1 Ocak 2022 Cumartesi

Yeni bir yıla girerken dünyamız için bir şey yapabiliriz.

 

Plastik poşet sorunu hala devam ediyor. Peki biz bireysel olarak bu konuda sıfır atık projesine nasıl katkı sağlarız? Düşünüyor musunuz?

Plastik poşet sorununu yatıracağız bugün masaya. Mağazalarda, marketlerde ücretli hala getirilerek çözüm buldular bizim ülkemizde. Bazı ülkelerdeyse tamamen yasaklandı.

Gerçekten ne kadar zararlı mavi gezegen için? Başka açılardan bakmak mümkün mü? Peki biz bireysel olarak ne yapabiliriz? Çeşitli kaynaklardan bilgileri derleyip kendi önerilerimizi sıralayalım.

Plastik Poşet ve Plastik Atıklar

1848 yılında İsveçli kimyacı Christian Friedrich Schoenbein tamamen tesadüf eseri hatta kazayla buldu plastiği. Bu kaza sonucu plastiğin hammaddesi olan nitroseluloz bulunmuş olur. Sonrasında İngiliz kimyacı ve mucit Alexander Parkes 1862 yılında parkesin adıyla dünyaya tanıtır. Ve bunu 1909’da ABD’li kimyacı Leo Hendrik Baekeland fenol ve formaldehitten, tümüyle yapay plastik malzeme olan bakaliti hazırlaması takip eder. Daha sonra ise naylon, polyetilen, polivinil klorür (PVC), poliüretan gibi pek çok başka plastik türü girdi hayatımıza. Yani 100 yıldan fazla bir süredir beraberiz plastikle.

Sonrasında 1965 yılında plastik poşetin patentini almayı başardı İsveçli bilim insanı Sten Gustaf Thulin. Hemen ardından Celloplast isimli İsveçli şirket üretime başladı. İşte o günden beridir de elden ele dolaşmaya devam ediyor. Sonuç olarak 1980’lerde dünyada tüm marketler artık kullanıyordu. Aslında çok da uzun değilmiş yani. 40 yılı birazcık geçmiş ama dünyaya verdiği zararlar ortada.

Plastik poşet zararları; bazı rakamlarla.

Plastik poşet 100 ila 1000 yıl boyunca doğada kalıyor. O kadar uzun bir süre yok olmuyor yani. Bizim attığımız bir poşet torunumuzun çocuğuna zarar verebilir! Ha aslında başka bir araştırmaya göre plastikler doğada çözülmüyor, yani yok olmuyor. Şöyle ki o kadar küçük mikro partiküllere dönüşüyor ki biz onu yok oldu sanıyoruz ancak insan dışkısında bile var olduğu kanıtlanmış. Yani yok olmuyor sadece her yeri kirletiyor. İçimizi, dışımızı!

Şu an plastik poşetlerin sadece %1’i geri dönüştürülebiliyor. Geri dönüşüm aslında çok da gerçek değil. Çin plastik poşet ithalatına kota koyunca ya da durdurunca diğer ülkelerde bir panik havası esmişti. Demek ki dönüştürmek o kadar da kolay değil.

BM’nin hazırladığı rapora göre; dünya genelinde insanlar her yıl en az 1 ila 5 trilyon adet arası poşet kullanıyor. Yani buraya dikkat; her dakika 10 milyon adet kullanıyoruz.

İngiliz Antarktika Araştırmaları Merkezi‘ne göre; okyanuslardaki çöplerin yüzde 75’i plastik atıklardan oluşuyor. Ve her yıl 5 milyon ton denizlere karışıyor maalesef.

Ellen-MacArthur Vakfı‘nın araştırmasına göre ise, 2050 yılında denizlerde balıktan çok plastik çöpler yüzecek, inanılır gelmiyor değil mi?

National Geographic‘te yer alan makalelerde tüm dünyadaki deniz kuşlarının yüzde 90’ının vücudunda plastik atıklar bulunduğu yazıyor.

Plastik poşet yerine ne kullanmak gerek?

Bu bölümde farklı bir bakışı anlatmak istiyorum. Farklı bir gözle bakmamızı sağlayacak bir çalışmalar bunlar.

Kuzey İrlanda Meclisi’nin 2011’de yapmış bu çalışmayı. Aldığımız ürünleri taşımak için kullanabileceğimiz 4 farklı taşıma çantası karşılaştırılmış çalışmada. Bu çantalar plastik poşet, kese kağıdı, dayanıklı plastik çanta ve bez çanta. Şimdi sıkı durun. Sonuçlar şöyle:

  • 1 kese kağıdını üretmek için gereken enerji, plastik poşetin üretimi için gereken enerjinin dört katı.
  • Kese kağıdı için ormanların kesilmesi gerekiyor. Ve üretim sürecinde çok daha fazla kimyasal kullanılıyor.
  • Kese kağıdı daha ağır olduğu için taşıma maliyeti daha fazla ve dolayısıyla karbon izi daha çok.

2006 yılında İngiltere Çevre Ajansı da karşılaştırmış bu dört çantayı. “Çevre dostu kabul etmemiz için kaç kez kullanmak gerek?” sorusuna yanıt aramışlar. Kese kağıtlarını en az 3 kez kullanmak gerek ki bu neredeyse imkansız. Dayanıklı plastik poşetler var ya hani şu marketlerde isimleri yazılı olan biraz daha yüksek ücretle satılanları 4 kez kullanmalıymışız ki bu makul gibi. Ben bazen daha çok kullanıyorum. Bir de dokusuz kumaş denen plastik çantalar var ki (bunu çok gözümün önüne getiremedim sanırım az önce bahsettiğimin biraz daha kalını) onları 11 kez kullanırsak çevre dostu kabul edilebilirmiş. Ve gelelim bizim geleneksel bez çantaları ise 131 kere kullanırsak tek kullanımlık plastik poşetlerden daha az zararlı oluyormuş. 131 kez!

Sonuç olarak ben ne diyorum?

Bizim 80’li yıllardan önce filelerimiz vardı. Bez çantalarımız vardı bakkala, pazara giderken kullandığımız. Poşetler paralı olunca yeniden çıktı bir furya gibi ortaya. Ama ya evde unutuyoruz ya zor geliyor. Bence arabanıza, kol çantanıza birkaç tane bez çanta bırakmak faydalı olur.

Bir diğer nedeni marketler. Yani artık mahalle bakkalları terk edildiği için o devasa alışveriş arabaları bizim bez çantalara sığmıyor tabii ki. Burada yeniden hatırlatıyoruz Satın Almama Günü‘nde olduğu gibi; lütfen gerekli değilse almayın. Tüketime değil üretime hizmet edin.

Bir neden daha var ki bela mı yoksa nimet mi hala karar veremedim. Teknoloji! O kadar ilerledi ki artık evden çıkmadan her şeyi eve getirebiliyoruz. Telefonun ucunda. Motorlu kuryelerden kocaman kamyonlara vızır vızır bir şeyler geliyor evlere. E nasıl kullanalım ki sipariş verdiğimizde?

Siz de haklısınız. Ama dünya da haklı. Bu plastik poşet sorunu artık tamamen kalkmalı ortadan.

Tüm bunlardan sonra benim önerim şu: 131 kez kullanmak için bir bez çanta satın almak yerine kendimiz dikelim. Hem de kumaşı da satın almadan. O dolabın içinde 3 sezondur zayıflamanızı bekleyen kot pantolonunuz var ya alın onu dönüştürün. Hem çok ucuz hem de çok dayanıklı. Böylece bir taşla iki kuş vurmuş oluruz. Biraz süsler, çiçek böcek dikersek kendi tarzımızı da yansıtırız. Ne dersiniz;)




Hiç yorum yok: