5 Nisan 2021 Pazartesi

“Yeni normal”in yeni iş yapış şekilleri

COVID-19 dünyayı ele geçirdiğinden beri sanki bir sis perdesi aralanmış, evrenin bir sırrını keşfetmişiz gibi konuşuyoruz. Yüzyıllardır dünya genelinde süregelen ekonomik düzenin sosyal ve ekolojik düzene olan etkisini sanki yeni fark ettik. Adeta “maymun gözünü açtı.”

Evet, dünyada gelir dağılımıyla ilgili ciddi eşitsizlikler var.

Evet, tüketim hızının artışı dünya kaynaklarının karşılayamayacağı bir seviyede.

Evet, yeni nesiller tüm bunların farkında ve düzeni olduğu gibi kabul etmemekte ısrarcı.

Açıkça görünüyor ki, yeni bir sisteme ihtiyacımız var.

Aslında, görmek isteyenler için, yeni sisteme geçiş başlamıştı. Bazı maymunların gözü çoktandır açıktı.

Aşağıdakilerden bazılarını daha önce mutlaka duymuşsunuzdur:

Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Teorisi ve hedefleri, Elkington’ın Üçlü bilanço (İng. triple bottom lineteorisi, Ellen MacArthur’un savunuculuğunu yaptığı Döngüsel Ekonomi (Circular Economy) teorisi, Kate Raworth’un Donut Ekonomisi (Doughnut Economics) teorisiBüyümeme (De-growth) teorisi ve daha niceleri…

Hangi okul veya teoriyi benimsiyorsanız benimseyin, ortaklaşan tek bir önerme var;

Ekonomik kalkınmanın iki biyolojik kardeşi* olan “doğal kaynakların kullanımı” ve “küresel toplumsal refah” ile barış antlaşması imzalaması gerekiyor.

Pandemi öncesinde bu barış antlaşmasını imzalamak üzere farklı ölçeklerde adımlar atılmıştı. Doğaya ve insana saygılı ekonomik modelin pratik uygulamaları her geçen gün artıyordu. Yakın zamandan birkaç örneği ele alalım:

  1. 2018 yılında Terracyle, P&G, Nestle ve Walgreens gibi şirketlerin iş birliği ile kurulan Loop Store, kullanıcı ürünlerinin tek kullanımlık düzenine karşı yeni bir iş modeli önermeye başladı. Program için özel olarak tasarlanan ve üretilen yeniden kullanılabilir ambalajlar, eve servis ağı ve güvenilir temizlik sistemi ile küresel ölçekte ev ürünlerinde atığı minimize eden bir düzenin ilk adımlarını attı. Girişim, pandemi öncesinde ABD, Fransa ve İngiltere’de vardı, Almanya ve Japonya’ya ya da açılmayı planlıyordu.
  2. Daha radikal iş modeli değişikliklerinde ise Fransız Lizee girişimi dikkat çekiyordu. Moda endüstrisinde al-kullan-at lineer sürecine alternatif olarak ‘kiralama’ modelinin yaygınlaşması için altyapı sağlayan şirket, 2019’dan bu yana VF Corporation ve Decathlon ile çalışıyor.
  3. Ülkemizde ise Unilever Türkiye tesisleri 2013’ten bu yana “sıfır tehlikesiz atık” statüsünde çalışıyor. Şirketin tüm tesisleri 2017 yılında aynı statüye ulaştı ve küresel ölçekte 200 milyar Euro’luk bir tasarruf sağladı. Bu program ile Unilever kapalı döngü üretim tesisleri adına dünya çapında bir örnek olmayı başardı.

Bunlar ve sayısız daha fazla iyi örneğin istihdam yaratmasına, doğaya saygılı ekonomik çarklar oluşturmasına rağmen iklim değişikliği ile ilgili alınan aksiyonlar anlamlı ölçüde değişim yaratacak noktaya gelmemişti. Bunu hepimizin aklına kazınan, pespembe gömleğinin rengini alan yanakları ile Ne hakla!” (İng. How dare you!”diye haykıran Greta’dan da hatırlayabiliriz.

Hiç yorum yok: