Eşiniz gönlünüzde mi? Siz, eşinizin gönlünde misiniz?
Sevgi iletişimi kurabilmeye götüren hayatî iki soru budur. Eğer bu iki soruya, "Evet" diyebiliyorsanız siz, tebrik ve takdiri çoktan hak etmişsiniz demektir.
Eşler, birbirlerini, ellerinde değil; gönüllerinde tutmalıdırlar. Gözden uzak olduklarında da gönülden uzak olmamalıdırlar. Bu zor; ancak eşlerin çabasıyla sağlanabilir.
"Bu konuda ne yapalım?" diyen hanımlara, tavsiyem şudur:
Erkeğinizi elinizde değil, gönlünüzde tutmaya çalışın. Gövdesi nerede olursa olsun, eğer gönlü gonlünüzdeyse onu asla kaybetmezsiniz. Hanımlar, kocanız, avucunuzda tuttuğunuz kuş gibidir. Avucunuzu fazla sıkarsanız eşiniz nefes alamaz olur, bunalır, boğulur.
Avucunuzu fazla geniş açar, dümdüz ederseniz onu tutmanız mümkün olmaz; uçurur, kaybedebilirsiniz.
Beylere gelince, beyler karınız, avucunuzda tutuğunuz kuşa benzer. Avucunuzdan uçurmayacak kadar kapatın parmaklarınızı; boğacak kadar da sıkmayın.
Eşler birbirlerine biraz serbestlik tanımalıdır. Dostları, arkadaşları, akrabaları için... Sürekli, "Neredeydin, kiminleydin ne yaptın?" diye sıkboğaz edilen eşler, ancak bir yere kadar dayanabilirler.
Fakat kendine özel bir serbest zaman isteyen eş de nerede, kiminle ne yaptığı konusunda, eşine doğru bilgi vermeli, kendisine gösterilen güveni asla kötüye kullanmamalıdır; zira eşler arasındaki güven duygusu bir kere sarsılırsa bir daha yeniden kazanılması çok güçtür.Eşler, birbirlerinin gönlüne değil; ama gövdesine bir Özgürlük alanı tanımalıdırlar. Kısa süreli fizikî ayrılıklar mu habbeti artırır. Özlem ise sevgiyi körükler. Güçlü ateşlerin üfürüldükçe harlanması gibi güçlü sevgiler de hasretle alevlenir.
Sevgi birleştirir, eşleştirir.
Alıntıdır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder