13 Şubat 2021 Cumartesi

Büyümenin temel kaynağı: Güneş Enerjisi


Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle dünyanın enerji talebi 2021 yılında da azalmaya devam edecek.

Dünya’da petrol talebi, yüzde 8 azalarak günlük 100 milyon varilin aşağısı seviyelerde yer alacak. Enerji talebinde azalma, kömür’de yüzde 7, doğalgaz’da yüzde 3 ve elektrik’te ise yüzde 2 seviyelerine gerileyecek.

Enerjide talebin azalması arza da tesir edecek ve dolayısıyla dünya genelinde enerji yatırımları 4/1 oranında azalacak.

Dünyamızı, insanlığı ve geleceğimizi ilgilendiren en önemli gelişme ise enerjide arz talebin düşüşüne paralel olarak küresel karbon emisyonların yüzde 10’a yakın bir düşüş gerçekleştirmesi olacaktır.

Salgının bu sene küresel olarak kontrol altına alınması durumunda küresel enerji talebinin 2022 sonunda pandeminin devam etmesi halinde ise enerji talebindeki normale dönüşün daha uzun yıllarda gerçekleşmesi bekleniyor.

Salgın öncesinde, 10 yıl içerisinde enerji talebinin yüzde 12 artacağı öngörülürken, bu artış pandemi sebebiyle yüzde 9 şeklinde olacak.

Salgın nedeniyle taleplerdeki düşüşlerin enerji piyasasında oynaklık volatilite riskini de artıracağı öngörülüyor.

Hemen hemen birçok enerji kaynaklarından üretimin düşmesine rağmen, yenilebilir enerjiden elektrik üretiminde yükseliş rakipsiz bir şekilde devam edecek.

Teknolojik gelişmelere paralel olarak teşvik edilmesi sebebiyle maliyeti düşen yenilenebilir kaynaklar, dünya enerji piyasasının baş aktörü olma yolunda ilerlemektedir.

Elektrik talebi gelecek 10 yılda yüzde 20 artacak ve bu talebin yüzde 80’ini yenilenebilir enerji kaynakları tarafından karşılanabilecek.

Diğer enerji kaynakları olan yeni kömür ve doğal gaz santrali yatırımlarından daha az maliyetli elektrik kaynağı olması sebebiyle güneş enerjisi büyümenin temel kaynağı durumuna gelecek.

Bu maliyet avantajıyla güneş enerjisi 10 yılda yaklaşık 280 GW artış göstererek büyümeye devam edecek ve ortalama olarak bu büyüme yüzde 12 seviyelerine ulaşacak.

Gelecek 10 yılda yenilenebilir enerji kaynakları dünyanın elektrik talebinin % 50’sini karşılarken, Güneş enerjisi santralleri, Hidroelektrik santralleri, Rüzgar ve deniz üstü rüzgar santrallerine yapılan yatırımlarda artacak. Hidroelektrik, enerji talebinin karşılanmasında en büyük payı alırken, güneş en fazla büyüyen kaynak olacak.

Yenilenebilir enerji kaynaklarından üretimi yapılan enerjinin şebekeye sağlıklı bir şekilde bağlanması için elektrik şebeke şirketlerinin ciddi yatırımlar yapması da gerekecek.

Kömürün küresel enerji portföyündeki payı neredeyse 250 yıldır hiç düşmediği kadar düşecek ve 2040 yılında yüzde 20’nin altına kadar inecek. Yenilenebilir enerji kaynakları kömürün pabucunu dama atacak diyebiliriz.

Doğal gaz talebinin ise dünyada büyüme göstereceği gerçeğini hepimiz bilmekteyiz.

Ya petrol…

Aman petrol…

Kara elmas ne olacak…

Petrol, salgınla beraber ortaya çıkan ekonomik belirsizliğe paralel olarak dayanıksız halini sürdürecek ve 2019’daki rekor seviyelerine bir daha asla dönemeyecek.

Hiç yorum yok: