır. Peygamberler tarihine bir göz attığımızda hemen hemen bütün peygamberlerin, dünya ve nimetleriyle olan ilişkilerini ihmal etmeyip sürdürdüğünü ve hayatın içerisinde olduklarını görürüz. Hz. Peygamber (s.a), her hususta olduğu gibi, sade hayatı ve dünyaya bakış konusunda da bize en güzel örnekleri sunmuştur. Hz. Peygamber giyim kuşam ve yaşantıda abartıyı hoş görmemiştir. Her zaman gösterişten uzaklık ve sadeliğin tercih edilmesini istemiştir. Bu yönüyle Rasûlulla’ın (s.a) sade hayatının şekillenmesinde sosyal ve ekonomik hayatın içinde bulunmanın, çalışıp kazanmanın ve insanlara infak etmenin önemli bir yeri vardır. Hayatı sade yaşamanın gayesi, insanlara ihtiyaç sahibi olduğu izlenimi vermek veya malını harcamayıp biriktirmek değil tevazu, züht ile nefsini gurur, kibir gibi olumsuzluklardan uzaklaştırmaktır.

Kaynak: Diyanet Takvimi

25 Eylül 2023 Pazartesi

Türkiye ekonomisindeki zorlu yollar

 

Türkiye ekonomisi, son dönemde karşılaştığı zorluklarla mücadele ederken, bir dizi önemli hedefi gerçekleştirmeye çalışıyor. Bu hedefler, ekonomik istikrarı yeniden tesis etmek, enflasyonu kontrol altına almak ve dışa bağımlılığı azaltmak gibi kritik konuları içeriyor.

Enflasyonla Mücadelede Kararlılık

Merkez Bankası'nın Eylül ayı toplantısında aldığı karar, enflasyonla mücadeledeki kararlılığını vurguluyor. Politika faizini 5 puan artırarak % 30'a çıkarmak, enflasyonun dizginlenmesine yönelik ciddi bir adımdır. Bu, fiyat istikrarını yeniden sağlama yolunda atılmış güçlü bir adım olarak değerlendirilmelidir.

Bu faiz artışı, kredi maliyetlerini yükseltir ve tüketicileri borçlanmaktan kaçınmaya teşvik edebilir, bu da tüketici harcamalarını ve dolayısıyla talebi sınırlayabilir. Ancak, enflasyonun dizginlenmesi, uzun vadede daha sağlıklı bir ekonomik büyümeyi desteklemek için kritik bir adımdır.

Merkez Bankası'nın bu kararı, fiyat istikrarını yeniden sağlama ve enflasyonu kontrol altına alma konusundaki kararlılığını göstermektedir. Ancak, enflasyonla mücadelede kararlılık sadece bir faiz artışı ile sınırlı değildir. Ayrıca, mali disiplini sürdürmek, yapısal reformları hayata geçirmek ve fiyat artışlarının temel nedenlerini ele almak da gereklidir.

Türkiye'nin enflasyonla mücadelede kararlılığını sürdürmesi, güvenilir bir iş ortamı oluşturarak yatırımları teşvik edebilir, uluslararası finans kuruluşlarının desteğini çekebilir ve ekonomik istikrarı güçlendirebilir. Ancak bu süreç, kısa vadeli zorluklar ve ekonomik büyümeyi dengeleme gerekliliği arasında bir dengeyi koruma ihtiyacını da beraberinde getirir.

Parasal Sıkılaştırma Politikaları

Enflasyonun kontrol altına alınması, bazen ekonomik büyümeyi sınırlayabilir. Merkez Bankası'nın uyguladığı parasal sıkılaştırma politikaları, bu dengeyi koruma çabasının bir parçasıdır. Kısa vadeli büyüme endişeleri göz önünde bulundurulsa da, uzun vadeli fiyat istikrarı önceliğini koruyor. Bu faiz artışı, kredi maliyetlerini yükselterek tüketici harcamalarını ve talebi sınırlayabilir. Parasal sıkılaştırma politikaları, ekonomik büyümenin geçici olarak yavaşlamasına neden olabilir, ancak uzun vadede fiyat istikrarını sağlama amacına hizmet etmektedir.

Kredi Faizlerinin Kontrolü

Merkez Bankası'nın faiz artışlarının bir sonucu olarak, kredi faizlerinde artışlar gözlemlenebilir. Bu, tüketicilerin harcamalarını etkileyebilir ve ekonomik aktivite üzerinde bir baskı yaratabilir. Kredi piyasasındaki bu hareketlenme, dikkatle izlenmelidir. Türkiye'nin kredi faizlerini kontrol altına alması, ekonomik istikrarı sürdürmek ve tüketici harcamalarını dengeli bir şekilde teşvik etmek için önemlidir. Ancak bu, enflasyonla mücadele amacıyla alınan faiz artışlarıyla dikkatle dengelemesi gereken bir zorlu görevdir.

Yatırım Çekme Çabaları

Türkiye, uluslararası doğrudan yatırımları artırmak için çaba harcıyor. Bu, ekonomik büyümeyi destekleyebilir ve yeni iş fırsatları yaratabilir. Ayrıca, uluslararası finans kuruluşlarından alınacak destek, enerji projeleri ve altyapı iyileştirmeleri için önemli bir kaynak olabilir. Atılan adımlar, ekonomik büyümeyi teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Yatırımcılara sunulan teşvikler, vergi indirimleri, yerel üretim önceliği, enerji verimliliği ve Ar-Ge destekleri gibi cazip teşvikler içermektedir. Ayrıca, iş yapma kolaylığını artırmak amacıyla bürokratik engellerin azaltılması ve altyapı geliştirmeleri gibi önlemler de uygulanmaktadır. Ancak Türkiye'nin başarılı olması yatırımcılara istikrar ve güvence sağlaması gerekir.

Cari Açığın Kontrolü ve Dışa Bağımlılık

Türkiye, enerji ithalatını azaltarak enerji yatırımlarını teşvik ederek cari açığı kontrol altına almayı hedefliyor. Bu, ülkenin dışa bağımlılığını azaltma yolunda önemli bir adım olabilir ve ekonomiyi daha dirençli hale getirebilir.

Ekonomik Büyüme ve İstikrar

Ekonomik büyümeyi sürdürmek ve istikrarı sağlamak, Türkiye'nin önceliklerinden biridir. Parasal sıkılaştırma politikaları ve yatırımların artırılması, bu hedefe ulaşmada kritik bir rol oynuyor. Ancak, kısa vadeli zorluklar ve enflasyonun kontrol altına alınması, bu dengeyi koruma konusunda önemli birer faktördür.

Sonuç olarak, Türkiye ekonomisi, önemli zorluklarla karşı karşıya, ancak kararlılıkla ilerliyor. Merkez Bankası'nın aldığı politika kararları ve hükümetin yapısal reformları, ekonomik istikrarı güçlendirmek ve hedeflere ulaşmak için hayati öneme sahiptir.

19 Eylül 2023 Salı

​Yüksek enflasyonun gölgesinde Türkiye ekonomisi

 

"Türkiye ekonomisi, Temmuz 2023 itibariyle çeşitli dinamikleri bünyesinde barındırıyor. Perakende satışlar ve ciro endeksleri, ekonominin canlı olduğunu gösteriyor. Yıllık perakende satış hacmi %31,0 arttı, aylık artışlar ise pozitif bir tüketim eğilimi işaret ediyor. Ciro endeksleri, perakende cirosunda yıllık %93,3'lük bir artışı yansıtarak ekonominin büyüdüğünü gösteriyor.

Sanayi üretim endeksi yıllık %7,4 büyüme kaydederken aylık bazda %0,4 azalma yaşandı, bu da kısa vadeli dalgalanmalar olduğunu gösteriyor. Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ve Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE), yüksek enflasyon görünümünü yansıtıyor. TÜFE yıllık %58,94 artış gösterirken Yİ-ÜFE'de de yüksek artışlar görülüyor.

Türkiye ekonomisi, büyüme ve enflasyon dengesini korumaya çalışıyor. Güçlü tüketim, çeşitli sektörlerdeki büyüme ve sanayi üretimi artışları olumlu işaretler sunuyor. Ancak yüksek enflasyon ve kısa vadeli dalgalanmalar ekonomi yönetiminden dikkat ve uygun politika önlemleri gerektiriyor. İstikrarlı büyümeyi desteklerken enflasyon kontrolü, ekonominin sürdürülebilirliği için kritik bir faktör olarak öne çıkıyor.

Bu dönemde farklı sektörlerin performansı da önemlidir. Ciro endekslerine göre, sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri ekonominin çeşitliliğini yansıtarak büyümeye katkı sağlıyor. Özellikle inşaat sektöründeki büyüme dikkat çekicidir.

Bu karmaşık ekonomik dönemde, Türkiye'nin başa çıkması gereken önemli zorluklar var. Ancak, sağlam büyüme göstergeleri ve uygun politika önlemleri, bu zorlukların üstesinden gelme potansiyeline sahip. Ekonomi yönetimi için ana öncelikler arasında şunlar bulunuyor:

1. Enflasyon Kontrolü: Türkiye'nin yüksek enflasyonla mücadele etmesi gerekiyor. Merkez bankası, sıkı para politikalarını sürdürmeli ve enflasyonu düşürme çabalarına devam etmelidir. Faiz oranlarının artırılması, para arzının kısıtlanması ve rezerv opsiyonu mekanizması gibi araçlar kullanılmalıdır.

2. Fiyat İstikrarı: Hükümet ve merkez bankası, tüketici ve üretici fiyatlarını dengelemek için işbirliği yapmalıdır. Mali disiplin korunmalı, kamu harcamaları kontrol edilmeli ve yapısal sorunlar ele alınarak fiyat istikrarı sağlanmalıdır.

3. Sürdürülebilir Büyüme: Hükümet, ekonomiyi destekleyici yapısal reformlara odaklanmalıdır. İş düzenlemeleri, vergi politikaları ve altyapı yatırımları gibi alanlarda iyileştirmeler yapılmalıdır. Bu, uzun vadeli sürdürülebilir büyümeyi teşvik edebilir.

4. Kurların İzlenmesi: Merkez bankası, döviz kurlarını yakından izlemeli ve gerektiğinde müdahale etmelidir. Döviz kurlarının istikrarlı olması, ekonominin dengelenmesine yardımcı olabilir.

5. Finansal İstikrar: Merkez bankası ve bankacılık düzenleyicileri, finansal istikrarı korumak için bankaların sermaye yeterliliği ve risk yönetimi sürekli olarak gözden geçirilmelidir.

6. İhracatı Teşvik: Hükümet, dış ticareti teşvik edecek politikalar geliştirmelidir. İhracatın artırılması, döviz girişini artırarak ekonomik dengeyi destekleyebilir.

7. Kamu Maliyesi: Deprem gibi büyük bir afetin ardından bütçe açığının kontrol edilmesi ve kamu borcunun izlenmesi önemlidir.

10. Eğitim ve İnovasyon: Gelecekteki sürdürülebilir büyümeyi desteklemek için eğitim sistemi geliştirilmeli ve inovasyon teşvik edilmelidir. Nitelikli işgücü ve teknolojik ilerleme, uzun vadeli ekonomik başarı için kritik öneme sahiptir.

11. Dış Politika İlişkileri: Türkiye'nin dış politika ilişkileri, ticaret ve yatırım fırsatlarını artırmak için dikkatle yönetilmelidir. Uluslararası işbirliği ve ticaret anlaşmaları ekonomik büyümeyi teşvik edebilir.

12. Enerji Bağımsızlığı: Enerji temininde bağımsızlık ve enerji verimliliği, ekonominin sürdürülebilirliği için önemlidir. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmak, enerji maliyetlerini düşürebilir.

Türkiye'nin ekonomik zorluklarına karşı başarılı bir şekilde başa çıkabilmesi için, kapsamlı ve dengeli bir yaklaşım benimsemesi gerekmektedir. Bu önemli adımlar, ekonominin istikrarını sağlamak ve sürdürülebilir büyümeyi teşvik etmek için atılabilir.

Türkiye ekonomisi, bu dönemde hem büyüme hem de enflasyonla başa çıkma zorluğuyla karşı karşıya. Ancak sağlam temeller ve etkili politika önlemleri ile istikrarı sürdürme potansiyeline sahiptir. Bu süreçte ekonomi yönetiminin dikkatli ve dengeleyici bir yaklaşım benimsemesi önemlidir.

Sonuç olarak, Türkiye ekonomisi, büyüme ve enflasyon dengelemesi gereken bir dönemden geçiyor.  


11 Eylül 2023 Pazartesi

Türkiye ekonomisinin geleceği

 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçen hafta enflasyon verilerini açıkladı.

Verilere göre aylık enflasyon % 9,09 olarak yıllık enflasyon ise % 58,94 olarak gerçekleşti. Seçim sonrası döviz kurundaki yükseliş, vergi oranlarındaki artış, ücretlerdeki artış, enerji maliyetlerindeki ve faiz oranlarındaki artış enflasyonda yeniden bir artış sürecini başlattı.

Geçen hafta enflasyon verileriyle birlikte Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı. Programa göre 2023 yılı sonunda enflasyon % 65 olarak gerçekleşmesi beklenirken 2024 yılında % 33’e düşmesi hedefleniyor. 2025 yılında % 15,2 ile düşüşün sürdürülmesi ve 2026 yılında % 8,5 ile tek haneye düşürülmesi planlanıyor.

Bu süreçte Dolar/TL’nin de artışının devam etmesi ve bu yılın sonunda 23,9 TL, 2024 yılının sonunda 36,8 TL, 2025 yılında 43,9 TL ve 2026 yılı sonunda ise 47,8 olarak hedefleniyor.

2023 büyüme beklentisi bir önceki programa göre yüzde 5'ten yüzde 4,4'e çekildi. 2024 büyüme hedefi ise yüzde 5,5'ten yüzde 4'e geriledi. 2023 için işsizlik beklentisi yüzde 10,1 olurken, 2024 için yüzde 10,3 olarak kaydedildi. 2025'te hedef yüzde 9,9; 2026'da ise yüzde 9,3 olarak belirlendi.

OVP’ye göre enflasyon gelecek yıllarda düşürülmek isteniyor ancak döviz kuru beklentileri enflasyonda ek yük getirecektir. OVP’de açıklanan döviz kuru beklentilerini gören vatandaşların bir kısmı yıl sonunda 23,9 TL seviyesinden dolar alıp yükselişi bekleyecek bir kitle olacaktır.

Türkiye ekonomisi için gelecek üç yıl oldukça belirsizdir ve birçok faktör bu dönemi etkileyebilir. Ancak mevcut verilere ve ekonomik eğilimlere dayalı olarak bazı beklentiler şunlar olabilir:

1. Enflasyon Kontrolü: OVP'ye göre enflasyonun düşürülmesi hedefleniyor. Enflasyonun kontrol altına alınması, fiyat istikrarının sağlanması ve tüketici güveninin artırılması için önemli olacaktır. Bu, merkez bankasının para politikalarının ve fiyat artışlarını sınırlamaya yönelik diğer politika önlemlerinin sıkı bir şekilde uygulanmasını gerektirebilir.

2. Döviz Kuru ve Dış Ticaret: Dolar/TL kuru üzerindeki baskının sürmesi, ithalat ve ihracatı etkileyebilir. Döviz kuru istikrarsızlığı, işletmelerin maliyetlerini etkileyebilir ve enflasyonu artırabilir.

3. Büyüme: OVP'ye göre büyüme hedefleri düşürüldü. Ekonomik büyüme için teşvik önlemleri ve yatırımların artırılması gerekebilir. Ancak bu, enflasyon hedefleriyle dengelemesi gereken bir zorluk olabilir.

4. İşsizlik: İşsizlik oranlarının yüksek seyretmesi bekleniyor. İstihdam yaratmaya yönelik politikaların geliştirilmesi ve işsizliğin azaltılması önemlidir.

5. Fiskal Politika: Kamu maliyesinin sürdürülebilirliği ve bütçe açığının kontrolü, ekonominin istikrarı açısından kritik önem taşır. Vergi politikaları ve harcamaların yönetimi bu açıdan belirleyici olabilir.

6. Uluslararası Faktörler: Küresel ekonomik gelişmeler, özellikle enerji fiyatları ve uluslararası ticaret politikaları gibi faktörler, Türkiye ekonomisini etkileyebilir.

7. Yatırım Ortamı: Yatırımların teşviki ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, ekonomik büyümeyi destekleyebilir. Yatırımcı güvenini artırmak için hukuki ve düzenleyici reformlar, yatırımın artmasına yardımcı olabilir.

8. Dış İlişkiler: Türkiye'nin dış ilişkileri ve uluslararası politikaları da ekonomiye etki edebilir. Ticaret anlaşmazlıkları veya uluslararası gerginlikler, dış ticaret ve yatırımları etkileyebilir.

9. Enerji Maliyetleri: Enerji maliyetlerinin kontrol altına alınması, üretim maliyetlerini azaltabilir ve enflasyonu düşürebilir.

10. Teknolojik Gelişmeler: Teknolojik ilerlemeler, rekabeti artırabilir ve verimliliği artırabilir. Dijital dönüşüm ve yenilikçilik, ekonomiyi olumlu bir şekilde etkileyebilir.

11. Krizler ve Pandemik Etkileri: Beklenmedik krizler veya pandemik olaylar, ekonomiyi olumsuz etkileyebilir. Hazırlıklı olmak ve kriz yönetimi önemlidir.

12. Sosyal Destek ve Güven: Sosyal destek ağlarının sürdürülmesi ve tüketici güveninin artırılması, ekonominin toparlanmasına katkıda bulunabilir.

Türkiye ekonomisi için belirleyici faktörler oldukça çeşitlidir ve bu faktörlerin etkileşimi, gelecekteki ekonomik gelişmeleri şekillendirecektir. Ekonomik istikrar ve büyüme hedefleri için sıkı ekonomik politika yönetimi ve reformlar önemlidir. Ayrıca, uluslararası gelişmeleri ve iç dinamikleri yakından izlemek de gereklidir.

Türkiye ekonomisinin geleceği belirsizliklerle dolu ve bir dizi zorlukla karşı karşıya. Başarılı bir ekonomik istikrar ve büyüme için etkili politika yapımı ve uygulaması büyük önem taşıyacaktır.

Kurulu Güç Analizi

2022 yılı Aralık ayı sonunda 103.809 megavat (MW) seviyesinde olan Türkiye toplam kurulu gücü, 2023 yılı Ağustos ayı sonunda 105.339 MW seviyesine ulaştı. Ağustos ayında toplam net 259,6 MW kurulu güç devreye alınırken, bu kurulu gücün 244,9 MW’ı güneş enerjisi santrallerinden sağlandı. Aynı dönemde doğal gaz santrallerinde 10,9 MW, rüzgâr enerjisi santrallerinde 4,8 MW ve yenilenebilir atık enerjisi santrallerinde 7,0 MW artış gerçekleşti. Ağustos ayında yerli kömür santrallerinde net 8,0 MW kapasite azalması gerçekleşti. Ağustos ayında devrede olan santrallerin % 55,0’ını yenilenebilir kaynaklardan elektrik üreten santraller oluşturdu. Böylece yenilenebilir kaynakların oranı artarak % 55 seviyesine ulaştı. Hidroelektrik santraller, Türkiye toplam elektrik kurulu gücünün % 30,0’ını oluştururken, rüzgâr ve güneş enerjisi santrallerinin toplam kurulu güçteki payı % 21,1 seviyesinde gerçekleşti.

Temmuz ayında yaklaşık 31,4 teravatsaat (TWh) olan toplam elektrik üretimi, yılın sekizinci ayında 33,2 TWh olarak gerçekleşti. Bununla birlikte, Ağustos ayına ilişkin ortalama günlük elektrik üretiminin bir önceki yılın aynı dönemine göre %5,0 ve bir önceki aya göre % 5,8 arttığı görülüyor

Temmuz ayı içerisinde üretilen elektriğin % 56,8’ini sağlayan termik santraller, Ağustos ayında toplam üretilen elektriğin % 62,0’ını karşıladı. Elektrik santrallerinin kaynak bazlı kırılımı incelendiğinde ise, bir önceki ay % 20,7’lik bir paya sahip olan hidroelektrik santraller, Ağustos ayında toplam elektriğin % 16,3’ünü üretti. Aynı dönemde rüzgâr enerjisi santrallerinden üretilen elektrik miktarının payı bir önceki aya göre 0,1 yüzde puan azalarak %9,6 oldu. Jeotermal enerji santralleri ise üretilen toplam elektriğin % 2,2’lik kısmını sağladı. 2022 yılı ortalaması % 42,7 olan yenilenebilir enerji santrallerinin elektrik üretimindeki payı, 2023 yılı Ağustos ayında % 38,0 seviyesinde gerçekleşti. İlgili dönemde, baraj tipi hidroelektrik santraller toplam üretimin % 13,4’üne katkıda bulunurken, nehir tipi hidroelektrik santralleri toplam üretimin % 3,0’ını karşıladı. Bununla birlikte rüzgâr ve güneş enerjisi santrallerinden elde edilen elektriğin toplam üretilen elektriğe oranı % 19,5 olarak kaydedildi.

 

EPİAŞ tarafından, Ağustos 2023 Elektrik Piyasaları Aylık Raporu yayımlandı. Rapora göre Türkiye’nin ağustos ayında elektrikte kurulu gücü 105.339 MW’a ulaşırken, elektrik üretimi bir önceki aya göre 1.751.990 MWh artarak 32.783.152 MWh olarak gerçekleşti.

Elektrik üretim santrallerinin kurulu güçleri kaynak bazında incelendiğinde, ilk sırada 25.371 MW ile doğal gaz yer aldı. Ardından 23.282 MW ile hidroelektrik, 11.585 MW ile rüzgar, 11.028 MW ile taş kömürü-linyit, 10.374 MW ile ithal kömür, 8.310 MW ile akarsu ve 15.389 MW ile diğer kaynaklar yer aldı. Diğer kaynakların kurulu güç dağılımı incelendiğinde, 10.352 MW ile güneş, 2.031 MW ile biyokütle, 1.691 MW ile jeotermal, 405 MW ile asfaltit, 389 MW ile kojenerasyon ve 260 MW ile fuel oil santralleri yer aldı.

Raporda kuruluş bazında kurulu güçler incelendiğinde, serbest üretim santrallerinin 71.115 MW, EÜAŞ santrallerinin 21.025 MW, lisanssız santraller 9.838, İ.H.D santrallerinin 3.244 ve Y.İ.D santrallerinin 116 MW kurulu güce sahip olduğu belirtildi.

2023 Ağustos ayında toplam kurulu gücün 10.561 MW’ı güneş enerjisi santralleri tarafından oluşturuldu

TEİAŞ tarafından yayınlanan Yük Tevzi Bilgi Sistemi (YTBS) Türkiye Elektrik İstatistikleri verilerine göre, 31 Ağustos 2023 Tarihi İtibarıyla Türkiye’nin Santral Kurulu Gücü 105.302,43 MW’aulaştı. Ağustos 2023 sonu itibariyle, Türkiye’nin  lisanssız güneş enerjisi santral sayısı 10.284’e ulaşırken lisanssız güneş enerjisi kurulu gücü 9.092 MW olarak açıklandı. Lisanslı güneş enerjisi santrallerinin sayısı 38 olurken lisanslı GES’lerin kurulu gücü ise 1.469 MW’a ulaştı. 2023 Ağustos ayında toplam kurulu gücün 10.561 MW’ı güneş enerjisi santralleri tarafından oluşturuldu.

7 Eylül 2023 Perşembe

Tevazu insanı yüceltir

 

Bir Hadis: “Allah bana, mütevazı olup birbirinize karşı övünmemenizi ve birbirinize karşı haddi aşan davranışlarda bulunmamanızı vahyetti.” (Müslim, Cennet, 64)


Mütevazı kişi Allah tarafından yaratıldığının, içinde bulunduğu nimetlerin O’na ait olduğunun bilinciyle O’nun rızasını kazanmaya çalışan kimsedir. Tevazu sahibi kişi, Allah katında üstünlüğün ancak takva ile olduğunu bilir. Diğer insanları küçümsemez; onlarla Allah’ın emrettiği şekilde kırgınlık, kıskançlık ve küskünlükten uzak, sevgi, saygı, dayanışma ve yardımlaşma içerisinde kardeşçe yaşar. İnsanlığa Kur’an ahlakını yaşayarak gösteren Hz. Peygamber onlara tevazuu da yaşayarak öğretmiş, oldukça sade bir yaşam sürmüştür. Geçmiş ümmetlerden kıssalarla insanlara kibrin afetini göstermeye çalışmış ve “...Müslüman kardeşini küçük görmesi, kişiye kötülük olarak yeter...” demiştir. Tevazu sahibi olmak Müslümanlığın gereklerindendir. Ancak her şeyde olduğu gibi tevazuda da aşırıya kaçmamak önemlidir. Zira mümin hem kendisinin hem de Müslüman kardeşinin saygınlığını ve şerefini korumakla memurdur. Müminler kendilerini hakir görenlere karşı kararlı ve asil duruşlarını korumalı, şereflerinin ayaklar altına alınmasına müsaade etmemelidir.

Güneş kendisine ait yerleşik bir düzene göre (yörüngesinde) akıp gider. Bu, çok güçlü ve her şeyi bilen Allah’ın takdiridir. (Yâsîn, 36/38)

Kaynak:Diyanet Takvimi


Dil kılıçtan keskindir

 

Bir Ayet: Ey iman edenler! Allah’a itaatsizlikten sakının ve doğru söz söyleyin ki Allah sizin işlerinizi düzeltsin, günahlarınızı bağışlasın... (Ahzâb, 33/70)

Ne söylediğine dikkat etmeyen, kırıcı ve sert konuşan kimselerin, çevresindeki insanların gönlünde kılıç yarasından daha derin yaralar açtığını ve büyük düşmanlıkların yaşanmasına sebep olduğunu anlatmak için “dil, kılıçtan keskindir” deriz. Genel olarak bu atasözünü diliyle insanlara eziyet veren kişileri uyarıp toplumun huzur ve rahatını sağlamak için kullanırız. Ağzımızdan çıkan her sözün kendine göre bir ederi, söz söylemenin de bir usulü vardır. Ne söylediğimiz, ne zaman, hangi ortamda ve nasıl söylediğimiz çok önemlidir. “Konuşmak sanattır” desek konuyu abartmış olmayız. Bu sanatın içinde sadece dili kılıç gibi kullanmamak ve kendimize beklediğimiz nezaketi karşımızdakine göstermek yer almaz. Aynı zamanda konuştuğumuz zaman muhatabın anlayış seviyesine göre konuşmak gerekir. Bu da konuşmanın usulündendir. Buna dikkat edilmediğinde farkında olmadan yanlış anlaşılmalara sebep olabilir, insanların konuştuklarımızı farklı yorumlamasına kapı açmış olabiliriz.

İman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlara rableri, inanmaları sebebiyle yol gösterir; nimetlerle dolu cennetlerde onların bulundukları yerin altından ırmaklar akar. (Yûnus, 10/9)

Kaynak:Diyanet Takvimi

Namaz Kılmak

 

Namaz; dînin direğidir,
Namaz; Allaha yaklaştırır,
Namaz; İslâmın binasıdır,
Namaz; Îmânın alâmetidir,
Namaz; kurbettir ve tâattır,
Namaz; mü’mine burhandır,
Namaz; nîmetlerin şükrüdür,
Namaz; abdestli olarak kılınır,
Namazı; inkâr eden kâfir olur,
Namaz; kılmayanın dîni yıkılır,
Namaz; Cennetin anahtarıdır,
Namaz; mü’minlerin mîracıdır,
Namaz; kalbi parlatan ciladır,
Namaz; şeytandan uzaklaştırır,
Namaz; kılmayanın kalbi kararır,
Namaz; ibâdetlerin en hayırlısıdır,
Namaz; ibâdetlerin en üstünüdür,
Namaz; Müslüman ve kâfiri ayırır,
Namaz; kötülüklerden koruyandır,
Namaz; Allahın huzurunda olmaktır,
Namaz; kılan, dînini doğrultmuş olur,
Namaz; kılınca, Cennet kapıları açılır,
Namaz; İslâmın beş şartından biridir,
Namaz; Müslüman olan namaz kılar,
Namazın; şartlarını öğrenmek farzdır,
Namaz; kılan İslâmın ipine sarılmış olur,
Namaz; kılmayanın duâları kabul olmaz,
Namaz; Îmân ile küfür arasında perdedir,
Namazı; vaktinde kılmak, birinci vazîfedir,
Namaz; farz namazları kazâ etmek farzdır,
Namaz; Cehennemden kurtuluş vesîlesidir,
Namaz; bütün ibâdetleri kendinde toplamıştır,
Namaz; Kıyâmet Günü îmândan sonra sorulur,
Namaz; Cemaat ile, birlik ve beraberliğin nümûnesidir,
Namaz; hesabı doğru verilirse, diğer sorular kolay geçer,
Namazı; özürsüz kılmayan 80 hukbe Cehennemde yanar,

Kaynak: Türkiye Gazetesi Takvimi

Kelle-Paça Çorbası

 

MALZEME: 1 koyun başı, 4 ayak, biraz karın, 1 kaşık tereyağı, 3 kaşık zeytinyağı, 2 kaşık un, tuz, kırmızı biiber, sirke, sarımsak.

YAPILIŞI: Önce kelle 4-5 saat suda bekletilir. Daha sonra süzülerek düdüklü tencereye alınır. Üstünü geçecek kadar su eklenir. Kaynamaya başladıktan sonra ortalama 30-40 dakika arasında pişer. Kelle paçanın suyu bir kenara ayrılır. Tencereye alınan etler ayrılarak didiklenir.
Küçük küçük doğranan bir miktar işkembe de ayrı bir tencerede pişirilir, suyu süzülür. Bir başka tencereye tereyağı ve zeytinyağı alınır. Yağ hafif kızınca un eklenir ve eriyene kadar karıştırılır. Kelle paçanın suyu ilâve edilir. Ardından didiklenen etler ve işkembe eklenir. Kaynamaya başladıktan sonra tuz konur. 1 tatlı kaşığı toz biber yağda kızdırılır, çorbaya eklenip güzelce karıştırılır. Pişen çorba, sirke ve sarımsakla sıcak servis yapılır.
¥    ¥    ¥
Türk mutfağının sakatat kategorisinde yer alan kelle paça çorbası, pek çok hastalığa iyi geliyor, faydaları saymakla bitmiyor. Uzmanlar bu çorbanın faydalarını anlatırken; sirkeli ve sarımsaklı sosla beraber tüketilmesini tavsiye ediyor.

Tam bir şifa deposu. İçindeki vitamin ve minerallerle doğal antibiyotik etkisi gösterir ve bağışıklığı güçlendirir.

Eğer hastaysanız ve  enerjiniz bir an önce gelsin istiyorsanız kelle paça çorbası yemelisiniz.

Hem kemik sağlığı hem de cilt sağlığı için gerekli olan kolajen bol miktarda bulunur.

İncinme, çatlak, kırık veya zedelenme gibi durumlarda kısa sürede iyileştirir.

Kas gelişimi ve kemiklerin güçlenmesine yardımcı olur.

Protein, antioksidan ve kolajen yönünden zengindir ve düzenli olarak içilmelidir.

Normal kilosunun altında olan ve kilo alamayanlar içebilirler. 

Saç dökülmesi problemlerinde tam bir şifa kaynağıdır.

Vücudu tepeden tırnağa yeniler, göz sağlığı için faydalıdır.

Antioksidan özelliği ile vücuttaki enfeksiyonu ve kötü bakterileri kısa sürede temizler.

Türkiye genelinde araştırma yapan Areda Survey, katılımcılara “En sevdiğiniz çorba çeşidi hangisidir?” sorusunu sordu. Anket sonucunda %23,7 ile kelle paça çorbası ilk sırada yer aldı.

Kaynak: Türkiye Gazetesi Takvimi

 

6 Eylül 2023 Çarşamba

​Türkiye ekonomisi beklentilerin üzerinde büyüdü

 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Nisan, Mayıs ve Haziran aylarını kapsayan ikinci çeyrek büyüme oranlarını açıkladı. Buna göre, Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2023 yılı ikinci çeyrekte, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,8, bir önceki çeyreğe göre ise yüzde 3,5 arttı. Bu verilerle birlikte Türkiye ekonomisi 12 çeyrek üst üste büyümüş oldu.

Beklentiler ise yüzde 3,3 olacağı yönündeydi.

2023 yılı ikinci çeyreğine denk gelen uzun bayram tatilleri nedeniyle iş günü sayısı da bir önceki yılın aynı çeyreğine göre eksikti. Bu nedenle takvim etkisinden arındırılmış GSYH bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5 oranında artış gösterdi.

GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; diğer hizmet faaliyetleri yüzde 6,6, hizmetler yüzde 6,4, inşaat yüzde 6,2, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 5,1, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 4,9, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 3,2, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 1,3 ve tarım sektörü yüzde 1,2 arttı. Sanayi yüzde 2,6, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri ise yüzde 1,2 azaldı.

Sanayi üretimindeki daralmanın iç tüketimdeki canlılıkla birlikte hizmet faaliyetlerindeki büyümeyle telafi edildiği görülüyor. Buna ilaveten inşaat ve tarım sektöründeki pozitif görünümün de enflasyon açısından olumlu sonuçlar doğuracağını söyleyebiliriz.

2023 yılı ikinci çeyreğinde özel tüketimin büyümeye katkısı 10,7 puan iken, kamu harcamalarının katkısı 0,7, yatırımların katkısı ise 1,3 puan oldu. Yatırımların alt kırılımına bakıldığında; makine-teçhizat yatırımları yüzde 7,4 artarken inşaat yatırımları yüzde 2,5 oranında arttı. Net ihracat büyümeyi 6,3 puan, stok değişimi ise 2,6 puan azalttı.

Üretim GSYH'nin ikinci çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 271 milyar 468 milyon olarak gerçekleşti. Bir önceki veride bu rakam 245 milyar 464 milyon ABD doları olmuştu. Dolar bazındaki artış Türkiye’nin dünya ekonomisinden aldığı payı göstermesi açısından önemli.

Yerleşik hane halklarının nihai tüketim harcamaları 2023 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 15,6 arttıDevletin nihai tüketim harcamaları yüzde 5,3, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 5,1 arttı.

Mal ve hizmet ithalatı, 2023 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 20,3 artarken ihracatı yüzde 9,0 azaldı.

İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın ikinci çeyreğinde yüzde 25,3 iken, bu oran 2023 yılında yüzde 34,3 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 53,3 iken yüzde 43,8’e geriledi.

Sonuç olarak 2023 yılı ikinci çeyrekte beklentilerin üzerinde büyüyen Türkiye ekonomisinin son birkaç çeyrektir yine tüketim ağırlıklı büyüdüğünü görüyoruz. Özellikle enflasyon beklentisi nedeniyle öne çekilen talebin iç tüketimi arttırması büyüme verisine olumlu yönde yansırken, öte yandan depremin ve ihracat partnerimiz olan ülke ekonomilerinin yavaşlaması sanayi üretiminin düşmesine ve ihracatın büyümeye katkısını azaltıyor.

4 Eylül 2023 Pazartesi

2023 YILI AĞUSTOS AYI ENFLASYONU


 

 

Sektör ve Grup İsimleri

Bir Önceki    Aya Göre Değişim (%)

Bir önceki Yılın Aralık Ayına Göre Değişim (%)

Bir Önceki Yılın Aynı Ayına Göre Değişim (%)

On iki Aylık Ortalamalara Göre Değişim Oranı (%)

TÜFE

9,09

43,06

58,94

56,28

TÜFE (Gıda ve Alkolsüz İçecekler)

8,48

49,76

72,86

69,62

Yİ-ÜFE

5,89

31,59

49,41

71,97

Yİ-ÜFE (İmalat Sanayii)

5,41

39,71

54,41

65,31

Yİ-ÜFE (Gıda Ürünleri)

5,26

41,77

63,02

86,54

Çekirdek Enf. (B) İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE

9,32

47,21

63,52

57,77

Çekirdek Enf. (C) Enerji, gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içkiler ile tütün ürünleri ve altın hariç TÜFE

8,89

49,79

64,85

55,06

 

TÜFE (Gıda ve Alkolsüz İçecekler Ana Harcama Grubunun) Aylık ve Yıllık Etkisi

2,27

18,13

TÜFE'deki (2003=100) değişim 2023 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre %9,09, bir önceki yılın Aralık ayına göre %43,06, bir önceki yılın aynı ayına göre %58,94 ve on iki aylık ortalamalara göre %56,28 olarak gerçekleşti. Gıda ve Alkolz İçeceklerde ise değişim, 2023 yılı Ağustos ayında bir önceki aya re %8,48, bir önceki yılın Aralık ayına re

%49,76, bir önceki yılın aynı ayına göre %72,86 ve on iki aylık ortalamalara göre %69,62 olarak gerçekleşti. 2023 yılı Ağustos ayında %9,09 olarak gerçekleşen aylık enflasyonun %2,27’lik kısmı, %58,94 olarak gerçekleşen yıllık enflasyonun ise %18,13’lük kısmı Gıda ve Alkolsüz İçecekler Ana Harcama Grubundan kaynaklanmıştır.

Kaynak :  TÜİK