26 Ekim 2021 Salı

En Acı ve En Tatlı Şey


     Bir hükümdar aşçısından dünyanın en güzel yemeğini pişirmesini istemiş. Aşçı da dil yemeği pişirip getirmiş. Bir başka gün de en sevimsiz, en çirkin yemeği pişirmesini istemiş. Önüne yine dil yemeği gelmiş. Dayanamayan hükümdar: “Her iki defadır da niçin dil yemeği getirdin." deyince aşçı: “Hükümdarım, dünyada dil kadar tatlı, güzel ve yine dil kadar yara açan, öldüren, çirkin bir şey yoktur. Onun için böyle yaptım.” der.

    Dünyada ne kadar dostluklar, kaynaşmalar ve yine ne kadar kavgalar, gürültüler, huzursuzluklar, cinayetler varsa başrolde “dilin” olduğunu görürsünüz. Bunun içindir ki atalarımız dilin önemiyle ilgili çok güzel şeyler söylemişlerdir. Bu sözleri söyleyenlerin içerisinde Hz. Ali’ninkiler bir başka yer tutar.
            
       Ağırbaşlı, oturaklı, akıllı insanlar sözünü, sohbetini bilir; ağzından çıkan söze dikkat eder. Bir tartıp bir söyler, pir söylerler. Yapamayacakları söylemez, söz vermişlerse de sözlerinde dururlar. Bunun en güzel örneğini yine söz Sultanı Hz. Ali verir ve şöyle der: “Söz verirken acele etme; çünkü söz namustur”  der.

Hiç yorum yok: