16 Kasım 2009 Pazartesi

Islak imzada 10 soru- cevap


Hukuk profesörü Ali Ulusoy: Islak imzalı belge Askeri Savcılığa gönderilmek zorunda!

“Islak imza” davasında yaşanan gelişmeleri Ali Ulusoy hukuki açıdan değerlendirdi. Ulusoy, TSK’nın “4 kez istenildi gelmedi” dediği belgenin orjinalinin askeri savcılığa gönderilmesinin hukuken zorunlu olduğunu söyledi

"ISLAK imza”ya ilişkin merak edilen 10 soruya AKŞAM yazarı Prof. Dr. Ali Ulusoy yanıt verdi:

1-Orijinal olduğu iddia edilen ıslak imzalı belgenin Askeri Savcılığa gönderilmesi hukuki açıdan zorunluluk mudur?
Aslında zorunlu. Askeri Ceza Kanunu (ACK), askerlerin askeri mahalde işledikleri her türlü suça askeri yargının bakmasını öngörüyor. Bu nedenle askeri savcılık, söz konusu subayın Genelkurmay Karargâhı’nda işlediği iddia edilen suç hakkında bir soruşturma başlattı ve bu kapsamda o belgenin orijinalini istiyor. Bu arada kendisi delilleri inceleyebilir.

Ancak son “gece yarısı kanunu” ile CMK’da yapılan değişiklikle darbe suçları gibi bazı suçları askerler de işlese davaya sivil yargı bakıyor. Bu hüküm hem Anayasa’ya açıkça aykırı hem de ACK’da askeri yargının görevine ilişkin genel hüküm değiştirilmedi ve halen de yürürlükte. Hukuk sistemimize göre bir konuda iki ayrı yargı kolu da kendisinin görevli olduğuna karar verirse bu bir “olumlu görev uyuşmazlığı”dır ve bu uyuşmazlığı Uyuşmazlık Mahkemesi çözer. Ancak durum bu aşamada olmadığı için belgeyi göndermek zorunda. Uygulamada sivil yargı, sadece bir belgeyi değil tüm dosyanın orjinalini dahi gönderebiliyor.

2-Gönderilmeye karar verilmesi durumunda belgenin güvenliğinin sağlanması için hangi yöntemler kullanılır?
Evet. Gerekirse bu tür yollar kullanılabilir. Ayrıca savcılık orijinal belgenin değiştirilebileceği kuşkusu taşıyorsa, belgeyi kendisi mühürler ve mühürlü şekilde gönderebilir. Kendisi belgenin suretini de çıkarıp saklayabilir.

3-İstenirse askeri makamların incelemesi boyunca, gönderen savcılıktan bir kişinin inceleme boyunca refakat etmesi sağlanabilir mi?
Hayır. Şimdiye kadar hiç uygulanmadığı gibi, diğer yargı koluna güvensizlik anlamına geleceğinden kabul edilemez.

4-Adli Tıp’ın verdiği “orijinaldir” raporu hukuki bir belge niteliğinde midir?
Evet. Ama bu belge mahkeme için mutlaka bağlayıcı bir delil değil. Mahkeme diğer deliller gibi değerlendirebilir.

5-Adli Tıp’a itiraz yolu var mı? Yeniden inceleme hangi koşulda talep edilebilir?
Evet. Hem savcı rapordan tatmin olmazsa bu rapora daha üst bir kurulda (ihtisas kurulu ve sonrasında Genel Kurul) itiraz edebilir. Şüpheli kimse de savcılığa bu rapora itiraz etmesi için talepte bulunabilir. Ama savcı bu taleple bağlı değil.

6-Adli Tıp’tan yeniden inceleme talep edilirse nasıl bir süreç işler?
Adli Tıp, İhtisas Daireleri, İhtisas Kurulları ve Genel Kurul’dan oluşuyor. Belge ve imza konularına Fizik İhtisas Daireleri bakıyor. Bunların raporuna karşı ihtisas kuruluna değil doğrudan Genel Kurul’a itiraz edilebiliyor. İhtisas kurulları sadece tıp ile ilişkin konularda itiraz mercii konumunda. Bu tıp ile ilgili konu olmadığından itiraz genel kurula gidiyor. Ancak genel kurulda çoğunluk tıpçılarda. Yani imzaya ilişkin bir konuda fizik ihtisas dairesi raporuna yapılan itirazı diğer grafoloji uzmanlarından oluşan bir heyet incelemiyor. Çoğunluğu tıpçılardan oluşan genel kurul inceliyor. Bu durum uzmanlık açısından sorunlu gibi görünüyor. Ayrıca Adli Tıp’ta yapılan incelemede askeri savcılıktan birinin bulunması söz konusu olmaz. Bunun hukuki anlamda anlamı ve dayanağı yok.

7-Bu süreçte belge korunamaz, kaybolur ya da tahrip olursa ne olur?
Belgeyi koruyamayan veya tahrip eden askeri yargı görevlileri suç işlemiş olur. Görevi kötüye kullanma suçu. Böyle bir riske hiçbir askeri yargıç veya savcı giremez. Kendisi şahsen sorumlu olur.

8-Belge askeri savcılık tarafından incelenir ve orijinal olmadığı raporu çıkarsa, Adli Tıp’ın belge orijinaldir raporuyla oluşacak ihtilaf nasıl çözülür?
Askeri yargı kendi soruşturmasını bizzat yapar. Kendisi uzmanı olmadığı için uzman bir kriminal laboratuvara gönderir. Çıkan rapor üzerine askeri yargının kanaati belgenin orijinal olmadığı yönünde olursa bu durum sivil yargının soruşturmasını etkilemez. Sonuçta hangi yargı kolunun görevli olduğuna ilişkin ihtilaf Uyuşmazlık Mahkemesi’nde çözümlenir. Bu arada AYM’den gelebilecek bir iptal kararı süreci tamamen askeri yargı lehine de çevirebilir.

9-Hukuk tarihinde benzer örnek olaylar yaşandı mı?
Bilindiği kadarıyla hayır. Ancak Ergenekon tutuklusu subayın sakladığı mermiler konusunda sivil yargı bu mermileri askeri yargıya gönderdi ve askeri yargı aralarından askeri birliklere kayıtlı olanlar olduğunu tespit ederek sivil yargıya bilgi verdi. Yani iki yargı kolu bu konuda teamüllere uygun bir işbirliği yaptı.

10-Bir yargı kolunun diğerine güvensizlik beslemesi yargı sistemini nasıl etkiler?
Aslında yargı sistemimizdeki asıl sakatlık, çok fazla sayıda ayrı ve bağımsız yargı kolu bulunması. Bunlar arasında ister istemez görev çatışmaları çıkabiliyor. Çözüm bir yargı reformu ile bu bölünmüşlüğe son vermek ve daha makul bir sistem kurmak .

Hiç yorum yok: