Bilindiği üzere madencilik, bilimi esas alan teknik bir iş koludur ve aramadan işletmeye faaliyetlerin her aşamasında mühendislik uygulamaları ve çözümleri yer almaktadır. Mühendislik biliminin bu kadar ilerlediği, teknolojinin bu denli geliştiği ve maden işletmelerinde de yoğun olarak kullanıldığı bir dönemde oluşan Erzincan-İliç-Çöpler Altın Maden İşletmesinde meydana gelen olayı ‘kaza’ olarak değerlendirmekte zorlanılmaktadır. Bu olayla ilgili tüm süreçlerin, yapılan hata ve eksikliklerin hassasiyetle incelenmesi ve kök sebeplerinin bulunmasını kazaların bir daha yaşanmaması açısından çok önemli bulmaktayım.
Ülkemizde
yaşanan maden kazalarında toplum olarak hep birlikte acı çekiyor ve madencilik
sektörü bu tür olayların olumsuz etkilerini derinden hissetmektedir. Faaliyetlerinde
mühendisliği, standartları ve en iyi uygulamaları esas almaya, bunları
uygulamaya madencilik sektör olarak mecburdur. Bunları uygulamayan çürük elmaların da
sektörden ayıklanması gerektiğine inanıyorum. Sektörün kazalar ile değil,
yeni keşiflerle, dünyaya örnek olacak en iyi uygulamalara sahip işletmelerle ve
ülkemizin ekonomik kalkınmasına sağladığı katkılarla kamuoyunun gündemine
gelmesini istiyor ve bu hedef doğrultusunda çalışmalarına devam etmesini temenni ediyorum.
Aslında
ülkemizde madencilik son derece güçlü bir mevzuata sahiptir ve başta Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik
ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmak üzere ilgili otoritelerin düzenleme ve
denetimlerine tabi olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Büyük maden
işletmelerimizin önemli bir bölümü de uluslararası denetimlerden geçmektedir.
Bütün bunlara rağmen bu tür kazaların oluşması iş sağlığı ve güvenliği kültür
ve bilincinin yeterince oluşmadığını bizlere göstermektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder