24 Ekim 2021 Pazar

Osmanlı'da Çevre Bilinci Mükemmeldi

 

    Osmanlı’nın çevre, şehir ve sokak temizliğine verdiği önemi gösteren yüzlerce arşiv belgesi mevcuttur. Osmanlı padişahları/idarecileri, çevreye ve insanlara zarar verebilecek her tür problemi ortadan kaldırmak için erken dönemlerden itibaren çeşitli tedbirler almış, çevre nizamnameleri düzenleyip cezai müeyyideler koymuşlardır.

    Osmanlı’nın ilk çevre kanunu, 1500’ün başlarında Sultan II. Beyazıd döneminde çıkarılsa da, Kanunî Sultan Süleyman tarafından 1539’da hazırlanan, Edirne’nin mahalle, sokak ve çarşılarının temizliğini konu alan “Çevre Temizliği Yasaknamesi”, dünyanın ilk en mükemmel çevre nizamnamesi olarak kabul edilmiştir.

    Osmanlı'da sadece yerleşim merkezlerinin çevre temizliğiyle ilgilenmek üzere özel bir görevli tayin edilirdi. Üstelik görevliye, çevre temizliğini sağlamak için hukuki kuralları belirleyen bir nizamname verilmişti. Hazırlanan kanunda, evlerin ve dükkanların çevrelerinin temiz tutulması, görülen pisliklerin o çevre halkına temizlettirilmesi, hamam ve oteller gibi umuma ait yerlerin temizliğine dikkat edilmesi, çevreyi kirleten esnafın atık maddeler ve pis sularını tamamen boş yerlere ve şehrin dışına taşımaları mecburiyeti vardı. 

  Kanunî Sultan Süleyman’ın 1539’da çıkardığı dünyanın ilk en mükemmel çevre nizamnamesi. Kanuni Sultan Süleyman'ın 1539'da çevre temizliğiyle ilgili kanunnamesinin, bu konuda dünyanın ilk nizamnamelerinden biri...Burada şu esaslara ve yasaklara yer verilmiştir: Evlerin ve dükkânların çevrelerinin temiz tutulması, görülen pisliklerin çevre halkına temizlettirilmesi, hamam ve hanlar gibi umuma ait yerlerin temizliğine dikkat edilmesi, çevreyi kirleten esnafın atık maddeleri ve pis suları tamamen boş yerlere ve şehir dışına atmaları mecburiyeti, arabacıların arabalarını ev ve dükkânların önüne park etmemeleri ve mutlaka özel park yerlerinde durdurma zorunluluğu. 

    Ormanları ve koruları korumak için de özel tedbirler alan Osmanlı devleti, izinsiz ağaç kesenlere, hayvanlarını otlatanlara ve avlananlara para cezaları getiren yüzlerce ferman neşretmiştir. Korulardan çeşitli amaçlarla ağaç kesilmemesinin üzerinde hassasiyetle durulmuş, sürekli şekilde gözetim altında tutulmuştur. 1559 tarihli bir divan kararında, Eşme, Dikme ve Sapanca dağlarından ağaç kesiminin yasaklandığı belirtilmiştir.Osmanlı idarecilerinin üzerinde durdukları mevzulardan biri de planlı şehirleşmeydi. Şehirde yapılacak binaların bir nizam dâhilinde inşasıydı. İstanbul’da ev ve dükkânların kargir (taş ve tuğladan) yapılmasına dair düzenlemelere gidilmiştir. Yanan evlerin taştan yapılması, caddeler üzerine şahnişin ve çardak çıkarılmaması gibi şehir nizamına zarar verecek yapılanmalar önlenmiştir. Yine cahil mimarlara iş verilmemesi, alınan bir başka tedbirdir.

''Çevre temizliği noktasında Osmanlılarda kontrolü sağlayan, çevrenin temizliğinde yardımcı olan subaşılar, çöpçüsubaşılar var. Bunlar mahalle aralarının, çarşıların temizliğinden sorumlu oluyor. Bilhassa yine çarşıların temizliğinde esnafı ön planda tutuyorlar ki Osmanlı'nın ahi teşkilatını da düşünürsek, bunlar birbirine bağlı teşkilat içindeler. Esnaf çarşı ve pazarın temizliğinden sorumlu ve çöpçüsubaşısı bunun kontrolünü sağlıyor. Mahalle aralarının temizliği ile alakalı uygulamalar var. Bunu elimizdeki belgeler nezdinde Fatih Sultan Mehmet'e kadar götürebiliriz. Belgeye dayalı konuşmak gerekirse Fatih Sultan Mehmet'in kanunnameleri var. Bu nokta üzerinde kanunnamesinde, 'İstanbul'un her sokağına ikişer kişi tayin eyledim. Bunlar ki ellerinde bir kap içerisinde kireç tozu ve kömür külü olduğu halde günün belirli saatlerinde bu sokakları gezeler. Sokaklara tükürenlerin tükürükleri üzerine bu tozu dökeler ki yevmiye alsınlar' diyor.


Hiç yorum yok: