Hicret, İslâm inkılâbının bir dönüm noktası olmuştur. Hicrete kadar geçen dönem zulüm ve işkence altında yaşanan eşi görülmemiş bir sabır ve metanet devresidir.
Gerçekten hicretle hem Müslümanların hayatları kurtulmuş hem de şahıslarında İslâmiyet kurtulmuştur. Yeni bir çevrede, yeni bir dostluk ve kardeşlik muhitinde yeni mü’minlerle kısa zamanda güçlenme imkânına kavuşmuştur.
Hicretin İslam tarihinde yeri büyüktür. Herkes bu fazilete sahip olma arzusunu içinde taşımıştır. Bunun içindir ki, Peygamber Efendimiz Aleyhissalahu Vesselam Hicretin sadece Mekke'den Medine'ye göç eden mü'minlere bağlı bir fazilet olarak kalmaması, daha sonraki insanların da bundan nasiplenmesi için Hicret'i önemli bir İslami kavram olarak değerlendir, Gerçek muhacir, Allah'ın yasakladığı şeylerden kaçınan, onları terk eden kimsedir ve Hicret, kötülüğü terk etmendir" buyurmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder