28 Şubat 2023 Salı

Baharat ve Hastalıklar

 

    Sağlık açısından kullanılması tavsiye edilen birçok baharat vardır. Bu baharatlar yüzyıllardır alternatif tıp uzmanlarının tercihleri arasında yer alıyor. 

Vanilya: İlk akla gelen şifası ruhsal hastalıklardır. Sinir sistemi hastalıklarını azaltır. 
Tarçın: Hormonların sağlıklı çalışmasını sağlar. Kandaki insülin direncini de dengeleyerek şeker hastalarına fayda sağlar. 
Karanfil: Güçlü bir ağrı kesici baharattır. Yemek sonrası çiğnenmesi tavsiye edilir ve ağız kokusunu engeller. Bakterileri azaltır, diş çürümesini önler.. 
Nane: Üst solunum yolları hastalıklarında kullanılır. Limon ile beraber kaynatıldığında boğaz enfeksiyonlarını iyileştirir. 
Biberiye: Kas ve kemik ağrılarını keser ve sinüsleri açar. 
Kekik: Her akşam bir çay bardağı kekik çayı toksin birikmesini engeller. 
Zencefil: Vücudun enerjisini yükselterek bağışıklık sistemini güçlendiren en faydalı baharattır. 
Zerdeçal: Karaciğerde biriken toksinleri temizler. . 
Kişniş: Tohumu en fazla turşu yapımında kullanılır. Bu sayede probiyotik bağışıklığı güçlendirerek hastalıklara karşı korur. 
Karabiber: Vücudun ısısını dengeler ve bakteri birikimini engeller. Bağışıklığı güçlendirir.
Kimyon: Sindirime çok faydalıdır. Sık sık hazımsızlık ve gaz problemi için tavsiye edilir. 
Kırmızı Biber: İçindeki capsaicin maddesi sindirimin daha sağlıklı çalışmasını sağlar. 

Menkıbe....Nasırlı Eller

 

    Köylünün biri, Peygamber efendimizin yanına gelmişti. Resûlullah’a karşı fevkalâde hürmetinden dolayı elini uzatmadan oturdu. Zira elleri nasırlı ve çatlak olduğu için incitmekten çekindi. Duruma vâkıf olan Resûl-i Ekrem (sallahü aleyhi vesellem) kendi elini ona uzattı. Köylü hürmetle tuttu, muhabbetle musafahalaştılar. Fakat köylünün kalbinde bir eziklik meydana geldi.

- Yâ Resûlullah! Toprakla uğraşmaktan yarılarak nasırlaşan kaba ve sert ellerimle mübârek elinizi sıkıp incitmek istemedim. Resûlullah efendimiz, köylünün bu mahcubiyetini, gidermek için, onun ellerini ellerinin arasına alarak buyurdu ki: “Bu eller öyle eller ki, onları hem Allah, hem de Resûlü sever. Çalışan ve şerha şerha yarılan eller muhteremdir.”

 

Bugün 28 Şubat 2023 Salı;

Hicrî Şemsî: 1401    Rûmî: 15 Şubat 1438    Kasım: 113
8 ŞA'BÂN 1444

Yılın 59. günü, Kalan Gün : 306
2. Ay, 28 Gün, 09. Hafta
Gündüzün uzaması 2 dakika - Ezânî sâat 1 dakika geri alınır.

Dilini tutmak, altın ve gümüşü tutmaktan daha zordur. Muhammed bin Vâsi “Rahmetullahi aleyh”

Yaşar Kemal’in vefâtı (2015) - Of’un kurtuluşu (1918) 
Leyleklerin gelme zamanı - Sivil Savunma Günü

27 Şubat 2023 Pazartesi

​Deprem ve Finansman İhtiyacı

 

6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli 11 (onbir) ilimizde yaşanan deprem Türkiye’nin önemli kırılma noktalarından birini oluşturacak.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un 23 Şubatta yaptığı açıklamaya göre büyük yıkıma neden olan deprem sebebiyle 518 bin hane kullanılamaz hâle geldi.

TOKİ üzerinden yapılması planlanan konutların ortalama 120 metre kare olması bekleniyor. Bugünkü piyasa şartları doğrultusunda hesaplama yapılırsa arsa maliyeti olmaksızın metre kare fiyatı 7 bin TL’den 840 bin TL bir konutun maliyeti olarak hesaplanabilir. Yapılan konutlar için yapılacak alt yapı yatırımı yani elektrik, su, doğalgaz, internet, kanalizasyon gibi diğer maliyetler de eklendiği zaman ortalama bir konut için maliyet 1 milyon TL seviyesine çıkmaktadır. Tüm bu hesaplar doğrultusunda düşünüldüğünde sadece haneler için gereken finansman 518 milyar TL seviyesindedir. Depremde yıkılan iş yerleri düşünüldüğünde asgari bir bu kadar finansman ihtiyacı daha olduğu söylenebilir. Nitekim devlet ve özel hastanelerin yıkılması ve (bu binaların içindeki makine ve teçhizatların ne kadar pahalı olduğu bilinen bir gerçek), kamu binalarının, dükkânların, bu yapıların içindeki eşyalar düşünüldüğü zaman bu maliyet daha da artmaktadır.

Kabaca yapılan hesaplamalara göre deprem sonrasında yaşanan yıkımın asgari maliyeti 1 trilyon lira seviyesindedir. Bu finansman ihtiyacı da sadece 6 Şubat depremlerinin sebep olduğu yıkımın tekrar onarılması için gereken asgari seviyedir.

Diğer taraftan Türkiye’nin deprem ülkesi olduğu, son dönemde artan depremler de göz önüne alındığı zaman birçok ilimizde ciddi bir dönüşüme ihtiyaç olduğu görülmektedir. Nitekim 20 Şubatta Hatay’da önce 6,4 sonra 5,8 olarak yaşanan deprem ve 25 Şubatta Niğde’de 5,3 olarak açıklanan depremler Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu bizlere tekrar hatırlattı.

İstanbul merkezli büyük dönüşüm

İstanbul merkezli Marmara bölgesi Türkiye’nin ekonomisinde en önemli rolü üstlenmektedir. Nüfusun kalabalık olması, Avrupa’ya yakınlığı, iş merkezlerinin bu bölgede olması ve üretimin yine bu bölgede yoğunlaşması bu bölgeyi bir hayli önemli kılmaktadır.

Bu kadar önemli olmasının yanında 6 Şubat depremleri sonrasında bölgenin fay hattı üzerinde olması ve 17 Ağustos 1999 depremi de düşünülünce gözler yeniden bu bölgeye çevrildi.

Sadece İstanbul özelinde bazı mecburiyetler ve aciliyetler bulunuyor. Olası bir İstanbul depreminde can ve mal kaybını azaltmak için yıkım ve yapım mecburiyetleri görülüyor. İBB’nin yaptığı açıklamaya göre deprem olmadan çökme tehlikesi olan 318 bina bulunuyor. Olası bir 7,5 ve üzeri depremde hafif, orta, ağır ve çok ağır hasar alması beklenen bina sayısı ise 491 bin olarak ifade ediliyor.

Bu açıklama doğrultusunda kabaca düşünmek gerekirse olası bir depremde çok ağır ve ağır hasar alabilecek binalardan başlamak suretiyle bir dönüşüm yapılması gerektiği söylenebilir.

Tam bu noktada ilk aşamada maliyet kısmı bir kenara bırakılırsa ilk etapta şu soru ortaya çıkıyor. “Bu konut kıtlığında binası yıkılacak aileler nerede barındırılacak?” Yılda on bin bina yani ortalama yüz bin hane bu yıkımdan etkilenecek. Mevcut kentsel dönüşüm sürecinde bile yıkılan binalarda oturanların kiralık talebini artırması sebebiyle kira fiyatları hızla artarken böyle bir dönüşüm süreci kira fiyatlarının daha hızlı artmasına neden olur.

Çözüm önerisi

Dönüştürülmesi zorunlu binaların yıkımı yapılmadan TOKİ kiralık binalar yapması gerekiyor. Asgari yıllık on bin bina yani yüz bin hane için bu dönüşümün yapılabileceği düşünülürse TOKİ’nin kiralık konutları bir yıl içinde İstanbul’da yapması gerekiyor. En acil olarak dönüştürülmesi gereken binalardan başlanarak, her yıl dönüştürülecek binalarda oturan kişilerin TOKİ’nin yaptığı bu kiralık konutlarda ikamet etmelerinin sağlanması ve bu dönüşümün hızla yapılması gerekiyor.

Deprem bölgesinde yapılacak konutlar ve iş yerleri ile birlikte İstanbul’da ve diğer illerde yapılması gereken dönüşüm de hesaba katılırsa ihtiyaç olan finansman çok daha fazla… Kocaeli ve İzmir gibi deprem bölgesi olan diğer büyük şehirlerdeki acil dönüştürülmesi gereken binalar da hesaplandığında bu dönüşümün tek bir merkez tarafından gerçekleştirilmesinin bir hayli zor olduğu görülmektedir. Yani bu dönüşümün hep birlikte istenmesi gerekiyor. Sadece siyasi popülizm şeklinde konuşulup geçilmesi samimiyetsizlik göstergesi olur… Dönüşüm için gereken finansman ihtiyacı ortada. Herkes elini taşın altına koymalı…

23 Şubat 2023 Perşembe

Huzur ve barışın tecellisi: Selâm

 

Bir Ayet: “Size bir selâm verildiğinde ya daha güzeli ile veya dengi ile karşılık verin. Allah, her şeyin hesabını tutmaktadır.” (Nisâ Sûresi 4/86)

Allah’ın ismine sığınıyor ve O’na tevekkül ediyorum. Allah’ım! Yanılmaktan, yoldan sapmaktan, zulmetmek ve zulme maruz kalmaktan, cahillik etmek ve cahilce tavırlara maruz kalmaktan Sana sığınırım. (Tirmizî, Deavât, 35)

Selâm, her türlü bedenî ve ruhi hastalıklardan, eksiklik ve kusurlardan uzak; selamette, barış ve esenlik içinde olma anlamlarına gelir. Evlerimize her girişimizde bolluk, bereket ve esenlik dileği olarak selam vermemiz emredilmiş (Nur, 24/61); Allah’ın es-Selam ismiyle selamlaşmak Müslümanlık alameti sayılmıştır (Nisa, 4/94). Ayrıca boş işlerle uğraşanlar ya da etrafına sataşanlarla karşılaşıldığında selamet dileyip uzaklaşmamız istenmiştir. (Kasas, 28/55) Müslüman kelimesi de ‘Selam’ ismiyle aynı kökten gelir ve hem Allah’a teslimiyeti hem de bunların neticesi olarak selamete ulaşmış olmayı ifade eder. Böylece Allah’ın ‘Selam’ isminin tecelli ettiği “Müslüman, elinden ve dilinden insanların selamette olduğu” kimsedir. Kalbini yalnız Allah’a teslim eder; şirkten, günahtan, kinden, hasetten ve Allah’a muhalefet etme duygusundan kurtarır. Bu hasletlere sahip bir kişi hem bütün Müslümanlara karşı iyi niyet besler hem de bulunduğu çevreye huzur ve güven verir.

Kaynak: Diyanet Takvimi
24 Şubat 2023

Önemli Bir Cevher Bulundu

 

    Dünyada bilinen 17 'Nadir Toprak Elementi'nden (NTE) 10 tanesinin yer aldığı Eskişehir Beylikova’da önemli bir maden keşif yapıldı. Dünyada en büyük NTE rezervi 800 milyon tonla Çin'de bulunurken, Eti Maden İşletmelerine bağlı Beylikova Maden Sahasında 2011 yılından beri tespit edilen rezerv 694 milyon tonla ikinci sırada yer aldı. Bu keşif, Türkiye’yi dünya liginde üst sıralara taşıyacak. Bu cevher; fiber optikten, uydu haberleşmesine, nükleer teknolojilerde ve akıllı füzelerden yakıt hücrelerine kadar 20’den fazla alanda kullanılıyor. Türkiye’nin NTE rezervinin, dünyanın 1.000 yıllık ihtiyacına cevap verebilecek durumdadır. Çıkarılan cevher işlemeden satılırsa 1 birim kazanıyor, ara ürün hâline getirilince 10 kat, uç ürün hâline getirilince ise 100 kat daha değerli hâle geliyor.

    Beylikova’da  kurulan ilk tesiste yılda 1.200 ton cevher işlenecek. Sonra 570 bin ton cevher işleme kapasitesine erişilecek ve yılda 10 bin ton NTE, 72 bin ton barit, 70 bin ton florit ve 250 bin ton toryum işlenecek.

    Barit;  sanayi ürünlerinde, petrol veya doğalgaz sondaj kuyularında, boya ve kâğıt yapımında kullanılacak.

    Florit ise; çelik metalurjisinde, hidroklorik asit üretiminde, yüksek oktanlı benzin üretiminde ve haşere ilâçları yanı sıra, gıda, çimento, renkli cam, optik, plastik endüstrisi ve seramik yapımı gibi birçok sektörün ana malzemesi olacak.

    NTE cevheri zenginleştirildikten sonra konsantresinin hibrit araç pilleri, çakmak taşı yapımında, kamera ve teleskop camı ile enerji depolama sistemlerinde, gece görüş gözlükleri, özel cam ve lensler gibi birçok sektöre ham madde olacak.

    En son aşamasında ise uç ürün olarak mıknatıs ve toryum oksit elde edilecek. Mıknatıslar göz cerrahisinde, yüksek güçlü kızılötesi yeşil lazerlerin üretiminde, mesafe ölçme cihazlarında, cam ve kaynak üretim gözlükleri gibi ürünlerde kullanılacak. 

    Toryum oksit ise hibrit otomobil motorlarında, cam ve seramik ürünlerde, fiber optik kablolarda, televizyon ekranları ve enerji tasarruflu camları... gibi alanlarda kullanılacak.  

KAYNAK: İHA

22 Şubat 2023 Çarşamba

İslam mimarisi ve şehirciliği

 

Bir Ayet: “Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri, yok olup gitmesinler diye (kurduğu düzende) tutuyor. Andolsun, eğer onlar yok olur giderlerse, O'ndan başka hiç kimse onları tutamaz...” 

(Fâtır Sûresi 35/41)

Kul, bir günah işlediği zaman kalbinde siyah bir leke oluşur. Günahı bırakıp bağışlanma dilediği, tövbe ettiği zaman ise kalbi arınır. (Tirmizî, Tefsîr, 74)


Müslümanların kendi medeniyet tecrübesi içinde ortaya koydukları mimari gelenek “İslâm mimarisi” olarak isimlendirilir. İslam mimarisi kendine özgü yönleriyle İslâm dininin ruhunda bulunan değerleri belirli biçim ve semboller halinde yansıtır. İslam sanatı ve mimarisinde en önemli hususlardan biri tevhit, diğeri ise insan fıtratının gözetilmesidir. Mimaride insani ölçülerin korunması, insan hayatını kolaylaştıracak unsurların öne çıkarılması İslam şehirlerinin en önemli özelliğidir. Bu nedenle İslam mimarları tarafından oluşturulan çevre Allah (c.c) tarafından yaratılan doğanın bir uzantısı gibidir. Klasik mimaride İslâm şehirleri, ulu camiin çevresinde yer alan çarşı ve dükkânlardan oluşur, çarşıların dış kısmından itibaren mahalleler yer alır. Camiler daima İslâm şehrinin odak yapıları olarak yönetim binaları, hatta saraylardan bile daha önemli konumda bulunur. Ayrıca evler komşunun mahremiyetine halel getirmeyecek, güneşini engellemeyecek şekilde inşa edilir.

Kaynak: Diyanet Takvimi

22.02.2023

10 Şubat 2023 Cuma

Yeryüzünde iyiliği hakim kılalım

 

Bir Hadis: “İyilik, gönlünü huzura kavuşturan ve içine sinen şeydir. Kötülük ise insanlar sana fetva verseler bile, gönlünü huzursuz eden ve içinde kuşku bırakan şeydir.” (Dârimî, Büyû’, 2)


Hayat rehberimiz olan Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle iyilik; Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman etmektir. İmanına ibadetleri, salih amelleri yoldaş eylemektir. Sevdiği maldan yakınlarına, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, bütün ihtiyaç sahiplerine harcamaktır. İyilik, yetime kardeş, mülteciye ve muhâcire ensâr olmaktır. Mazluma elini, evini, gönlünü açmaktır. İyilik, ekmeği, duayı, sevgiyi ve kederi paylaşmaktır. Küçük de olsa her iyilik değerlidir, yeter ki samimiyetle yapılmış olsun. İnsanın eliyle, diliyle, malıyla, ilmiyle, tecrübesiyle yapabileceği nice iyilik vardır ki Allah Teâlâ onu Uhud Dağı kadar büyütüp bereketlendirir. O halde inanan insan başkalarının takdirine ümit bağlamadan, kibir ve gurura kapılmadan, gösterişe kaçmadan iyilik peşinde koşmalı ve hayra vesile olmanın yollarını aramalıdır. İyiliği yaygınlaştırmalı ve onu yeryüzüne hâkim kılmak için gayret etmelidir.

Kaynak: Diyanet Takvimi
9 Şubat 2023

6 Şubat 2023 Pazartesi

Dünyanın En İyi Köyü

 

Türkiye’de, merkezi köyde olan ve 2005 yılında kurulan Kapadokya Üniversitesi’nin (KÜN) bulunduğu Nevşehir’in Ürgüp ilçesine bağlı Mustafapaşa (Sinasos) köyü, Türkiye’den Bolu-Taraklıyla beraber Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) tarafından Dünyanın “En İyi Turizm Köyü” ilan edildi. 03.12.2021

Köy, M.S. 9. yüzyıldan başlayarak, Orta Çağ’a (Bizans), Selçuk lu, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemine âit 200 civarında tescilli binası bulunan, tarihî medreseleri, konakları, köprüleri, hanları, hamamları bulunan çok güzel bir köy kültürü ve gelenekleri ile öne çıkıyor. Lausanne Mübâdelesi öncesi dönemden, gayrimüslim ve Müslüman halkın ortak kültürünü mübâdele ile gelen Makedonya göçmenlerinin zenginliği ile harmanlamayı başarabilen benzersiz bir kültürel mozaik görünümündedir.

Mustafapaşa’nın kültürel mirasının restorasyon yolu ile korunması, köy içi çevre düzenlemeleri, cephe tasarımları, sokak hayvanlarının korunması, yenilenebilir enerji kullanımı, su kullanımını ve gıda israfını azaltmaya yönelik programları, hayat boyu öğrenme imkânları, bölgesel eğitim bursları verilmesi, sıcak hava balonculuğunun geliştirilmesi gibi pek çok alanda bölgenin kalkınması ve gelişmesi için hizmet veriyor.
Mustafapaşa’nın doğal ve kültürel varlıkları “Mustafapaşa Koruma Amaçlı İmar Plânı” ile koruma altına alındı. Peribacaları, 8 ve 9. yüzyıllardan kalma antik kaya kiliseleri, tarım faaliyetleri ve geleneksel hayatın örnekleri ile bir turizm projesini de yürütüyor. 


Enerjide Türkiye Yüzyılı Zirvesi'nden Notlar

 

Geçen hafta Albayrak Medya grubunun organize ettiği “Enerjide Türkiye Yüzyılı” başlıklı zirvede enerji alanında çalışan kamu ve özel sektör temsilcilerinin yoğun ilgi gösterdiği organizasyon Türkiye’nin en önemli gündem maddesi olan enerjiyi mercek altına aldı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, TPAO, BOTAŞ, TANAP, EPİAŞ, ETİ MADEN İŞLETMELERİ Genel Müdürlerinin de sunum yaptığı organizasyon, konuyla ilgili bilinmesi gerekenlerin yanında doğru bilinen yanlışların düzeltilmesine ve yaşanan sorunların çözülmesine yönelik oldukça verimli oldu.

Türkiye’nin ekonomi güvenliğinin en önemli konusu olan enerji meselesi cari açığın en önemli kısmını oluşturması sebebiyle finans güvenliği, üretimin en önemli girdisi olması sebebiyle de üretim güvenliği için önemli.

Fosil yakıtlardan, yenilenebilir enerjiye, madenlerden enerji piyasalarına kadar konunun tüm yönlerinin tartışılması organizasyonun verimini artıran unsurlar olarak söylenebilir.

Türkiye’nin enerjide merkez ülke konumuna gelme projesinin de tartışıldığı, mevcut durumun değerlendirildiği ve eksiklerin giderilmesi için nelerin yapılması gerektiğine değinildi.

Türkiye’nin bir yandan enerji ithalatçısı olduğu ve yakın zamanda bazı Avrupa ülkelerine enerji ihracatı anlaşmalarının yapıldığı göz önüne alındığında Türkiye’nin enerji ticaret merkezi hâline gelmesi yönünde önemli adımlar atıldığı görülüyor.

Bunların yanında enerji arz güvenliğini artırmakla birlikte enerji tedarikçilerinin genişletilmesi yönünde de önemli adımlar atıldığı görülüyor. Türkiye’nin Umman’dan 1 milyon ton (1,4 milyar Sm3) LNG tedariki anlaşmasının yapıldığı ve bunun enerji tedarikçilerinin genişletme çalışmasının bir adımı olduğu göz önüne alınırsa Türkiye’nin sürece hız verdiği görülüyor.

Bir yandan Karadeniz’de keşfedilen doğalgazın önümüzdeki ay sisteme verilmesi için yürütülen çalışmalar tüm hızıyla devam ederken diğer yandan Türkiye’de enerji satıcılarının ve alıcılarının bir araya geldiği bir pazar oluşturma çalışmaları da konuşulan konular arasındaydı.

Türkiye’nin Rusya, İran, Azerbaycan, Cezayir gibi ülkelerden enerji ithalatı yaptığı bunların yanında spot piyasalardan çok daha fazla ülkelerden günün şartlarına ve ihtiyaçlara göre enerji ithalatının yapıldığı biliniyor. Bunların yanında Türkmenistan ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile de doğalgaz görüşmeleri yapıldı.

Yeni ekonomi modeli çerçevesinde de düşünüldüğünde üretim, yatırım, istihdam, ihracat ve cari fazla politikası uygulayan Türkiye’nin üretim seviyesi arttıkça enerji ihtiyacının da arttığı bilinmektedir. Bu nedenle enerji arz güvenliği yeni ekonomi modeli için de önemli…

Yenilenebilir enerji konusunda da Türkiye’nin Avrupa’da beşinci dünyada on ikinci olması da Türkiye’nin enerji konusunda adımlarını hızlandırdığını gösteriyor. Bunların yanında Nükleer enerji santrali çalışması da devam ediyor.

Türkiye’nin son yıllarda enerji konusunun yanında madencilik alanında da kritik adımlar attığı verilere yansıyor. Altın üretimini giderek artıran Türkiye, nadir toprak elementi üretiminde de önemli bir rezerv keşfetti. Rezervin kullanılabilir hâline gelmesi için yapılan çalışmalar da sona yaklaşıldı. Bunların yanında bor rezervinde dünyada açık ara önde olan Türkiye’nin borun işlenmesiyle katma değerinin artırılması konusunda da önemli adımlar attığı biliniyor. Bu ay Balıkesir’deki bor karbür fabrikasının açılacağının söylendiği zirvede Eti Maden İşletmeleri Genel Müdür Serkan Keleşer: "Daha önce cevher halini 100 $’a satarken, bugün borik asitin tonunu 800 $, bor karbür tozunu 40 bin $, tank zırhının tonunu ise 400 bin $’a satıyoruz. Yakında 1000 ton kapasiteli bor karbür tesisimizi devreye alıyoruz." dedi.

Zirvede değinilen ve dikkatimi çeken bir diğer önemli husus da yenilenebilir enerji konusunda gerekli makinelerin ve teknolojinin de yerli ve milli olarak üretilmesi için çalışmalar yapıldığı konusuydu. Böyle bir teknolojinin ve makinelerin Türkiye’de yerli ve milli olarak üretilmesi en az SİHA’lar kadar önemli bir konu olarak önümüzde durmaktadır. Enerji ve ekonomi güvenliği de milli güvenlik meselesidir.

ABD ve AB’nin yeşil enerji teknolojisi üretimi ve satışı konusunda birbirleriyle yarıştığı bir dünyada Türkiye’nin de bu teknolojiyi üretmesi ve ihracatının yapması önemli ve gözden kaçırılmaması gereken bir husus olarak dikkatimi çekti.

Son olarak Türkiye’nin en önemli konularının tartışıldığı zirveyi organize eden Albayrak Medya’yı tebrik eder böyle çalışmaların devamını dilerim.

5 Şubat 2023 Pazar

Bilgi ve amel birlikteliği

 

Bir Ayet: Müminler o kimselerdir ki, Allah’ın adı anıldığında yürekleri titrer, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda bu onların imanlarını arttırır. Onlar yalnızca rablerine güvenirler. (Enfâl, 8/2)


Yüce Kitabımızda yaklaşık yedi yüz elli yerde ilm ve ondan türeyen kelimenin geçmesi bilginin önemini işaret eder. Ancak bilginin hayata yansıması çok önemlidir. Bilgi amelle bütünleşmelidir. Bilgi tek başına bir anlamı olmayabilir. Bunun örneklerini hayatımızda devamlı görmekte, tecrübe etmekteyiz. Bu yüzden Kur’an’da bilgi kadar hatta daha fazla amele vurgu yapılarak bilginin insana yüklediği sorumluluk üzerinde durulur. Ahlâka dair emir ve yasakların hepsi pratiğe yani amele yöneliktir. Öte yandan Kur’an kâinattaki canlı ve cansız varlıklar, olaylar, oluşlar üzerinde tefekkür ederek hakikate ulaşmamızı ister. Dolayısıyla bir yandan aklı kullanmayı, bilinçli olmayı ön plana çıkararak düşüncesizce taklit etmeyi kesinlikle reddederken bir yandan da bilgiyle imanı ve ahlakı yan yana zikrederek aralarında bir bağ kurar ve insanın bilgiyle imanı ve salih ameli birleştirmesini ister. O halde insanın kulluk görevini tam olarak yerine getirme yolundaki gayretinin yarısını bilgi ve bilgilenme oluştururken diğer yarısını da salih amel oluşturur.

Ey iman edenler! Allah ve resulüne karşı hainlik etmeyin, emanetinizdeki şeylere de bile bile hıyanet etmeyin. (Enfâl, 8/27)

Kaynak: Diyanet Takvimi


Makale...Korkunç Fark

 

Ukrayna-Rus savaşı ara vermeden devam ediyor. Ukrayna’da aynı zamanda bir insanlık dramı da yaşanıyor. Bilhassa kadınlar, yaşlılar ve çocuklar için izleri, hayatları boyunca gözleri önünden gitmeyecek trajediler görülüyor. Buna rağmen Ukrayna halkında, dikkat çeken bir tavır ve davranışın, başta gençlerimiz olmak üzere halkımızın dikkatini çekmesini isterdim. Savaşın ilk gününden itibaren market ve ATM’lerin kuyruklarında inanılmaz bir sükûnet hâkimdi. Herkes kuyrukta sırasının gelmesini bekliyordu. Alacağı malın bitme endişesi yoktu. Öne geçmeye çalışmak veya dükkânı yağmalamak aklına dahi gelmiyordu. Tam Müslüman tevekkülü gereken bir davranış sergilediler.

Öte yandan Ukrayna-Rus savaşının 11. gününde, ülkemizde sıvı yağın (Ayçiçeği yağı) bir iki aya kadar stoklarda kalmayacağına dair bir söylenti ortaya çıkınca insanlar savaştan beter bir korku içerisinde marketlere saldırdılar. Yağ alabilmek için birbirlerini ezercesine mücadele ettiler. Daha acısı zincir marketler de yağları zamlı satarım düşüncesiyle raflardan kaldırmaya ve stoklamaya girişti. Böylece marketler satması gereken malı stoklamaya, halkta kapabildiğince almaya çalıştı. Geride bir kişi daha alsın nasiplensin, paylaşalım düşüncesi yoktu. Bu nasıl bir ahlâktı!.. Faraza Türkiye savaşa girmiş olsa ortaya nasıl manzaralar çıkardı acaba? Düşünmek dahi istemiyor insan. Net olan bir şey var ki ahlâkımız gittikçe tefessüh etmeye başladı. Kul hakkını düşünen kalmadı. Para, mevki, makam hırsı her şeyin önüne geçmeye başladı. Ne depremler ne sel felaketleri ne gözümüzün önünde yaşanan büyük acılar bizleri olgunlaştırmadı. Bilakis dünyaya olan rağbetimizi artırdı. Bu durum aynı zamanda eğitim sistemimizin iflas ettiği mânâsına da gelmektedir. Okullarda ahlâk adına ibret kastıyla anlattıklarımız; “Kulağımın ardı keçe, birinden girip birinden geçe.” kabilinden orada kalıyor. Öyle görülüyor ki deprem uygulamaları gibi ahlâk uygulamaları yaptırmalıyız. Geçtiğimiz günlerde Millî Eğitim Bakanımız matematikte devrim niteliğinde yeniliklerden bahsediyordu. Halbuki konuya önce, ahlâktan, tarihten, edebiyattan başlamalıydı. Nedense bu sözleri ilgililerin hiçbiri duymuyor, duymak da istemiyor.

TÜRKİYE GAZETESİ               

Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil              

11.03.2022

3 Şubat 2023 Cuma

 

Yİ-ÜFE (2003=100) 2023 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre %4,15, bir önceki yılın Aralık ayına göre %4,15, bir önceki yılın aynı ayına göre %86,46 ve on iki aylık ortalamalara göre %125,53 artış gösterdi.

Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %101,51, imalatta %70,49, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %237,14 ve su temininde %116,64 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında %60,98, dayanıklı tüketim malında %69,42, dayanıksız tüketim malında %97,14, enerjide %188,23 ve sermaye malında %60,19 artış olarak gerçekleşti.

Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %6,08 artış, imalatta %5,12 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %3,13 azalış ve su temininde %2,15 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında %3,46 artış, dayanıklı tüketim malında %7,34 artış, dayanıksız tüketim malında %8,19 artış, enerjide %0,64 azalış ve sermaye malında %6,29 artış olarak gerçekleşti.

Yıllık en düşük artış; %28,97 ile ana metaller, %43,33 ile kağıt ve kağıt ürünleri, %47,77 ile kauçuk ve plastik ürünler alt sektörlerinde gerçekleşti. Buna karşılık elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme %237,14, diğer madencilik ve taş ocakçılığı ürünleri %147,26, diğer metalik olmayan mineral ürünler %145,09 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

 

2023 Yılı Üfe Tüfe Oranları (%)

Ocak - 2023ÜFE (%)TÜFE (%)
Bir Önceki Aya Göre4,156,65
Bir Önceki Yılın Aralık Ayına Göre4,156,65
Bir Önceki Yıla Göre86,4657,68
Oniki Aylık Ortalamalara Göre125,5372,45

 

2023 yılı Ocak ayında TÜFE yüzde 6,65 oranında artmıştır. Ocak ayındaki artışla birlikte yıllık enflasyon bir önceki aya kıyasla 6,59 puan azalarak yüzde 57,68 düzeyinde gerçekleşmiştir. Yüzde 6,62 oranında artan Gıda ve Alkolsüz İçecekler grubu fiyatları Ocak ayı enflasyonunun temel belirleyicisi olmuştur.

2023 Yılı Üfe Tüfe Oranları (Ocak 2023)


TÜFE değişim oranları (%), Ocak 2023

Ocak 2023Ocak 2022Ocak 2021
Bir önceki aya göre değişim oranı6,6511,101,68
Bir önceki yılın Aralık ayına göre değişim oranı6,6511,101,68
Bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı57,6848,6914,97
On iki aylık ortalamalara göre değişim oranı72,4522,5812,53

2023 Ocak ayı enflasyon rakamları açıklandı

 

    Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup % 24,24 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise % 77,22 ile sağlık oldu.  Ana harcama grupları itibarıyla 2023 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup % -1,53 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, 2023 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise % 18,35 ile sağlık oldu. 2023 yılı Ocak ayında, endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5'li Düzey), 12 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 2 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 129 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti. 2023 yılı Ocak ayında, endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5'li Düzey), 12 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 2 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 129 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

2 Şubat 2023 Perşembe

2023 Ocak ayı enflasyon verileri açıklandı

 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tüketici ve üretici fiyat endekslerini açıkladı. Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık % 57,68 aylık % 6,65 arttı. TÜFE'de (2003=100) 2023 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre % 6,65 bir önceki yılın Aralık ayına göre % 57,68 bir önceki yılın aynı ayına göre % 6,65 ve on iki aylık ortalamalara göre % 72,45 artış gerçekleşti. 

Türkiye Ekonomisi Gelişiyor

 

Türkiye, başlattığı ekonomik hamlelerle, kısa zamanda üretim kapasitesi ile, devâsa kapasitelere ulaşan birçok sektörde güçlü sanayi yapısı ile dünya devleriyle rekabete girmiş bulunuyor.
BEYAZ EŞYA: Çin’den sonra dünyanın en büyük, Avrupa’nın ise lider üreticisi.
SAVUNMA SANAYİ: Net ithalatçı iken net ihracatçı oldu. İHA’larla adından çokça söz ettirdi. Havadaki yüksek performansını, yeni projelerle diğer alanlara taşıyor.
ÇİMENTO: Üretimde dünyada 5., Avrupa’da 1. sırada. 
SERAMİK: Avrupa’nın en büyük kapasitesine sâhip sektör.
EV TEKSTİLİ: Türkiye, bu alanda dünyada 4. ihracatçısı. 
İLÂÇ: Yerli ve milli strateji ile son yıllarda büyüme kaydeden sektör, toplam ihracatta payını ilk kez yüzde 1’in üstüne çıkardı. 
İKLİMLENDİRME: Split klimada Avrupa’nın en büyük üretim gücüne sâhip. Radyatör ve havlupan ihracatında da en büyük.
ENDÜSTRİYEL MUTFAK: Kurulan ortaklıklar globalde hızını artırıyor. İhracatta ilk 8 arasında.
MADENCİLİK: Dünyadaki 90 madenin 60’ı Türkiye’de üretilebiliyor. Maden çeşitliliğinde ilk 10’da yer alıyor. 
MOBİLYA: Türkiye, ihracatta miktar bazında 4. büyük. Sektörde katma değerli ihracatı artıracak ortaklıklar kuruluyor.
DEMİR ÇELİK: İlk sanayi hamlesinin sembol sektörlerinden. Türkiye üretim sıralamasında, 7’ncilik için Almanya ile yarışıyor.
GEMİ İNŞA: Türk tersaneleri, özel amaçlı gemi inşasında dünya liderliğini elinde bulunduruyor. İlk yüzer enerji gemisi, ilk LNG’li römorkör, en büyük balık gemisi onların imzasını taşıyor.
CAM: Türkiye düz camda Avrupa’da 1. Dünyada 5. durumda. Cam ev eşyasında Avrupa’da 2., dünyada 3. sırada bulunuyor.
KİMYA: En hızlı büyüyen sektörlerden. 2023’te 25 milyar dolar ihracat yapmayı, 2030’da ise ihracatta birinci olmayı hedefliyor.
HALI: Dünya makine halısı üretiminin % 40’ı Türkiyede. 
OTOMOTİV: Hafif ticaride İspanya’dan sonra Avrupa’nın en büyük üretim yapan ülkesi Türkiye. Dünyanın doğuştan elektrikli ilk SUV’u da yine Türkiye’de üretilecek.

Kaynak: dünya.com.tr. 
(29.10.2021)


Fıkra...En Büyük

 

Barış Manço Danimarka’ya konser için gider. Konser sonrası başkent Kopenhag'da dolaşırken birkaç Kral heykeli görür. Yanındaki Danimarkalı rehbere sorar:
- Bunlar kim?
- Bunlar bizim krallarımız.
Bunun üzerine Barış Manço 
- Kazandıkları savaş var mı?
- Hayır yok.
- Peki, o zaman niye heykellerini diktiniz?
- Ne olursa olsun onlar bizim atalarımız.
Barış Manço buna çok üzülür ve şöyle der:
- Biliyor musunuz? Biz Türk milleti tarihin en büyük Hakanlarına ve Pâdişahlarına sâhibiz. Ne yazık ki, halkımızın bir bölümü bu muhteşem insanlara düşman olmuş durumdalar.