Oruçlu olmak, arınmaktır. Oruçlu olmak gıdalarla aldığımız ve vücudumuzun doğal ortamını bozan tüm katı ve sıvı besin maddelerinin bir süreliğine durdurulmasıdır. Oruçla geçirilen bir günün ardından bir bardağa alınan idrar kontrol edildiğinde, altta biriken tortu rahatlıkla görülebilir. Bu, vücutta birikmiş ve oruçla atılmaya başlanmış olan toksinleri gösterir.
Toksinlerden arındırılmış bir vücutta; özellikle kan çok iyi temizlenmiş hale gelir ve dolaşım mükemmellesin İnsan kendini çok dinç hisseder. İşte bu hal, gerçekte tam bir sağlıklı olmadır. Önemli olan bunun yaşamsal önemini kavrayıp bir alışkanlık haline gelmesini sağlayabilmektir.
Oruç, vücudun değişik boşluklarında birikmiş toksinlerin, yıllar önce kullandığımız ilaçların ve aldığımız gıdalarla birlikte vücudumuzda birikmiş ağır metallerin çözülmesinde en etkin yoldur. Fazla yemek sonrası görülen ağırlık ve uyuşukluk, meydana gelmiş toksinlerin kan dolaşımına geçerek vücudu olumsuz yönde etkilemesinin ve dolaşımdaki kanın vücudumuzdaki dengeli dağılımının bozulmasının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Bu durum aynı zamanda şeker intoleransı için de bir gösterge olabilir. Fazla ve gereksiz yenen yemeğin ardından, hareketsiz ve durağan yaşamın bir kalıntısı olarak vücudumuzda toksinleri biriktirmeye devam ederiz. Tamamen toksinlerden arınmış bir vücuda sahip olan kimse yoktur. Bağışıklık sistemi zayıflamış, sık gribal enfeksiyon ve değişik rahatsızlıklar geçirenlerin vücutlarında birikmiş toksin miktarı fazladır.
Bağışıklık sistemi zayıflamış ve sık sık hasta olan insanlar, hastalık süresi boyunca iştahlarının azalması ve yemekten uzaklaşmalarının sebebini açıklayamazlar. Oysa tüm canlılarda bu tavır, ortak bir davranış haline gelmiştir. Bunun amacı vücutta birikmiş ve dolaşıma geçerek insanın kendisini kötü hissetmesini sağlayan toksinlerden kurtulmaya yöneliktir. Bu, tüm canlılarda görülür. Bilinçli yapılan bir davranış olmasa da vücudun kendi otomatizması ile gerçekleşen doğal bir savunma mekanizmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder