26 Şubat 2021 Cuma

Karıncaların En Akıllısı

    Yazısı güzel sanatkâr birisi, kâğıt üzerine güzelce yazılar yazıyor, şekiller çiziyordu. Oralarda dolaşan karıncalar ise, bu yazı ve şekillerin nasıl meydana geldiğini merak edip kendi aralarında yorumlar yapmaya başladılar.

        Birinci karınca, kâğıt üstünde hareket eden kaleme bakıp onu methetmeye başladı:

      “Kâğıdı fesleğen, susam ve gül bahçesi gibi güzelleştiren ne harika kalem bu” dedi.

       Gözü daha keskin olan ikinci karınca, kalemi tutan parmaklara nazarını dikmişti ve:

    “Asıl parmakları methet. Zira o inci gibi yazıları yazan, kâğıdı güzel şekillerle gül bahçesine döndüren, kalem değil kalemi tutan parmaklardır” dedi.

       Gözü ondan da aydın üçüncü karınca söze karıştı:

    “Ben…” dedi, “kolu överim; çünkü parmaklar ona bağlıdır ve onun gücüyle kalemi kullanıp bu güzel yazıları yazabiliyor.”

     Nihayet karıncaların beyi ve en akıllısı dedi ki:

    “Suret, elbise ve âsâ gibidir. Kendi başına hareket edemez. Akıl ve ruhtan başkası bu yazıları yazıp bu güzel nakışları yapamaz. Öyleyse bu güzel yazı ve şekiller, ne kalemin, ne parmakların, ne de kolun marifeti değil, onları kullanan bir aklın ve ruhun eseridir. Bütün övgüler de o akıllı ruha olmalıdır.”

Hiç yorum yok: