26 Eylül 2022 Pazartesi

Ne ekersen onu biçersin

 

Bir Ayet: Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin. Bile bile, günaha saparak, insanların mallarından bir kısmını yemeniz için onun bir parçasını yetkililere aktarmayın. (Bakara, 2/188)

Atalarımız, yaptığımız davranışların zamanla bize döneceğini hatırlatır: “Ne ekersen onu biçersin.”, “Ne doğrarsan aşına o gelir kaşığına.”, “Herkes ne ederse kendine eder.” Ekilen her tohum kendi fidanıyla boy gösterir. Büyür, meyve verir. Elma fidanı armut ağacına dönüşmez. “Men dakka dukka.” eden bulur anlamında bir Arap atasözü olarak bizim kültürümüzde de sıkça kullanılır. İnancımız, zerre kadar da olsa her hareketin mutlaka hesabının verileceğini bildirir. Hayır ya da şer, her davranışın bir faturası olacaktır.

Toplumumuzda kimi insanlar, bencilce davranışlarla diğer insanların haklarını çiğner, onlara zulmederler. Kendilerini haklı görerek elde ettiklerini kâr sayarlar. Bu tür davranışlardan rahatsızlık duymaz, bunlardan da sorulacaklarına inanmazlar. Konuyu önemsemezler. İbretle hayata baktığımızda kötülük yapanların dünyada da karşılığını gördüklerine şahit oluruz. Yüce Allah mühlet verir, ancak ihmal etmez.

Bizler Cenab-ı Hakk’ın âdil-i Mutlak olduğuna inanırız. O, zulmetmez, zulmedenleri sevmez. Bizim de adil olmamızı öğütler.

KAYNAK: DİYANET TAKVİMİ

26 EYLÜL 2022


Dil Meselemiz

 

    Bir milleti ayakta tutan üç mühim unsur vardır: Dil, din, kültür. Bu sacayağının oturduğu taban ise vatandır. Diğer bütün dînî ve millî unsurlar bunlardan meydana gelir. Bu sacayağının birisi elden giderse her şey biter. Osmanlı’nın yıkılışı ile dînî, lisânî deprem içten olunca, vatan da iç ve dış unsurlarla parçalanma sürecine girdi. Bir anda her şeyimizi kaybetme durumunda kaldık. Dînî reformlar ve harf inkılâbı kültürümüzü temelden sarstı. Hiçbir millet yeniden teşekkül ettirilemez. Onun köklerinde binlerce yıllık mâzi temelleri vardır. Bunun dışında yapılan her şey aslına rücû eder. Bu geri dönüş, her ricat eden orduda olduğu gibi büyük hasarlar meydana getirir. Kaybolan bâzı temel sütunları tekrar inşâ edemezsiniz. Bir şeyler kopmuştur ve telâfisi de imkânsızdır. Harf inkılâbı ile başlayan zamanda, iki hâdise dilimizin değiştirilmesinde çok mühimdir. Birincisi 12 Kânûn-ı evvel 1928’deki Dil Encümeni’nin yürüttüğü 1. İmlâ kılavuzu faaliyetidir. Bundan daha önemlisi 26 Eylül 1932’de Dolmabahçe Sarayı’nda toplanan Birinci Türk Dili Kurultayı faaliyetidir. Bu toplantıda üç ana başlık vardır. 1.Dilimizin menşei, 2. Türk Dili’nin o günkü hâli, çağdaş ve medenî ihtiyaçları, 3. Türk Dili’nin nasıl gelişeceği ve nasıl çağdaş bir yazı dili hâline getirileceği. Bu madde başlıklarına bakıldığında bu kurultayın ilmî bir değeri olduğu kanaati hâsıl olur. Fakat bâzı gelişmelerle bu kurultay konuşmalarında nasıl ilmî eksiklikler ve nasıl mâziye saldırılar olduğunu görünce üzüntümüz katlanacaktır. Bu kurultaya 670 kişi katılmış en yüksek sayı ise 238 muallim ve 60 meb’usla diğer çeşitli meslek grupları yer almıştır. Fakat en dikkate değer olanı, 2 de lise öğrencisiyle 40 fakülte öğrencisinin bu kurultayda yer almasıdır. Dikkatinizi çekmek isterim: Böyle bir ilmî kurultaya lise ve fakülte öğrencileri katılıp toplantıları dikkatle takip edebiliyorlarsa, bu insanlar hangi kültürle beslendiler ki bu seviyede bir toplantıda bulunabildiler? Bugün böyle bir toplantıya hangi lise veya fakülte öğrencisini çağırır ve takip ettirebilirsiniz? Posta müdüründen emekli hâkimlere, subaylardan müze müdürlerine kadar bu eski ve beğenilmeyen kültür sâhipleri bu kurultayda söz sâhibi oldular...

Prof. Dr. Osman Kemal Karya            
TÜRKİYE GAZETESİ       
09.08.2020

23 Eylül 2022 Cuma

ERGONOMİ (İŞBİLİM)

 

Ergonomi terimi Yunanca iş anlamına gelen “ergos” ve yasa anlamına gelen “nomos” sözcüğünden türemiştir. Ergonomi uyum, uygunluk anlamına gelir, kişilerle diğerleri, yaptıkları iş, kullandıkları şeyler, çalıştıkları, yolculuk yaptıkları, oynadıkları ortamlar arasında uygunluk olmasıdır. Eğer bu uygunluk sağlanırsa kişiler üzerinde stres kalkar. Daha rahat olurlar, işlerini daha hızlı ve kolay yaparlar ve yanlışları daha az olur. Burada sadece fiziksel uygunluktan söz edilmemektedir aynı zamanda psikolojik ve diğer bakımlardan da uygunluk kastedilmektedir. Bu nedenle ergonomiye “insan faktörleri” denmesi de doğrudur. Bazı ülkeler ve ABD’de “insan faktörleri”, diğer ülkelerde yaygın olarak kullanılan terimiyle “ergonomi ” insan kullanımına yönelik tasarım, çalışma ve yaşama koşullarının en uygun hale getirilmesini amaçlayan uygulamalar bütünüdür. Bu açıdan ergonomi iş, ürün tasarımı, ev yaşamı ve dinlenme dönemi etkinlikleri ve bunlara yönelik üretimle ilgili olarak çevre ile kişinin etkileşimi olarak tanımlanabilir.

Çeşitli iş ve çevre koşullarında insanların makinelerle ilişkisini konu edinir. Bu ilişki kişinin bedensel, ruhsal özelliklerini göz önüne alır. İnsan eğilimlerinin, yeteneklerinin ve kısıtlılıklarının bu ilişkideki rolü üzerinde durur. Bu değerlendirmelerin sonucunda elde edilen verileri insan‐makine sistemlerinin tasarımında, işyeri ve çalışma ortamının düzenlenmesinde, kullanır. Ergonomi genel anlamda yaşamın (dünyanın) insana uydurulmasını hedef almıştır.

Ergonomi bilimi insan ve sistemin diğer öğeleri arasındaki etkileşimleri anlama çabası içerisinde olan bir bilimdir.  Meslek olarak kuramsal ilke, veri ve yöntemleri insan iyiliği ve sistemin genel performansını artırma amacıyla kullanır. Ergonomiyle ilişkili sayılabilecek ilk uygulamalar insanlar çalışırken hareket ve zaman ilişkisinin incelenmesi, iş talebine göre insan kapasiteleri ve kısıtlılıklarının belirlenmesi olmuştur. Dünya savaşında özellikle insan hataları ile ilgili olarak pilotların gereksinimine cevap erecek çalışmalar ergonominin gelişmesini sağlamıştır. Ergonomi ya da insan faktörleri insanlarla sistemin diğer öğeleri arasındaki etkileşimi konu edinen bilimsel disiplin ve insan iyiliğini ve bütün sistem performansını en iyi duruma getirmek üzere tasarımın kuram, ilke veri ve yöntemlerini uygulayan meslek dalıdır. Ergonomi alanında uzmanlaşan kişilere ergonomici (ergonomist) denir. Ergonomi uzmanları iş, görev, ürün, örgüt, çevre ve sistemlerin değerlendirilmesi ve tasarımıyla uğraşır. Temel amaçları bunların insanların gereksinimi, yeteneği ve kısıtlılıkları ile uyumlu hale getirilmesidir.  Ergonomiciler görev, iş, ürün ve çevrenin insanların gereksinimi, yetenekleri ve kısıtlılıkları ile uyum sağlayacak biçimde tasarımlanmasını ve değerlendirilmesini sağlar.

Antropometri

İnsan bedeninin belirli özelliklerini inceleyerek çalışma standartlarını ve çeşitli standartları belirleyen bilim dalıdır. Kişinin ağırlığını, boyunu, gücünü, hareket sınırlarını ve belirli hareket noktalarını esas alarak ölçer ve kişilerin birbirleriyle karşılaştırılmasını sağlar.

 


İSLÂMIN TEMELİ GÜZEL AHLÂKTIR

 

    Her binanın bir temeli vardır. İslâmın temeli de güzel ahlâktır. Edep ve hayânın dînimizdeki yeri çok mühimdir. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruluyor ki: “Îmân edenler arasında hayâsızlığın, kötülüğün yayılmasını isteyenler (ve sevenler) için dünyada da, âhırette de elîm bir azap vardır.” [Nûr, 19] Allahü teâlâdan utanmak, îmânın kuvvetli olduğuna, hayâsızlık da îmânın zayıf olduğuna alâmettir. Hadîs-i şerîfte; “Hayânın azlığı küfürdendir.” buyuruldu. Yâni hayâsız kimse, zamanla küfre kadar gidebilir. Hayâ, îmânın esasındandır. Hayâsı olan Allahtan utandığı için, günahtan çekinir. İnsanlardan utanmayan Allahtan da utanmaz. İnsanlardan utanarak günahı gizlemek de hayâdandır. İnsanlardan utananın, Allahü teâlâdan da utandığı anlaşılır. Çünkü hadîs-i şerîfte; “Allahtan sakınan, insanlardan da sakınır.” buyuruluyor. Müminin, önce Allahü teâlâdan hayâ etmesi gerekir. Bunun için, ibâdetlerini sıdk ile, ihlâs ile yapmalıdır. Hayâ, günahlarını, kabahatlerini göstermemeye denir. İbâdetlerini başkalarına göstermekten hayâ etmek câiz değildir. Bunun için, vaaz vermekten ve emr-i marûf ve nehy-i münker yapmaktan [Ehl-i sünnet kitaplarını yaymaktan] hayâ etmek câiz değildir. “Hayâ îmândandır.” hadîs-i şerîfindeki hayâ, kötü, günah şeyleri göstermekten utanmak demektir. Allahü teâlânın verdiği bütün nîmetlerde, nîmeti vereni görmeli, dâima O’nun huzûrunda olduğunu düşünmeli, meselâ; otururken, yatarken, edebe riâyet etmelidir. Yerken, içerken, konuşurken, okurken, yazarken ve her çeşit iş yaparken, bütün bunların Allahü teâlânın kudretiyle yapıldığını, bütün işlerde, O’nun emrine uyup yasak ettiklerinden sakınmayı düşünmelidir. İmâm-ı Rabbânî hazretleri, “Edebi gözetmek, zikirden üstündür. Edebi gözetmeyen Allaha kavuşamaz.” buyuruyor.  Bâzı İslâm âlimleri buyuruyorlar ki: Güzel ahlâk; güler yüzlülük, cömertlik ve kimseyi üzmemek demektir. Güzel ahlâkın en azı, meşakkatlere göğüs germek, bütün insanlara karşı şefkatli olmaktır. Kısacası Müslüman, hasreti çekilen insan demektir.

Prof. Dr. Ramazan Ayvallı            
TÜRKİYE GAZETESİ          
18.02.2020 

21 Eylül 2022 Çarşamba

ÇİN’İN YAPMA GÜNEŞİ

 

Çin, “Yapay Güneş” olarak da anılan yeni nesil HL-2M Tokamak nükleer füzyon reaktörünü çalıştırdı. Xinhua ajansının haberine göre, Çin Ulusal Nükleer Kurumu (CNNC), Çin’in en büyük ve en gelişmiş nükleer füzyon deney araştırma cihazı HL-2M Tokamak’ın, hidrojen ve ağır hidrojen gazlarını kullanarak Güneş’te meydana gelen doğal tepkimelerin benzerlerini elde etmek için tasarlandığını açıkladı. İlim adamlarının güçlü bir temiz enerji kaynağının kilidini açma potansiyeline sâhip olduğunu ümit ettiği, HL-2M Tokamak’ın başarıyla çalıştırıldığı belirtildi. People’s Daily gazetesi de Siçuan bölgesinde bulunan HL-2M Tokamak’ın sıcak plazmayı füzyonlamak için güçlü manyetik alan kullandığını ve 150 milyon derecenin üzerinde sıcaklığa ulaşabildiğini yazdı.   

    08.12.2020 

 

Bugün 21 Eylül 2022;

Hicrî Şemsî: 1401    Rûmî: 08 Eylül 1438    Hızır: 139
25 SAFER 1444

Yılın 264. günü, Kalan Gün : 101
9. Ay, 30 Gün, 38. Hafta
Gündüzün kısalması 3 dakika - Ezânî sâat 2 dakika ileri alınır.

∞ Çok günah işleyerek hastalanan kalblerinizi, günahları terke-derek tedâvi ediniz. Ahmed bin Ebûl-Havârî “Rahmetullahi aleyh”

Kore Savaşı için, askerlerimiz Güney Kore’ye gitti (1950) Dünya Barış Günü 
Ayvacık’ın kurtuluşu (1922)

19 Eylül 2022 Pazartesi

Toplam güç 102 GW’ı aştı

 

    2022’nin ilk sekiz aylık döneminde devreden çıkan 283,9 MW güç sonrası elektrik üretim kapasitesindeki net artış rakamı 2.223,6 MW olurken, toplam kapasite 102.043,2 MW’a ulaştı. Bu dönem ki artışta, 660 MW gücündeki Hunutlu Termik Santralinin Haziran ayında devreye girmesinin etkisi ile ikinci sırada 720 MW ile ithal kömür santrali yatırımları geldi. Üçüncü sırada ise 530,1 MW’lık artış ile rüzgâr enerjisi santrali yatırımları geldi. Kurulu güç artışında güneşin önemli bir yeri vardır. Özellikle de güneş ve rüzgardaki kapasite artışları toplam yenilenebilir enerji kurulu gücünü artırmaktadır. Tabi temiz enerjiye geçişte güneş ve rüzgar santrallerine entegre edilecek enerji depolama sistemleri de elektrik üretiminde temiz enerji payını artıracaktır.


Güneşte sekiz aylık büyüme 1 GW’ın üstüne çıktı

 

    Güneş kurulu güç artışında açık ara lider durumda. Türkiye’nin güneş enerjisi gücü 2022’nin ilk sekiz aylık döneminde lisanslı ve lisanssız alanlarda 977,7 MW artış gösterirken, 11 lisanslı santrale de 150 MW düzeyinde hibrit GES ilave edilmesine yönelik kabul işlemi yapıldı. 

     Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve TEİAŞ verilerine göre 2022’nin ilk sekiz aylık döneminde Türkiye’de hibrit santraller hariç olmak üzere tüm kaynaklara dayalı olarak 2.507,6 MW gücünde yeni elektrik üretim kapasitesi devreye alındı. 

     Bu dönemde devreye giren bu güçte en büyük pay 977,7 MW ile güneş enerjisi santrali yatırımlarının oldu. Lisanssız güneş enerjisi yatırımları devreye giren gücün 574,8 MW’lık bölümünü oluştururken, Karapınar YEKA GES-1 projesi de lisanslı alanda devreye giren gücün tamamını sağladı. Bununla birlikte bu yıl proje güçleri 154,8 MWm/142,4 MWe olan 11 hibrit santral için de kabul işlemi gerçekleştirildi. Kabul işlemi yapılan bu tesislerin birini atıktan elektrik üretim, birini hidroelektrik, ikisini biyogaz, üçünü rüzgâr ve dördünü jeotermal kaynak tesisleri oluşturdu. Hibrit santrallere yönelik mevcut yasal çerçeve ilave edilen yenilenebilir gücün santralin elektriksel gücünün artmasına neden olmuyor.

İdare Sanatı

 

Bir kralın tahttan düşeceğini önceden haber veren beş ipucu olduğu söylenir:

*Dedikoduculara inanması

*Sevgi duyması gereken kişilere sırt dönmesi

*Gelirlerin azalması

*Birine destek olup diğerine sırt dönmeyi düşünerek değil kaprisle karar vermesi

*Bilgelere değer vermemesi

** (İbni Zafer/Sülvanü'l-Muta)

- Adalet ve insaf öğren; çünkü yurdu korumakta küfür ve din adalet kadar işe yaramaz. Dünyanın düzeni için dinsiz adalet, dinli hükümetin zulmünden daha iyidir. (Molla Cami/Baharistan)

- Devlet işlerini üzerlerine alanlar iki çeşittir. Bunlardan birincisi, çıkarcı dalkavuklardır ki, istediklerine ulaşabilmek için her kılığa girer ve yapmadıklarını bırakmazlar. İkinciler ise dürüstlerdir. Onların da dürüstlükleri yüzünden başlarına gelmedik kalmaz. (Kelile ve Dimme)

Gazi olmak

 

Bir Hadis: Kötülüğün ardından bir iyilik yap ki yaptığın iyilik, o kötülüğü yok etsin. 

(Tirmizî, Birr, 55)


Gazi, Allah yolunda ve vatan uğrunda savaştığı ve şehit olmayı arzu ettiği hâlde savaş alanında ölmeyen, yaralanıp sağ kalan kimseye verilen manevi bir unvandır. Gazi, şehit olmak ve bu mertebeye yükselmek için savaştığından dolayı o da şehitler mertebesindedir. Gazilik kavramlarının Yüce Dinimiz içinde de özel ve önemli bir yeri vardır. Allah Tealâ, “…Sizin beklediğiniz ancak hakkınızda iki iyilikten biridir şehitlik ve gazilik” (Tevbe, 9/52) buyurmaktadır. Peygamberimiz de, “Bir kimse Allah yolunda şehit olmayı canıgönülden isterse, yatağında ölse bile, Allah onu şehitler derecesine ulaştırır.” (Müslim, İmare, 157) demiştir. Hz. Peygamber’in şehitlik ve gaziliğin faziletleri hakkındaki sözleri gaziliğin değerini arttırmış ve “ölürsem şehid kalırsam gazi” düsturunun ortaya çıkmasına vesile olmuştur. İslam fütuhatında bu prensibin birinci derecede rolü vardır. Büyük Selçuklu İmparatorluğu döneminde gaziliğin önemi sebebiyle Danişmend Gazi, Battal Gazi gibi isimler büyümüş ve efsaneleşmiştir.

KAYNAK: DİYANET takvimi

18 Eylül 2022 Pazar

TEİAŞ, 2022 Ağustos Ayı Kurulu Güç Raporunu Yayınladı

 

    2022 Ağustos ayı kurulu güç raporuna göre Türkiye’nin kurulu güç tablosu aşağıdaki gibidir.

KAYNAKSANTRAL ADEDİKURULU GÜÇ (MW)
Akarsu6098.293
Asfaltit Kömür1405
Atık Isı95391,8
Barajlı14123.275,2
Biyokütle3821.815,9
Doğalgaz34425.294,9
Fuel Oil9251,9
Güneş8.9578.793,3
İthal Kömür169.713,8
Jeotermal631.686,3
Linyit4610.136,5
LNG12
Motorin11
Nafta14,7
Rüzgar35711.137,1
Taşkömür4840,8
Toplam11.027102.043,2
Ağustos 2022 Türkiye’nin Elektrik Kurulu Gücü

    2022 Ağustos ayı kurulu güç raporuna baktığımız zaman bir önceki aya göre gözümüze çarpan bazı detaylar bulunmaktadır. Güneş enerji kapasitesi de artsa da, güneş enerji santralleri hidroelektrik ve termik santraller gibi bir baz yük santrali olmadığından hidroelektrikteki kapasite düşüşünü tam olarak karşılayamamaktadır. 

    Yenilenebilir enerji santrallerine entegre edilebilecek depolama tesisleriyle özellikle güneş ve rüzgarın elektrik üretimindeki payı artırılarak ek kapasite ihtiyacında kömür santrallerinin kapasitesinin artırılmasına gerek kalmayabilir. Bundan dolayı da güneş ve rüzgar santrallerine ek depolama tesislerinin kurulumu ve entegrasyonu temiz enerjiye geçiş ve enerji bağımsızlığı için önemlidir. 

    TEİAŞ’ın yayınlamış olduğu 2022 Ağustos Ayı Kurulu Güç Raporuna baktığımız zaman yenilenebilir enerji santral kurulu güçlerinin artmaya devam ettiğini görmekteyiz. Özellikle de güneş ve rüzgar enerji santraller kurulu güçleri her ay artış göstermektedir. Bunların yanı sıra biyokütle santral kapasiteleri de son aylarda artış göstermeye başlamıştır. Yenilenebilir enerji santrallerindeki bu kapasite artışları da kurulu güçteki yenilenebilir oranını da arttırmaktadır. Özellikle güneş ve rüzgar santrallerine entegre edilecek depolama sistemleriyle bu kaynakların elektrik üretimindeki paylarının daha da artması sağlanabilir. Enerji bağımsızlığımıza giden yolda temiz enerji kaynaklarına sonuna kadar ihtiyacımız var.

        Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ), 2022 Ağustos ayı kurulu güç raporunu yayınladı. Rapora göre Ağustos ayı sonu itibari ile Türkiye’nin toplam kurulu gücü 102.043,2 MW seviyesine yükselirken toplam santral sayısı da 11.027 oldu.

     2022 Ağustos Ayı kurulu güç raporuna göre bilinmesi gereken bazı öne çıkan bilgiler aşağıdaki gibidir.

  • Toplam elektrik kurulu gücü, 2022 Ağustos ayına göre 228,7 MW artarak 102.043,2 MW seviyesine ulaşmıştır. Toplam santral sayısı da bir önceki aya göre 74 artarak 11.027 olmuştur.
  • Yenilenebilir enerji kurulu gücü de bir önceki aya göre 229,7 MW artarak 55.382,2 MW‘a yükselirken yenilenebilir santraller toplam kurulu gücün yaklaşık %54,28’ini oluşturdu.
  • Güneş enerji santrallerinin kurulu gücü de 134,6 MW’lık bir artış ile 8.793,3 MW seviyesine yükseldi. Toplam güneş enerji santral sayısı da 8.957 adete yükseldi.
  • Rüzgar enerji santrallerinin de kurulu gücü 83,5 MW artarak 11.137,1 MW oldu.
  • Güneş enerji kurulu gücü toplam kurulu gücün %8,61’ini oluştururken, rüzgar enerji kurulu gücünün toplam kurulu güçteki oranı ise %10,91 oldu.
  • Rüzgar ve güneşin yanında önemli bir yenilenebilir enerji santrali olan biyokütle santral kurulu gücü de bir önceki aya göre 11,6 MW’lık bir artış göstererek 1.815,90 MW oldu
  • Toplam kurulu güçte ilk sırada 25.294,9 MW ile doğalgaz yer alırken, onu 23.275,2 MW ile barajlı hidroelektrik santralleri takip etti.
  • Fosil yakıtlı santrallerin kurulu gücü de 2022 yılı Ağustos ayı sonu itibariyle 46.650,6 MW seviyesine ulaştı yani toplam kurulu gücün % 45,71’ini oluşturmaktadır.

TEİAŞ, 2022 Ağustos Ayı Kurulu Güç Raporunu Yayınladı

 

Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ), her ay düzenli olarak yayınladığı kurulu güç raporlarından 2022 Ağustos ayı kurulu güç raporunu yayınladı. Rapora göre 2022 Ağustos sonu itibariyle Türkiye’nin kurulu gücü 102.043,2 MW seviyesine yükselirken, toplam santral sayısı da 11.027 seviyesine yükseldi.

2022 Ağustos Ayı Kurulu Güç Raporunda Öne Çıkan Bazı Bilgiler Aşağıdadır.

  • Toplam elektrik kurulu gücü, 2022 Temmuz ayına göre 228,7 MW artarak 102.043,2 MW seviyesine ulaşmıştır. Toplam santral sayısı da bir önceki aya göre 74 artarak 11.027 olmuştur.
  • Yenilenebilir enerji kurulu gücü de bir önceki aya göre 229,7 MW artarak 55.382,2 MW‘a yükselirken yenilenebilir santraller toplam kurulu gücün yaklaşık % 54,27’sini oluşturdu.
  • Güneş enerji santrallerinin kurulu gücü de 134,6 MW’lık bir artış ile 8.793,3 MW seviyesine yükseldi. Toplam güneş enerji santral sayısı da 8.957 adete yükseldi.
  • Rüzgar enerji santrallerinin de kurulu gücü 83,5 MW artarak 11.137,1 MW oldu.
  • Güneş enerji kurulu gücü toplam kurulu gücün % 8,61’ini oluştururken, rüzgar enerji kurulu gücünün toplam kurulu güçteki oranı ise % 11,14 oldu.
  • Rüzgar ve güneşin yanında önemli bir yenilenebilir enerji santrali olan biyokütle santral kurulu gücü de bir önceki aya göre 11,6 MW’lık bir artış göstererek 1.815,90 MW oldu
  • Toplam kurulu güçte ilk sırada 25.294,9 MW ile doğalgaz yer alırken, onu 23.275,2 MW ile barajlı hidroelektrik santralleri takip etti.
  • Fosil yakıtlı santrallerin kurulu gücü de 2022 yılı Temmuz ayı sonu itibariyle 46.651,6 seviyesine ulaştı yani toplam kurulu gücün % 45,71‘ini oluşturmaktadır.


Ağustos 2022 Kurulu Güç Verileri

 



Ağustos 2022 Kurulu Güç Verileri


  Birincil Kaynak 
Kurulu Güç (MW)
Değişim
(MW)

AylıkYıllık
  Akarsu8.293,0080,80
  Asfaltit Kömür405,00
  Atık Isı391,800,90
  Barajlı23.275,20-5,20
  Biyokütle1.815,9011,60171,40
  Doğal Gaz25.294,901,00-278,70
  Fuel Oil251,90
  Güneş8.793,30134,60977,70
  İthal Kömür9.713,80720,00
  Jeotermal1.686,3010,10
  Linyit10.136,50-6,0016,60
  LNG2,00
  Motorin1,00
  Nafta4,70
  Rüzgar11.137,1083,50530,10
  Taş Kömürü840,80
  Toplam102.043,20296,201.994,90