29 Haziran 2021 Salı

İslam Çiçeği ve Osmanlı Hoşgörüsü


Vezir Rüstem Paşa, dünya üzerindeki bütün dinleri ve başka dinlere bağlı milletleri “İslam dini” altında birleştirmek isteğini taşıyordu. Bu düşüncesini bir gün Kanuni Sultan Süleyman’a açtı.

Kanuni Sultan Süleyman, paşaya yerden bir çiçek beğenmesini söyledi. Paşa’nın seçtiği çiçeği eline aldı ve uç yapraklarını teker teker yoldu. Sonra çiçeğin üzerinde kalan tek renkli yaprağın hoşuna gidip gitmediğini sordu:

-       Hangisi daha güzel ve doğal? Tek renkli çiçeği mi beğendin, yoksa çok renkli çiçeği mi?

Rüstem Paşa tereddüt etmeden ve fazla düşünmeye gerek görmeden cevap verdi:

-Sultanım, elbette ki çok renkli çiçek daha hoş ve cezbedici!

Paşanın cevabı, tam da Padişah Kanuni’nin beklediği cevaptı. Son sözünü artık rahatlıkla söyleyebilir ve gerekli mesajı iletebilirdi:

-Dinler ülkemde bir çiçek gibidir. Bütün insanlar bu çiçeğin renklerini oluşturur. Ama tabii ki İslam çiçeği bütün çiçeklerden daha üstün ve güzeldir. Allah’ında sevdiği ve insanlar için tercih ve tavsiye ettiği de İslam çiçeğidir.

Bir çok dini ve milleti şemsiyesi altında toplayan Osmanlı Ülkesinde, en küçük köyünden baş şehir İstanbul’a kadar camii, kilise ve havra yan yana bulunuyordu. Kimsenin ibadet ve inancına karışılmıyor, herhangi bir çatışma yaşanmıyordu.

Geleceğin padişahlarından Sultan II. Mahmud da bu konuda aynen  ataları Fatih, Yavuz ve Kanuni gibi düşünüyordu.

Ülkemde, Müslümanları camide, Hristiyanları kilisede, Musevileri de havrada görmek bana mutluluk verir.

Hiç yorum yok: