28 Şubat 2009 Cumartesi

Vücuttaki en hassas 7 nokta!


Ciddi olarak hastalanmadan önce, vücudumuz değişimlere uğramaya başlar. Biz hissetmeden birbiri ardına oluşan zincirleme reaksiyonlar 10 yıl sonra sona erdiğinde, en zayıf noktamızdan hastalık olarak ortaya çıkarlar. Osteoporoz, diyabet, kalp krizi ya da kanserler işte bu sessiz değişimlerin sonucudur. Geri dönüp bakıldığında bu sonulların 7 hastalık merkezli olduğunu söyleyen Berlin Spor Yüksek Okulu profesörlerinden Dr. Froböse'ye göre; vücudun bozulan zehir arıtma düzeneği ya da evcilleştirilmemiş stres, zaman ayarlı bomba gibidir. Önemli olan bu sorunların farkına varılıp durdurulmasıdır.

İşte 7 tehlike

KASLARINIZ AZALIYORSA

660'dan fazla kasımız kendileri için bir şey yaptığımız müddetçe yürümemizi, koşmamızı, sevmemizi ve gülmemizi sağlarlar. Aksi durumda ise yağ dokularına dönüşürler. Bu yalnızca vücut şeklimizin bozulmasına değil sağlığımıza zarar verir. Aslında kaslarımız en önemli metabolizma organlarıdır. Çünkü kalori sobasıdırlar. Kaslarımız kaybolduğunda kilo artar, osteoporoz ortaya çıkar. Kemikler yumuşar. Çünkü kemik hücrelerini yenilenmeye tahrik eden iskelet üzerindeki aktif kasların etkisi azalır. Yalnızca dizlerdeki artroz (kireçlenme) riski artmaz, bundan dolayı kaslarla beraber amortisör görevi yapan eklemler de işlevini kaybeder.
TEHLİKEDE MİYİM?

Bir sandalyeye oturun, ellerinizi çapraz biçimde göğsünüze koyun. Şimdi mümkün olduğunca çabuk 5 kez ayağa kalkıp otunun. Bunu 10 saniyede yapabiliyor musunuz? Mükemmel. Eğer yapamıyorsanız kas yapınızı güçlendirmelisiniz.
NE YAPABİLİRİM?

Azimle antrenman yaparak kaslarınızı güçlendirebilirsiniz. En iyisi haftada 2-3 defa fitnes merkezine gitmeniz. Ancak insan evde de çok şey yapabilir. Örneğin bacaklar için step yapabi-irsiniz. Bunun için evdeki merdiven bile kullanılabilir. Azimle antrenman yaparak kaslarınızı güçlendirebilirsiniz. En iyisi haftada 2-3 defa fitnes merkezine gitmeniz. Ancak insan evde de çok şey yapabilir. Örneğin bacaklar için step yapabilirsiniz. Bunun için evdeki merdiven bile kullanılabilir. Dr. Froböse "Antrenmansız kaslar bile kendilerini bir yıl içinde iki katı güçlendirebilirler" diyor. Çünkü kasların biyolojik bir saati yoktur. İnsan 100 yaşında 30 yaşında birinin kaslarına sahip olabilir.

HAZIM PROBLEMİNİZ VARSA

Biz sürekli yeniden oluşuruz. Her bir dakikada 3 milyar vücut hücresi ölürken, aynı zamanda bir o kadar yeni hücre oluşur. 19 senede kemikler kendini yeniler. Deri ise kendini 2-3 haftada yeniler. Ancak bunun koşulu tabağınızda yeterince besin maddesi ve bunları kabul edebilecek sağlıklı bağısaklardır. Ama maalesef her iki kişiden biri hazım problemi yaşıyor.
SONUÇLARI

Vücutta hangi maddenin eksik olduğuna bağlıdır. 160 hormonu aktif hale getiren çinkonun eksikliğinde üremede sıkıntı olur. Yaralar geç iyileşir. C vitaminin eksikliğinde de bağışıklık sistemi zayıflar. Kalsiyum eksikliği varsa kemikler güçsüzleşir.
TEHLİKEDE MİYİM?

Kim sıkça kabızlıktan, barsak gazından ve ishalden sıkıntı çekiyorsa bu, organizmanın yeterince beslenmediğini gösterir. Aynı zamanda kötü beslenme alışkanlıkları, öğünlerde oburca yemek, hazmı zorlaştırıp, hücrelere zarar verir. NE YAPABİLİRİM?

İlk adım olarak kendinize yemek için aman ayırın. Bir lokmayı ne kadar çok çiğnerseniz tükürük içindeki enzimler besini o kadar iyi ayrıştırır. Posalı yiyecekler barsak işlevini özendirir. Pastörize edilmemiş probiyotik yoğurt barsak mukozasını korur. Prof. Frobüse "Barsak hücreleriniz, buğday filizini çok sever. Ayrıca ihtiyacınız olan her şey içindedir" diyor.

METABOLİZMANIZ BOZUKSA

Tiroid bezi insanların merkez enerji makamıdır. Bütün metabolizmayı uyarır. Maalesef her üç kişiden biri bu organından hastalanmaktadır ve farkında bile değildir.
SONUÇLARI

Tiroid bezinin az çalışması halinde enerji eksikliği olur, daha çabuk üşürüz ve hareket etmek istemeyiz, kilo alırız. Bez fazla hormon salgıladığında ise bunun tersi olur. İştahımıza rağmen kilo kaybederiz, devamlı sinirli ve gergin oluruz. Tedavi edilmediğinde her iki dununda da kalbimizle ilgili büyük sıkıntı çekebiliriz.
TEHLİKEDE MİYİM?

Tiroidin hem az hem de çok çalışma¬sında tiroid bezi büyür ve guatr gelişebilir. Elinize bir ayna alın ve gırtlakla köprücük kemiğini görecek şekilde tutun. Kafanızı ensenizden arkaya yaslayın ve bir yudum su alın yutkunduğunuz esnada boğazınızın altında şişlik oluyorsa bir endokrinologu ziyaret etmenizde yarar var.
NE YAPABİLİRİM?

Tiroidin az çalışması iyot eksikliğine bağlı olabilir. Bu durumda yeterince iyot alımı ve haftada 1-2 porsiyon deniz balığı tüketimi sorunu aşmanıza yardımcı olabilir. Fazla çalışmasında ise yapılacak tek şey ilaç kullanımı ya da cerrahidir.

ZEHİRLENİYORSAK

Genellikle görmeyiz, tadını almayız ve koklayamayız. Bunun için zararlı maddeler yıllar boyu vücudumuzda toplanır. Özellikle en sinsi olanlar ağır metallerdir. Prof. Ingo Froböse, "Bu ağır metaller zehir arıtma enzimlerini bloke ederek karaciğer, böbrek, beyin ve sinir sisteminde çoğalırlar" diyor.
SONUÇLARI

Kas ağrıları, eklem iltihapları ve kronik hormon bozuklukları bu tür zehirlenme sonucunda olabilir.
TEHLİKEDE MİYİM?

Eğer dezenfektan, boya, haşere ilacı veya buna benzer maddelerin bulunduğu ortamlarda çalışıyorsanız vücudun zehir arıtma organları randımanlı çalışamaz. Fazla alkol tüketiminde de aynı sorun yaşanır.
SONUÇLARI

Mat saçlar, kırık el tırnakları, devamlı bitkinlik yaşanır.
NE YAPABİLİRİM?

Organik sebzeleri seçerseniz tarımsal ilaç atıklarından kurtulursunuz. Günde en az 1,5 litre su içerek zehir ve atık maddelerin taşınıp vücuttan atılmasına yardımcı olabilirsiniz. Bizim baş zehir atma organımız karaciğerdir. Enginar kapsüllerinden karaciğerinizi güçlendirmede yararlanabilirsiniz.

BAĞIŞIKLIK ZAYIFLADIYSA

Güçlü bir bağışıklık sistemi bütün vücudu tamir eder. Yiyici ve öldürücü hücreler hastalıkları tetiklemek üzere organizmaya hücum ettiğinde güçlü bağışıklığımız devreye girip saldırıyı püskürtür.
SONUÇLARI

Zayıflamış bir bağışıklık sistemi bütün vücudu güçsüzleştirir. Öyle ki kanser ve kalp krizi riskini yükseltir. Bazen de aşırı güçlü bir savunma yani bağışıklık sistemi kendi vücudumuza zarar verebilir. Otoümmün hastalıklardan bazıları böyle ortaya çıkar Bunlar alerji, artrit veya diyabet olabilir.
TEHLİKEDE MİYİM?

Uykusuzluk, sigara, stres savunma sisteminde delikler açar. Ayrıca yumurta akı bakımından fakir beslenme bağışıklık sistemine zarar verir. Çünkü vücut proteine savunma hücrelerinin ana maddesi olarak gereksinim duyar. Vücut savunmasının felç olduğunun belirtisi soğuk algınlıkları, geçmek bilmeyen mantar istilası veya herpestir.
NE YAPABİLİRİM?

7-8 saat uyumak gerekir. Geceleri savunma hücreleri kendini yeniler. İyi bir kan dolaşımı da önemlidir. İyi bir dolaşım sistemine sahipsek antikorlar hızlı şekilde ulaşacakları yere varırlar. Sebatla yapılan jogging veya yüzme gibi sporlar kan dolaşımını hızlandırır. Haftada 1-3 defa sauna ziyareti savunma hücre sayısını arttırıp, aktifleştiriyor.

SERBEST RADİKALLERİNİZ NE DURUMDA?

Hiçbir şey sağlığa serbest radikaller kadar zarar vermez. Bu saldırgan oksijen molekülleri yalnız demiri paslandırmazlar, aynı zamanda hücrelerimize de saldırırlar. Serbest radikaller her nefes alışımızda tabii olarak oluşurlar. Sigara ve ultraviyole ışınlar serbest radikallerin çoğalmasına yol açar.
SONUÇLARI

Öncelikle organizmadaki onancı enzimleri yok ederler. Sonuçta tümörlere, arterisikleroza, bunamaya sebep olurlar. Her doku daha hızlı yaşlanır.
TEHLİKEDE MİYİM?

Eğer son zamanlarda derin kırışıklıklardan yakınıyorsanız vücudunuzda çok sayıda serbest radikal koşuşturuyor demektir. Hemen sigarayı bırakıp, güneşlenmeye son vermelisiniz.
NE YAPABİLİRİM?

Bu saldırgan parçacıklara karsı antioksidanlarla güçlenebilirsiniz. Bunlar vitamin C ve E, betakaroten, selenyum ve bitki özleridir. Ana öğünlerden sonra yenen 3 porsiyon meyve ve sebze koruyucudur. Sabırla yapılan yumuşak antrenmanlar, kaslarda antioksidan enzimlerin sayısını yükseltir.

STRES SİZİ YİYİP BİTİRİYOR MU?

Dünya Sağlık Örgütü 21. yüzyılda sağlığa zarar veren en büyük faktörün stres olduğuna dikkat çekiyor. Yapılması gereken ise gücünüzü harekete geçirmektir.
SONUÇLARI

Devamlı stres tansiyonu ve kan şekerini uzun süreli yükseltir ve diyabete neden olur. Tokluk hormonu seviyesi düşer ve sürekli yeriz. Enfeksiyon ve iltihaplar artar.
TEHLİKEDE MİYİM?

Bu stresi harekete geçiren faktörlere ve sizin verdiğiniz reaksiyonlarla ilgilidir.
NE YAPABİLİRİM?

Tabii en iyisi; stres faktörlerini hayatımızdan çıkarmaktır. Ancak bu her zaman mümkün değil. Fakat bakış açısını değiştirmek sorunu hafifletir. Zor bir dununu bir meydan okuma nedeni olarak algılayın dünyanın sonu olarak değil. Spor, stres hormonunu yok eder. Aynı zamanda şefkatli bir deri teması, emniyette olma duygusu, oksitokin hormonunun dağılımını canlandırır, psikolojiyi strese karşı korur.


Hiç yorum yok: