5 Mart 2022 Cumartesi

 

Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik yayınlandı. Zeytinlik alanlarda madencilik faaliyeti yapılmasının yolu açıldı. Yönetmelik 2 açıdan sorunlu. Yönetmeliği sorunlu kılan iki konu ülkemizde ÇED uygulamalarının işlevsizliğinin de temelini oluşturuyor.


1- "Kamu yararı"na kim hangi analizlere dayanarak karar veriyor?Ölçülemeyen değerler hesaba nasıl katılıyor? "Yarar" gelecek nesilleri kapsayan "kamu" için hesaplanıyor mu? "Kamu yararı" bu yönleriyle "belirsizlik" içeren bir kavram.


2- Çevresel varlıkların korunması "taahhütler"e bağlanıyor. Taahhüt, yerine tam olarak yerine getirildiği durumda belirli düzeyde işlevseldir. Ama daha önemlisi doğru taahhütlerin tanımlanabilmesidir.


Faaliyet özelinde ne tür bir taahhüt çevresel etkiyi engelleyebilir/ortadan kaldırabilir/minimize edebilir? Bunun başlıca yolu "gerçek anlamda" bir Çevresel EtkiDeğerlendirme (ÇED) çalışmasından geçer. Ülkemizde ÇED uygulamaları maalesef "gerçek anlamda" olmaktan çok uzak... Genelde "proje tanıtımı", "envanter" ve etki değerlendirmeye dayanmayan "taahhütler" manzumesinden ibarettir. Taahhütlerin yerine getirilme düzeyi ise ayrı tartışma konusu.


En büyük kamu yararı, gelecek kuşakları da içerecek ( diğer bir deyişle sürdürülebilir) olan kamu yararıdır. Başta madencilik olmak üzere, özellikle enerji ihtiyacı için faaliyetler elbette olacaktır.. aksini iddia etmek gerçekçi değil.


Ancak FAALİYETİN ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ dürüstçe ve gerçek anlamda yapılması, önlemlerin ve taahhütlerin gerçek anlamda, kaza senaryoları kullanılarak etki değerlendirme analizlerine dayandırılması zorunludur.


Yönetmelik değişikliği maalesef çözüm sağlamaktan çok mevcut sorunlu uygulamaları daha da derinleştirecek kapsamdadır.

Hiç yorum yok: