15 Ekim 2025 Çarşamba

Küresel Güç Dengelerinde Dönüşüm ve ABD-Çin Rekabetinin Yükselişi

 

Giriş

Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından Amerika Birleşik Devletleri (ABD), uluslararası sistemde tartışmasız bir hegemon güç olarak öne çıkmıştır. Ancak 21. yüzyılın başlarından itibaren, özellikle Çin Halk Cumhuriyeti’nin ekonomik, askeri ve teknolojik alanlarda kaydettiği hızlı yükseliş, küresel güç dengelerinde ciddi bir dönüşümü beraberinde getirmiştir. Bu dönüşüm, sadece güç paylaşımı açısından değil, aynı zamanda normatif ve kurumsal düzeyde de uluslararası düzenin yeniden şekillendirilmesine neden olmaktadır.

Bu makale, küresel güç dengelerindeki dönüşümü anlamak amacıyla ABD-Çin rekabetini farklı boyutlarıyla incelemekte ve bu rekabetin uluslararası ilişkiler teorileri çerçevesinde nasıl açıklanabileceğini değerlendirmektedir. Aynı zamanda bu güç mücadelesinin ekonomik, askeri, teknolojik ve ideolojik düzlemlerde nasıl tezahür ettiğine de odaklanılacaktır.

1. Küresel Güç Dengeleri: Teorik Çerçeve

Küresel güç dengeleri, uluslararası sistemde büyük güçlerin birbirleriyle olan ilişkileri ve bu ilişkilerin dünya siyasetindeki etkilerini ifade eder. Neorealizm (yapısal realizm) bu tür güç rekabetlerini sıfır toplamlı bir oyun olarak görürken, neoliberal kurumsalcılık iş birliği alanlarına dikkat çeker.

John Mearsheimer gibi saldırgan realistler, Çin’in yükselişinin doğal olarak ABD ile çatışmayı doğuracağını savunurken; liberal teorisyenler, ekonomik karşılıklı bağımlılık ve uluslararası kurumların gerilimi azaltabileceğini belirtirler. Ancak günümüz uluslararası sistemi, bu iki güç arasında hem iş birliği hem de rekabet unsurlarının iç içe geçtiği karmaşık bir yapıya sahiptir.

2. Çin’in Yükselişi: Veriler ve Göstergeler

2.1. Ekonomik Güç

Çin, 1978'de Deng Xiaoping’in reform politikalarıyla birlikte planlı ekonomiden piyasa temelli kalkınma modeline geçerek büyük bir ekonomik dönüşüm yaşadı. 2000'li yıllardan itibaren Çin, dünya ticaretinde önemli bir aktör haline geldi. 2020 itibarıyla nominal GSYH bakımından dünyanın ikinci büyük ekonomisi, satın alma gücü paritesine göre ise birincisi olmuştur.

Ayrıca Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) ile Çin, Asya, Afrika ve Avrupa’yı kapsayan geniş bir ekonomik ve jeopolitik etki alanı yaratmayı hedeflemektedir. Bu girişim, Çin’in sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik etkisini de artırmaktadır.

2.2. Askerî Modernizasyon

Çin, 2000’li yıllardan itibaren savunma bütçesini istikrarlı şekilde artırmış ve özellikle donanma ve siber güvenlik alanında önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Güney Çin Denizi’ndeki askeri adacık inşası, Tayvan’a yönelik artan askeri baskı ve hipersonik silah testleri, Pekin’in küresel bir askeri güç olma niyetini açıkça göstermektedir.

2.3. Teknolojik Rekabet

Çin, 5G teknolojisi (Huawei), yapay zeka, yarı iletkenler ve uzay çalışmaları gibi yüksek teknoloji alanlarında ciddi yatırımlar yapmaktadır. ABD ile Çin arasında yaşanan “teknoloji savaşı”, özellikle TikTok, Huawei, ZTE gibi şirketlerin Batı pazarlarındaki konumları ve veri güvenliği tartışmaları üzerinden somutlaşmaktadır.

3. ABD’nin Tepkisi ve Yeni Stratejiler

ABD, Çin’in yükselişini bir meydan okuma olarak görmektedir. Barack Obama döneminde başlatılan “Asya’ya Dönüş” (Pivot to Asia) politikası, Çin’in çevrelenmesini amaçlamış; Donald Trump döneminde ise bu strateji daha doğrudan bir ekonomik ve teknolojik çatışmaya dönüşmüştür.

Joe Biden yönetimi ise müttefiklerle iş birliğini artırarak Çin’i sınırlandırma yaklaşımını benimsemiştir. QUAD (Dörtlü Güvenlik Diyaloğu), AUKUS (Avustralya-İngiltere-ABD ittifakı) ve Hint-Pasifik stratejisi gibi çok taraflı girişimler, Çin’in etkisini dengelemeyi amaçlamaktadır.

4. Rekabetin Boyutları

4.1. Ekonomik Rekabet

ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı, yalnızca tarifelerle sınırlı kalmamış; aynı zamanda tedarik zincirlerinin güvenliği, kritik minerallerin kontrolü ve stratejik sektörlerde (örneğin yarı iletkenler) özerklik hedeflerine dönüşmüştür. “Çin’den kopma” (decoupling) ve “friend-shoring” gibi terimler bu süreci tanımlar niteliktedir.

4.2. Askerî ve Stratejik Rekabet

Tayvan krizi, Güney Çin Denizi'ndeki askeri hareketlilik ve Kore Yarımadası'ndaki nükleer tehditler, ABD-Çin rekabetinin askeri boyutunu ön plana çıkarmaktadır. Pentagon’un yayımladığı Çin Askerî Gücü Raporu, Pekin’in 2049 yılına kadar “dünya çapında etkili bir ordu” hedeflediğini ortaya koymaktadır.

4.3. İdeolojik Rekabet

ABD, demokrasi ve insan hakları vurgusuyla Çin’in otoriter yönetim modelini eleştirirken; Çin, Batı’nın çifte standartlarını ve müdahaleci tutumunu hedef almaktadır. Bu çerçevede iki ülke arasında “sistemik rekabet” kavramı daha fazla gündeme gelmektedir. Çin, “kalkınma hakkı” ve “Batı dışı modernleşme” söylemleriyle yeni bir model sunma çabası içindedir.

5. Küresel Yansımalar

ABD-Çin rekabeti, sadece iki ülke arasında kalmamakta, üçüncü ülkeleri de seçim yapmaya zorlamaktadır. AB ülkeleri, stratejik özerklik arayışına girerken; gelişmekte olan ülkeler iki güç arasında denge siyaseti izlemeye çalışmaktadır. Türkiye gibi orta ölçekli güçler ise bu rekabeti fırsata çevirmeye çalışmakta, hem Çin ile ekonomik ilişkilerini derinleştirirken hem de ABD ile stratejik ortaklıklarını sürdürmektedir.

Sonuç

ABD-Çin rekabeti, 21. yüzyılın en belirleyici jeopolitik dinamiği olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu rekabet, sadece güç dengesine değil, aynı zamanda uluslararası düzenin temel normlarına, ekonomik sistemine ve teknoloji-politik yapısına da yön vermektedir. Soğuk Savaş’ın iki kutuplu yapısından farklı olarak, ABD-Çin çekişmesi çok boyutlu, asimetrik ve daha karmaşık bir doğaya sahiptir.

Bu dönüşüm sürecinde uluslararası sistemin nasıl şekilleneceği, sadece Washington ve Pekin’in stratejilerine değil, aynı zamanda diğer aktörlerin bu rekabette nasıl konumlandıklarına da bağlı olacaktır. Geleceğin dünyası, bu güç dengesinin nasıl evrileceğine dair belirsizliklerle doludur; ancak bir gerçek açıkça ortadadır: Yeni bir küresel güç mimarisi doğmaktadır.


Kaynakça :

  1. Mearsheimer, J. (2001). The Tragedy of Great Power Politics. W.W. Norton.

  2. Nye, J. S. (2015). Is the American Century Over? Polity Press.

  3. Allison, G. (2017). Destined for War: Can America and China Escape Thucydides’s Trap? Houghton Mifflin Harcourt.

  4. Pew Research Center. (2024). Global Attitudes Towards the U.S. and China.

  5. U.S. Department of Defense. (2023). Annual Report on Military and Security Developments Involving the People’s Republic of China.

Hiç yorum yok: