Hiç yokluk ve yoksulluk görmeden yetişen çocuklar, hayatın bir bölümünden habersizdirler. Bu haberdar olmayış, çocukta büyük bir eksiklik meydana getirir. Çocuk, hayatta açlık ve susuzluk da olduğunu bilmeli; yeryüzünde yemek ve su hasreti çeken insanların da yaşadığından haberdar olmalıdır. Oruç ibadeti, bu gerçeği en etkili anlatan, açların ve susuzların halini derinden hissettiren çok anlamlı bir ibadettir. Hiçbir zorluk yaşamadan, el bebek, gül bebek büyütülen çocukların hayata intibakları çok zordur. Çünkü en ufak bir zorluk ve darlık anında hemen bunalıma girer, yaşama şevkini kaybederler.
Zengin Batılı ülkelerde çocuklar, hiçbir maddi zorluk tanımadan büyüyorlar. Hayatı zor yanlarıyla da tanıyıp tamamlansınlar diye, birçok ülkede, çocukları bir süre bazı ağır işlerde çalıştırırlar. Bazen bir lokantada bulaşıkçılık, bazen çiftçilerle hasat mevsiminde hamallık yaparlar. Bazen de çölde ya da kırsal alanlarda çobanlık yaparlar.
Biz de, çocuklarımızı, hayatın her anına hazırlamalıyız. Çocuklarımız, herşeyi önlerinde hazır bulmamalı; üretmeyi, faydalı olmayı, işe yaramayı ve kazanmayı öğrenmelidirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder