16 Kasım 2022 Çarşamba

DAVRANIŞ-TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞININ ÖNLENMESİNDE KURUMLARIN ROLÜ

 


    Son yıllarda henüz görünür olan davranış-teknoloji bağımlılığını önleme, tedavi ve rehabilitasyonu konusunda yapılan müdahalelerin geliştirilmeye ihtiyacı vardır. Bunun için şunlar yapılabilir: Toplumda davranış-teknoloji bağımlılığı açısından riski bölgeler belirlenip, bu bölgelerde önleme, tedavi ve rehabilitasyona yönelik çalışmalar yoğunlaştırılmalıdır.

    Davranış-teknoloji bağımlılığını önleme, tedavi ve rehabilitasyon konusunda çalışan tüm kurum, kuruluş ve STK’lar arasında koordinasyon ve işbirliği sağlanmalı, sürdürülebilir ve bütüncül bir hizmet sunumu gerçekleştirilmelidir. (Örneğin; Bunu sağlamak için kurumlararası protokoller imzalanabilir.) Kamu kurum-kuruluşları, üniversiteler ve STK’larda görev yapan tüm çalışanlar davranış teknoloji bağımlılığı konusunda bilgilendirilmeli, bağımlı bireyleri nereye-nasıl yönlendirebilecekleri konusunda algoritmaların/işlem basamaklarının yer aldığı kılavuzlar hazırlanmalıdır. Toplum geneline ve risk gruplarına yönelik davranış-teknoloji bağımlılığını önleyici programlar oluşturulmalıdır. Özellikle davranış-teknoloji bağımlılığı konusunda sorun yaşayan kişilerle görüşülerek mücadelede çözüme yönelik yol haritaları oluşturulmalıdır. 

   Aile Sağlığı Merkezleri (ASM)’nde yapılan düzenli takiplerde riskli birey ve ailesine yönelik davranış-teknoloji bağımlılığının önlenmesi konusunda bilgilendirmeler yapılmalıdır. Riskli olan birey ve ailesini güçlendirmeye yönelik müdahaleler-yaklaşımlar uygulanmalıdır. 

      Davranış teknoloji bağımlısı birey ve ailelerin bir araya gelmesi sağlanarak etkileşim yolu ile çözüm önerileri geliştirmeleri konusunda desteklenmelidir. Ev içi ve çalışma ortamlarında davranış-teknoloji bağımlılığını önlemeye yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. 

    Davranış-teknoloji bağımlılığı konusunda riskli grup olan çocuk-ergenlere yönelik teknolojik alet (telefon, tablet vb.) kullanımında süre kısıtlaması ve güvenlik kilidi uygulaması oluşturulmalıdır. Yazılı-görsel medya ve sosyal medyada davranış-teknoloji bağımlılığını özendiren, reklamını yapan, haber ve programlara (film, reklam, dizi vb.) sınırlama getirilmelidir. Medya dili, haberlerin sunuş biçimi tekrar gözden geçirilmelidir.

    Yerel yönetimler yapacakları çeşitli planlamalar (sportif, sanatsal etkinliklerin olduğu merkezler açma gibi) ile bireyleri bağımlı oldukları davranışın yerine koyabilecekleri alternatif davranışlara (hobi vb.) yönlendirmeli, bağımlı davranışla mücadeleye yönelik çevresel alt yapı düzenlemeleri yapmalıdır. Özellikle çocuk ve ergenlerin yaşamsal bir amaç belirlemeleri ve bu amaç doğrultusunda ilerlemelerini sağlayan faaliyetler arttırılarak davranış-teknoloji bağımlılığı önlenebilir. Dezavantajlı bölgelerde bu anlamda sportif ve sanatsal faaliyetler planlanıp gerçekleştirilebilir. Bağımlılıkla mücadele konusunda mevcut varolan tedavi kurumları (AMATEM, ÇEMATEM, TRSM gibi) içerisinde özellikle davranış-teknoloji bağımlılığı konusunda uzman profesyonellerin çalıştığı ve motivasyonel görüşme imkanı sunabilen birimlerin (YEDAM, EGEBAM, teknoloji bağımlılığı birimleri gibi) sayısı arttırılmalı, yaygınlaştırılmalı ve bağımlı bireyler tedavi ve rehabilitasyon için bu birimlere yönlendirilmelidir. Bu birimlerde sunulan önleme, tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin ulaşılabilir, ücretsiz ya da maliyet etkin (düşük maliyetli) olması sağlanmalıdır. Teknoloji ve davranış bağımlılığına yönelik “Yeşil Dedektör”, “UYUMA” gibi bildirim amaçlı mobil uygulamalar geliştirilmelidir. Bağımlı bireyleri şikayet ve bildirim konusunda kişilerin kimliğinin ifşa olması ile ilgili çekincelerini giderecek düzenlemeler yapılmalıdır. Kumar bağımlılığı, yasa dışı bahis siteleri gibi sanal veya fiziki ortamda sürdürülebilen davranış bağımlılıkları için kolluk kuvvetlerine bildirim yolları hakkında topluma yönelik tanıtımlar yapılmalıdır. Kolluk kuvvetleri tarafından siber suçları özendiren siteler (darknet vb.) ya da etkinliklerin tespiti ve bildirimi yapılmalı, ulaşımı sosyal medyada olduğu gibi “uygunsuz içerik” ibaresi ile sınırlandırılmalıdır. Kolluk kuvvetleri tarafından girilmesi uygun olmayan sitelerin listesi çıkarılmalı ve bunların bildirimin hangi birime-kuruma ne şekilde yapılması gerektiği konularında topluma yönelik açıklamalar-bilgilendirmeler yapılmalıdır

    Hukuksal düzenlemelerde davranış-teknoloji bağımlılıklarına da açık bir şekilde yer verilmeli ve önlemeye yönelik yaptırımlar oluşturulmalıdır. (Örneğin; Alışveriş bağımlılığının engellenmesi için kart limitlerine sınırlama getirilmesi gibi) Derslerde, etkinliklerde gençlere rol model olabilecek, geçmişte davranış-teknoloji bağımlısı olup bugün bu problemden kurtulan iyi örnekler gençlerle buluşturulmalıdır. Var olan olumsuz davranış-teknoloji bağımlılığı davranışı yerine olumlu alternatif bir davranış geliştirmesi sağlanmalıdır. (Örneğin oyun bağımlısı bir kişi, bu davranışını olumlu davranışa dönüştürerek oyun yazarlığı, programcılık gibi mesleklere yönelebilir.) Davranış-teknoloji bağımlığı ile mücadelede kurumlararası işbirliği sağlamak ve hizmetlerin entegrasyonunu sağlamak amacıyla davranış-teknoloji bağımlığını önleme, tedavi rehabilitasyon konusunda değişen dünya koşullarında gelişen tedavi olanakları ile ilgili güncel bilginin alanda paylaşımını sağlamak ve teorik ile pratik (uygulama) arasında etkileşim/köprü oluşturmak amacıyla bilimsel programlar (çalıştay, sempozyum, kongre vb.) düzenlenmelidir. 

     Sonuç olarak; davranış-teknoloji bağımlığı ile mücadelede hiçbir sektör ya da kurumun tek başına kaynakları, yetki ve otoritesi yeterli olmayacaktır. Kamu kurum ve kuruluşlarındaki temsilcilerin bağımlılık sorunu ile mücadelede atması gereken çok önemli adımlar bulunmaktadır. Bu adımların atılmasında karar vericilerin (siyasi otoritelerin) ve kamu mensuplarının görevi ve sorumluluklarının yanısıra STK’lar, Üniversiteler, Medya gibi kuruluşların da destekleri oldukça önemlidir.


Hiç yorum yok: