18 Temmuz 2023 Salı

Tasarruf Etmek Neden Gerekli?

 

Tasarruf etmenin pek sevimli bir tarafı yok. Yarını düşünüp biriktirmektense bugün harcamak daha zevkli, mevcut durumu kontrol etmektense anın keyfini çıkarmak daha güzel.

Biz toplum olarak “bugünü” yaşayıp geleceğe “Allah Kerim!” diye bakmayı tercih ettiğimiz için, tasarruf etmeyi çok sevmiyoruz. Toplum olarak tasarruf alışkanlığımız düşük. Bizimle aynı gelir düzeyinde olan toplumlardan bile daha az tasarruf ediyoruz. Gelirimiz arttıkça daha fazla tasarruf edeceğimiz kesin ama ama çoğumuz yapabileceğinden daha az tasarruf yapıyor.

Oysa tasarruf yapmak -hem kişisel hem de toplumsal açıdan- iyi bir geleceğin ön koşulu.

Tasarruflu olmak, önce israf etmemek demektir.  Boşa geçen zaman da, gereksiz yere yanan ışıklar da israftır. Lüzumsuz çalışan her âlet, hor kullanılan her eşya israftır. Bir işin verimsiz yapılması, ham maddelerin ziyan edilmesi, iyi planlama yapılmadığı için kaybedilen zaman ve emek hep israftır. Yapabileceğinin iyisini yapmamak, fırsatları harcamak da israftır.

Pek çok şirket tasarruf etmeyi sadece kriz dönemlerinde gündeme getirip, geçici önlemler alır. Bu şirketlerin çoğu, işyerine alınan gazeteleri kısmak, çayı-kahveyi yasaklamak gibi etkisi olmayan tedbirler alır. Pek çok şirket, işlerin daralmasına aşırı tepki vererek hemen çalışanların bir bölümünü işten çıkarır. Bu, baştan aşağı yanlış bir anlayıştır.

Tasarruf, şirketlerin zor zamanlarında değil, refah dönemlerinde yapması gereken bir eylemdir. Tasarruflu olmak, dönemsel bir tedbir değil bir iş yapma biçimi, bir dünya görüşü, bir hayat tarzıdır. Bu anlayış bireyler, aileler için de geçerlidir.

Şirketin gelirleri düştüğü zaman acil tasarruf önlemlerine başvurması, çoğu durumda kötü yönetimin bir sonucudur. İyi yönetilen şirketler, kriz döneminde bu tür geçici önlemlere gerek duymaz.

Gerek şirketlerde gerekse kişisel hayatımızda israfı engellemenin ilk adımı, israf ettiğimizin farkına varmaktır. Eğer kaynakları israf ettiğimiz bilincine varmazsak tasarruf yapmayı aklımıza bile getirmemiz mümkün değildir. İhtiyaç olmadan tüketilen, yerinde kullanılmayan, kullanıldığında artı değer üretmeyen her kaynağın israf olduğunu fark etmek, tasarrufun ilk adımıdır. Hayatımızı bu gözle değerlendirerek israfı önlememiz mümkündür. O’Connel’a göre şirketler,  nerede, nasıl, hangi israfa sebep verdiklerini saptayıp sonra da etkili bir planlama yaparak “Sıfır İsraf” hedefine doğru ilerleyebilirler.

Ben tasarruflu olmanın, maddiyatın ötesinde bir görgü, edep ve incelik olduğunu düşünüyorum. Çok varlıklı insanların, çok büyük şirket yöneticilerinin israfı önleyen davranışlarına, tasarrufu yüceltmelerine hep hayran olmuşumdur. İhtiyacından fazlasını tüketmemek, tüketirken ziyan etmemek yüksek bir bilincin göstergesidir.  Kaynakları tüketirken özen göstermek, her şeyi yerinde ve yeterince kullanmak bizi sadece işlerimizde değil özel hayatımızda da daha yüksek bir bilinç seviyesine çıkarır.

Hiç yorum yok: