28 Ekim 2021 Perşembe

Yılmaz ruhun liderlik etkisi


Mücadele rûhuna sahip kişiler, etraflarında olup biten olayları esnek ve farklı bakış açısıyla izlerler. Girişimci bir yapıya sahiptirler ve yaratıcılıkları her zaman göze çapar. Özgür düşünceye sahiptirler ve bağımlılıktan hoşlanmazlar; dolayısıyla başkalarının etkisi altına girmezler. Lider aramak yerine lider olmayı tercih ederler. Bulundukları ortamda genellikle birinci adam olurlar. İletişim becerileri yüksek olup, karşılarındaki kişilerin duygularını okuyabilen ve onları paylaşabilen bir yapıları vardır. İstikrarlıdırlar, çıkarlar uğruna hedeflerinden taviz vermezler. Öngörü ve içgörü sahibi kişiliklerdir. İçinde yaşadıkları toplumun temel değerlerine ve ahlâkî yapısına sahiptirler. Kendilerini olumsuz yönde etkileyecek ortamlardan ve kişilerden uzak durmayı becerirler.

İnsan için mücadeleci yapı genetik olabileceği gibi, sonradan da öğrenilebilecek özelliklerdir. Aile ve çevre koşulları sayesinde daha çocuk yaşta insanların olaylar karşısında direnmeyi, mücadele etmeyi özümsemiş olmasının yanında yetişkin yaşlarda tecrübe ile elde edilebilecek bir özellik olarak da kazanılabilir. Okul, aile ortamları ve yoğun olarak içinde yaşadığı toplum, çocuğun karakteristik gelişimine etki eden önemli unsurlardır.

Çocuklarda oluşacak karakterlerin olumlu yönde gelişmesine uygun zemin hazırlamada eğitimciler ve çocukla ilgili olan yetişkinlere önemli görevler düşmektedir. Çocukların özgüvenlerini geliştirecek ortamların hazırlanmasına özen göstermelidirler.

Çeşitli zorluklara rağmen sağlıklı gelişme ve başarılı öğrenme kapasitesi gösteren bu insanlar, “yılmazlık” terimi ile nitelendirilmektedirler. Yılmazlık, insanın yaşantısı boyunca karşılaştığı problem ve zorluklara karşı yılgınlığa düşmeden mücadeleye devam etmesi, karşılaştığı olumsuzluklarda pes etmeyip tekrar başa dönerek yeniden mücadelesini sürdürebilmesi, karşılaştığı her durumdan yeni bir tecrübe ve güç alarak yoluna devam etmesidir.

Sarsılmak ve düşmek insanî bir davranıştır; önemli olan, kalkmasını becerebilmektir. Yılmazlık, ümitsizliğe düşmeden her şeye rağmen hayata tutunabilmeyi başarabilmek, her türlü zorluğun insana farklı tecrübe kazandırdığının bilincinde olarak ayağa kalkıp hedefe yürüyebilmektir.

Yılmazlık vasfını taşıyan insanlar genellikle enerji doludurlar ve dolayısıyla kendiliğindenlikleri her zaman ön plana çıkar. Bağımsız olmaktan hoşlanırlar, risk almayı severler, ısrarcı, atılgan ve cesurdurlar. Olaylara karşı alternatif bakış açıları geliştirebilmektedirler. Bu insanlar karşılarındaki kişileri etkilemede de yetenekli oldukları için kolaylıkla bulundukları ortamlarda liderlik pozisyonunu ellerine geçirirler. Yılmazlık vasfına haiz olmayan insanlarda ise kontrolsüz arzu ve istek, inatçılık, öfke, iletişim becerisinde zayıflık, başka insanlara karşı saldırganlık, sabırsızlık ve zorluklar karşısında çabuk pes eden bir yapı vardır.

Araştırmacılar yılmazlık tutumlarını sergileyen insanların genellikle risk taşıyan ortamlarda yaşayan, anne-babadan uzun süre ayrı kalan, yaşadığı herhangi bir olumsuzluktan kolay sıyrılabilen, toplumsal kargaşalar ve doğal afetler sonucu içine düşülen olumsuz durumdan diğerlerine göre daha çabuk kurtulabilen bireyler olduklarına tanık olmuşlardır. Bu kişilerin etnik, coğrafî ve sosyal farklılıkları aşan ortak eğilimlere sahip olduklarına da işaret etmektedirler. Kişinin karşılaştığı problemleri kendi çabasıyla çözme becerisini gösterme durumunda kalması, beceri ve yetenek geliştirmesiyle doğrudan alâkalıdır.

Mücadele rûhuna sahip olmak veya yılmazlık, kişiden kişiye değişen ve zaman içinde artan ya da azalan bir karakteristik özelliktir. Buna karşın, koruyucu faktörler, stresli durumların ya da koşulların olumsuz etkilerini azaltan, kişinin kendisiyle veya çevreyle ilgili karakteristiklerdir. Bu kişiler, içsel ve dışsal koruyucu faktörlere ilişkin birçok alternatif çözümleri geliştirebilmektedirler.

Mücadele ve yılmazlık rûhuna sahip olanlar, sosyal olarak aktif kişiliklerdir, problem çözme yetenekleri gelişmiştir; eleştirel düşünme ve inisiyatif alma gibi yaşam becerilerine sahiptirler. Mücadele rûhuna sahip kişilerin her zaman belli amaçları vardır. Her ortamda kendilerini başarılı olma yönünde motive etmesini bilirler. Değişime isteklidirler ve toplumun her zaman önünde giderler. Yaşantılarında karşılaştıkları olumlu ve olumsuz durumlardan ders almasını bilirler. Bunları daima bir deneyim olarak görürler. Bununla birlikte, toplumun genel kültür yapısına sâdık bireylerdir. İçinde bulundukları kültüre yabancılaşmadan gelişme ve değişimi sürdürmekten yana tavır ortaya koyarlar. Duygularının aşırılıklarını frenleyebilmekte, kendisine ve başkalarına zarar vermesine engel olabilmekte ve yönetebilmektedirler. Kişiler arası iletişim becerileri gelişmiş, empati kurabilen ve başkalarını umursayan kişilikleri vardır. Olaylara eleştirel bakabilmekte ve esnek davranış sergileyebilmektedirler.

Hiç yorum yok: