19 Aralık 2008 Cuma

5510 sayılı Kanun hakkında 200 soru 200 cevap

1-Kanunda aktif- pasif dengesini sağlamaya yönelik düzenlemeler var mı?
5510 sayılı Kanunda Kurumun aktüeryal dengesini olumlu yönde etkileyecek olan kayıt dışı çalışma ve kayıt dışı bildirime ilişkin önemli düzenlemeler bulunmaktadır.
Şöyle ki;
Aktif-pasif dengesinin sağlanmasına yönelik olarak; sigortalıların prime esas kazançlarının büyük bir kısmı prim kesintisine tabi kılınmıştır. Prime tabi tutulmayan kazançlar tek tek sayılmış ve sınırlandırılmıştır. Sigortalılığın kapsamı genişletilmiş, sigortalı sayılmayanların kapsamı daraltılmıştır. Böylelikle prim ödeyecek sigortalıların sayısı fazlalaştırılmıştır.
Kamu idareleri ile bankalara, Kurumca sağlanacak elektronik altyapıdan yararlanmak suretiyle, Kurumca belirlenecek işlemlerde, işlem yaptığı kişilerin sigortalılık bakımından tescilli olup olmadığını kontrol ederek, sigortasız olduğunu tespit ettiği kişileri, Kuruma bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.Bu yükümlülükleri yerine getirmeyen kamu idareleri ile bankalara da, sigortalı başına aylık asgari ücretin onda biri tutarında idari para cezası uygulanacağına ilişkin düzenleme yapılmıştır.
Yine Kanunun 4/a veya 4/c ya da 5 inci maddesi kapsamında sigortalı olup da sigortalılığı sona erenlerin durumlarının işverenleri tarafından, 4/b kapsamınsa sigortalı olup da sigortalılığı sona erenlerin durumlarının ise, kendileri ve faaliyetin sona erme halinin bildirildiği kuruluşlar veya vergi daireleri tarafından, en geç on gün içinde Kuruma bildirme zorunluluğu getirilmiştir.
Bankalara, döner sermayeli kuruluşlara, gerçek ve tüzel kişilere, kamu kurumlarına, kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlara kişilerin sosyal güvenliğinin sağlanması amacıyla Kuruma bilgi ve belge verme yükümlülüğü getirilmiştir. Bilgi ve belgeleri yapılacak protokolde belirtilen sürede; mücbir sebep olmaksızın vermeyenlere haklarında, Kanunun 102 nci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi gereğince aylık asgari ücretin beş katı tutarında, bilgi ve belgelerini geç verenlere ise, aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanması öngörülmüştür.
Kayıtdışılıkla mücadele ve Sosyal Güvenlik Kurumunun prim tahsilat kapasitesinin güçlendirilmesi kapsamında, sigortalıların kazançlarının gerçeğin altında bildirilmesini önlemeye yönelik, gelir vergisi ve sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primlerinin doğrudan tahsiline olanak sağlayacak aktif sigortalı ücretlerinin bankalar aracılığıyla ödenebilmesi için Borçlar Kanunu, İş Kanunu, Deniz İş Kanunu ve Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun bazı maddelerinde değişiklik yapılarak, belirli sayıdaki işçiye, hizmet erbabına, gazeteciye, gemi adamına ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkak ödemelerini bankalar aracılığıyla yapma zorunluluğu getirmiş ve buna uymayan işveren veya işveren vekili yada üçüncü kişiye idari para cezasına ilişkin yaptırımlar düzenlenmiştir.
4/a kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin 5510 sayılı Kanunun 80.maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarının Hazinece karşılanacağı, işveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Kurumumuza vermeleri gerektiği,ancak yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenlerin ise bir yıl süreyle sağlanan destek unsurlarından yararlanamayacağı hususu düzenlenerek ilk kez destekten yararlanma durumu kayıt dışılığın olmamasına bağlanmıştır.
Öte yandan yine 4857 sayılı Kanunda yapılan değişiklik yapılarak özürlü sigortalıyı çalıştıran işverenlere teşvik getirilmiştir.Yine yapılan düzenleme ile genç işsizlerin ve kadınların çalışmasını sağlamak amacıyla teşvik getirilerek kadın ve gençler için yeni iş imkanları açılmış ve kayıt dışı kayıt altına alınmaya çalışılmıştır.
Kurumca belirlenen yükümlülüklerinin yerine getirilmemesinde uygulanan idari para cezalarının miktarları artırılmış, ayrıca, yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmemesini denetleyen Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarına görevlerinin yerine getirilmesinde engel veya zorluk çıkaranlara, 5510 sayılı Kanunla getirilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi dışında ayrıca idari para cezası uygulanması ile Türk Ceza Kanununun 265 inci maddesine göre hapisle cezalandırılmaları konusunda düzenleme yapılmıştır.
Yapılan bu düzenlemelerle Kuruma bilgi akışı sağlanması, sigortalılık kapsamının genişletilmesi ve kayıtdışı istihdamın engellemesi amaçlanarak Kurumun aktif-pasif dengesini sağlamaya yönelik önlemler alınmıştır.
Diğer taraftan kanun sigortalıların daha uzun süre sistemde kalmalarını teşvik etmekte ve prim matrahlarını genişletmesi itibariyle, gelir ve aylıkların azalması gibi bir sonuç da ortaya çıkarmamaktadır.
2-Kayıt dışı istihdamın önlenmesinde hangi çalışmalar yapılmıştır?
Denetim elemanı sayısı artırılarak, etkin ve yaygın denetim uygulanmasına başlanmıştır.
Sağlık Bakanlığından portör muayene listeleri alınarak düzenli olarak sigortalılık kontrolleri yapılmaya başlanmıştır.
İçişleri Bakanlığından Kimlik Bildirimi Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik ekindeki işyeri ve çalışanlara ait formlar alınarak sigortalılık kontrolleri yapılmaktadır.
Gelir İdaresi Başkanlığından muhtasar beyanname ve işyerlerine ilişkin bilgiler alınmaya başlanmıştır.
ALO 170 İhbar Hattı kurularak, kayıt dışı istihdam konusunda gelen ihbar ve şikayetlerin anında değerlendirilmesi uygulaması başlanılmıştır.
3-5510 Sayılı Kanunun 8 ve 100 üncü maddeleri kapsamında istenecek bilgilerde özel hayatın gizliğinin ihlal edileceği hususu doğru mu?
5510 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin uygulamasına ilişkin çıkarılmış olan Tebliğ’e göre sigortalılık kontrolü kapsamında bankalar ve kamu idarelerinden sadece işlem yapılan kişilerin “kimlik ve meslek bilgileri” istenecek ve bu bilgilere istinaden sigortalılık kontrolü yapılacaktır. Bunun dışında özel bilgileri içerecek herhangi bir bilginin istenmesi söz konusu olmayacaktır.
Örneğin; bir kişinin bankadan kredi alması durumunda, sadece bu kişinin “kimlik ve mesleki bilgileri” alınacak, bunun dışında “kredi miktarı”, “neden kredi aldığı” ve “ bu kredinin nerede kullanılacağı” hususları ile ilgili bilgi alınmasına ilişkin Tebliğ’de herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Kanunun 100 üncü maddesi kapsamında çıkarılan Tebliğ’de ise “sosyal güvenliğin sağlanması” ve “Kurum borçlarının takibi” konusunda Kurumca bankalar ve diğer kurum ve kuruluşlardan sadece Kurum işlemlerinin takibine yönelik olarak yapılacak olan protokoller çerçevesinde bilgi ve belge alınarak, güvenli ortamda sorgulama yapılmak suretiyle bilgilerin Kurumun yetkili personelince kullanılması sağlanacaktır.
Her iki Tebliğ’e istinaden de özel hayatın gizliliğini ihlal edecek herhangi bir hüküm bulunmamakta ve uygulamada da aksine bir işlem yapılamayacaktır.
4-Malullük ve ölüm aylığını hak etmek için aranan süreler uzatılıyor mu?
Mülga kanunların uygulamasında malullük sigortasından aylığa hak kazanma koşulu; SSK’lılar için 1800 gün veya 5 yıldan beri sigortalı olup en az 900 gün, Bağ-Kur’lular için 5 tam yıl hizmet, kamu görevlileri açısından ise 10 tam yıl hizmet süresinin bulunmasını gerektirmektedir.
5510 sayılı Kanunda malullük sigortasından aylığa hak kazanma koşulu, en az 10 yıldan beri sigortalı bulunup toplam 1800 gün, sigortalının başkasının bakımına muhtaç olması halinde ise belli bir sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün prim ödeme şartına bağlanmıştır.
Mülga kanunların uygulamasında ölüm sigortasından aylığa hak kazanma koşulu; SSK’lılar için 5 yıldan beri sigortalı olup en az 900 gün, Bağ-Kur’lular için 5 tam yıl hizmet, kamu görevlileri açısından ise 10 tam yıl hizmet süresinin bulunmasını gerektirmektedir.
Yeni düzenleme ile ölüm sigortasından aylığa hak kazanma koşulu, en az 1800 gün prim ödeme şartına bağlanmış ancak 4/a sigortalıları için; borçlanma süreleri hariç, 5 yıl sigortalılık süresi ile toplam 900 gün prim ödeme gün sayısı olarak düzenlenmiştir.
5-Aylık bağlama oranları düşürülüyor mu? Bunun emekli aylıklarına etkisi nasıl olacak?
Mevcut uygulamada SSK ve Bağ-Kur’luların emekli aylıklarının hesabında, hizmet sürelerinden, ilk 10 yılın her yılı için % 3,5, sonraki 15 yılın her yılı için % 2, daha sonraki her yıl için % 1,5 olarak belirlenen aylık bağlama oranı uygulanmaktadır.
Bu durumda, 25 yıl çalışan bir sigortalıya ortalama yıllık kazancının % 65’i oranında aylık bağlanmaktadır. Yani, her yılı için uygulanan aylık bağlama oranı ortalama % 2,6’dır.
Yeni düzenlemeyle aylık bağlama oranı her yıl için % 2 olarak sabitlendiğinden, 25 yıl çalışan sigortalıların aylık bağlama oranında her yıl için ortalama 0,6 puan bir azalma görülmekte ise de, aylığın hesabında dikkate alınan prime esas kazanç matrahları yükseltildiğinden, aylık miktarlarında herhangi bir düşme olmamaktadır.
Diğer taraftan, eski sistemde 25 yıldan fazla süreler % 1,5 oranında değerlendirilirken, yeni sistemde % 2 olarak dikkate alınacağından, sistemde kalınan süre uzadıkça her yılın bağlanacak aylıklara etkisi daha fazla olacak ve daha yüksek tutarda aylık bağlanacaktır.
Ayrıca, geçiş döneminde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen sürelere ilişkin kısmi aylık hesaplanırken, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 3600 prim ödeme gün sayısını doldurmamış olan sigortalıların Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen ve Kanunun yürürlük tarihinden önceki prim ödeme gün sayısını 3600 güne tamamlayan hizmet sürelerinin her 360 günü için % 3 oranı esas alınacaktır.
6-Aylıkların 223 YTL’ye düşeceği doğrumudur?
5510 sayılı Kanunun 55 inci maddesi uyarınca, ilk defa 1/10/2008 tarihinden sonra işe başlayacak sigortalılar ile hak sahiplerine bağlanacak aylıklar, çalışma sürelerindeki asgari kazançlar dikkate alınarak güncellenmiş prime esas kazançlarının ortalamasının % 35’inden, sigortalının bakmakla yükümlü olduğu eşi veya çocuğu varsa % 40’ından az olamayacaktır.
Söz konusu düzenleme, 25/8/1999 tarihli 4447 sayılı Kanunla getirilen bir düzenleme olup, 5510 sayılı Kanunla yeni getirilen bir düzenleme değildir. Bu düzenleme ile ilk defa 1/1/2000 tarihinden sonra işe başlayan sigortalılara bağlanacak aylıkların, prime esas asgari kazancın aylık tutarının %35’inden az olamayacağı öngörülmüştür.
5510 sayılı Kanunla buna paralel olarak düzenleme korunmuş, ayrıca sigortalının bakmakla yükümlü olduğu eş veya çocuğunun bulunması halinde ise alt sınır asgari kazancın %40’ına çıkarılmıştır.
Bu düzenleme bütün sigortalılara bu oranlar üzerinden aylık bağlanacağı anlamına gelmeyip, özellikle özel şartlara göre aylık bağlananlara düşük sakatlık oranlarında bağlanan yaşlılık aylığında prim ödeme gün sayıları düşük olduğundan sigortalılık süresinde aylık miktarını etkileyen diğer parametrelerinde düşük kalması halinde alt sınır kontrolü ile bunlara belli bir seviyenin altında aylık bağlanmaması amaçlanmıştır.
506 sayılı Kanunda sigortalının çalıştığı ilk yılları için yüksek aylık bağlama oranları söz konusu iken 25 yıllık çalışmadan sonraki her 360 gün için aylık bağlama oranları ilave olarak %1,5 artırılmaktadır. Bu da sigortalıların sistemden çabuk çıkmalarına ve bir an evvel emekli olmalarını teşvik etmektedir. Oysa 5510 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeyle sigortalının çalıştığı her 360 gün için aylık bağlama oranı %2 olarak uygulanmak suretiyle sistemde daha uzun süre kalma teşvik edilmiştir.
5510 sayılı Kanunla,
-Sigortalıların primlendirilen kazançlarının kapsamının genişletilmesi,
-Kanunla kayıt dışı istihdamın önlenmesine yönelik getirilen düzenlemelerle çalışma süresindeki prime esas kazançlardaki kayıpların önlenmesi,
-Sigortalıların sistemde daha uzun kalması suretiyle hizmet süreleri, kazançları ve aylık bağlama oranları artacağından bu da bağlanan aylıklara olumlu yönde etki edecektir.
7-5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki hizmetler için öngörülen aylıklar hangi formülle hesaplanacaktır? Sigortalıların prim ödeme gün sayısının fazla olması ve prime esas kazancının yüksek olması emeklilik maaşını etkiler mi?
5510 sayılı Kanunla getirilen düzenlemede; Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki hizmetler için öngörülen aylıklar;
AYLIK = Ortalama Aylık Kazanç x Aylık Bağlama Oranı
Formülü ile hesaplanacaktır.Ortalama aylık kazanç ise; sigortalıların prime esas kazançlarının emeklilik yılına güncelleme katsayısı ile taşınan değerlerinin prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle bulunan kazançlarının aylık tutarı, aylık bağlama oranı da, toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için % 2 oranında hesaplanır. Dolayısıyla, sigortalıların prime esas kazançlarının yüksek ve prim ödeme gün sayılarının fazla olması halinde bağlanacak aylığın miktarı da yüksek olacaktır. 5510 sayılı Kanunla sigortalıların sistemde daha uzun süre kalması suretiyle hizmet süreleri, kazançları ve aylık bağlama oranları artacağından, bağlanan aylıkların azalması söz konusu olmayacaktır.
8-Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olanların aylıkları nasıl hesaplanacaktır?
Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olanların aylıklarının hesaplanmasında; SSK ve Bağ-Kur sigortalıları için Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen hizmetleri için halen uygulanmakta olan güncellenen kazançları ve aylık bağlama oranları üzerinden, Kanunun yürürlük tarihinden sonra geçen hizmetleri için ise, yeni güncelleme katsayısı ve aylık bağlama oranları üzerinden karma sisteme, göre hesaplanacaktır.
Kanunun yürürlük tarihinden önce iştirakçi (memur) olanların Kanunun yürürlük tarihinden önce veya sonra geçen hizmetlerinin tamamı için 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacaktır.
9-Prim ödeme gün sayılarının düşük olması malullük veya ölüm aylığında aylık bağlama oranını nasıl etkileyecektir?
Malullük ve ölüm sigortasında, sigortalıların prim ödeme gün sayısının 9000 günden az olması halinde aylık bağlama oranları 9000 gün (4/a sigortalıları için 7200 gün) üzerinden hesaplanacaktır. Ayrıca, malul sigortalının başkasının bakımına muhtaç olması halinde aylık bağlama oranı 10 puan artırılacaktır.
10-Emekli aylıklarının hesaplanmasında gelişme hızı niçin dikkate alınmamaktadır?
Reformun ana parametrelerinden biri olan ve prime esas kazançların güncellenmesinde kullanılan güncelleme katsayısı Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla gelişme hızının (GH) % 30’u dikkate alınmak suretiyle yeniden belirlenmiştir. Buna göre, güncelleme katsayısı TÜFE+%30 GH +1 formülünden oluşmaktadır.
Güncelleme katsayısı belirlenirken, emeğin GH içindeki payının ortalaması olan %26,3 oranının üzerinde refah payı da dikkate alındığından, aylıklarda herhangi bir kayıp meydana gelmeyecektir.
11-Mevcut sistemdeki aylık bağlama oranları niçin değiştirilmektedir?
Mevcut uygulamada aylık bağlama oranları yönünden giderek azalan bir yapı söz konusudur. Bu durum sigortalıların sistemde uzun süre kalmalarını teşvik etmemekte aksine alt sınır uygulamaları ile birlikte kısa sürede sistemden çıkmalarına neden olmaktadır.
Kanun ile sigortalıların prim ödeme gün sayılarının artması karşılığında bağlanacak aylıkları da artıran, dolayısıyla sistemde daha uzun süre kalmalarını teşvik eden düzenlemeler bulunmaktadır.
Diğer taraftan mevcut sigortalılarımızın Kanunun yürürlük tarihinden önceki hizmetleri eski hükümlere göre değerlendirilmektedir.
11-Bu Kanun SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığından halen gelir ve aylık almakta olan emeklilerin aylıklarını herhangi bir şekilde etkileyecek mi?
Kanunun yürürlük tarihinden önce SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığından emekli aylığı almakta olanların mevcut gelir ve aylıklarının aynen ödenmesine devam edilecektir. Aylıklarda herhangi bir azalma söz konusu değildir. SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıkları, Kanun yürürlüğe girdikten sonra altı aylık dönemlerde gerçekleşen enflâsyon oranında artırılacak, memur emeklilerinin aylıkları ise eskiden olduğu şekilde arttırılmaya devam edilecektir.
12-Halen sigortalı olarak çalışmakta olup da emekliliği hak edenler 5510 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra emekli olurlarsa aylıkları düşecek mi?
Yeni aylık bağlama sistemi, Kanunun yürürlük tarihinden sonraki çalışmalar için uygulanacaktır. Getirilen sistemde aylığın hesabında, mevcut uygulamada olduğu gibi sigortalıların prime esas kazançları ve hizmet süreleri dikkate alınmaktadır.
Yeni düzenlemeyle; sigortalıların prim alınan kazançlarının matrahı genişletilmekte, kayıt dışı istihdamın önlenmesine yönelik getirilen düzenlemelerle çalışma süresindeki prime esas kazançlarındaki kayıplar önlenmekte ve sigortalıların sistemde daha uzun süre kalması nedenleriyle, prime esas kazançları ve hizmet sürelerine bağlı olarak da aylık bağlama oranları artacağından aylıkların azalması söz konusu olmayacaktır.
Öte yandan, yine Kanunla, mevcut sigortalıların Kanunun yürürlük tarihinden önce geçen hizmetleri için eski aylık hesaplama sistemi, yürürlük tarihinden sonra geçen hizmetler için yeni aylık hesaplama sistemi uygulanmak suretiyle karma sisteme göre aylık bağlanması öngörülerek, müktesep hakların korunması sağlanmıştır.
13-Emekli aylıkları yükseltilirken emekli, dul ve yetimlere refah payı verilmeyecek mi?
Kamuoyunda refah payı olarak bilinen gelişme hızı aylık hesaplanması esnasında dikkate alınmakta, bu şekilde bağlanan aylıkların artırılmasında ise TÜFE oranları ya da ilgili kanunlarla belirlenen yüzdesel oranlar esas alınmaktadır.
Yapılan düzenleme ile, mevcut uygulama korunduğundan, refah payının aylıklara yansıtılmadığından bahsedilemez.
14-Yasa ile getirilen emeklilik için gerekli süreler uzatılmakta mıdır?
4447 sayılı Kanuna göre 2000 yılından sonra ilk defa işe giren SSK’lılar için 7000 gün, Bağ-Kur ve Emekli Sandığına tabi olanlar için 9000 gün şartı uygulanmaktadır.
Bu Kanunda mevcut çalışanların prim gün sayılarında herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.
01.05.2008 tarihi itibarîyle ilk defa işe girecek sigortalılardan Bağ-Kur ve Emekli Sandığına tabi olanlar için halen uygulanan 9000 gün şartı korunmuş, SSK’lılar için ise 7000 gün yerine 7200 gün şartı getirilmiştir.
15-5510 sayılı Kanun ile getirilen 65 yaş düzenlemesi kimler için uygulanacak?
5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı veya iştirakçi olanların mevcut yaş hadlerini değiştiren bir düzenleme söz konusu değildir. 65 yaş uygulaması; Bu Kanundan sonra 2027 yılında çalışmaya başlayacak olan erkek sigortalılar için 2044 ve 2029 yılında çalışmaya başlayacak kadın sigortalılar için 2048 yılından sonra devreye girecek bir düzenlemedir.
16-Emekli aylığı almakta iken yeniden çalışmaya başlayanların aylıkları nasıl hesaplanacak ?
Emekli aylığı almakta iken çalışmaya başlanması nedeniyle aylığı kesilenlerin aylıklarının yeniden hesabında, ilk aylık hesabı yapıldığı şekilde işlem yapılmasının emekliler arasında aylık farklılıklarına neden olduğu dikkate alınarak; emeklilikten sonraki çalışma dönemleri ayrıca değerlendirilmek suretiyle önceki aylıklarına ilave edilmesi şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Memur emeklilerinin kamu kurum ve kuruluşlarında yeniden memur olarak çalışmaya başlamaları halinde (istisnalar hariç) aylıkları kesilecek bu görevlerinden tekrar ayrılmaları halinde ise eski ve yeni hizmetlerinin toplamı üzerinden yeniden aylık bağlanacaktır.
Memur emeklilerinin özel sektörde 4/a veya 4/b kapsamında çalışmaları halinde ise aylıkları kesilmeyecek dolayısıyla emekli aylıklarının ödenmesinde herhangi bir değişiklik olmayacaktır.
17-Emekli ikramiyelerinin tahville yada taksitler halinde ödeneceği doğru mu ?
Emekli ikramiyeleri 5434 sayılı Kanundaki usulle ödenmeye devam edilecektir.
18-Malullük aylığı bağlanabilmesi için hangi şartlar aranmaktadır ?
Devredilen üç sosyal güvenlik kurumunun norm ve standart birliği gözetilerek 10 yıl sigortalılık ve 1800 gün şartı ile malullük aylığı bağlanması, sigortalı, başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul ise 1800 gün prim ödemiş olması şartıyla malullük aylığına hak kazanması öngörülmüştür.
19-5510 sayılı Kanunda daha kolay şartlarda emekli olmayı sağlayan düzenlemeler var mıdır? Mevcut kanunlarda bulunan bu tür özel şartlar yeni Kanunda da korunmuş mudur? ( maden işyerlerinde çalışanlar, sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlananlar, ilk defa sigortalı oldukları tarihte kanuna göre malul olanlar)
5510 sayılı Kanunla, sigortalı olarak işe başlamadan önce malûl olan, çalışma gücü kaybı oranı % 60’ın altında bulunan, erken yaşlanan, maden işyerlerinin yeraltı işlerinde çalışan sigortalılar ile kadın sigortalılardan başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğu bulunanlar korunarak, bunlara daha kolay şartlarla emekli olabilme olanağı sağlanmıştır.
Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olanlar,
5510 sayılı Kanun ile hizmet akdi ile çalışan 4/a sigortalıları açısından müktesep haklar korunarak;
-Maden işyerlerinin yer altı işlerinde çalışanlar ile çalışmalarının en az 1800 gününü maden işlerinin yer altı işlerinde geçiren sigortalıların,
- İlk defa sigortalı oldukları tarihte malul olan sigortalılar ile de sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlananların,
506 sayılı Kanunda öngörülen aylığa hak kazanma koşulları korunmuştur. Bunlara mülga kanun hükümlerine göre aylık bağlanacaktır.
İlk defa Kanunun yürürlük tarihinden sonra sigortalı olanlar ise,
5510 sayılı Kanunun 28 inci maddesinde; ilk defa sigortalı olduğu tarihten önce malul olan, çalışma gücü kaybı oranı % 40 ila % 59 arasında olanlar ile erken yaşlanan sigortalıların aylığa hak kazanma koşulları,
- 4 /b sigortalılarından 1/10/2008 tarihinden sonra tahsis talebinde bulunanlara bu tarihten sonra,
- 4/a sigortalılarından, Kanunun yürürlük tarihinden sonra ilk defa sigortalı olanlar için uygulanacaktır.
-Kanunun yürürlük tarihinden önce iştirakçi (memur) olanların 5510 sayılı Kanun ile 4/c sigortalıları açısından müktesep hakları korunmuş, ayrıca bu haklara ilave olarak;
- 5 ila 10 yıl arasında hizmeti olanlardan ölenlerin, 5434 sayılı Kanuna göre aylık bağlanamayan hak sahiplerine, bu Kanuna göre aylığa müstahak olmaları halinde aylık bağlanma,
-5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmaya başlayanlardan, bilahare Kurum Sağlık Kurulunca çalışma gücündeki kayıp oranının;
a) % 50 ilâ % 59 arasında olduğu anlaşılan sigortalılara, en az 5760 (16 yıl),
b) % 40 ilâ % 49 arasında olduğu anlaşılan sigortalılara, en az 6480 (18 yıl),
gün prim ödenmiş olması halinde aylık bağlanma,
-Doğuştan en az %40 oranında özürlü olduklarını belgeleyenlere de 15 yıl hizmetinin bulunması halinde aylık bağlanma imkanı getirilmiştir.
-Kanunun yürürlük tarihinden sonra ilk defa 4 (c) sigortalı olanlar için ise,
Malûl sayılan sigortalının, en az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün (5 yıl) veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması halinde; Kurum Sağlık Kurulunca çalışma gücündeki kayıp oranının;
a) % 50 ilâ % 59 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar, en az 16 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4320 gün,
b) % 40 ilâ % 49 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar, en az 18 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4680 gün ,
prim ödenmiş olmak şartıyla yaş şartları aranmaksızın yaşlılık aylığı bağlanması imkanı getirilmiştir .
20-Sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanan sigortalıların aylığa hak kazanma koşulları nelerdir? 5510 sayılı Kanunla bu koşullarda herhangi bir değişiklik yapıldı mı?
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa göre çalışma gücünün en az % 40’ını kaybetmek suretiyle sakatlık indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda bulunan sigortalılar, en az 15 yıllık sigortalılık süresi ve 3600 gün malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları pirimi ödeme şartlarını yerine getirmeleri halinde yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmakta idiler.
4958 sayılı Kanunla sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış sigortalıların yaşlılık aylığından yararlanmasında 506 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin (C/b) bendinde aranan sigortalılık süresi ve toplam prim ödeme gün sayısı sakatlık derecelerine göre kademelendirilmiş ancak, bu durumdan sigortalıların hemen etkilenmelerini önlemek amacı ile 12 yıldan az sigortalılık süresi bulunanlar için kademeli geçiş süreci öngörülmüştür.
Buna göre, 6/8/2003 tarihi itibariyle 12 yıl ve daha fazla sigortalılık süresi bulunanlara yaş koşulu aranmaksızın 15 yıl 3600 gün ile aylık bağlanacak, söz konusu tarihte 12 yıldan az sigortalılık süresi bulunanlar için sakatlık derecelerine göre farklı sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayıları aranacaktır. Bu süreler 506 sayılı Kanunun geçici 87 nci maddesinde düzenlenmiş olup, 5510 sayılı Kanunla bu madde yürürlükte bırakılmıştır.
Buna göre 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olanlardan sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlandığını bu tarihten önce veya sonra tespit ettirenlere 506 sayılı Kanun hükümlerine göre aylık bağlanacaktır.
21-Özürlü sigortalılara yaşlılık aylığı bağlanmasının şartları ağırlaştırılmakta mıdır?
Özürlü sigortalılara yaşlılık aylığı bağlanmasının şartlarının ağırlaştırılmasının söz konusu olmayıp kolaylaştırılmaktadır.
506 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesine göre birinci derece sakatlığı olanlar 15 yıl sigortalılık süresi 3600 gün, ikinci derece sakatlığı olanlar 18 yıl sigortalılık süresi 4000 gün, üçüncü derece sakatlığı olanlar 20 yıl sigortalılık süresi 4400 gün şartlarını yerine getirmeleri halinde yaşlılık aylığından yararlanmakta iken,
5510 sayılı Kanunla çalışma gücündeki kayıp oranı %50 ila %59 arasında olanlar 16 yıl sigortalılık süresi 4320 gün, %40 ila %49 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar 18 yıl 4680 gün şartlarını yerine getirmeleri halinde kendilerine yaşlılık aylığı bağlanacaktır. Ayrıca yeni düzenleme ile çalışma gücündeki kayıp oranına bağlı olarak aylık bağlanması öngörülmüş olup, bu da sigortalıların lehine bir düzenlemedir.
22-Çalışma gücündeki kayıp oranı % 66 nın altında olan bir 506 sayılı Kanuna tabi olan sigortalıya 5510 sayılı Kanun uyarınca malullük aylığı bağlanabilir mi?
506 sayılı Kanunda, çalışma gücünün 2/3 ünü (%66,6) veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını kaybedenler malul sayılır iken, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile hem çalışma gücü kayıp oranı hem de meslekte kazanma gücündeki kayıp oranı en az %60 olanlar malul sayılmıştır.
23-5510 sayılı Kanuna göre sigortalı olan ve çocuğu özürlü olan bayan çalışanlar için 5 yıl yıpranma payı uygulanacak mı?
5510 sayılı Kanunla getirilen yeni bir düzenleme olup, yaşlılık aylığı bağlanması talebinde bulunan kadın sigortalılardan başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğu bulunanların, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklendiği gibi emeklilik yaş hadlerinden de indirilecektir.
Bu haktan yararlanmak için kadın sigortalının bu durumunu belgelendirmesi şarttır. Başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğun varlığı sağlık kurulu raporu ile belgelenecek, kadın sigortalılara bu hak Kanunun yürürlük tarihinden sonraki süreler için verilecektir. Malul çocuğun ölümü veya bakıma muhtaçlığının kalkması halinde, Kanunun yürürlük tarihinden ölüm tarihine veya bakıma muhtaçlığın kalktığına karar verilen sağlık kurulu rapor tarihine kadar geçen hizmetlerin dörtte biri prim ödeme gün sayısına eklenecek, emeklilik yaş hadlerinden indirilecektir.
24-Malullük aylığı alanların çalışması halinde maaşları kesilir mi?
Kanunun yürürlük tarihinden önce mülga sosyal güvenlik kanunlarından;
a) 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre malullük aylığı alanlardan, Kanunun yürürlük tarihinde veya sonrasında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri kapsamında çalışmaya başlayanların aylıkları kesilmez. Bunların (a) bendi kapsamında çalışmaları halinde ise Kanunun geçici 14 üncü maddesindeki sosyal güvenlik destek primine ilişkin hükümler uygulanır.
b) 506 ve 2925 sayılı kanunlara göre malullük aylığı alanlardan, Kanunun yürürlük tarihinde ve sonrasında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışmaya başlayanların aylıkları kesilir. Bunların (b) ve (c) bentleri kapsamında çalışmaları halinde ise aylıkları kesilmez .
Bu bağlamda, Kanunla yürürlükten kaldırılan mülga kanunlara göre sigortalı olanlardan malullük aylığına hak kazananlar ile malullük aylığı bağlananlar mülga kanun hükümlerine göre sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışabilirler.
c) 5434 sayılı kanuna göre Adi malullük aylığı alanlardan, Kanunun yürürlük tarihinde veya sonrasında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında çalışmaya başlayanların aylıkları kesilmez ve sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışabilirler.
Ancak (c) bendi kapsamında çalışmaya başlayanların ise aylıkları kesilir.
25-Sürekli işgöremezlik gelirinin hesaplanmasına esas günlük kazanç nasıl tespit edilir?
Sürekli işgöremezlik gelirinin hesaplanmasına esas günlük kazancın tespiti:
İş kazasının olduğu veya meslek hastalığı halinde ise iş göremezliğin başladığı tarihten önceki oniki aydaki son üç ay içindeki kazançlar dikkate alınır.
Son on iki ay içerisinde kazanç olmaması halinde sigortalının kaza geçirdiği ay içindeki prime esas kazançları dikkate alınır.
Çalışmaya başladığı gün iş kazasına uğraması halinde ise aynı veya emsal işte çalışan benzeri bir sigortalının günlük kazancı esas tutulur.
Prim, ikramiye ve bu nitelikteki arızi ödemeler dikkate alınmış ise gelire esas alınacak günlük kazanç, ücret toplamının ücret alınan gün sayısına bölünmesiyle hesaplanacak günlük kazanca, % 50 oranında bir ekleme yapılarak bulunan tutardan çok olamaz.
26-Sürekli işgöremezlik geliri için alt sınır var mıdır? Sürekli iş göremezlik geliri ile yaşlılık, malullük ve ölüm aylıklarında alt sınır uygulaması devam edecek mi?
Kanunla malullük, ölüm ve yaşlılık aylıklarında alt sınır uygulamaları mevcut olup,
Malullük ve ölüm aylıklarında, talep ve ölüm tarihi itibariyle bağlanacak aylıkların talep ve ölüm yılından bir önceki yılın Aralık ayında ödenen en düşük yaşlılık aylığından az olamayacağı,
Yaşlılık aylıklarında, Kanunun yürürlük tarihinden sonraki süreler için bağlanacak aylıkların, sigortalının mevcut çalışmalarının asgari kazançlar üzerinden hesaplanan ortalama aylık kazancının % 35 inden, sigortalının bakmakla yükümlü olduğu eşi veya çocuğu varsa % 40’ından az olamayacağı, hak sahibi kimselerin aylıklarının; hak sahibi bir kişi ise hesaplanan alt sınır aylığının % 80'inden, hak sahibi iki kişi ise % 90'ından az olamayacağı,
Sürekli iş göremezlik gelirlerinde başkasının bakımına muhtaç olanlara bağlanacak gelirlerin, prime esas kazanç alt sınırının aylık tutarının % 85’inden az olamayacağı,
hüküm altına alınarak, alt sınır uygulaması devam ettirilmektedir.
Dolayısıyla iş kazası veya meslek hastalığı sonucu başka birinin sürekli bakımına muhtaç duruma gelen sigortalı için hesaplanacak sürekli iş göremezlik geliri, prime esas kazanç alt sınırının aylık tutarının % 85’inden az olamaz.
Alt Sınır Geliri=Asgari Aylık Kazanç x % 85
27-Cenaze yardımından yararlanma şartları nelerdir ve yardım miktarı nasıl belirlenecektir ?
İş kazası veya meslek hastalığı sonucu veya sürekli iş göremezlik geliri, vazife malullüğü ya da yaşlılık aylığı almakta iken ölen sigortalıların hak sahiplerine hiçbir koşul aranmadan cenaze yardımı ödenecektir.
Cenaze ödeneği miktarını belirleme sosyal taraflardan işçi, işveren ve emekli temsilcilerinin de bulunduğu Kurum Yönetim Kurulunun aldığı kararın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanınca onaylanması üzerine belirlenmektedir.
Cenaze Yardımı Tutarları:
4/a kapsamında bulunan (SSK) : 257,00.-YTL
4/b kapsamında bulunan (Bağ-Kur) : 257,00.-YTL
4/c kapsamında bulunan (E.S.) : 977,00.-YTL
28-2925 sayılı Kanuna göre yaşlılık toptan ödemesi alınabilir midir?
2925 sayılı Kanunun yaşlılık toptan ödemesine ilişkin 24 üncü maddesi yürürlükten kaldırıldığından ve uygulama 5510 sayılı Kanuna paralel düzenlendiğinden primlerin 2/3’ü yerine tamamı yaşlılık toptan ödemesi olarak ödenir.
29-Birden fazla sigortalılığın bulunması halinde emeklilik maaşı hangi sisteme göre bağlanacak?
1/10/2008 tarihinden önce sigortalı olanlara 2829 sayılı Kanuna göre; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde en çok hangi sosyal güvenlik kuruluşuna prim ödenmiş ise o kuruluş hükümlerince aylık bağlanır.
1/10/2008 tarihinden sonra ilk defa sigortalı olanlardan birden fazla statüye tabi olarak çalışanların hizmetleri, yaşlılık sigortası bakımından; toplam çalışma süresi içinde en fazla hizmetin geçtiği statü(4/a, 4/b, 4/c) hükümleri esas alınmak, ölüm ve malullük hallerinde ise, son statü hükümleri uygulanmak suretiyle birleştirilecektir.
30-Sigortalının birden fazla aylığa hak kazanması halinde hangi aylığı ödenecektir?
Kanuna göre bağlanacak aylıkların birleşmesi durumunda;
a) Hem malûllük hem de yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya, aylıklardan yüksek olanı, aylıklar eşitse yalnız yaşlılık aylığı,
b) Malûllük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı ile birlikte, ölen eşinden dolayı da aylığa hak kazanan sigortalıya her iki aylığı,
c) Ana ve babasından ayrı ayrı aylığa hak kazanan çocuklara, yüksek olan aylığın tamamı, az olan aylığın yarısı,
d) Birden fazla çocuğundan aylığa hak kazanan ana ve babaya en fazla ödemeye imkân veren ilk iki dosyadan yüksek olan aylığın tamamı, düşük olan aylığın yarısı,
e) Hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığı,
f) Bu Kanuna göre vazife malullüğü aylığı almakta iken, tekrar sigortalı olanlardan hem vazife malullüğüne hem de malullük aylığına hak kazananlara bu aylıklardan yüksek olanı, aylıkları eşitse yalnızca vazife malullüğü aylığı, bunlardan hem vazife malullüğü hem de yaşlılık aylığına hak kazananlara, bu aylıkların her ikisi, bir başka ifade ile hem vazife malullüğü aylığı ile malullük aylığının, hem de vazife malullüğü aylığı ile yaşlılık aylığının birleşmesi hallerinde ise her iki aylığı birlikte ödenecektir.
g) Evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi durumunda sonraki eşinden de aylığa hak kazananlara tercih ettiği aylığı bağlanır.
31-5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce ve sonra sigortalı olanlardan birden fazla sosyal güvenlik kanununa veya sigortalılık haline tabi çalışması bulunanların Kanunun yürürlük tarihinden sonra aylık bağlama işlemi yapılırken hangi sigortalılık haline göre aylık bağlama işlemi yapılacaktır. (2829 sayılı Kanun hükümleri uygulanacak mı?)
Kanunun yürürlük tarihinden sonra ilk defa sigortalı olanlar,
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa Kanuna göre sigortalı olup, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinden birden fazlasına tabi olarak çalışan veya prim ödeyen sigortalıların;
-Yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin talepleri, sigortalılık süresi içinde en fazla sigortalılığının geçtiği, hizmetlerin eşitliği halinde ise, son tabi oldukları,
-Malullük ve ölüm sigortalarına ilişkin aylıklar ise en son tabi oldukları,
sigortalılık hali esas alınarak sonuçlandırılacaktır.
5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı veya iştirakçi olup, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra aylık talebinde bulunanlardan, farklı sosyal güvenlik kurumlarına ya da bu Kanunda belirtilen sigortalılık hallerinden birden fazlasına tabi olanlara aylık bağlanmasına esas alınacak kanun, bu Kanunla mülga 2829 sayılı Kanun hükümleridir. Yaşlılık aylıklarında son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde en fazla hizmetin geçtiği sigortalılık hali, hizmetlerin eşit olması ile malullük ve ölüm aylığında ise son sigortalılık hali esas alınacaktır.
32-Kanunun yürürlük tarihinden önce bir veya birden fazla dosyadan gelir ve aylık alanların aylıkları veya gelirleri ödenmeye devam edecek mi?
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce birden fazla dosyadan gelir veya aylık alınması durumunda, bu gelir ve aylıklar ödenmeye devam olunur. Ancak, Kanunun yürürlük tarihinden sonra bu dosyalara ek olarak yeni bir dosyadan gelir veya aylık alınmasına hak kazanılması halinde, yeni bağlanacak dosyadaki gelir ve aylık miktarı da dahil olmak üzere mukayese yapılarak en düşük miktarlı dosya kapsamdan çıkarılır ve kalan dosyalardaki karşılaştırmalar Kanunun 54 üncü maddesine göre yapılır. Bu işlem, her durum değişikliğinde veya yeni bir dosyadan gelir ve aylığa hak kazanılması halinde tekrarlanır.
33-Hak sahibi eşlerin hisseleri % 75’ten % 50’ye düşüyormuş doğru mu?
Halen ölüm aylığı almakta olan dul eşlerin bu aylıkları aynı şekilde devam ettirilmektedir. Kanunla sigortalının dul eşine, çalışması, kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alması veya aylık alan çocuğunun bulunması halinde % 50 oranında aylık bağlanacağı öngörülmüş olup, bu durum kamu görevlilerinin dul eşleri için sürdürülmekte olan bir uygulamadır.
Bu konuda da norm ve standart birliğinin sağlanması amaçlanarak, çalışmayan ve düzenli geliri olmayan dullar ile çalışan veya aylık alan dulların ölüm aylıkları farklılaştırılmıştır.
34-Kanunla anne ve babalara ölüm aylığı bağlanması hususunda bir kolaylık getiriliyor mu?
Yeni düzenleme ile ölen sigortalıdan dolayı ana ve babalara aylık bağlanması için eş ve çocuklardan artan hisse bulunması, her türlü gelirlerinin asgari ücretin net tutarından az olması ve gelir/aylık almaması şartları getirilmiştir. Ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması halinde artan hisse koşulu aranmayacaktır.
Mülga kanunların uygulanmasında, SSK sigortalılarının ana ve babalarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için sigortalının öldüğü tarihte eş ve çocuklardan artan hisse bulunması koşulu aranmakta idi. Yeni düzenleme ile artan hissenin sonradan oluşması halinde de, ana ve babaya aylık .bağlanması ile birden fazla çocuğundan aylık alması sağlanmıştır.
5434 sayılı Kanuna göre anne ve babaya aylık bağlanabilmesi için ölen iştirakçinin en az 10 yıl hizmetinin bulunması gerekirken, 5510 sayılı Kanunla bu süre 5 yıla indirilmiştir.
35-Kurumdan ölüm aylığı almak amacıyla eşlerinden muvazaalı olarak boşananlar için 5510 sayılı Kanunda nasıl bir düzenleme getirilmiştir?
Kamuoyunda rahatsızlık uyandıran, ihbar ve şikayetlere konu olmasına rağmen, mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde herhangi bir işlem yapılamayan ve sırf Kurumdan gelir veya aylık almak amacıyla eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve kız çocukların, yeni düzenleme ile bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesilmesi öngörülmüştür.
36-Hak sahibi kız çocuklarına aylık bağlanması için yaş koşulu getiriliyor mu?
Kanunla hak sahibi kız çocuklarına çalışmamaları ve kendi çalışmalarından dolayı gelir ve aylık almamalarının yanısıra evli olmamaları şartıyla aylık bağlanacağı öngörülmüştür. Kız çocukları için herhangi bir yaş koşulu getirilmemiştir.
37-Malul kız çocuklarının aylıkları evlenmeleri halinde kesilecek mi?
Gerek malul kız, gerekse erkek malul çocukların aylıkları evlenmeleri halinde kesilmeyecek, ancak, çalışmaları, kendi çalışmalarından dolayı gelir/aylık almaları veya maluliyet hallerini yitirmeleri durumunda aylıkları kesilecektir.
38-Evlenme ödeneği hangi miktar üzerinden ve kimlere verilecektir ?
Bu Kanun uyarınca, evlenme ödeneği yetim kız çocuklarına almakta oldukları aylıkların 24 aylık tutarı miktarında ödenecektir.
Bu kanundan önce Emekli Sandığı Kanununa göre bağlanmış aylıklar hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağından yetim aylığı alan eş, ana ve kızın evlenmesi halinde oniki aylık tutarında evlenme ikramiyesi ödenecektir.
Hizmet azlığı nedeniyle aylık bağlanamayan ancak 5510 sayılı Kanun uyarınca aylık bağlanmış kız çocuklarına almakta oldukları aylıkların 24 aylık tutarı miktarında ödenecektir.
39-Sigortalı olan ve itibari hizmet süresi kapsamındaki bir işte çalışan kişinin çalışmaları 5510 sayılı Kanuna göre yine itibari hizmet süresi kapsamında mı değerlendirilecektir?
Kanunla 506 sayılı Kanuna tabi olarak çalışan sigortalılar için halen uygulanmakta olan itibari hizmet süresi uygulamasına son verilerek, fiili hizmet süresi zammı uygulamasına geçilmiştir.
Yeni düzenleme ile sigortalıların Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar itibari hizmet süresi kapsamında geçen süreleri mevcut kanunlar doğrultusunda 3600 gün koşulu aranmaksızın emeklilik haklarına yansıtılacaktır.
Kanunun yürürlük tarihinden sonra ise, çalışılan işin fiili hizmet süresi zammı kapsamındaki bir iş olması halinde, sigortalılar fiili hizmet süresi zammından yararlandırılacaklardır.
40-Fiili hizmet zammı 5510 sayılı Kanunda neyi ifade etmektedir?
Fiili hizmet süresi zammı kapsamındaki işler; ağır, riskli ve sağlığa zararlı olup, çalışanları fiziki, ruhi ve fizyolojik bakımdan olumsuz yönde etkileyen, dolayısıyla bu işlerde çalışanları diğer çalışanlara göre daha fazla yıprattığı için ömürlerini kısaltan işlerdir.
506, 5434 sayılı Kanunların uygulamasında kapsam içerisinde bulunan bazı işler, teknolojideki gelişmeler ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi nedeniyle zamanla yıpratıcı olmaktan çıktığı halde, bu işlerde çalışanlara hala fazladan hizmet ilavesi yapılması, diğer kesimlerde çalışanlar aleyhine bir adaletsiz durum yaratıyordu. Bu olumsuzlukların ortadan kaldırılması amacıyla fiili hizmet süresi zammı getirilmiştir.
41-Bu Kanunla yurtdışında geçen sürelerin borçlandırılması ile ilgili bir değişiklik getirildi mi?
3201 sayılı Kanunda yapılan değişiklikle, l8 yaşını doldurmuş Türk Vatandaşlarının Türk Vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ile bu sürelerin arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ve yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri borçlanma kapsamına alınmıştır.
Yurtdışında geçen hizmet sürelerini borçlanmak isteyenler, Türkiye’de son defa; Sosyal Güvenlik Kurumuna tabi çalışmaları varsa borçlanma işlemleri Kurumumuzca, 506 sayılı Kanunun geçici 20’nci maddesine tabi sandıklardan birine tabi çalışması varsa borçlanma işlemleri ilgili sandıkça sonuçlandırılacaktır.
Ayrıca, Türkiye’de herhangi bir Sosyal Güvenlik Kurumuna tabi çalışması bulunmayanların yurtdışında geçen sigortalı süreleri ile ev kadınlığında geçen sürelerinin borçlanma işlemleri de Kurumumuzca yapılacaktır.
Kendilerine veya hak sahiplerine sosyal güvenlik sözleşmesi uygulanmak suretiyle kısmi aylık bağlanmış olanların borçlanma işlemleri aylığı bağlayan Kurumun bu Kanundaki sigortalılık statüsüne göre sonuçlandırılacaktır.
Kurumumuzca yapılacak yurtdışı hizmet borçlanma talepleri için,
Son defa Sosyal Sigortalar Kurumuna veya Bağ-Kur’ a tabi çalışması olanlar, yada Türkiye’de hiç çalışması olmayanlar veya yurtdışında ev kadınlığında geçen süreleri bulunanlar Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Yurtdışı Borçlanma ve Tahsis İşlemler Daire Başkanlığı veya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüklerine,
Daha önce 5434 sayılı Kanun kapsamında çalışmış ise Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Kamu Görevlileri Emeklilik İşlemleri Daire Başkanlığı’na başvuracaklardır.
42-3201 sayılı Kanuna göre borçlanma kapsamında olmayan süreler nelerdir?
a) 18 yaşın doldurulmasından önce yurtdışında sigortalı, işsizlik ve ev kadını olarak geçen süreler,
b) Türk vatandaşlığının kazanılmasından önce ve Türk vatandaşlığının kaybedilmesinden sonra yurtdışında sigortalı,işsizlik ve ev kadını olarak geçen süreler,
c) İkili sosyal güvenlik sözleşmelerine göre kendilerine kısmi aylık bağlanmış olanların yurtdışında geçen sigortalılık süreleri arasında ve bu sürelerin bitim tarihinden sonraki işsizlik süreleri,
d) Sosyal güvenlik kanunlarına göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları kapsamında geçen sürelerle çakışan yurtdışı süreleri,
borçlanılamaz.
43-Yurtdışında geçen hizmetlerin borçlanma işlemlerinde ödenecek tutar nedir?
Borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilecek borç tutarı, başvuru tarihindeki 5510 sayılı Kanununun 82 nci maddesinde belirtilen prime esas asgari ve azamî günlük kazanç arasında seçilecek günlük kazancın % 32'sidir. Yurtdışı hizmet borçlanmalarında alt sınırı farklı bir miktarda belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır.
44-Yurtdışında geçen hizmetlerin borçlanılmasında borç tutarı ne zamana kadar ödenmesi gerekmektedir?
İşlemin geçerli olabilmesi için bedelin ödenmesi gerekmektedir.Borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde Kurum hesabına ödenmesi zorunludur. Üç aylık sürenin başlama tarihi, tebliğ mektubunun ilgiliye posta yoluyla teslim edildiği tarihte başlar. Tahakkuk ettirilen prim borcunun tamamını, tebliğ tarihinden itibaren üç ay içerisinde ödemeyenlerin, borçlanma başvuruları geçersiz sayılır.
45-Yurtdışında geçen hizmetlerin borçlanılmasında borç tutarını kısmi ödeme sözkonusu mudur?
Evet mümkündür. Üç aylık süre içerisinde borcun bir kısmının ödenmesi halinde ödenen miktar ile orantılı süre geçerli sayılır.Ödenmeyen süreye ait borçlanma ise iptal edilir.Ödenmeyen sürenin geçerli sayılması yeni bir borçlanma talebine ve süresi içinde ödenmesine bağlıdır.
46-3201 sayılı Kanuna göre bağlanan aylıklar hangi hallerde kesilecektir?
a) Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış olup olmadığına bakılmaksızın herhangi bir ülkede çalışmaya, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almaya başladıkları,
b) Türkiye’de sosyal güvenlik kanunlarına göre sigortalı olarak çalışmaya başladıkları
tarihten itibaren kesilir.
47-Bulgaristan dan borçlanma suretiyle emekli olanların tekrar çalışmaları destek primi ödeyerek mümkün mü?
1/1/1989 tarihinden 8/5/2008 tarihine kadar zorunlu göçe tabi tutulduktan sonra Türk vatandaşlığına geçen ve Bulgaristan’daki hizmetlerini borçlanarak kendilerine yaşlılık aylığı bağlananların sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmalarına imkan bulunmamaktadır.
48-3201 sayılı Kanuna göre borçlanarak aylık bağlanan kişiler daha sonra Kuruma sürekli bildirimde bulunacaklar mı?
Altı aydan daha uzun süre yurtdışında bulunmuş olanlar, yurtdışında çalışıp çalışmadıklarını ve ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alıp almadıklarını gösterir belgeleri, örneği Kurumca hazırlanan 3201 sayılı Kanuna Göre Aylık Alanlara Mahsus Yoklama Belgesi ile birlikte söz konusu altı aylık sürenin dolduğu tarihten sonra üç ay içinde Kuruma vermek zorundadırlar.
49-3201 sayılı Kanuna göre borçlanarak aylık bağlanan kişiler sağlık yardımlarından yararlanacaklar mı?
Yurtdışı sürelerini borçlanarak aylık bağlanan kişilerden sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklı kalmak şartıyla Türkiye’de ikamet etmeyenler genel sağlık sigortalısı ve genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılmazlar.
50-İstanbul ve Ankara’da sosyal güvenlik sözleşmelerinden kaynaklanan uzun ve kısa vadeli sigorta işlemleri için hangi sosyal güvenlik merkezine başvurulacaktır?
İstanbul’da sosyal güvenlik sözleşmelerinden kaynaklanan uzun ve kısa vadeli sigorta işlemleri Beşiktaş ve Pendik Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlüklerinde, yurtdışı borçlanma ve bu borçlanmalara göre aylık bağlama işlemleri ise Unkapanı Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlüğünde yürütülmektedir.
Ankara’da sosyal güvenlik sözleşmelerinden kaynaklanan uzun ve kısa vadeli sigorta işlemleri Ulucanlar Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlüğünde, yurtdışı borçlanma ve bu borçlanmalara göre aylık bağlama işlemleri ise Sıhhıye Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlüğünde yürütülmektedir.
51-Kadınlar doğum borçlanması yapabilecekler midir?
Ayrıca 5510 sayılı Kanunla, kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile 4 /a kapsamındaki sigortalı kadınların, iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla borçlanma talebinde bulunulan sürelerini, borçlanma imkanı getirilmiştir.
52-Borçlanma bedelinin ödenememesi halinde, tekrar talepte bulunulabilinir mi?
Bir ay içinde ödenmeyen borçlanmalar için yeni başvuru şartı aranacak ve primi ödenmeyen borçlanma süreleri hizmetten sayılmayacaktır.
53-Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki sürelerin borçlandırılması halinde, sigortalılığın başlangıç tarihi ne olacaktır?
Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki sürelerin borçlandırılması halinde, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürülecektir.
54-2925 sayılı Kanuna tabi tarım işçilerinin sigortalılıklarının sona ermesi durumunda yeniden 2925 sayılı Kanun kapsamına girebilecekler midir?
2925 sayılı Kanunun sigortalılıkla ilgili hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır.1/10/2008 tarihinden sonra 2925 sayılı Kanun kapsamında yeni sigortalı tescili yapılmayacaktır.1/10/2008 tarihi itibariyle 2925 sayılı Kanuna tabi olanların sigortalılıkları sona erinceye kadar, 2925 sayılı Kanunla ilgileri devam ettirilecektir.2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar Kanunun yürürlük tarihinden sonra da prim ödeme gün sayıları açısından eski Kanun hükümlerine tabi olacaktır.Mevcut tarım sigortalıları da genel sağlık sigortası kapsamına alınacak, dolayısıyla 1/10/2008 tarihinden sonra tüm tarım sigortalıları için ödenecek prim oranı % 32,5 dur.
55-5510 sayılı Kanuna göre sigortalılık başlangıç süresi 18 yaş mıdır?
5510 sayılı Kanuna göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilecektir. Bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilecektir. 5510 sayılı Kanunun geçici 6 ncı maddesi gereğince hizmet akdiyle çalışan 4/a sigortalılarından, sigortalılık süresinin başlangıcı;
- 1/4/1981 tarihinden önce ise sigortalılık süresinin başlangıç tarihi,
- 1/4/1981 tarihinden sonra ise 18 yaşın doldurulduğu tarih,
dikkate alınacaktır. Ancak, 18 yaşın öncesinde geçen çalışma süreleri prim ödeme gün sayısına ilave edilecektir. Bu durum, 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olan 4/a sigortalıları için yalnızca yaşlılık aylığı bağlanmasında geçerli olup, malullük ve ölüm aylıklarında uygulanmayacaktır.
56-Adi şirketlerde şirkete yeni ortak alınması durumunda işyeri bildirgesi ne zaman Kuruma verilecektir?
Adi şirketlerde şirkete yeni ortak alınması durumunda en geç yeni ortağın alındığı tarihi takip eden on gün içinde Kuruma bildirilmesi gerekmektedir.
57-İşyerinin intikal etmesi veya başka bir kişiye devredilmesi halinde işyeri bildirgesi ne zaman Kuruma verilecektir?
İşyerinin devredilmesi veya intikal etmesi halinde, intikal veya devir tarihinden itibaren 10 gün içinde Kuruma bildirilmelidir. İşyerinin miras yoluyla intikali halinde ise mirasçıları, ölüm tarihinden itibaren en geç üç ay içinde Kuruma bildirilmesi gerekmektedir
58-1/10/2008 tarihinden itibaren aylık prim ve hizmet belgelerinde sigortalıların sosyal güvenlik numarası yazılmaya devam edilecek mi?
1/10/2008 tarihinden itibaren sosyal güvenlik numarası olarak sigortalıların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları esas alınacağından, aylık prim ve hizmet belgesinin “Sosyal Güvenlik Sicil Numarası” bölümüne, sigortalıların 11 haneli TC kimlik numaraları kaydedilecektir. Sigortalının yabancı uyruklu olması halinde ise, sözkonusu bölüme, bu kişiler için İçişleri Bakanlığınca verilecek olan kimlik numarası sisteme girilecektir.
59-Sigortalı Ay/dönem içerisinde işe girmiş ise aylık prim ve hizmet belgesine prim ödeme gün sayısı olarak kaç gün yazılacaktır?
Ay/dönem içinde işe giren sigortalıların prim ödeme gün sayıları, işe giriş tarihleri ve ay/dönemin kaç gün olduğuna bakılarak parmak hesabı yapılmak suretiyle hesaplanacaktır.
60-Ay/dönem içinde bazı günlerde çalışmamış ve çalışmadığı günler için de ücret almamış sigortalıların prim ödeme gün sayılarının hesaplanması nasıl olacaktır? Bu eksik bildirim için Kurumumuza verilmesi gereken belge var mı?
Ay/dönem içinde işe girişi veya işten çıkışı bulunmayan, çeşitli nedenlerle (istirahat, ücretsiz izin, disiplin cezası gibi) ay/dönemin bazı günlerinde çalışmayan ve çalışmadığı günler için de ücret almayan sigortalıların ilgili ay/dönemdeki prim ödeme gün sayıları, ilgili ay/dönemdeki gün sayısından, ücret almaya hak kazanılmamış gün sayısı çıkartılmak suretiyle hesaplanacaktır.
Aylık prim ve hizmet belgesinde kayıtlı eksik gün nedeni hanesine, sigortalının durumunu açıklayan kod numarası aylık prim ve hizmet belgesine kaydedilecektir.
Diğer taraftan, kamu işyerleri ve toplu iş sözleşmesi imzalanan işyerleri hariç olmak üzere, ay içinde bazı iş günlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların eksik çalıştıklarını ispatlayan belgelerin Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 10 nolu ekinde yer alan belge ile aylık prim ve hizmet belgesinin verilmesi gereken süre içinde işyerinin bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik İl/Merkez Müdürlüğüne elden verilmesi veya aynı süre içinde posta ile gönderilmesi gerekmektedir.
61-İşverenin daha az sigorta primi ödemek için sigortalının kazancını düşük gösterirse Kurum bunun doğruluğunu araştırabilecek midir?
Borçlar Kanunu, İş Kanunu gibi çalışma hayatını düzenleyen kanunlarda değişiklik yapılarak hizmet erbabının, işçinin, gemi adamının ve gazetecinin ücretlerini işverenler, işveren vekilleri ve üçüncü kişilerce bankalar vasıtasıyla ödenmesinde zorunlululuk getirilmiştir. Ayrıca Kuruma da bankalardan bilgi ve belge isteme hakkı getirilmiştir. Bu durumda, işverenlerin çalıştırdıkları işçilerin prime esas kazançlarını olduğundan daha az göstermeleri imkanın ortadan kaldırılması sağlanmıştır.
Yine işverenin aylık prim ve hizmet belgesini asma yükümlülüğü bulunmaktadır.
Öteyandan, Kurumun kontrol ve denetim elamanlarının da kayıt inceleme yetkisi bulunmaktadır.
Tüm bunlara rağmen sigortalı, prime esas kazancının bildirilenden daha yüksek olduğunu ALO 170 hattına veya işveren ve işyerinin adresi ile birlikte işyerinin bağlı bulunduğu Üniteye bildirmesi halinde, işyeri ve ücreti hakkında gerekli inceleme işlemi yapılarak, sonuç sigortalıya bildirilmektedir.
62-Ülkemizle sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerde iş yapan bir müteahhidim. Bu ülkelere götüreceğim Türk işçileri için prim yükümlülüğüm nedir?
İşverenler, ülkemizle sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelere götürdükleri Türk işçileri için işyerinin tehlike derecesine göre % 1 ila 6,5 arasında kısa vadeli sigorta kolları primi ile % 5’i sigortalı, % 7,5’i de işveren hissesi olmak üzere %12,5 oranında genel sağlık sigortası primi ödeyeceklerdir. İşçilerin uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayı istemeleri halinde, haklarında isteğe bağlı sigorta hükümleri uygulanacaktır.
Yeni getirilen düzenleme ile işverenler üzerindeki yükler azaltılırken, sigortalılar yönünden, bunların ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin sağlık güvencelerine kavuşmaları sağlanmıştır.
63-2008/Kasım ayında toplam 119 sigortalı istihdam eden (A) işverenin çalıştırdığı sigortalılardan;
- 3’ünün, 4857 sayılı Kanunun 30 uncu maddesine istinaden kontenjan dahilinde tüm sigorta kollarına tabi olarak çalışan özürlü sigortalı,
- 2’sinin, 4857 sayılı Kanunun 30 uncu maddesine istinaden kontenjan haricinde tüm sigorta kollarına tabi olarak çalışan özürlü sigortalı,
- 20’sinin 4447 sayılı Kanun kapsamına giren 18-29 yaş arasında erkek veya 18 yaşından büyük kadın sigortalı,
- 5’inin herhangi bir teşvik Kanunu kapsamına girmeyen sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışan sigortalı,
- kalan 89’unun da 5510 sayılı Kanun 81 inci maddesinin (i) bendine istinaden tüm sigorta kollarına tabi olarak çalışan sigortalı olduğu varsayıldığında, bunların bildirimini tek bir belge üzerinden verebilmesi mümkün müdür?
Çalıştırılan bu sigortalıların, Kurumumuza tek bir belge üzerinden değil aşağıda belirtilen şekilde bildiriminin yapılması gerekmektedir.
-4857 sayılı Kanunun 30 uncu maddesine istinaden kontenjan dahilinde tüm sigorta kollarına tabi olarak çalışan özürlü sigortalılar, 1 nolu belge türü ve 14857 sayılı Kanun türü,
- 4857 sayılı Kanunun 30 uncu maddesine istinaden kontenjan haricinde tüm sigorta kollarına tabi olarak çalışan özürlü sigortalılar, 1 nolu belge türü ve 54857 sayılı Kanun türü,
- 4447 sayılı Kanun kapsamına giren 18-29 yaş arasında erkek veya 18 yaşından büyük kadın sigortalılar, 1 nolu belge türü ve 4447 sayılı Kanun türü,
- Sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışan sigortalılar 2 nolu belge türü,
- Tüm sigorta kollarına tabi olarak çalışan diğer sigortalılar ise, 1 nolu belge türü ve 5510 sayılı Kanun türü seçilmek suretiyle Kuruma bildirilecektir.
64-Hizmet akdine istinaden işveren tarafından çalıştırılan sigortalılardan dolayı 1/10/2008 tarihinden itibaren uygulanması gereken sigorta kolları ile prim oranları nelerdir.?
1- Kısa Vadeli Sigorta Kolları Prim Oranı: İşyerinin tehlike sınıf ve derecesine göre belirlenen prim nispeti üzerinden %1 ila 6,5 arasında olup işveren tarafından ödenecektir.
2- Malüllük,Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları Prim Oranı: %20 olup, %9’u sigortalı hissesi, %11’i işveren hissesidir.
3- Genel Sağlık Sigortası Prim Oranı: %12,5 olup, %5’i sigortalı hissesi, %7,5’i işveren hissesidir.
65-4/a Kapsamında sigortalı çalıştıran özel nitelikte ki işyerleri işverenleri belgeyi ne zaman vereceklerdir?
Özel nitelikteki işyeri işverenleri, cari aya ilişkin olarak düzenleyecekleri asıl, ek veya iptal nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerini, en geç belgenin ilişkin olduğu ayı izleyen ayın 23’ünde saat 23:59’a kadar e-Sigorta kanalıyla Kuruma göndermek zorundadırlar.
66-Resmi nitelikte ki işyeri işverenleri 4/a kapsamında çalıştırdıkları sigortalara ilişkin belgelerini ne zaman vereceklerdir?
Resmi nitelikteki işyeri işverenleri ise, cari aya ilişkin olarak düzenleyecekleri asıl, ek veya iptal nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerini, en geç belgenin ilişkin olduğu dönemi izleyen takvim ayının 7’sinde saat 23:59’a kadar e-Sigorta kanalıyla Kuruma göndermek zorundadırlar.
67-4/a Kapsamında sigortalı çalıştıran işverenler primlerini en geç hangi tarihte ödemek zorundadırlar?
İşverenler, bir ay içinde çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazançları üzerinden hesaplanacak prim tutarlarını en geç takip eden ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödeyeceklerdir.
Prim borçlarının, katma değer vergisi iade alacağından mahsubu suretiyle ödenmesi talebinde bulunan işverenlerin, cari aylara ilişkin prim borçlarını ödeme süresinin sona erdiği tarihten itibaren 15 gün içinde mahsup suretiyle ödemeleri halinde, primler yasal süresinde ödenmiş kabul edilecektir.
68-4/a Kapsamında sigortalı olan bir kişiden 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesine müteakip işverence maaşından kesilecek prim tutarında artma olacak mı?
Mevcut uygulamada sigortalılardan % 9 oranında malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ve % 5 hastalık sigortası primi olmak üzere toplam % 14 oranında prim kesilmektedir.
Yeni uygulamada, sigortalıların ödeyecekleri prim oranı yine toplam % 14 olup, bunun % 9’u malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi, % 5’i de genel sağlık sigortası primidir.
69-5 puanlık işveren hissesi prim teşvikinden yararlanma şartları nelerdir ?
Sosyal Güvenlik Kurumuna prim borcu bulunmayan özel sektör işverenlerinin çalıştırdıkları sigortalıları için ödeyecekleri sigorta primlerinden beş puanlık kısmının Hazinece karşılanmasına ilişkin prim teşviki uygulaması 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Bu düzenleme ile; işverenlerin, sigortalıları için ödeyecekleri primin 5 puanlık kısmı istihdamı teşvik amacıyla Hazinece karşılanacak olup, Sosyal Güvenlik Kurumuna Prim borcu bulunmayan ve kayıt dışı sigortalı çalıştırmayan işverenlerin sigorta prim yükünün beş puanlık kısmı Hazinece üstlenilmiştir.
70-18-29 yaş arası gençler ile 18 yaşından büyük kadınların istihdam edilmesine ilişkin sigorta prim teşvikinden yararlanma şartları nelerdir.
Prim teşviki uygulaması 1 Temmuz 2008 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Teşvikten yararlanmak için;
Sigortalı Yönünden Aranılan Şartlar;
1)Erkek ise; 18 yaşından büyük/29 yaşından küçük, kadın ise; 18 yaşından büyük olması,
2) Prim teşvikinin yürürlüğe girdiği 1 Temmuz 2008 tarihinden önceki altı aylık sürede işsiz olması,
3) Prim teşvikinin yürürlüğe girdiği 1 Temmuz 2008 tarihinden sonraki bir yıl içinde (1/temmuz/2008 ila 30/haziran/2009 tarihleri arasında) sigortalının işe alınması;
4) Sigortalının fiilen çalışması;
İşyeri Yönünden Aranılan Şartlar;
İlave istihdamın, prim teşvikinin yürürlüğe girdiği 1 Temmuz 2008 tarihinden önceki bir yıllık sürede işyerinden Kuruma bildirilen ortalama sigortalı sayısına ilave olarak alınması, halinde; prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin; Birinci yıl için yüzde yüzü, ikinci yıl için yüzde sekseni, üçüncü yıl için yüzde altmışı, dördüncü yıl için yüzde kırkı, beşinci yıl için yüzde yirmisi işsizlik sigortası fonundan karşılanır.
71-Teşvik Kanunlarından herhangi birinden yararlanmakta olan işverenler aynı dönem için diğer bir teşvik Kanunundan faydalanabilir mi?
Teşvik Kanunlarının herhangi birinden yararlanmakta olan işverenler aynı dönemde aynı sigortalılardan dolayı mükerrer olarak diğer teşvik hükümlerinden faydalanamazlar. Ancak aynı dönemde teşvik kapsamına girmeyen diğer sigortalılardan dolayı diğer bir teşvik hükümlerinden faydalanılabilir.
Örneğin; 4857 sayılı İş Kanununun 30 uncu maddesi hükmüne istinaden çalıştırmış olduğu özürlü sigortalılardan dolayı sigorta prim teşvikinden faydalanmakta olan işveren aynı dönem için sigorta prim teşvikinden faydalanılan sigortalılar haricindeki diğer sigortalılardan dolayı, işverenin Kurumumuza borcunun bulunmaması halinde Malüllük, Yaşlılık ve Ölüm primlerinde 5 puanlık indirimden dolayı faydalanılması mümkündür.
72-18 yaşından büyük, 29 yaşından küçük olan erkek ve 18 yaşından büyük olan kadınlardan dolayı teşvik hükümlerinden 2008/Ocak ila 2008/Haziran aylarında isteğe bağlı sigortalı olan kişilerden dolayı faydalanılabilir mi?
5763 sayılı İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 20 nci maddesi ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa eklenen geçici 7 nci madde de; 18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük olanlar ile yaş şartı aranmaksızın 18 yaşından büyük kadınlardan; bu maddenin yürürlük tarihinden önceki altı aylık dönemde prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olması şartıyla, bu sigortalıları istihdam eden işverenlerin faydalanması hükme bağlandığından;
2008/Ocak ila 2008/Haziran dönemlerinde isteğe bağlı sigortalı olan kişileri 1/7/2008 (dahil) ila 30/6/2009 (dahil) tarihleri arasında istihdam eden işverenler de teşvik hükümlerinden faydalanabilecektir.
73-1.4.2008 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunda öngörülen sigorta primi teşviki hükümlerinden, geriye dönük olarak faydalanılabilecek mi?
Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesine Yönelik Uygulama ve Denetim Yönetmeliğinin yayımlandığı tarihten önce sözkonusu destekten yararlanmaları gerektiği halde, Kurumumuzca yayımlanmış olan 2008-85 sayılı Genelgenin yayımlandığı tarihten önce anılan Kanunda aranılan şartların taşındığına ve destekten yararlanmaya hak kazanıldığına ilişkin belgelerini Sosyal Güvenlik İl/Merkez Müdürlüklerine ibraz edememiş olmaları nedeniyle sigorta primi işveren hissesi desteğinden yararlanamamış olan işverenlerin, destekten yararlanmaya hak kazanıldığına ilişkin belgeleri işyerinin bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik İl/Merkez Müdürlüklerine ibraz etmeleri ve kapsama giren sigortalılar için Kanun türü seçilmeksizin düzenlenmiş ve yasal süresi içinde Kuruma verilmiş asıl veya ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgeleri için iptal nitelikte, aynı sigortalılar için 5746 sayılı Kanun türü seçilmek suretiyle asıl nitelikte aylık prim ve hizmet belgesi vermeleri halinde, bu süreler için de sigorta primi işveren hissesi desteğinden yararlanılabilecektir.
74-5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanundan hangi işyerleri faydalanmaktadır.?
5746 sayılı Kanun kapsamına?
1- Teknoloji merkezi işletmeleri,
2- ArGe merkezleri,
3- ArGe ve yenilik projelerinde faaliyet göstermekle birlikte, sözkonusu faaliyetleri kamu
kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar veya uluslararası fonlarca desteklenen işletmeler,
4- ArGe ve yenilik projeleri TÜBİTAK tarafından yürütülen işletmeler,
5- Rekabet öncesi işbirliği projeleri bulunan işletmeler,
6- Teknogirişim sermaye desteği alan işletmeler,
7- 4691sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında ücreti gelir vergisinden istisna tutulan personel çalıştıran işletmeler,
girmektedir.
75-5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinde öngörülen, Malüllük, Yaşlılık ve Ölüm sigorta primlerinde 5 puanlık indirime ilişkin sigorta prim teşvikinden nasıl faydalanılacak.?
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 81 inci maddesinde öngörülen sigorta prim teşvikinden faydalanmak isteyen özel sektör işverenleri, Kurumumuza muaccel sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunmaması halinde, bağlı bulundukları Sosyal Güvenlik İl / Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlüklerine müracaat etmeksizin e-Bildirge üzerinden 5510 sayılı Kanun türü seçmek suretiyle sözkonusu sigorta prim teşvikinden faydalanabileceklerdir.
76-Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının çeşitli kanunlar gereğince yapılandırılmış veya 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine istinaden tecil ve taksitlendirilmiş olması halinde Malüllük, Yaşlılık ve Ölüm sigorta primlerinde 5 puanlık indirimden faydalanılabilecek mi?
5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinde, muaccel sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçları bulunmakla birlikte, sözkonusu borçların çeşitli kanunlar gereğince yeniden yapılandırılmış veya 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine istinaden tecil ve taksitlendirilmiş olması ve yapılandırma veya taksitlendirme işlemleri devam ediyor olması kaydıyla, sözkonusu indirimden yararlanılabileceği öngörülmüştür.
Bu bakımdan, muaccel borçları, 5458 sayılı Kanun gereğince ya da 5510 sayılı Kanunun geçici 24 ya da 25 inci maddelerine istinaden yeniden yapılandırılmış ya da 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine istinaden tecil ve taksitlendirilmiş olan işverenler, yapılandırma veya taksitlendirme işlemlerinin devam ediyor olması ve yapılandırma veya taksitlendirme kapsamına girmeyen muaccel sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının da bulunmaması kaydıyla, aylık prim ve hizmet belgelerini 5510 sayılı Kanun türünü seçmek suretiyle Kuruma gönderebileceklerdir.
77-Afet nedeniyle aylık prim ve hizmet belgesinin verilme süresi ile muhteviyatı primlerin ödeme süresinin ertelenmesi halinde beş puanlık prim indiriminden yararlanılabilir mi?
Afet nedeniyle prim borçlarının ertelenmesine Kurumca karar verilen işverenler, aylık prim ve hizmet belgesinin Kuruma gönderileceği tarihte muaccel sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunmaması, 5510 sayılı Kanun türü seçilmek suretiyle düzenlemiş oldukları aylık prim ve hizmet belgelerini Kuruma süresi içinde vermiş olmaları, ertelemeye tabi tutulmuş sigorta prim borçlarını erteleme süresi içinde ödemeleri kaydıyla beş puanlık prim indiriminden yararlanacaklardır.
78-Özürlü sigortalıları istihdam eden işverenler sigorta prim teşviki hükümlerinden hangi oranlarda istifade edebileceklerdir?
4857 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinde öngörülen sigorta primi işveren hissesi teşvikinden yararlanmak amacıyla yapılan başvurular üzerine,
- Aynı il sınırları içinde elli veya daha fazla sigortalı çalıştıran işyeri işverenleri primi işveren hissesi teşvikinden, kontenjan dahilindeki özürlü sigortalılardan dolayı % 100 oranında, kontenjan haricindeki özürlü sigortalılardan dolayı % 50 oranında,
- Korumalı işyeri işverenleri çalıştırdığı özürlü sigortalılardan dolayı % 100 oranında,
- Özürlü sigortalı çalıştırmakla yükümlü olmayan işverenleri ise çalıştırdığı özürlü sigortalılardan dolayı % 50 oranında istifade edeceklerdir.
79-Emzirme ödeneği kimlere verilecek ve bu ödeneğin tutarını kim belirleyecektir?
Mevcut uygulamada sadece SSK’lılar için 50 YTL olarak ödenmekte olan emzirme ödeneğinin kapsamı yeni düzenleme ile genişletilerek, Bağ-Kur’luları da kapsayacak şekilde; sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe, kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadına ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşine, sosyal taraflardan işçi, işveren ve emekli temsilcilerinin de bulunduğu Kurum Yönetim Kurulunca belirlenen Bakanlıkça onaylanan tarifeye göre emzirme ödeneği verilmesi imkanı getirilmiştir. 2008 yılının bitimine iki ay gibi bir süre kalması nedeniyle, emzirme ve cenaze yardımı ödenek miktarları değiştirilmemiştir.
1/1/2009 tarihi itibarıyla miktarlar yeniden belirlenecektir.
80-Analık sigortası dahilinde geçici iş göremezlik ödeneğinden yararlanma şartları nelerdir?
a) Doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması,
b) Bu süre içinde iş yerinde çalışmamış olması,
c) Doğum olayının gerçekleşmiş olması,
d) Kanunun 4/b kapsamında bulunan sigortalıların analıkları halinde genel sağlık sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması,
Gerekmektedir.
81-Sigortalı erkeğe emzirme yardımı verilir mi?
Öncelikle sigortalı erkek için sigortalının doğum yapan kadınla Medeni Kanun hükümlerine göre doğumdan önce evlenmiş olması gerekmektedir. Sigortalılığı sona eren sigortalıların işten ayrıldığı tarihten başlamak üzere 300 gün içinde çocukları doğarsa sigortalı kadın veya eşi analık sigortası haklarından faydalanacak sigortalı erkeğin analık sigortasından faydalanmaları için doğum tarihinden önceki 15 ay içinde en az 120 gün prim ödemiş olması şartıyla emzirme ödeneğinden yararlanabilir.
82-Geçici iş göremezlik ödeneği hangi şartla ve hangi miktar üzerinden ödenecektir?
İş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle istirahatli bırakılan sigortalılarımızın istirahatli bırakıldığı sürece geçici iş göremezlik ödeneği alabilmek için prim ödeme gün sayısı aranmamaktadır. 506 sayılı Kanunda, hastalık ve analık sigortasından dolayı istirahatli bırakılan sigortalılara geçici iş göremezlik ödeneği alınabilmesi için gerekli olan 120 gün prim ödeme şartı aranırken bu Kanunla hizmet akti ile çalışanlar için bu süre (4/a ) 90 güne indirilmiştir
İstirahatlı bırakılan sigortalıya bu süre içerisinde çalışmama koşuluyla, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı kadının analığı halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği, yatarak tedavilerde Kanunun 17 nci maddesine göre hesaplanacak günlük kazancının yarısı, ayaktan tedavilerde ise 2/3’ ü üzerinden hesap edilecektir.
83-Hastalanan sigortalılara verilen iş göremezlik ödeneğinin şartları ağırlaştırılmış ve miktarı eskiye göre azaltılmış mıdır?
Kanunla, iş kazası ve meslek hastalığı hallerinde geçici iş göremezlik ödeneği alabilmek için hiç bir koşul öngörülmemektedir.
506 sayılı Kanunda, hastalık sigortasından geçici iş göremezlik ödeneği alınabilmesi için gerekli olan 120 gün prim ödeme şartı aranırken bu Kanunla 90 güne indirilmiştir. Ayrıca mevcut uygulamada SSK’da olduğu şekilde geçici iş göremezlik ödeneğinin;
Yatarak tedavilerde günlük kazancın yarısı,
Ayaktan tedavilerde ise üçte ikisi,
oranında verilmesi yönündeki düzenleme korunmuştur.
84-Bağımsız çalışanlar internet üzerinden kayıt/tescil bilgilerine ulaşıp bu bilgilerin dökümünü alıp kullanabilecekler midir?
Bağımsız çalışanların sigortalılık bilgilerine bilgisayar ortamından erişilebilmekte iken güncel olmaması ya da kayıtdışı sigortalılık olabileceği düşünülerek resmi barkot çıktısı verilemediğinden sigortalılar veya vatandaşlarımız internet üzerinden bu bilgilere ulaşamamakta idi.Şu anda bu bilgilere internet üzerinden ulaşım sağlanmakta, bu nedenle il müdürlüklerimize müracaat etmeksizin işlem yapılabilmektedir.
85-1/10/2008 tarihinden önce 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde belirtilen işleri, hizmet akdiyle herhangi bir işverene tabi olmaksızın sürekli ve kazanç getirici nitelikte yapmakta olanların sosyal güvenlik açısından durumları nasıl değerlendirilecektir?
1/10/2008 tarihinden önce 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde belirtilen işleri, hizmet akdiyle herhangi bir işverene tabi olmaksızın sürekli ve kazanç getirici nitelikte yapmakta olanlardan 1/10/2008 tarihinden sonra aynı şartlarla bu işleri yaptıkları tespit edilen kadın isteğe bağlı sigortalılar; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası primi ödeyebilecektir.
86-Anonim şirketlerin kurucu ortaklarından daha önce 1479 sayılı Kanunun 24 üncü maddesine tabi olarak sigortalı olanlar sigortalılıklarını devam ettirmek için ne yapacaklardır?
Anonim şirketlerin kurucu ortaklarından daha önce 1479 sayılı Kanunun 24 üncü maddesine tabi olarak sigortalı olanlardan sigortalılıklarını devam ettirmek isteyenlerin 1/10/2008 tarihinden itibaren altı ay içinde yazılı talepte bulunmaları halinde sigortalılıkları aynen devam ettirilecektir. Bu süre içerisinde talepte bulunmayanların sigortalılıkları ise 1/10/2008 tarihi itibariyle sona erecektir.
87-Halen çiftçilik yapan bir kişinin 5510 sayılı Kanunda sigortalılığı nasıl olacak?
Yeni düzenleme ile; tarımsal faaliyette bulunanların asgari ücretin yarısı üzerinden prim ödeyerek 30 gün hizmet kazanmaları ve sağlık hizmetlerinden yararlanmaları imkanı getirilmiştir.
88-Avukat ve noterlerin yeni yasada durumları ne oldu?
Yeni Kanunda topluluk sigortası uygulaması kaldırılmıştır.Topluluk sigortasına tabi gelir vergisi mükellefi bulunan avukat ve noterler 4 /b kapsamında sigortalı sayılmıştır.Avukat ve noterlerden gelir vergisi bulunmayanların sosyal güvenlikleri isteğe bağlı sigorta yoluyla devam ettirilebilecektir.Avukat ve noterler de zorunlu sigortalılık kapsamına alındığından bunlar da, doğal olarak genel sağlık sigortasına dahil olacaklardır.
89-İşsiz kalınan sürelerde prim ödenmeyen sürelerin telafisine ilişkin bir düzenleme var mıdır ?
Yeni düzenleme ile Türkiye'de yasal olarak ikamet edenlerden 18 yaşını dolduran ve talepte bulunanlar isteğe bağlı sigortalı olabilecektir. İsteğe bağlı sigortalı olmak için SSK’da aranan 1080 gün ile Emekli Sandığında aranan 10 yıllık hizmet süresi şartları kaldırılmış ve bunlara genel sağlık sigortası primi ödemeleri suretiyle sağlık hizmetlerinden yararlanma, 30 günden az süreli işlerde çalışanlara da eksik sürelerini isteğe bağlı sigortalı olarak tamamlamaları imkanı getirilmiştir.
90-Türkiye’de ikamet etmeyen bir kişi isteğe bağlı sigortalılık için başvurabilir mi ve isteğe bağlı sigortalılığın şartları nelerdir?
5510 sayılı Kanunun 50 nci maddesine göre, isteğe bağlı sigortalı olabilmek için Türkiye'de ikamet edenler ile Türkiye’de ikamet etmekte iken sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerdeki Türk vatandaşlarından; bu Kanuna tâbi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmaması veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte ay içerisinde 30 günden az çalışması ya da tam gün çalışmaması, kendi sigortalılığı nedeniyle aylık bağlanmamış olması yahut 18 yaşını doldurmuş bulunması şartları aranmaktadır.
91-İsteğe bağlı sigortalılar genel sağlık sigortası ödeyecekler midirler?
İsteğe bağlı sigortalı olanlar GSS primi de ödeyerek zorunlu olarak genel sağlık sigortası kapsamında sağlık hizmetlerinden yararlanacaklardır.Kanunun yürürlük tarihinden önce sistemde olanlar da zorunlu olarak genel sağlık sigortası kapsamına dahil edilecektir.
92-İsteğe bağlı sigortalılar hangi tarih itibarıyla sigortalı olacaklardır?
İsteğe bağlı sigorta giriş bildirgesiyle Kuruma müracaat eden sigortalıların isteğe bağlı sigortalılıkları, müracaatın Kurum kayıtlarına intikal ettiği tarihi takip eden günden itibaren başlamaktadır.
93-Kısmi süreli veya part-time çalışan kişiler isteğe bağlı sigortalı olabilecekler mi?
Ay içerisinde 30 günden az çalışan sigortalıların aynı ay içerisinde isteğe bağlı sigortaya prim ödemeleri halinde, primi ödenen süreler zorunlu sigortalılığa ilişkin prim ödeme gün sayısına otuz günü geçmemek üzere eklenecek ve eklenen bu süreler, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık süresi olarak kabul edilecektir.
94-İsteğe bağlı sigortalılık ne zaman sona erecektir?
İsteğe bağlı sigortalılık; isteğe bağlı sigortalılığını sona erdirme talebinde bulunanların, primi ödenmiş son günü takip eden günden, aylık talebinde bulunanların, aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden, ölen sigortalının ölüm tarihinden itibaren sona erecektir.
95-Kanunun yürürlük tarihinden önce isteğe bağlı kişiler kendiliğinden isteğe bağlı sigortalı mı olacaklardır?Bunlar yeni Kanun hükümlerine tabi midirler?
Kanunun yürürlük tarihinden önce her üç kurumda da isteğe bağlı devam edenler, herhangi bir işleme gerek kalmadan 4/b kapsamında isteğe bağlı sigortalı olacaklardır.Kanunun yürürlük tarihinden önce sistemde olanlar, isteğe bağlı sigortaya devam etme ve sona erme açısından yeni Kanun hükümlerine tabi olacaklardır.
96-506 sayılı Kanuna göre isteğe bağlı sigortalı iken bu Kanunun yürürlüğe girmesi ile isteğe bağlı sigortaya devam edilecek mi ve hangi Kanuna göre emekli olunabilecek?
5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihi itibariyle gerek Kanunun yürürlük tarihinden önce 506 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortaya prim ödeyenler, gerekse Kanunun yürürlük tarihinden sonra isteğe bağlı sigortalı olacakların hizmetleri 1/10/2008 tarihi itibariyle 4/b kapsamında değerlendirilecektir. Bu durumda, 1/10/20008 tarihinden önce SSK kapsamında isteğe bağlı prim ödeyerek 2829 sayılı Kanuna göre 1260 prim gün koşulunu doldurmaya çalışan sigortalıların 1/10/2008 tarihinden sonra da isteğe bağlı sigortaya devam etmeleri halinde bu hizmetler 4/b kapsamında sayılacağından, bu şekilde 4/a kapsamında emekli olmaları mümkün olmayacaktır. 4/a kapsamında emekli olmak isteyen söz konusu isteğe bağlı sigortalıların ancak hizmet akdiyle çalışmaları durumunda 1260 gün koşulunu doldurmaları mümkün olabilecektir.
5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olanların yaşlılık aylığına hak kazanma koşulları mülga 506, 1479, 2925 ve 2926 sayılı Kanun hükümlerine göre belirlenmektedir
97-Çalışma gücündeki kayıp oranı % 60 ın altında olan bir Bağkur sigortalısına 5510 sayılı Kanun uyarınca yaşlılık aylığı bağlanabilir mi?
Mevcut uygulamada Bağ-Kur sigortalıları yönünden, çalışma gücündeki kayıp oranları %60’ın altında olan sigortalılar için hiçbir düzenleme yer almaz iken, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile çalışma gücündeki kayıp oranları %40 ila %59 arasında olan sigortalılara yaş şartı aranmaksızın 16-18 yıl sigortalılık süresi ve 4320- 4680 gün prim ödemiş olmak kaydıyla yaşlılık aylığı bağlanma imkanı getirilmiştir.
98-Kimler sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışabilir? Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primine tabi olarak 506 sayılı Kanun kapsamında çalışan emekliler,
Halen aktif olarak ilgili sosyal güvenlik kanunlarına göre çalışmakta iken 1/10/2008 tarihinden sonra emekli olup, hizmet akdine tabi olarak tekrar çalışmaya başlayanlar,
Daha önce emekli olup 1/10/2008 tarihinden sonra hizmet akdine tabi olarak çalışacak olanlar,
Kanunun geçici maddelerinde yapılan düzenleme ile prime esas kazançları üzerinden %30 oranında ( %7,5’i sigortalı hissesi, %22,5’i işveren hissesi ) sosyal güvenlik destek primi, işyerinin tehlike sınıf ve derecesine göre belirlenen ve %1 ila 6,5 arasında (işveren hissesi) olan kısa vadeli sigorta kolları primi ödenerek hizmet akdine tabi olarak çalışabilirler.
99-İlk defa bu Kanuna göre sigortalı olanlar emekli olunca hizmet akdi ile sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışabilecekler midir?
5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra ilk defa çalışmaya başlayanlardan emekli olacaklar, sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışamayacaklardır.
100-İlk defa bu Kanuna göre sigortalı olanlar emekli olunca 4/b kapsamında sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışabilecekler midir?
5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1/10/2008 tarihinden sonra ilk defa sigortalı olup emekli olan sigortalılardan Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç olmak üzere diğer alt bentlerine tabi çalışmaya başlayanların aylıklarının kesilmemesi için yazılı istekte bulunanların yaşlılık aylıklarının ödenmesine devam edilerek bunlardan, almakta oldukları aylıklarının % 15’i oranında sosyal güvenlik destek primi kesilerek çalışma imkanı getirilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından alacakları belgelerle doğrulamak kaydıyla -faaliyette bulunmadıkları süreler hariç olmak üzere- çalıştıkları süreler için, 2008 yılı için %12 sonraki yıllar için de 1’er puan artırılarak en fazla %15 oranında sosyal güvenlik destek primi ödeyeceklerdir.
101-SSK’dan yaşlılık veya malullük aylığı almakta iken 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra 4/b kapsamında çalışmaya başlayanlardan sosyal güvenlik destek primi kesilecek midir?
2008 yılı Ekim ayı başından önce sigortalı olanlar ile malullük veya yaşlılık aylığı bağlananlar ve Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hakkında sosyal güvenlik destek primine tabi olma bakımından Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edilecektir.
Ancak, tarımsal faaliyetlerde kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar hariç, 4 (b) kapsamında çalışmaya başlayanların sosyal güvenlik destek primleri, almakta oldukları yaşlılık ve malullük aylıklarından kesilecektir. Aylıklardan kesilecek sosyal güvenlik destek primi tutarı, 2008 yılı Ekim ayı başından itibaren % 12, takip eden her yılın Ocak ayında bir puan artırılarak % 15’i geçmeyecek şekilde uygulanacaktır.
Kesilecek olan bu tutar, 4/b sigortalılarına ilgili yılın Ocak ayında ödenen en yüksek yaşlılık aylığından alınabilecek sosyal güvenlik destek priminden fazla olmayacaktır.
Kanunun yürürlük tarihinden sonra yaşlılık ve malullük aylıklarından süresinde kesilmeyen sosyal güvenlik destek primi borçları için gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanacaktır.
102-5510 sayılı Kanunla 4/b kapsamındaki sigortalıların iş kazası geçirmesi veya meslek hastalığına tutulması durumunda iş kazası ve meslek hastalığı geliri, ölümü halinde de hak sahiplerine ölüm geliri ödenecek midir?
Mevcut uygulamada 506 ve 2925 sayılı Kanunlara tabi sigortalılarından iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilenlere sürekli iş göremezlik geliri bağlanmakta iken, 5510 sayılı Kanunla 4/b kapsamındaki sigortalılara da iş kazası geçirmesi veya meslek hastalığına tutulması durumunda iş kazası ve meslek hastalığı geliri bağlanmasına imkan sağlanmış, sigortalıların ölümü halinde de hak sahiplerine yine bu sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması öngörülmüştür.
103-5510 sayılı Kanuna göre evlenme ödeneği 4/b sigortalılarının hak sahibi kız çocuklarına da verilecek midir?
Mülga 1479 ve 2926 sayılı Kanunlarda ölüm aylığı almakta iken evlenen kız çocuklarına evlenme yardımı verilmesine ilişkin bir düzenleme bulunmazken, 5510 sayılı Kanunla, bu Kanuna göre ölüm gelir veya aylığı almakta iken evlenen kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi öngörülmüştür.
104-4/b kapsamında sigortalı olanların tehlike sınıf ve derecesi neye göre belirlenecektir?
Bağımsız çalışanlar için “Tehlike ve Sınıf Dereceleri” meslek kodları dikkate alınarak belirlenecektir.
105-4/b Kapsamında sigortalılar için belge verilecek mi, primler ne zaman yatırılacak?
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olanlar, aylık prim ve hizmet belgesi düzenlemeyeceklerdir. Bu sigortalılar aylık prime esas kazançlarını beyan etmek suretiyle bildireceklerdir.
Yapacakları beyana ilişkin prim ödemeleri, beyanlarının ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar yapmaları gerekmektedir.
106-4/b kapsamında sigortalı olanlar işten ayrıldıklarını Kuruma bildirecekler midir?
Bağımsız çalışanların sigortalılıklarının sona ermesine ilişkin bildirimleri on gün içinde sigortalı işten ayrılış bildirgesiyle yapılacaktır.Bu kapsamda olanları sigortalı işten ayrılış bildirgesiyle Kuruma bildirmeyen kurum ve kuruluşlar hakkında aylık asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanacaktır.
107-Bağ-Kur sigortalısının ödeyeceği prim oranı artacak mı?
Mevcut uygulamada Bağ-Kur sigortalılarından basamak sistemine göre % 40 oranında prim alınmakta idi. Yeni düzenleme ile bunların kazançlarıyla orantısız prim ödemelerine sebep olan basamak sistemi kaldırılarak, prime esas kazancın aylık alt ve üst sınırı arasında beyan edecekleri prime esas kazançları üzerinden % 33,5-39 oranında prim ödemeleri öngörülmüştür.
Buna göre, sigortalıların tercihleri doğrultusunda beyan edecekleri prime esas kazançlar ne kadar yüksek olursa, aylıkları da o kadar yüksek bağlanacaktır.
108-4/b kapsamında ki sigortalılara geçici iş göremezlik ödeneği hangi şartla ve hangi miktar üzerinden ödenecektir?
Ayrıca, mevcut uygulamada Bağ-Kur’da herhangi bir geçici iş göremezlik ödeneği olmamasına rağmen yeni düzenlemede bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının b bendi kapsamında çalışanlara iş kazası ve meslek hastalığı sigortası kolundan istirahatli bırakıldıkları günler için genel sağlık sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması şartıyla yatarak tedavi sonrası bu tedavinin gereği olarak istirahat raporu alması, şartıyla geçici işgöremezlik ödeneği ödenmektedir.
Öte yandan bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1), (2) ve (4) alt bentlerine tabi çalışanlara 90 gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması ve genel sağlık sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması şartıyla geçici iş göremezlik ödeneği imkanı getirilmektedir.
İstirahatlı bırakılan sigortalıya bu süre içerisinde çalışmama koşuluyla, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı kadının analığı halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği, yatarak tedavilerde Kanunun 17 nci maddesine göre hesaplanacak günlük kazancının yarısı, ayaktan tedavilerde ise 2/3’ ü üzerinden hesap edilecektir.
109-Kadın esnaf doğum yaparsa iş göremezlik parası alacak mı?
Esnaf kadınlarımıza bu Kanunla ilk defa doğum öncesi ve doğum sonrasında iş göremezlik ödeneği verilmesi imkanı getirilmektedir.
110-4/b sigortalısı iş kazası geçirdiği takdirde hakkında 4/a sigortalıları gibi iş kazası hükümleri uygulanacak mı?
Yeni düzenleme ile 4/b kapsamındaki sigortalıların iş kazası geçirmeleri halinde, bu sigorta kolundan Kanunda öngörülen tüm yardımlar yapılacaktır. Bunlar, sağlık yardımlarının yapılması, geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi, sürekli iş göremez duruma düşmesi halinde, sigortalının kendisine, ölümü halinde de hak sahiplerine gelir bağlanması ve cenaze ödeneği verilmesidir.
Öteyandan, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi ortağı, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortağı, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları ola

Hiç yorum yok: