18 Nisan 2021 Pazar

“Yeşil mutabakat tercih değil zorunluluk”

    Avrupa’da başlayan yeşil mutabakat dönüşümü konusunda Türkiye’nin acilen hayata geçirmesi gereken politikaları belirlemesi gerekiyor. Buna göre enerji alanında tüm yapı ve işleyiş mekanizmalarının dönüşüm doğrultusunda gözden geçirilmesi; enerjinin odağında yenilenebilir enerjinin yer alması; enerji verimliliği ve teknolojiye öncelik verilmesi; kömürden çıkış stratejisinin hazırlanması ve yeşil finansman için altyapı oluşturulması için düzenlemelerin hayata geçirilmesi kaçınılmazdır. Yeşil dönüşümü Türkiye kendi özel dinamiklerine uygun bir şekilde yapacaktır. “Bu dönüşüm Türkiye için tercih değil, bir zorunluluktur”.

  Türkiye’nin enerji sektöründeki yatırımların hız kesmeden, arz güvenliği krizi yaratmadan AB ve dünyadaki eğilimlerle uyumlu bir enerji politikasına ihtiyacı bulunuyor. Bu kapsamda Türkiye’nin kendi dinamiklerinin de dikkate alındığı ülkemize özgü bir yeşil mutabakata ihtiyacı bulunmaktadır. Türkiye’de yeşil ekonomi eksenli yeni bir büyüme modelinin oluşturulması yeni imkânları da beraberinde getirecektir. Yeni büyüme modelinin sanayi, ulaştırma, enerji, finans sektörleri başta olmak üzere sağlayacağı gelişimin nitelikli ve kalıcı istihdam yaratma potansiyeli yüksektir. 

   Türkiye Paris İklim Anlaşması ile uyumlu bir enerji modeli oluşturmalıdır. Yerel yönetimler, iş dünyası, sivil toplum ve üniversitelerin ortak katılımıyla dönüşüm modeli belirlenmelidir. Yeşil dönüşüm çevre ve doğanın yanı sıra tüm üretim, hizmetlerin düşük karbonlu bir şekilde nasıl yapılacağını ilgilendirmektedir. Bu kapsamda; karbon vergileri başta olmak üzere ilave maliyet ve finansa erişimde engelleri yaşamamak için yeşil mutabakat dönüşümü yapılmak zorundadır. 

  Dünya ile uyumlu, düşük karbonlu, fosil yakıt kullanımının azalacağı yenilenebilir enerji yatırımları enerji politikalarının odağında yer alacak. Özellikle güneş ve rüzgar santrallerinin ucuzlayan yatırım maliyetlerini fırsata çevirerek elektrik fiyatlarının da düşürülebileceği farklı modeller hayata geçirilecek. Enerji kooperatifçiliği ve hane halkına yönelik çatı uygulamalarının özendirildiği; belediyelerde güneş, çöpten enerji üretimine dayalı modeller hayata geçirilecektir. Kendi enerjisini üreten evler, mahalleler yaratmak hedef olmalıdır. Enerji verimliliği ve sıfır emisyonlu Nükleer Santrallerde enerji odağında olacaktır. Enerji verimliliği en ucuz enerji kaynağıdır. 

  Enerji verimliliği en ucuz ve en temiz enerji tasarruf edilen enerjidir. Buna göre sanayi ve binalarda enerji verimliliği ile düşük karbon hedefleri yakalanacak, enerji kaynaklı cari açık azalacaktır. Türkiye’nin yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğinde makine parkı üretimi için çalışmalar yapılacaktır. Özellikle güneş paneli üretiminde Türkiye çevre coğrafyada dikkate alınarak üst olarak konumlanacaktır.  

 Çevreye etkisi, verimliliği ve halk sağlığı gibi etkenlerle mevcut termik santraller gözden geçirilmesi yeni dönemde zorunlu olacaktır. Yeni termik santral yatırımlarının yapılmaması, Türkiye’yi düşük karbonlu kalkınma stratejisini hazırlarken; mevcut termik santralleri ve kömür üzerindeki istihdamı da mağdur etmeden Türkiye’nin kömürden çıkış yol haritası hazırlanmalıdır. 


Hiç yorum yok: