31 Aralık 2021 Cuma
Yeni Yıl Mesajı
Her yeni yıl yepyeni umutlar, yeni başlangıçlar demek.
2022 >>
29 Aralık 2021 Çarşamba
Lokman Hekim'den Sofra Adabı
- Yemekten önce ve sonra ellerini yıka! Bu hal fakirliğini giderir, göze kuvvet verir.
- Çok yemek kalbe katılık ve gaflet verir. ibadette tembelliğe sebep olur. Yemeğin başında ve sonunda bir parça tuz yemek birçok hastalığa karşı devadır. lokmayı küçük tut ve iyice çiğne.
- Misafir geldiği zaman mümkünse yemeği büyük kaba koy, bereketi artar. Yemek yerken önünden al, ekmeğin ve tabağın ortasından alma. Elinden ekmek ve yemek parçası düştüğünde al, temizle ve öyle ye.
- Sıcak olan yemeği soğutma için ağzınla üfleme, soğuyuncaya kadar bekle. Yemeği çabuk yeme.
- Hurma ve kayısı gibi sayılabilir meyveleri teker teker ye, çifter çifter yeme ve çekirdeklerini bir tarafa topla.
- Yemek arasında çok su içme. Su içerken bardağın içine bak. İçine uygunsuz bişey düşmüş olmasın. Suyu içerken üç nefeste içiver.
- Yemeğe herkesten önce el uzatma. Yemek esnasında güzel şeylerden bahset. Sofrada bulunan arkadaşlarına ara sıra göz ucuyla bak, yemek ve ekmeği o tarafa sür.
- Misafirler çekingen davranırlarsa üç defadan fazla yemeleri için ısrar etme. Yemek yeme isteğin yoksa özrünü beyan et. -Yemeğe herkesten önce el uzatma. Yemek esnasında güzel şeylerden bahset. Sofrada bulunan arkadaşlarına ara sıra göz ucuyla bak, yemek ve ekmeği o tarafa sür. 8-Misafirler çekingen davranırlarsa üç defadan fazla yemeleri için ısrar etme. Yemek yeme isteğin yoksa özrünü beyan et.
Bir fani dünya
Dünya ve içindeki her şey gelip geçicidir, her şeyin bir sonu vardır. Dünyadaki bu vazgeçilmez kanuna, her canlı gibi ademoğlu da tabidir. Öyle ki insan, anne karnındaki halinden başlayarak ihtiyarlığına kadar hayatı boyunca geçirdiği evreleri gözlemlediğinde, ömrü uzadıkça yaratılışının tersine çevrildiğini ve böylece gücünü kaybettiğini, nihayetinde her canlı gibi ölümü tadacağını düşündüğünde şunu yakinen idrak eder: Her türlü eksiklikten ve kusurdan münezzeh tek mükemmel varlık, Baki olan Yüce Allah’tır.
Dünya hayatının geçiciliği ve aldatıcılığı Kur’an-ı Kerim’de şöyle bir benzetmeyle ifade edilir: Gökten yağmur iner ve onun sayesinde yeryüzündeki bitkiler boy verip birbirine karışır. Nihayet yeryüzü ziynetini takınıp rengarenk süslenir. Sahipleri tam da onun üzerinde kudret sahibi olduklarını sandıkları zaman ansızın bir afet/rüzgar geliverir ve onları sanki dün yerinde hiç yokmuş gibi kökünden yolunmuş bir hale getirir. (Yûnus, 10/24)
26 Aralık 2021 Pazar
Patlak Lastik
İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy
O bir istiklal âşığıydı. Şiirleriyle, makaleleriyle İslam’ın yüceliğini vatan topraklarının istiklalini savundu. Vatanımızın en sancılı yıllarında yaşadı. Balkan Savaşları patlak vermişti. Arkasından, Birinci Dünya Savaşı başladı. Bu döneminde Akif, vatanın istikbal ve istiklali için diyar diyar gezmiştir. Yazdığı İstiklal Marşı ile de milletimizin gönlünde silinemeyecek derecede yer edinmiştir.
Akif, aynı zamanda dostları arasında verdiği sözleri her şartta tutmasıyla tanınmıştır. Bir arkadaşı ile birinin önce ölmesi halinde diğerinin onun çocuklarına bakacağına dair sözleşirler. Bu sözden yirmi yıl sonra Akif, geçim sıkıntısı içindeyken bile sözüne sadık kalarak vefat eden arkadaşının çocuklarını evinde evlatlarıyla birlikte yetiştirmiştir.
Akif, İstiklal Marşı güftesi için düzenlenen yarışmaya maddi mükâfat sebebiyle katılmamış, kendisinden ısrarla istenmesi halinde İstiklal Marşı’nı yazmıştır. Kabul edilince alınan meclis kararından dolayı kendisine nakdi mükâfat verilmiş, Akif ise bu parayı bir hayır kurumuna bağışlamıştır.
Bugün 27 Aralık 2021;
Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un Vefatı (1871-1936)
Atatürk'ün Ankara'ya Gelişi
Tarsus'un Kurtuluşu (1922)
Bir Ayet: Kur'an okunduğu zaman, hemen susup onu dinleyin. Umulur ki, rahmete nail olursunuz. (A'raf Suresi, 204)
Bir Hadis: Sizden birisi oruçlu olduğu gün, ne çirkin bir söz söylesin ne de herhangi birisiyle kavga etsin. Eğer bir kimse, kendisine söver ya da sataşırsa yalnızca “Ben oruçluyum” desin. (Buhârî, Savm, 9)
20 Aralık 2021 Pazartesi
18 Aralık 2021 Cumartesi
TEİAŞ’ın yayınladığı 2021 Kasım Ayı Kurulu Güç Raporunda öne çıkan bazı önemli bilgiler aşağıdaki gibidir.
- Toplam elektrik kurulu gücü Ekim ayı sonuna göre 323,9 MW artış göstererek, 99.374,3 MW seviyesine yükselmiştir. Toplam santral sayısı da 61 artarak 10323’e yükselmiştir.
- Yenilenebilir enerji kurulu gücü de bir önceki aya göre 307,7 MW artarak 53237,4 MW seviyesine ulaştı. Yenilenebilir enerji santrallerinin toplam kurulu güçteki payı da %53,57’ye ulaştı. Toplam yenilenebilir santral sayısı da 9894’e ulaştı.
- Güneş enerji kurulu gücü de bir önceki aya göre 87 MW artarak 7745,6 MW‘a yükseldi. 53 yeni santral devreye alınarak toplam güneş enerji santral sayısı da 8265‘e ulaştı. Güneşin toplam kurulu güçteki payı da %7,79‘a yükseldi.
- Rüzgar enerji kurulu gücü ise 175,9 MW artışla 10428,7 MW seviyesine ulaştı. Böylelikle rüzgar kurulu gücünün toplam kurulu güçteki payı da %10,49‘a yükseldi.
- Toplam kurulu güçte ilk sırada 25547,7 MW ile doğalgaz yer alırken, onu 23279,9 MW ile hidroelektrik santralleri takip etti.
- Rapordaki verilere göre de fosil yakıtlı santrallerin toplam kurulu gücü 46136,8 MW seviyesindedir.
15 Aralık 2021 Çarşamba
Üzerinde resim olan elbiseyle namaz kılınabilir mi?
Üzerinde resim olan elbiseyle namaz kılınabilir mi?
Üzerinde canlı varlıkların resimlerinin bulunduğu elbise ile namaz kılmak mekruhtur. Mümkünse bu elbiseler çıkarıldıktan sonra namaz kılınmalıdır. Böyle bir elbise ile namaz kılınması mekruh ise de, bu şekilde kılınan namaz geçerlidir. Ancak,bakanın kolayca fark edemeyeceği şekilde küçük resimler bu kapsamda değildir.
Secdede ayakların yerden kesilmesi namaza zarar verir mi?
Secde ederken, rüknü yerine getirecek (Sübhânellâhi’l-azîm diyecek) kadar bir süre ayak parmaklarından birinin yere dokunması yeterlidir. Ayakların en az birisi bu kadar süre ile yere dokunmazsa namaz sahih olmaz.
Tesbihat yapmadan camiden çıkmak caiz midir?
Tesbihat, münferit olarak yapılabileceği gibi, cemaat halinde de yapılabilir. Tesbihatın terk edilmesi namaz için bir eksiklik sayılmaz. Namaz kılındıktan sonra tesbihat yapmadan camiden çıkmanın caiz olmadığı söylenemez. Fakat Yüce Allah’ı anmak için bunun büyük bir fırsat olduğu da unutulmamalıdır.
Bugün 15 Aralık 2021;
Ali Kuşçu'nun Vefatı (1403-1474)
II. Selim'in Vefatı (1524-1574)
Dost acı söyleyen değildir, acıyı tatlı söyleyebilendir. (Mevlana)
Bir Hadis: Birbirinizi kıskanmayın, birbirinize kin tutmayın, başkalarının ayıplarını araştırmayın ve başkalarının konuştuklarına kulak kabartmayın. (Müslim, Birr, 30)
13 Aralık 2021 Pazartesi
Kullandığınız Her Sözcükle Bir Anlaşma İmzalarsınız
Bir Ayet, Bir Hadis
"Bir de onlardan sonra gelenler, derler ki: Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin."
(Haşr Suresi, 10)
"Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir."
(Hadis-i Şerif)
Farabi
Türkistan’ın Farab şehrinde 871’de doğan Farabi, İslam felsefesini metot, terminoloji ve problemler açısından temellendiren ünlü Türk filozofudur. Farab’da iyi bir tahsil aldıktan sonra bir süre kadılık yapan Farabi, ilim talebiyle hayatı boyunca sürecek bir seyahate çıkmıştır. Seyahat esnasında önce Buhara, Semerkant, Merv ve Belh gibi önemli ilim ve kültür merkezlerini ziyaret ettiği, sonra Bağdat’a vardığı tahmin edilmektedir.
İslam dünyasında ilk defa Kindi’nin başlattığı felsefi harekete ve onun şekillendirdiği Meşşaî akıma, kendi inanç ve kültürünün temelini oluşturan uluhiyyet, nübüvvet ve meâd akidesinin yanı sıra Eflatun ve Yeni Eflatunculuktan aldığı bazı unsurları da katarak eklektik bir sistem kuran Farabi, “Muallim-i Sani” unvanıyla anılmıştır.
Aristo’nun temel eserlerinin birçoğunu Arapçaya yeniden çevirmiş, bu eserlerin daha iyi anlaşılabilmesini sağlayan şerhler yazmıştır. Böylece hem İslam dünyasında antik felsefenin anlaşılmasını hem de Arapçanın bir felsefe dili haline gelmesini sağlayan Farabi, 950 yılında Şam’da vefat etmiştir.
Bugün 14 Aralık 2021;
Farabi'nin Vefatı (871-950)
Karakış Başlangıcı (99 Gün Sürer)
George Washington'un ölümü (1799)
Amundsen'in Güney Kutbu'na ulaşması (1911)
Bir Hadis: Kim bir iyilik yapmak isteyip onu yapamazsa Allah, bunu tamamlanmış bir iyilik olarak kaydeder. Eğer o işi yapmaya niyetlenip sonra da yaparsa Allah, o amelin karşılığını on mislinden yedi yüz misline kadar kat kat fazlasıyla kaydeder. (Buhârî, Rikâk, 31)
12 Aralık 2021 Pazar
Badem
Badem, bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Hamilelerin zayıf düşmemesini sağlar. Sütle içilirse mideyi kuvvetlendirir. Bronşit, boğaz ağrısı, anjin, boğaz yanması ve akciğer hastalıklarında faydalıdır. Egzama ve kaşıntıların verdiği rahatsızlıkları azaltır. Böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesine yardım eder. Kulak ağrılarını dindirir.
Anne-Baba hakkı
İsrâ suresinin 23 ayetinde Allah (c.c.) sadece kendisine kulluk edilmesini emrettikten hemen sonra, ana-babaya iyilik ve ihsanda bulunulmasını istemektedir. Bu, ana-baba hakkının Allah hakkından hemen sonra geldiğinin ve ne kadar önemli olduğunun açık göstergesidir.
Konuyla ilgili ayetlerin bize yüklediği görev; ana-babamıza öf bile demememiz, onları incitecek hiçbir söz ve davranışta bulunmamamız; onlara sevgi, saygı ve ilgiyle yaklaşmamız ve en önemlisi onlara dua etmemizdir. Hatta onlar Allah’a şirk koşan kimseler olsalar ve bizi de müşrik olmaya zorlasalar bile, onlarla dünyada güzel güzel geçinmemizdir.
Peygamber Efendimiz de konuyla alakalı olarak bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur: “Ana ve babasının ihtiyarlık zamanlarında, bunlardan birine yahut ikisine yetişip de, (kendilerine gereken hürmet ve hizmette bulunmadığı için) cenneti hak edemeyen kimsenin burnu yerlerde sürünsün! (Bu ifadeyi üç kere tekrar etmişti).” (Müslim, Birr, 9)
Bugün 13 Aralık 2021;
El-Biruni'nin Vefatı (973-1048)
Songüz Sonu
Sultan I. Mahmud'un Vefatı (1754)
Türkiye'nin Avrupa Gümrük Birliği'ne girmesi (1995)
İman edip yararlı iş yapanlara gelince onlar da cennetliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar. (Bakara Suresi, 82)
Bir Hadis: Kıyamet günü Allah katında insanların en kötüsü, dünyadayken şerrinden korunmak için diğer insanların kendisinden uzaklaştığı kimsedir. (Müslim, Birr, 73)
11 Aralık 2021 Cumartesi
Tüketim ahlakı
Bir gün Abdullah b. Amr Resûlullah’ın (s.a.s.) yanına gelerek, “Güzel elbise giymem kibir midir?”diye sorar. Resûlullah, “Hayır.” der. Abdullah bu sefer, “Asil bir deveye binmem kibir midir?” diye sorunca Resûlullah (s.a.s.) yine, “Hayır.” cevabını verir. “Peki,” der Abdullah, “Bir yemek yapsam da insanları davet etsem, yanımda yeseler ve arkamdan yürüseler, bu kibir midir?” Allah Resûlü aynı şekilde, “Hayır.” diye cevaplar. “Öyleyse kibir nedir?” diye sorar Abdullah.
Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.s.) şöyle buyurur: “Kibir, Hakk’ı hafife alman ve insanları küçük görmendir.”( İbn Hanbel, II, 170)
Peygamberimiz’in (s.a.s.) sözlerinden, nimetleri sınırlayan tek şeyin kibir ve israf olduğu görülmektedir. “Kibre düşmeden ve israfa kaçmadan (dilediğinizce) yiyin, sadaka verin ve giyinin!” (Nesâî, Zekât, 66) hadisindeki bu kayıt, şu ayette de güçlü bir şekilde vurgulanır: “Ey Ademoğulları! Her mescid(e gidişiniz)de güzel elbiselerinizi giyin, yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü O (Allah) israf edenleri sevmez.” (A’râf, 7/31)
TÜİK, Enflasyon ve Yeni Ekonomik Model
Haber bülteninin açıklanmasının ardından sosyal medyada TÜİK’in verilerinin güvenilirliği üzerine çeşitli manipülasyonlar dolaşmaya başladı. TÜİK verileri nasıl topluyor? Enflasyon nasıl hesaplanıyor?
Öncelikle TÜİK tüm sosyo-ekonomik gruplardan aylık 1 296, yıllık 15 552 hane ile Hanehalkı Bütçe Anketi yapıyor. Hane bir ay boyunca yaptığı tüm tüketim harcamalarını TÜİK’in bıraktığı kayıt defterine yazar. Yapılan harcamaların toplam bütçe içindeki payına göre madde sepeti ve bu maddelerin sepetteki ağırlıkları belirlenir. Yani enflasyon sepetindeki maddelerin hepsi aynı katsayı ile çarpılmaz. Örneğin bir hanenin aylık harcamaları içinde kira oldukça yüksek bir yer aldığı için katsayısı yüksekken nane ürününün aylık harcama içindeki payı düşük olduğu için sepetteki ağırlığı da düşüktür. Bu da demek oluyor ki nanenin fiyatında çok yüksek bir değişim olsa da enflasyonun genelinde büyük bir etkisi olmaz. Ancak kira, ekmek, benzin, tütün, elektrik, su gibi ürünlerin sepetteki ağırlıkları yüksek olduğu için enflasyonun genelini önemli ölçüde etkiler. Bir diğer husus herkesin enflasyon sepeti farklıdır. Herkesin enflasyon sepetindeki ürünlerin ağırlıkları da farklıdır.
Bu nedenle TÜİK’in açıkladığı enflasyon sepeti Türkiye ortalamasını gösterdiği için herkese birebir uymayabilir. Veriler 81 il merkezinin de bulunduğu 225 ilçeden alınıyor. Verilerin toplandığı yerler halkın en çok alışveriş yaptığı merkezi yerler olarak belirleniyor. Yani kıyıda köşede kalmış iş yerlerinden fiyatlar derlenmiyor.
Pazar ve manav başta olmak üzere ayçiçek yağı, yumurta, peynir, zeytin, şeker gibi temel gıda maddelerinin fiyatları haftalık olarak derlenirken diğerleri aylık olarak derlenmektedir. Ayrıca benzin ve mazotun fiyatları da günlük olarak takip ediliyor. Velhasıl kelam herkesin enflasyon sepetinin farklı olması, madde sepetindeki ürünlerin fiyatlarının farklı olması bunların yanında enflasyon verisi bir önceki aya göre ve bir önceki yılın aynı ayına göre açıklandığı için (birçok kişi daha önceki dönemlere göre kıyas yapabiliyor) enflasyon oranı herkese farklı hissettirebiliyor. Özellikle belirtilmesi gereken husus var ki o da TÜİK verileri Avrupa İstatistik Kurumu olan EUROSTAT tarafından denetlenmektedir. Verilerde en ufak bir hata olması durumunda ülkemizdeki muhalefetten önce EUROSTAT bu problemi sadece Türkiye ile değil tüm dünya ile paylaşır.
Bir diğer husus TÜİK bir devlet kurumudur. Çalışanları arasında birçok siyasi partiye oy veren kişiler bulunmaktadır. Yani yapılacak en ufak hata zaten ayyuka çıkar. Enflasyon verilerinde herhangi bir güvenilirlik problemi bulunmuyor. Verilerin güvenilirliğini sarsmaya çalışanlar Türkiye’nin itibarıyla oynadıklarını unutmamalıdırlar. TÜİK’in veri güvenilirliğini sarsmaya çalışanlar piyasalarda büyük problemlere neden olabileceklerini unutmamalı. Kaldı ki piyasalar verilerde problem olduğunu düşünseydi zaten çok daha büyük ve derin bir kriz yaşanırdı. Bugün Türkiye ekonomisinde sanayi üretimi, toplam ciro endeksi, ihracat, perakende satış hacmi, sektörel güven endeksi aylık bazda artışlar gösteriyor. Türk mallarına olan talep artışı ihracat artışını desteklerken bu durum sanayi üretimini artırıyor. Enflasyonla ilgili bilinmesi geren bir diğer husus şuan dünya genelinde enflasyonun artıyor oluşudur. Türkiye enflasyonist bir ülke olması nedeniyle bu durumu diğer ülkelere göre daha fazla hissediyor. Ancak bu daha fazla hissetmek verilerin yanlış olmasından kaynaklı değil.
Döviz kurundaki artış başta olmak üzere ithal malların fiyatlarının döviz cinsinden de yükseliyor olmasından kaynaklanıyor. Türkiye hayata geçirdiği politika değişikliğiyle birlikte enflasyona köklü bir çözüm getirmeye çalışıyor. Döviz kuru sebebiyle ithal mallarında yaşanan fiyat artışı sorununu çözmek için cari açık politikasından cari denge politikasına geçiliyor. Cari denge sağlanmasıyla beraber döviz kuru belirli bir dengeye oturacak ve böylece kur riski en aza indirilmiş olacaktır. Cari açık sebebiyle açığın finansmanı ancak yüksek faizle sıcak para girişiyle mümkün oluyordu. Ancak yüksek faiz sebebiyle Türkiye’ye gelen sıcak para vade bitiminde düşük kurdan dövizi ve faizi alıp ülkesine gidiyor, giderken de döviz kurunu yükseltiyordu. Bu da enflasyona neden oluyordu. Sürekli dövizi düşürme çabaları sebebiyle tam ekonomiye hem yüksek faiz hem de yüksek döviz kuru problem oluyordu. Yeni politikayla beraber cari denge sağlandığında her ikisi de dengeye gelecektir.
7 Aralık 2021 Salı
Buluntu eşya (lukata) ile ilgili hükümler nelerdir?
Rızası olmadan başkasının malını almak caiz olmadığı gibi, kaybettiği malı alıp sahiplenmek de caiz değildir. Bir kimse bir yerde bir miktar para veya eşya bulsa onu sahibine vermek üzere alabilir. Ancak kendine mal edinmek üzere alması, başkasının malını gasp etmek hükmündedir.
Bulunduğu yerde bırakılırsa telef olmasından korkulan bir şeyi sahibine vermek üzere almak vacip, telef olmayacak şeyi almak ise mübahtır. Kişi bulduğu bir şeyi alırken, onu sahibine teslim etmek üzere aldığına çevresindekileri şahit tutar. Eşyanın sahibi çıkar ve onun kendisine ait olduğunu ispat ederse eşyayı ona teslim eder.
Buluntu eşya, emanet durumundadır. Buluntu eşyayı elinde bulunduran kimse bunu uygun görülen bir süre ilan eder ve bekler. Sahibi çıkmazsa onu yoksul kimselere sahibi adına tasadduk eder; kendisi muhtaçsa ondan istifade edebilir. Ancak daha sonra sahibinin çıkması halinde bedelini öder. Sahibinin aramayacağı düşük değerli şeyler ise beklemeye gerek kalmaksızın ihtiyaç sahiplerine verilebilir; ihtiyacı varsa da kullanabilir.
Bugün 8 Aralık 2021;
Osmanlı-Venedik Savaşı (1714)
ABD'nin Japonya'ya Savaş İlan Etmesi (1941)
Halbuki sen içlerinde iken Allah, onları azap edecek değildi. İstiğfar ettikleri sürece de Allah onlara azap edecek değildir. (Enfal Suresi, 33)
Bir Hadis: Allah seni takva ile rızıklandırsın, günahını bağışlasın ve nerede olursan ol, senin için hayırlı olanını kolaylaştırsın. (Tirmizî, Deavât, 44)
Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) Ekim 2021 Kurulu Güç Raporunu Yayınladı. Rapora göre, kurulu güç toplamı 99 bin 050,4 MW olurken 2021 Ekim ayı sonunda kurulu gücün 7 bin 659 MW’lık kısmı güneş enerjisi santrallerinden sağlandı. Güneş enerjisindeki kurulu güç bir önceki aya göre 125 MW artış gösterdi. 2021 yılının ilk 10 ayında güneş enerjisinde kurulu güç 992 MW arttı.
TEİAŞ’ın verilerine göre, kurulu güç içerisindeki en büyük pay 25.531,5 MW ile doğal gaz santrallerinin, ardından ise 23.279,9 MW ile barajlı kaynakların oldu. Rüzgar santrallerin kurulu gücü 10.252,8 MW, geride kalan linyit santrallerinin kapasitesi 10.119,9, ithal kömür yakıtlı santrallerin kurulu gücü 8.993,8 MW olurken akarsu tipi hidroelektrik santrallerin kurulu gücü 8.189,4 MW, jeotermalin 1.651,2 MW ve biyokütlenin 1.524,2 MW oldu.
TEİAŞ’ın aylık olarak yayınladığı kurulu güç raporuna göre, ekim ayında elektrik üretim kurulu gücü bir önceki aya göre 198 MW artış ile 99 bin 050,4 MW değerine ulaştı. Türkiye’deki lisanssız GES sayısı ise bir önceki aya göre 31 adet artarak 8.175’e ulaşırken lisanslı santral dahil toplam GES adedi 8.212’ye ulaştı.
Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesi yüzde 53 artacak
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) yayımladığı Yenilenebilir Enerji Piyasası 2021 raporuna göre, Türkiye’nin yenilenebilir enerji hacminin 2021-2026 döneminde yüzde 53 artması bekleniyor. Ajans, Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarının hidroelektrikten düşük fiyatlı güneş ve rüzgâr enerjisine doğru kaydığını belirtiyor. 2021-2026 döneminde güneş ve rüzgâr santrallerinin, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasite artışının yaklaşık yüzde 80’ini sağlaması bekleniyor. Bununla birlikte, gecikmiş ihaleler ve proje izin zaman çizelgeleri nedeniyle 2022- 2024 yılları arasında rüzgâr enerjisi ilavelerinin önemli ölçüde yavaşlaması beklenirken, tarihsel seviyelere kıyasla daha yüksek kapasiteli ek rüzgâr enerjisi ihaleleri sayesinde 2026’ya kadar büyümenin devam edeceği öngörülüyor. Türkiye’de rüzgâr enerjisi kapasitesi, yaklaşık 10,3 GW ile ülkedeki ikinci en büyük yenilenebilir kaynak olurken, rüzgâr enerjisini 7,6 GW kurulu güç ile güneş enerjisi takip ediyor. Diğer yenilenebilir tesislerle birlikte, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kurulu gücü 52,5 GW seviyesinde bulunuyor.
Türkiye'nin attığı tüm bu adımlar Türkiye'nin ekonomik anlamda da gelişmesini sağlayacaktır. Özellikle döviz kurunun yükselmesiyle ve ithal ürünlerin daha pahalı hale gelmesiyle birlikte yerli sanayimiz hızla büyümeye başlamış ve bunun sonuçları da sanayi üretimi endeksinde görülmeye başlamıştır. Küresel talep patlaması nedeniyle oluşan hammadde problemine bağlı olarak daha fazla büyüme potansiyeline sahipken daha sınırlı ve yine de oldukça yüksek bir büyüme gösteren Türk sanayisi istendiğinde üretemeyeceği şeyin olmadığını da göstermiştir. Artan yüksek teknolojili üretimle birlikte katma değer artışı Türkiye'nin kişi başı milli gelirini de artıracaktır.
Küresel ekonomik ve siyasi dengeler değişirken Türkiye'nin bölgesel ve küresel gücü doğrultusunda hamleler yapmaktadır. Türkiye güçlendikçe kendi çıkarlarını ve haklarını korurken dost ve kardeş ülkelerin de çıkarlarını koruma konusunda adımlar atıyor. Bunda Türkiye'nin gücüne artı güç katmaktadır.
6 Aralık 2021 Pazartesi
Birincil Enerji Kaynaklarına Göre 2021 Kasım Ayı Kurulu Güç Kapasitesi ve Aktif Santral Sayısı
Türkiye Elektrik İletim A.Ş. TEİAŞ 2021 Kasım Ayı Kurulu Güç Raporu’nu yayınladı. Rapora göre Türkiye Kasım Ayı sonu itibariyle toplam elektrik kurulu gücü Ekim Ayına göre 323,9 MW artarak, 99.374,3 MW seviyesine ulaştı. Devrede olan toplam santral sayısı da bir önceki aya göre 61 adet artarak 10.323’e yükseldi.
TEİAŞ, 2021 Kasım Ayı Kurulu Güç Raporu’nda öne çıkan bazı bilgiler aşağıdaki gibidir.
- Toplam elektrik kurulu gücü 99.374,3 MW seviyesine yükseldi.
- Toplam santral sayısı da 10.323‘e yükseldi.
- Yenilenebilir enerji kurulu gücü de önceki aya göre 356,4 MW artarak, 53.237,4 MW seviyesine yükselmiştir. Böylelikle yenilenebilir enerji kurulu güç payı da % 53,57 oldu.
- Yenilenebilir enerji santrallerinin sayısı da 9.894‘e yükseldi.
- Güneş enerji kurulu gücü de 87 MW artarak 7.745,6 MW seviyesine, rüzgar enerji kurulu gücü de 175,9 MW artarak 10.428,7 MW’a yükseldi.
- Güneş enerji santral sayısı da 3 artarak 8.265‘e, rüzgar enerji santral sayısı da 355‘e ulaştı.
- Güneş enerjisinin toplam kurulu güçteki payı % 7,79 ve rüzgar enerjisinin de % 10,49 oldu.
- Fosil yakıtlı santrallerin toplam kurulu gücü 46.136,8 MW oldu.
- Kurulu güçte yerlilik oranı ise % 64,45’e yükseldi. ,
- Kurulu güç değerine bakıldığında ise Türkiye yenilenebilir enerji kurulu gücünde % 50’yi geçse de elektrik üretim paylarına bakıldığında tükettiğimiz elektriğin sadece yaklaşık % 35 civarında yenilenebilir kaynaklardan karşılamaktayız. Tabi bunun en büyük sebebi de güneş ve rüzgar gibi değişken kaynakların elektrik üretiminde baskın olmasına rağmen enerji depolama sistemlerinin eksikliği sebebiyle üretimdeki payının düşük olmasına sebep olmaktadır.
- Yukarıdaki tablodaki kurulu güç değerine bakıldığında ise Türkiye yenilenebilir enerji kurulu gücünde % 50’yi geçse de yıllık olarak elektrik üretim paylarına bakıldığında tükettiğimiz elektrikteki yenilenebilir payı hala % 50’ye ulaşamamaktadır. Tabi bunun en büyük sebebi de güneş ve rüzgar gibi değişken kaynakların kesikli bir şekilde elektrik üretmesidir. Bu da enerji depolama sistemlerinin eksikliği sebebiyle üretimdeki paylarının düşük olmasına sebep olmaktadır.
Toplam kurulu güçte yenilenebilir enerji yüzdesi her artmaya devam ediyor. Fakat bu değerler bizleri yanıltmamalı çünkü elektrik üretiminde daha çok yenilenebilir kaynaklar kullanılmalıdır. Yani yenilenebilir enerjinin kurulu güçteki payı % 50’yi geçse de elektrik üretimindeki payına bakıldığı zaman hala %30-40 arasında seyretmektedir. Hatta EPİAŞ şeffaflık platformu verilerine göre Kasım ayında güneşin toplam elektrik üretimindeki payı % 0,66 olurken toplam yenilenebilir enerji payı da % 30’da kalmıştır. Yani hala % 70 fosil yakıtlara bağımlıyız. Bu sebepten depolama sistemleri ve hidro, jeotermal ve biyokütle gibi baz yük santrallerinin kapasitesi arttırılarak yenilenebilir elektrik üretimindeki pay yükseltilebilir.
Kasım ayında kurulu güç 323,9 MW arttı
Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) 2021 Kasım ayı kurulu güç verilerini yayınladı. Açıklanan verilere göre Türkiye’deki kurulu güç, Kasım ayında 323,9 megawatt (MW), yılın ilk onbir aylık döneminde ise 3 bin 483,7 MW’lık net artış gösterdi. 2021’de fosil yakıtlara dayalı güç 178,20 MW net azalış gösterirken, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı güç ise 3 bin 050 MW arttı. Yerli ve Yenilenebilir enerji kurulu güç oranı % 65’e yükseldi.
Bu dönem ki artışta en büyük pay bin 1268,00 MW ile rüzgâr enerjisi yatırımlarının olurken, ikinci sırada ise 895,00 MW ile güneş enerjisi yatırımları geldi. Kasım ayındaki artışta ise en büyük pay 175,9 MW ile rüzgar enerjisi yatırımlarının olurken, ikinci sırada 87,50 MW ile güneş enerjisi yatırımları geldi.
Sevilenlerden Olmak
Adam, bir müddet sonra uyuklar bir vaziyette sallanıyor, ha uyudu ha uyuyacak. Hızır a.s. adamı dürtüklüyor:
- Uyuyacaksın, der. Adam:
- Uyumam, beni rahat bırak.
Hızır a.s. ses etmez, ancak ezan okundu okunacak, adam ha uyudu ha uyuyacak, bir daha dürtükleyerek:
- Uyuyacaksın dedim, der. Adam:
- Ben de sana uyumam, beni rahat bırak dedim. Rahat bırak beni. Rahat bırak yoksa, Hızır olduğunu söylerim. Buradan çıkamazsın. Bu kalabalık sakalında bir tel bırakmaz.
Hızır a.s. susar ve gözlerine kapar, boynunu büker Allah'a yönelerek:
- Ya Rabbim! Bu nasıl iştir. Bu kulun benim kim olduğumu bildi. Bu nasıl iştirki bendeki listede bunun ismi yok.
Cevap gelir:
- Sana verilen listede beni sevenlerin isimleri var. O ise benim sevdiklerimden...
Allah sevdiklerinden etsin... Sevmek, seviyorum demek bir iddia. İş sevilenlerden olmak...