11 Mart 2022 Cuma

ALLAHA ŞÜKRETMEK

 

Bir kimse iyilik ederse, onun iyiliğine mal ve hizmet ile karşılık verilir. Bunu yapamayan, teşekkür ve duâ eder. Bunu da yapamayanın yapılan iyilik başına kakılır. Kötülenir, incitilir. Çünkü, iyiliğe karşı iyilik yapmak, insanlık vazîfesidir. Biz millet olarak bu hususa çok önem vermişizdir. Meşhur atasözümüzdür: “Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır.” Hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki: “İnsanlara teşekkür etmeyen Rabbine şükretmiş olmaz.” Böyle olunca, bütün iyilikleri yapan, bizleri yoktan var eden Rabbimizdir. Bize bu güzel şekli veren, organlarımıza güç ve kuvvet ihsan eden yine O’dur. Akıl ve zekâ, sıhhat ve âfiyet de O’ndandır... Her nefes alıp verdiğimizde hayatımız devam ediyor. Hava için para harcamıyoruz. Onu elde edebilmek için dolaşmıyoruz, zaman kaybetmiyoruz, yorulmuyoruz. Nerede olursak olalım havayı teneffüs nîmetine kavuşabiliyoruz. Ev, ihtiyaç eşyası çoluk çocuk, gıda, içecek, giyeceklerimizi de O’nun ihsanı ile elde edebiliyoruz. Bize hiç muhtaç olmadığı hâlde bizlere bu kadar çok nîmetler lütfeden Allahü teâlâya şük-retmemek, kulluk hakkını ödememek en büyük kabahat ve alçaklıktır!.. Hele, nîmetlerin ondan geldiğine inanmamak veya başkasından bilmek affedilmez bir hatadır. Çirkin bir yüz karasıdır. Bir kimseye, her ihtiyacı verilse, her ay yetecek para, gıda hediye olunsa bu kimse o ihsan sâhibini her yerde herkese över. Gece gündüz onun sevgisini kalbinde taşır. Ona duâ eder, bir sıkıntısını duysa üzülür. Ona hizmet edebilmek için fırsat kollar. Bunu yapmasa o ihsan sâhibine kıymet vermese, herkes onu ayıplar... İyilik eden bir insanın hakkına böyle riâyet ediliyor. Bütün nîmetin, her iyiliğin hakiki sâhibi olan, hepsini yaratan, gönderen Allahü teâlâya şükretmek daha önemlidir. O’na şük-retmek, O’na itaât etmekle olur. O’nun nîmetleri yanında başkalarının iyilikleri deniz yanında damla kadar bile değildir.  Şükrün nasıl yapılacağını Rabbimiz, Peygamberleri vasıtası ile bize bildirmiştir. 

Bunlar üçe ayrılır:

Birincisi, bedenî olanlar: Namaz, oruç gibi...
İkincisi, mâli ibâdetler: Hac ve zekât gibi...
Üçüncüsü: Doğru olan (Ehl-i sünnet) itikâtıdır... 

M. Said  ARVAS
TÜRKİYE GAZETESİ
03.12.2020


Hiç yorum yok: