4 Mart 2010 Perşembe

Tarımda maliyetin artması enflasyonu tırmandırıyor


Dün Tüketici Fiyatları Endeksi’ndeki yıllık artışın yüzde 10.13’e çıktığı açıklanınca “Eyvah... Enflasyon artıyor... Ne yapacağız!” diye üzülenler yanında, sevinenler de (veya enflasyonun yükselmesinden medet umanlar) oldu.

- Konut stoku olanlar, ellerindeki gayrimenkulleri satmak arayışında olanlar, “Fiyatlar yakında artacak” diyerek müşterilere gel gel yapıyordu. Artan enflasyon onların ekmeğine yağ sürecek. “Fiyatlar tırmanışa geçti... Şimdi alan kazanıyor” diyecek.

- Borcu olmayan, yüksek faiz döneminde faiz gelirine alışanlar, enflasyonun risklerini unutarak, enflasyon artsa da faizler de biraz yükseldi diyorlardı.
Bekledikleri olacak. Faizlerde az da olsa artış gerçekleşecek.

Ama işsizler, dar ve sabit gelirliler üzülecek.
- Gıda fiyatları sadece şubat ayında yüzde 5.01 oranında arttı.
- Yıllık gıda fiyatları artışı yüzde 14.84, dolmuş-otobüs fiyatları yüzde 9.68 arttı

Arz var, talep daraldı

Fiyat hareketinin arkasındaki ana neden “arz-talep dengesi”dir. Basitleştireyim:

- Ekonomide 4 ekmek üretiliyor. Halkın elinde de 4 para var. Bu durumda 4 para:4 ekmek = 1, her bir ekmek 1 paraya satılır.

- Eğer 4 ekmek yerine ekonomide 2 ekmek üretilirse, 4 ekmek:2 para = 2, her bir ekmeğin fiyatı 2 paraya yükselir.

- Tersi olur, ekonomide 4 ekmek üretilirken, para miktarı 2’ye iner ise, bu defa da 2 para:4 ekmek = 0.50, her bir ekmeğin fiyatı 0.50 paraya düşer.
Kriz sonu halkın geliri azaldı. Merkez Bankası para basmıyor. Maliye bütçeyi sıkıyor. Demek ki kriz sonu piyasada para artışı söz konusu değil. Talep artmadı, tersine, daraldı.

Sanayici, düşük kapasiteyle çalıştığı için ağlıyor. Ülkede sanayi kesimde mal arzı sorunu yok. İthalat kapısı açık. İthalatçı satılabildiği kadar mal getiriyor. Demek ki arz sorunu yok. Tersine, sanayideki üretici de ithalatçı da arzı artırmaya hazır.
Bu durumda da fiyatlar artabilir. Maliyetlerin yükselmesi nedeniyle, üretici fiyatları yükseltmeye mecbur kalabilir.

Sanayici fiyat artıramıyor

Kriz sonunda bizim ekonomimizde neler oldu? Bir de onları hatırlayalım:

- İmalat sanayii kesiminde özellikle enerjiden ve ana girdilerden kaynaklanan maliyet artışı olduysa da, genelde bu kesim işçi çıkararak, verimliği artırarak maliyet artışlarını fiyata yansıtmadı. Hatta fiyatları geriye çekti. (Örnek: Giyim sanayiinde 12 aylık ÜFE endeksi artışı yüzde 2.85)

- Tarım kesiminde ise gelişmeler farklı. Tarım kesiminde fiyatlar artıyor. Bunun iki nedeni var (1) Tarımda girdi fiyatları arttı artıyor. (2) Tarımda üretim artmıyor, geriliyor. Açık anlatımla, tarımda bir yanda maliyet artışı, öte yanda arzdaki daralma fiyat artışlarına yol açmaya başladı.

- Üretici Fiyatları Endeksi’ne (ÜFE) göre 12 ayda imalat sanayii ürünleri fiyatlarındaki artış yüzde 5.52 olurken, tarım kesiminde ÜFE artışı yüzde 19.73 oldu.

- Türkiye genelinde tüketici harcamalarının yüzde 30’a yakın kısmı gıdaya gider. Gıda fiyatları tarım fiyatlarından etkilenir.

Şimdilerde yükselen enflasyonun arkasında tarım ürünleri girdilerindeki maliyet artışı ve tarım ürünleri arzının yetersizliği var. Yanlış tarım politikaları bizi bu noktaya getirdi.

4 Mart 2010

GÜNGÖR URAS

Hiç yorum yok: