14 Mart 2009 Cumartesi

ŞEY ..!


"Şey" ine düşkün erkeklerin, düşen "şey"leri Demek "Şey" bu kadar ilginizi çekiyor.
Ne?
Şey!
Ne anladıysanız!
Ne anladınız?
Neden? "Şey"den?
Ne anlattıysa!

Ne anlatır şey?
Ne anlamak istersiniz?
Ne anlamayı istersiniz?

Neden?
Şey' den
Anladınız mı?
Anlamak istediğiniz nedir?
Şey den hani.
Şey var ya, şeyin şeyi.
Neyin neyi?
Şeyin canım, şeyin şeyi!

Demek "Şey" dendiğinde, akıllara gelen şey;
Hiç akıldan çıkmayan,
Ya da, akılda hiç olmayan,
Veya, akıllara zarar ziyan.

Öyle mi?
Yoksa ne?
Ne mi?
Şey canım.
Şeyine şaptığımın şeyi.

O şey
Tastamam o.

Şey ne olur düşüncede?
Ne alır ardına, önüne, ötesine berisine?

Şeyine düşkün
Şeyinin derdinde
Şeyine sahip olamayan
Şeyinin telaşında
Şeyine şey konduran
Şeyine şey eden
Şeyinin şeyi durmayan
Şeyden şeye şey eden!


Hani var ya şey.
İşte bu şey.
Hep bildiğimiz, aklımızda olan.
Her şeyde arayıp durduğumuz.
Alakasız yerlerde aklımıza düşen.
Yoldan çıkaran.
Azdıran.
Saptıran.
Hep o!
Şey.

Düşenin dostu olmazmış.
Şeyine düşkün erkeğin, düşse şeyi?
Dostu kalmaz mı?
Düşene, bir tekmede sen vur hesabı,
Herkes bir bir vurur mu, düşen şeye?
Yoksa gülünmez mi düşen şeye, düşene?

Şeyi düştüğü için, açmaza mı düşer er kişi?
Bir türlü dilinden düşürmediği şeyi düşünce,
Dile düşmekten mi korkar?
Kimin ocağına düşer, düşen şeyi için?

Şeyine düşkünler
Şeyini düşünenler
Şeyini düşürenler
Şey kadar, şey düşsün şeyinize!

Hiç yorum yok: