24 Nisan 2023 Pazartesi

Namaz insanı nasıl kötülüklerden alıkoyar?

 

Bir Hadis: Resûlullah (sas) şöyle buyurmuştur: “Muhakkak ki sizden biri namaz kılarken (aslında) Rabbiyle özel olarak konuşmaktadır...” (Buhârî, Salât, 36)

Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan rabbinize kulluk edin ki sakınabilesiniz. (Bakara, 2/21)

İbadetlerin en büyüğü olan namaz bizleri kötülüklerden korur. Allah Teâlâ; “Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.”(Ankebût 29/45) ayeti ile bizlere bunu bildirmektedir. Namaz kulun Rabbi ile buluşmasının sembolik ifadesi olan bir ibadettir. Kul vakitleri belirlenmiş namaz aracılığıyla günde beş kez yaratıcısının huzurunda durur. O’nun büyüklüğünü, kudretini gönülden hisseder. Bu his huşu duygusu olarak ibadetine yansır. Rükû ve secdesiyle teslimiyet halini alır. Namaz kılan kişi manevi anlamda kulluk şuuruna ulaşır. Rabbinin kendisini görüp-gözettiğini bilir. Bu bilinç hali, namaz ibadetinin hayata sirayet etmesini sağlar. Söz ve davranışlarında kul kendini ıslah eder. Zihnini ve ruhunu arındırır. Kötülüklerden uzak durma duygusu artar. İnsan yaşamında kötülüklerine engel olan namaz insandan başlayarak tüm toplumu kuşatır.

Kaynak: Diyanet Takvimi

 

Türkiye’nin ekonomi güvenliğini artıracak en önemli konulardan biri olan enerji arz güvenliği için kritik adımlar atılmaya devam ediyor.

Karadeniz’de keşfedilen doğalgaz nihayet karaya ulaştı. Sisteme verilmesiyle birlikte artık evlerimizde kendi yerli gazımızı kullanmaya başlıyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz gazının karaya ulaşma töreninde yaptığı açıklamada bir ay boyunca evlerde kullanılan doğalgazın bedava olacağını, bununla birlikte bir yıl boyunca evlerde kullanılan ortalama 25 metre küpe denk gelen doğalgazdan da ücret alınmayacağını duyurdu.

Bu haber vatandaşı büyük ölçüde heyecanlandırdı ve mutlu etti. Enflasyon sebebiyle bir buçuk yıldır ekonomide yaşanan problemler sebebiyle morali bozulan vatandaşlara adeta bir ümit oldu.

Ancak gözden kaçan bir husus var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında cümle içerisinde ifade etse de aslında bedava verilen doğalgazdan daha büyük bir destek veriliyor vatandaşlara. Hem de bir buçuk yıldan fazla süredir devlet vatandaşa çok büyük bir destek veriyor. Sadece vatandaşların bundan çok fazla haberi yok veya söylenenin ne anlama geldiği tam olarak anlaşılamıyor.

Hâlihazırda devlet elektrik kullanımında düşük kademede yaklaşık yarısınıdoğalgazda ise dörtte üçünübizim adımıza ödüyor.

Yani bir ayda ödediğimiz 500 TL tutarındaki doğalgaz faturası aslında bize 2000 TL gelmesi gerekirken devlet bizim adımıza 1500 TL’lik kısmını ödüyor. Yani aslında 25 metreküpe denk gelen kısımdan çok daha fazlasını devlet zaten bizim adımıza ödüyor.

Vatandaşa “bedava” gibi kavramlar kullanılmadığı için çok anlaşılmıyor. Ya da yapılan açıklamalarda “devlet olarak biz üstleniyoruz, biz ödeyeceğiz/ödüyoruz.” gibi açıklama yapılmadığı için tam olarak anlaşılmıyor.

Hâlbuki açıklanan bir yıllık ücretsiz kullanım bedelinin üzerine çok daha fazla kısmı devlet vatandaşına destek sağlıyor.

Bu destekler sebebiyle Türkiye, Avrupa’da en ucuz doğalgaz sağlayan üçüncü ülke durumunda…

Tüm bunların dışında devlet, muhtaçlık sınırının altında yaşayanlar yani hane halkı kişi başı aylık kazancı, güncel net asgari ücretin üçte birinin altında olanlara doğalgaz yardımı yapıyor. Tabi yapılan kömür yardımları bu desteklerden ayrı olarak yapılmaya devam ediyor.

Devletin tüm doğalgaz desteği 100 milyar TL’nin üzerinde olduğunu da unutmamak gerekir.

Yani özellikle anlatmaya çalıştığım husus şu ki; evet, açıklanan doğalgaz müjdeleri önemli ve kıymetli. Ancak devlet zaten açıklanan müjdelerin çok daha fazlasını yaptı ve yapıyor. Sadece “müjde” şeklinde açıklanmadığı için hissedilmiyor veya anlaşılmıyor. Hâlbuki doğalgaz fiyatlarındaki her artış doğrudan yansıtılsaydı, artan faturaları vatandaş görseydi ve hükümet bir anda “müjde” şeklinde açıklasaydı muhtemelen herkes çok daha fazla hissedecek, görecek ve mutlu olacaktı.

Gözden kaçan bir diğer konu ise son günlerde savunma sanayinden otomotiv sektörüne hayata geçen yatırımlar ve Türk mühendislik başarıları.

TOGG için bazıları “ben alamadıktan sonra...” gibi ifadeler kullanıyor. Ya da “bana ne faydası var” diyorlar…

Şunu söyleyeyim. Türkiye’nin en önemli konusu istihdam konusudur.

Türkiye’nin nüfus yapısı genç yoğun bir durumda... Bu nedenle sürekli yeni yatırımlar yapılmalı, yeni istihdam alanları oluşturulmalıdır. Aksi hâlde her yıl iş gücüne eklenen gençleri istihdam etme imkânı olmaz. Bu nedenle ekonomik büyüme ve yeni yatırımlar çok önemli.

S/İHA, Helikopter, Tank, Uçak, TOGG, TCG Anadolu gibi yerli ve milli üretimler hem yeni yatırımlarla yeni istihdam alanları oluştururken aynı zamanda Türkiye’nin teknoloji üretim kapasitesinin artmasına vesile oluyor. Türkiye’nin teknoloji üretim kapasitesi her geçen gün artarken, sadece üretici firmalar değil üretici firmalara tedarikçi olan yeni firmaların kurulmasına da olanak sağlanmış oluyor.

Türkiye’nin her şehrine kurulan üniversitelerin, mühendislik fakültelerinin işte böyle bir önemi var…

27 Nisan Perşembe günü İstanbul Atatürk Havalimanı’nda açılacak olan Teknofest, düzenlediği yarışmalarla teknoloji üretimini ülkemizin her bölgesine yaymayı başardı. Sadece İstanbul ve Ankara’da belli başlı üniversitelerde değil aynı zamanda Anadolu’daki üniversitelerde de teknoloji üretimi artmaya başladı…

Tüm bu gözden kaçan konular çerçevesinde görülüyor ki, yeni istihdam alanlarının oluşması için mevcut ekonomi politikasının devam etmesi gerekiyor. Bu nedenle 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde istikrarın devam etmesi elzemdir…

23 Nisan 2023 Pazar

İklim değişikliği her yıl milyonlarca insanı göçe zorluyor

 

21. yüzyılda dünyada insanları göçe zorlayan en büyük faktör iklim değişikliği. Her yıl milyonlarca insan, kuraklık ve doğal afetler yüzünden bulundukları yerden ayrılmak zorunda kalıyor.

İnsanlık tarihi boyunca çok farklı göç sebepleri oldu. Son yıllarda ise bu göç sebeplerinin başında iklim değişikliği ve küresel ısınma geliyor. Olumsuz iklim koşulları sebebiyle her yıl milyonlarca insan evlerini bırakıp başka yerlere göç etmek zorunda kalıyor. Öte yandan bu göçe zorunlu kalanlar aynı zamanda küresel ısınmanın yaşanmasına en az sebep olanlar.

EBRD & King’s College London’da öğretim üyesi Dr. Cevat Giray Aksoy'e göre, iklim göçmeni olarak adlandırılabilecek insanlar genel olarak doğal afetlerden, aşırı sıcaklık değişimlerinden etkilenen ve bu yüzden de yurdunu terk etmek zorunda kalan insanlardır. İsviçre merkezli Göç İzleme Merkezi'ne göre 2018'de 17 milyondan fazla insan doğal felaketler nedeniyle göç etti. 2008 - 2018 arasında ise bu rakam toplam 265 milyon civarında. 

Doğa aktivisti Güven İslamoğlu, özellikle Sahra altı bölgesinde yaşayan insanların aşırı sıcaklıktan ötürü daha ılıman iklimlere göç ettiğini söylüyor. Aksoy'a göre ise bu göç edilen yerler genelde AlmanyaFransa gibi Avrupa ülkeleri oluyor. İslamoğlu'na göre ise bundan kurtulmanın tek yolu dünyadaki karbon ayak izimizi azaltmak. Aksi takdirde gün geçtikçe daha fazla bölge yaşanmaz hale gelmeye devam edecek. 

İklimi kim değiştiriyor?

 

Küresel iklim değişikliğinin ana nedeninin sera gazı emisyonlarında insan faaliyetleri sonucunda gözlenen artış olduğu ortaya konuluyor. World Resources Institute (WRI) verilerine göre1 küresel sera gazı emisyonları 1990 yılından bu yana %41 artmış durumda ve artmaya devam ediyor. Hanelerin kullanımından kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının oranı %11 iken karbondioksit emisyonlarının %16’sı ulaşımdan, %7’si çoğu ormansızlaştırmaya bağlı olmak üzere arazi kullanımındaki değişimlerden, geri kalan %76’sı ise ticari aktiviteler ve üretimden kaynaklanıyor. Bu veriler, karbondioksit emisyonlarındaki artışın kaynağında bireysel faaliyetlerin değil üretim ve ticari faaliyetlerin olduğunu gösteriyor.

Karbon Saydamlık Projesi’nin (CDP) 2017’de yayınladığı rapora2 göre ExxonMobil, Shell, BHP Billiton and Gazprom içinde bulunduğu 100 fosil yakıt üreticisi endüstri kaynaklı küresel sera gazı emisyonlarının %71’ inden sorumlu.
Amazon Watch ve Mighty Earth’ün hazırlamış olduğu raporlara 34 göre küresel iklim değişikliğini yavaşlatma ve önleme açısından çok önemli bir sera gazı yutak alanı olanı olan Amazon’un ormansızlaştırılmasının sorumlusu sığır, sığır yemi ve soya fasulyesi yetiştirip ihraç eden JBS, Mafrig, Cargill gibi büyük ölçekli uluslararası şirketler ve onlardan alıp halka satış yapan Stop & Shop, Costco, McDonald’s, Walmart/Asda ve Sysco gibi küresel markalar.

Dünyanın en büyük et işleyicisi JBS, ormansızlaştırılmayla oluşturulmuş çiftliklerden sığır alımını yasaklayan 2009 Sığır Moratoryumu’nu imzalamış olsa da araştırmalar şirketin ciddi ihlaller yaptığını gösteriyor. 2017’de ortaya çıkan skandal bu ihlallerin doruk noktası. JBS’in korunan alanlarda yetiştirilen sığırları temiz çiftliklere taşıdığı ve bu sığırları temiz çiftliklerden alınmış gibi gösterdiği ortaya çıktı.

Benzer bir durum Amazon Soya Moratoryumu’nu imzalamış gıda ve tarım tekeli Cargill için de geçerli. Amazon Soya Moratoryumu’ndaki boşluklardan yararlanan Cargill bir yandan Amazon Soya Moratoryumunu imzalıyor, bir yandan da Brezilya Amazon’u dışındaki ormansızlaştırılma ile oluşturulmuş alanlardan soya almaya devam ediyor. Araştırmalar Cargill'in Bolivya Amazon havzasının ormansızlaştırılmasıyla ilişkili olduğunu gösteriyor.

Şirketler doğayı koruma sözleri verirken arka planda kâr hırsıyla doğayı katletmeye devam ediyor. Bu örnekler, kapitalizmin istisna olmayan sonuçları olduğu için asıl sorumlunun da sistemin kendisi olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla iklim değişikliği sorununun çözümünün de bireylere değil sistemin bütününe yönelik olması gerekiyor. İklim değişikliği konusunda 'insanı' suçlamak, asıl sorumluların ve sistemin bütününün sorgulanmasını engellemeye yarıyor.

Bayramlarda ziyaretleşme

 

Bir Ayet: “Müminler ancak kardeştirler, öyleyse iki kardeşinizin arasını düzeltin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız.” (Hucurât 49/10)

Bayram günleri anne-baba, akraba, dost ve tanıdıkların ziyaret edildiği güzel zaman dilimleridir. Karşılıklı hayır duaların yapıldığı bu anlarda, fiziki olarak yanlarında bulunamadığımız yakınlarımıza teknolojik imkânlarla ulaşabiliriz. Onlarla konuşarak, mesajlaşarak bayramlaşma halkamızı genişletebilir ve mutluluğumuzu insanlarla paylaşabiliriz. Bayram ziyaretleri esnasında kardeşlerimizle tebrikleşme ve hediyeleşmenin hayata güzellik olarak yansıyan sonuçları bulunmaktadır. Gönüllerimizde muhabbet duyguları artar. Harçlıklar ve ilgiyle sevindirilen çocukların temiz kalplerinde güzel bayram hatıraları oluşur. Bayramların güzelliklerini çocuklarımızla paylaşalım. Bayram günlerinde şehit ailelerini, yaşlı ve kimsesizleri ziyaret edelim. Bu vesileyle acıları paylaşalım, sevinçler çoğaltalım. İnsanların sıkıntı ve tasalarını aşıp bayram günlerinde mutlu olmalarını sağlayalım. birlik ve içinde nice bayramlara kavuşalım.

Kaynak: Diyanet Takvimi Gazetesi

Günün Tarihi..........TBMM’NİN Açılışı

 

23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmıştı. T.B.M.M. 18 Mart 1920’de Misâk-ı Millî’yi kabûl edip, İstanbul’da son toplantısını yapan Osmanlı Mebûsan Meclisi’nin, Ankara’ya gelebilen üyeleri ile, yeni seçilen üyelerden meydana gelmişti. Açılışı Cuma gününe tesâdüf ettirilen meclisin üyeleri, Hacı Bayram Câmii’nde Cuma Namazını kıldıktan sonra, hayvanlar kesilerek, duâ ve tekbirlerle, meclis binasına gelmiş ilk toplantısını yapmışlardı. 

Kaynak: Türkiye Gazetesi Takvimi

22 Nisan Dünya Günü

 

Dünyamızın bunca güzelliğine ve biz dahil pek çok yaşamı içermesine rağmen karşı karşıya kaldığı tehditlere dikkat çekmek için 22 Nisan, 1969'dan beri Dünya Günü olarak kutlanıyor.

17 Nisan 2023 Pazartesi

Mart 2023 Kurulu Güç Verileri

 

2023 yılı Şubat ayı sonunda 104.136 MW olan toplam kurulu güç değeri 215,94 MW’lık artışla 2023 yılı Mart ayı sonunda 104.352 MW olarak kaydedilmiştir.

Toplam kurulu gücün % 68,0’lik (70.926 MW) kısmını serbest üretim şirketleri oluştururken, EÜAŞ santrallerinin toplam kurulu güçteki payı % 20,1 (20.995 MW) seviyesindedir[. Yap işlet devret santralleri % 0,1’lik (116 MW), işletme hakkı devredilen santraller % 3,1’lik (3,275 MW) bir orana sahiptir. Lisanssız santrallerin toplam kurulu güç içindeki payı da % 8,7 (9.040 MW) olarak kaydedilmiştir.

2023 yılı Mart ayı sonunda oluşan toplam kurulu gücün % 24,4’lük kısmı (25.414 MW) doğalgaz ve LNG yakıt tipi santralleri ile karşılanırken, % 22,3’lük kısmı (23.275 MW) barajlı hidrolik santraller tarafından karşılanmaktadır. Bu yakıt tiplerini % 11,0’lık (11.437 MW) oran ile yerli kömür santralleri ve % 9,9’luk oran (10.374 MW) ile ithal kömür santralleri izlemektedir. Akarsu tipi hidrolik santraller % 8,0’lik bir orana (8.296 MW) sahipken, rüzgâr santralleri toplam kurulu gücün %10,9’luk bir kısmını (11.405 MW) oluşturmaktadır. Toplam kurulu gücün % 9,4’lük kısmı (9.820 MW) güneş enerjisi santralleri, % 1,6’lık kısmı (1.719 MW) jeotermal enerji santrallerinden oluşurken, % 2,5’lik kısmı (2.611 MW) ise diğer termik santraller tarafından oluşturulmaktadır.




Orman Kanunu değişikliği yayımlandı

 

Orman Kanunu’nda değişiklik getiren kanun bugünkü Resmî Gazete’de yayımlandı. 

Orman Kanunu’nun 16’ıncı maddesinde yapılan değişiklik ile yapılan değişiklik ile verimli orman alanlarında da bakanlığın uygun görmesi halinde madencilik faaliyeti yapılmasının önü açıldı.

Ayrıca doğal yapısı bozulmuş orman alanlarının rehabilite edilmesi işlerinin ihale yoluyla gerçek veya tüzel kişilere yaptırılabileceği hükmü getirildi.

İlgili maddede yapılan değişiklik şu şekilde oldu;

Madde 16 – Devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesi ile madencilik faaliyeti için zorunlu; tesis, yol, enerji, su, haberleşme ve altyapı tesislerine, fon bedelleri hariç, bedeli alınarak ÇevreTarım ve Orman Bakanlığınca izin verilir. Ancak, temditler dahil ruhsat süresince müktesep haklar korunmak kaydı ile Devlet ormanları sınırları içindeki tohum meşcereleri, gen koruma alanları, muhafaza ormanları, orman içi dinlenme yerleri, verimli orman alanları, orman parkları, endemik ve korunması gereken nadir ekosistemlerin bulunduğu alanlarda maden aranması ve işletilmesi, Çevre Tarım ve Orman Bakanlığının muvafakatine bağlıdır. Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin; baraj, gölet, liman ve yol gibi yapılarda dolgu amaçlı kullanacağı her türlü yapı hammaddesi üretimi için yapacağı madencilik faaliyetleri ile zorunlu tesislerinden bedel alınmaz.

Ruhsatname veya imtiyaz almış olanlarla, ruhsatname veya imtiyaz alacaklar, işe başlamadan evvel çalışma sahalarını orman idaresine haber vermeye ve ormana zarar gelebilecek hallerde, orman idaresinin göstereceği tedbirleri almaya ve yapmaya mecburdurlar.

Madencilik faaliyetlerinin ve faaliyetlerle ilgili her türlü yer, yol, bina ile tesislerin hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlarda veya özel ormanlarda yapılmak istenmesi halinde Çevre Tarım ve Orman Bakanlığınca izin verilebilir. Bu takdirde kullanım bedeli, kullanım süresi, yapılan bina ve tesislerin devri gibi hususlar genel hükümlere uygun olarak taraflarca tespit edilir.

Madencilik faaliyetlerinin sona ermesi neticesinde idareye teslim edilen veya terk edilen doğal yapısı bozulmuş orman alanları rehabilite edilir. Rehabilite maksadı ile bu alanların orman yetiştirilmek üzere inşaat, yıkıntı ve hafriyat atıkları ile doldurularak ağaçlandırmaya hazır hale getirilmesi için büyükşehir mücavir alanlarında büyükşehir belediyelerine, diğer yerlerde ise il ve ilçe belediyelerine bedeli karşılığında izin verilebilir. Maddenin uygulanması ile ilgili tanım, şekil, şart ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.veya Bakanlıkça uygun görülmesi halinde ihale mevzuatına göre gerçek ve tüzel kişilere yaptırılabilir.

 

Türkiye güncel Ulusal Katkı Niyet Beyanı’nı sundu

 

Türkiye Cumhuriyeti güncellenmiş Ulusal Katkı Niyet Beyanı’nı (INDC) Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekreteryası’na sundu. 

Güncellenmiş beyanda Türkiye, Paris İklim Anlaşması kapsamında 2015 yılında %21 olarak sunulan 2030 yılı sera gazı emisyonu “artıştan azaltım” hedefi %41 olarak yer alıyor.

Buna göre Türkiye’nin 2030 yılı emisyonları 695 milyon ton karbondioksit-eşdeğeri (Mt CO2e) olacak.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan son verilere göre bu rakam 2021 yılı için 564,4 Mt CO2e olarak gerçekleşmişti.

Beyanda Türkiye’nin sera gazı emisyonun zirve yapacağı yıl olarak da 2038 yer alıyor.

 

Bugün....Kadir Gecesi

 

Bir Ayet: “Şüphesiz, biz Kur’an’ı Kadir Gecesi’nde indirdik. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu bilir misin? Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. (Kadr, 1-3)

İslâm’da kötü bir çığır açan, kendi günahını da bununla amel edenlerin günahı kadar günahı da -sonradan amel edenlerin günahından eksilmeksizin- yüklenir. (Müslim, Zekât, 69)

Bu gece inşallah Kadir gecesini idrak edeceğiz. Kadir gecesi, insanı Rahman’ın affıyla, insanlığı Kur’an’ın aydınlığıyla buluşturan eşsiz bir gecedir. Bu müstesna zaman diliminin kadr ü kıymetini bilen ve onu ihya etmek isteyen her mümin, elbette öncelikle Kur’an’a yönelmelidir. Kur’an-ı Kerim’i güzel okumanın, en güzel biçimde anlamanın ve yaşamanın hayatın ana gayesi olduğunu bir defa daha hatırlamalıdır. Ömrümüzü Kur’an ile aydınlatmak ve bereketlendirmek istiyorsak Kadir Gecesi bunun tam zamanıdır. Bu muazzez gecede Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in müjdesine ümit bağlayalım: “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir gecesini ihyâ ederse geçmiş günahları affolunur.” (Buhârî, Fadlu Leyleti'l-Kadr, 3.) Kur’an-ı Kerim’in nazil olduğu bu geceyi fırsat bilerek zihnimizi ve gönlümüzü Kur’an’a bağlayalım. Kur’an’ı daha çok okuyalım, anlamak için emek verelim, yaşamaya ve yaşatmaya gayret edelim.

Kaynak: Diyanet Takvimi

 Bugün 17 Nisan 2023;

 Hicrî Şemsî: 1401    Rûmî: 04 Nisan 1439    Kasım: 161

26 RAMEZÂN 1444

Yılın 107. günü, Kalan Gün : 258
4. Ay, 30 Gün, 16. Hafta
Gündüzün uzaması 2 dakika - Ezânî sâat 1 dakika geri alınır.

Allahü teâlâ, Kadir Gecesini ümmetime hediye etmiş, ondan önce kimselere vermemiştir. Hadîs-i şerîf

KADİR GECENİZ MÜBÂREK OLSUN 
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Vefâtı (1993)
Kadir Gecesi
4. Diyanet İşleri Başkanı Eyyüp Sabri Hayırlıoğlu’nun Vefatı. (1951)

11 Nisan 2023 Salı

Oruç Vücudu Yeniliyor

 


Autopagy kelimesi; hücrelerin kendini sindirmesi, temel olarak vücut hücrelerinin eskiyen mekanizmalarının (proteinler, hücre zarları vs.) canlılığını sürdürecek yeterlikte enerjisi kalmadığı zaman vücudun bu hücreleri geri dönüşüme gönderme süreci anlamına geliyor. Bu durum, daha çok hücrenin programlı ölümü olarak biliniyor. Hücreler belli sayıda bölündükten sonra ölmeye programlanıyor. Bu olay önce ölümle eşdeğer gibi görünse de sağlık için gerekli bir durum. Eskiyen hücrelere proteinleri parçalayacak enzimler gönderilerek, eski hücre zarları ve hücrenin içindeki diğer parçacıklar proteinlere dönüşüyor. Hücrelerin aç bırakılması Autophagy'i tetikliyor. Gıda aldığımız zaman kan şekeri yükselirken, enerjinin hücrelerde depolanmasını sağlıyor. Aç kaldığımız zaman ise yaşlı hücrelerdeki enerjinin dışarı çıkması gerekiyor. Bu durumda yaşlı hücrelerdeki glucagon artıyor ve hücrenin içindeki parçacıklar çözülerek enerjiye dönüşüyor. Bunu da uzun süre aç kalmak (oruç) tetikliyor. Uzun süre aç kalınca hücreler çözülüyor, aynı anda büyüme hormonu salgılanarak yeni hücrelerin yapımı harekete geçiriliyor. Nobel Ödülü kazanan Japon bilim insanı Yoshinori Ohsumi, hücrelerin yenilenmesi için yaşlı hücrelerin parçacıklarının imha edilmesinin gerektiğini, bunun da uzun süre aç kalarak mümkün olduğunu belirttiği teziyle 2016'da Nobel Tıp Ödülü’nü aldı.                              

Kaynak: İHA

10 Nisan 2023 Pazartesi

İnsana yakışan bir eylem: Şükür

 

Bir Ayet: “Eğer şükrederseniz size elbette nimetlerimi artırırım.” (İbrahim, 14/7.)

Allah yolunda öldürülenler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz.  (Bakara, 2/154)

Peygamber Efendimiz bir gece namaz kılarken o kadar çok ağladı ki, sakalından süzülen gözyaşları göğsüne hatta yere damladı. Bu hali gören Hz. Âişe hayret ederek, “Yâ Resûlallah! Yüce Allah senin geçmiş ve gelecek bütün günahlarını affettiği halde niçin ağlıyorsun?” diye sordu. Peygamberimiz (s.a.s) şöyle cevap verdi: “Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı?” Peygamberimizin gözyaşlarındaki şükür, yapılan iyiliğin değerini bilmek ve iyiliğe iyilikle karşılık vermektir. Namazın anlamında var olan şükür, maddi ve manevi bütün nimetlerin asıl sahibinin Allah Teâlâ olduğunu idrak etmektir. Kulun dilinde daim olan şükür, Allah’a gönülden itaat edip günahlardan uzak durmak suretiyle, nimete minnettar olmaktır. Rabbimiz Vehhâb’dır, Rezzâk’tır, Kerîm’dir. Küçük-büyük, zengin-fakir, güçlü-zayıf her insan, hayatını ancak O’nun verdiği imkân ve ikram sayesinde sürdürebilir. Bu gerçeğin farkında olmak mümin bir kul olmanın vazgeçilmez gereğidir.

4 Nisan 2023 Salı

2023 Yılı Üfe Tüfe Oranları

 

Ocak - 2023ÜFE (%)TÜFE (%)
Bir Önceki Aya Göre4,156,65
Bir Önceki Yılın Aralık Ayına Göre4,156,65
Bir Önceki Yıla Göre86,4657,68
Oniki Aylık Ortalamalara Göre125,5372,45
Şubat - 2023ÜFE (%)TÜFE (%)
Bir Önceki Aya Göre1,563,15
Bir Önceki Yılın Aralık Ayına Göre5,7810,00
Bir Önceki Yıla Göre76,6155,18
Oniki Aylık Ortalamalara Göre120,7271,83
Mart - 2023ÜFE (%)TÜFE (%)
Bir Önceki Aya Göre0,442,29
Bir Önceki Yılın Aralık Ayına Göre6,2512,52
Bir Önceki Yıla Göre62,4550,11
Oniki Aylık Ortalamalara Göre113,7370,20

NATO’nun Kuruluşu

 

    4 Nisan 1949’da komünizm tehlikesine karşı Kuzey Atlantik Paktı Teşkilâtı (NATO) kuruldu. Bu pakta başlangıçta, 12 devlet; Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa, İzlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, Portekiz, İngiltere ve ABD, Washington’da imzaladıkları antlaşma ile kurucu üyeler oldu. 1952’de Türkiye, Yunanistan, 1955’te Batı Almanya; 1982’de İspanya; 1999’da da Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti; 2004’te, Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya ve Slovenya, 2009’da da Hırvatistan ve Arnavutluk, 2016’da Karadağ pakta katıldı. 2020’de ise, Kuzey Makedonya da üyeliğe katıldı. Nisan 2023'de de Finlandiya üyeliğe katıldı. Bu şekilde 31 üyeye ulaştı.

Zayıflamak İçin

 

İnsan hayatını kolaylaştıran teknolojinin gelişimi ile artan hareketsiz hayat şekli, kilo vermeye engel olan sebeplerin başında yer alsa da, şişmanlığa sebep olan birçok sebep bulunuyor. Bu konuda Prof. Dr. Canan Karatay, önemli tavsiyelerde bulundu. Zayıflamak isteyenlerin dikkat etmesi gerekenler:
¬ D vitamini eksik ise zayıflamak çok zor. Bunun için yazın güneşten sık sık faydalanmalı, kışın ise takviyeler ile D vitamini ihtiyacı giderilmeli. D vitamini bulunan yiyecekler arasında; balık, süt, tereyağı, yulaf ezmesi ve yumurta gibi yiyecekler yer alıyor.
¬ Aspartam, şekerden 200 kat daha yoğun bir tatlandırıcıdır. E-951 no’lu bir gıda katkı maddesidir. Aspartam hâlen piyasada bulunan çok sayıdaki yiyecek ve içecek içerisinde, özellikle diyet gıdalarda tatlandırıcı olarak bulunmaktadır. Bu maddenin zehirden bir farkı yoktur. 
¬ Sıklıkla tüketilen raflardaki ambalajlı gıdalar, kansere kadar birçok önemli problemlere yol açabiliyor. Bunlardan uzak durmalıdır.
¬ Leptinin aktif olduğu saatlere göre; bir yemek yeme saatleri ve beslenme düzeni olmalıdır. Gece vakti leptinin aktif olması ile uykuda bile kilo verilebilir. Bunun için akşam 8’den sonra hiçbir şey yememelidir. 

Kaynak: Yeni Akit 05.01.2022

3 Nisan 2023 Pazartesi

 

  Ocak, Şubat ve Mart ayı enflasyon rakamları açıklandı. Açıklanan rakamlara göre, memurların aldığı zam ilk üç ayda eridi. Enflasyon Ocak ayında yüzde 6,65, Şubat ayında da yüzde 3,15, Mart ayında yüzde 2,19 oldu. 2023 yılında enflasyonun yüksek çıkmasından dolayı memurlara yapılan Kanuni düzenlemeyle beraber yüzde 30 zam verilmişti. Toplu sözleşme hükmüne göre memurlar, 2023'ün ilk yarısı için yüzde 8 zam aldı. İlk üç ayda enflasyon yüzde 12,52 oldu. Şimdiden Enflasyon farkı oluştu. Şimdiden Memurların aldığı maaş eridi. Yüzde 4,52 enflasyon farkı oluştu. Nisan, Mayıs ve Haziran ayında çıkacak enflasyon rakamları memurların alacağı enflasyon farkını da netleştirecek.

Mart ayı enflasyon rakamları açıklandı

 

Enflasyon, Martta yıllık bazda yüzde 50,51 olurken bu rakam son 12 ayın en düşük seviyesi olarak kayıtlara geçti. Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup % 21,69 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise % 74,34 ile lokanta ve oteller oldu. Ana harcama grupları itibarıyla 2023 yılı Mart ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup % -1,92 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, 2023 yılı Mart ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise % 6,30 ile eğitim oldu. 2023 yılı Mart ayında, endekste kapsanan 143 temel başlıktan 24 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 8 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 111 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) yıllık % 52,11, aylık % 2,19 oldu

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE'deki değişim, 2023 yılı Mart ayında bir önceki aya göre % 2,19, bir önceki yılın Aralık ayına göre % 12,27, bir önceki yılın aynı ayına göre % 52,11 ve on iki aylık ortalamalara göre % 63,72 olarak gerçekleşti.


Mart ayı enflasyon rakamları açıklandı

 

 TÜİK Mart ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. TÜFE'de (2003=100) 2023 yılı Mart ayında bir önceki aya göre % 2,29 bir önceki yılın Aralık ayına göre % 12,52, bir önceki yılın aynı ayına göre % 50,51 ve on iki aylık ortalamalara göre % 70,20 artış gerçekleşti. Yİ-ÜFE (2003=100) 2023 yılı Mart ayında bir önceki aya göre % 0,44, bir önceki yılın Aralık ayına göre % 6,25, bir önceki yılın aynı ayına göre % 62,45 ve on iki aylık ortalamalara göre % 113,73 artış gösterdi. Memurlar için üç aylık fark yüzde 4,19 enflasyon farkı oluştu.