18 Temmuz 2022 Pazartesi

İklim Değişikliği ve Ankara

 

Ankara; Kızılırmak ve Sakarya nehirlerinin kolları arasındaki coğrafyada büyük bir bölümü İç Anadolu bölgesinde yer almakta olup, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentidir. 25.437 km2 yüzölçümü ile Türkiye’nin en büyük üçüncü ve 5.639.076 kişi nüfusu ile ise en kalabalık ikinci şehridir14 .

Geniş yüzölçümünün aksine nüfusun büyük çoğunluğu merkezde toplanmıştır. Bununla birlikte, çevre ilçelerdeki yoğun tarımsal faaliyetlere ek olarak, termal turizm ve kültür turizmi de özellikle son yıllarda önemli gelişme gösteren faaliyetler olarak öne çıkmaktadır. Ankara’nın merkezi ise üniversitelerin, teknoparkların, sanayi bölgelerinin, güçlü sektör kümelerinin, üst düzey bürokrasinin, uluslararası kurumların ve sivil toplum kuruluşlarının yoğunlaştığı bir alandır. Bütün bu özellikler başkent Ankara’yı, ekonomik, sosyal, beşeri ve entelektüel sermayeye sahip bir bölge yapmaktadır. Ankara, 2014 yılı verilerine göre 187 Milyar TL ile gayri safi yurt içi hasılada (GSYH) İstanbul’dan sonra en yüksek payı alan ikinci ildir. Dış ticaret bakımından ise ülkemizin %5’lik payına sahiptir. Türkiye’de iş gücüne dâhil nüfusun %7’si Ankara’da istihdam edilmektedir. Ankara ekonomisinin sektörel bileşenleri incelendiğinde, hizmet ve sanayi sektörleri ağırlıklı bir ekonomik yapı oluştuğu ve kırsal kesimin ekonomik faaliyetlerini oluşturan tarımın payının oldukça sınırlı kaldığı görülmektedir. Ankara’da istihdamdaki toplam nüfusun %73’ü hizmetler, %24’ü sanayi, %3’ü ise tarım sektöründedir15. İmalat sanayiinde teknoloji kullanım durumuna bakıldığında orta ve orta yüksek teknolojilerin payının diğer bölgelere nazaran yüksek olduğu görülmektedir. Tarımın genel ekonomik yapıda payı düşük olmakla birlikte, ürettiği katma değer bakımından ve işlenebilir tarım arazisi büyüklüğü bakımından Türkiye’nin öne çıkan illerindendir. 25 ilçeden oluşan Ankara’da genel olarak karasal iklim hâkimdir ve yaygın bitki örtüsü bozkırdır. Geniş bir arazide bulunduğundan iklim değişiklikleri görmek mümkündür. İç Anadolu iklimi olan step ikliminin yanı sıra kuzey bölgelerde Karadeniz iklimi özelliklerinden ılıman ve yağışlı iklim özellikleri görülmektedir. Karasal bölgelerde kışlar soğuk yazlar ise sıcaktır16 . Gerek Ankara’nın yağış verileri ile sıcaklık değerlerindeki değişimler gerekse iklim değişikliği ile ilgili ulusal ve küresel ölçekli öngörüler doğrultusunda Ankara’nın orta vadede iklim değişikliğine bağlı ortaya çıkacak olan kuraklık ve ona bağlı sorunlar ile karşılaşması beklenmektedir. IPCC’nin senaryosunda gerekli önlemler alınmadığı takdirde Türkiye’de yıllık ortalama sıcaklıkların 2050 yılına kadar 2,5 - 4 oC yükseleceği kaydedilmiştir17. Türkiye’nin güneyinin ciddi kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kalacağı, kuzey bölgelerde ise sel riskinin artacağı belirtilmiştir. Ankara da kuraklığa maruz kalacak iller arasında sayılmıştır. Ankara’da iklim değişikliği konusu ile ilgili göstergeler uzun dönemde bazı değişimlerin yaşandığını göstermektedir. Yıllık ortalama sıcaklık değişimleri, küresel sıcaklık artış eğilimiyle paralellik göstermektedir. Buna ek olarak, TÜİK’in illerde yaşam endeksi (2015) araştırma sonuçlarına göre18 Ankara’ya ilişkin değerler göz önüne alındığında gerek hava gerekse de gürültü kirliliği konuları Ankara için önlem alınması gereken alanlar olduğu görülmektedir.

Yapılan çalışmalar, Ankara kentinin iklim değişikliğinden etkilenebilirlik derecesini “yüksek derecede zarar görebilir” olarak belirlenmiştir19. Bu kapsamda Ankara Büyükşehir Belediyesi, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için ‘İklim Değişikliği ve Uyum Şube Müdürlüğü’nü kurmuş ve iklim değişikliği ile mücadelede sera gazı emisyonlarını azaltacak şekilde çalışmalar gerçekleştirmeyi istemektedir. Ankara İli Yerel İklim Değişikliği Eylem Planı’nın hazırlanmasıyla iklim değişikliğiyle mücadele ve iklim değişikliğine uyum konularında kapasitesinin arttırılması ve il düzeyinde farkındalık artışı hedeflenmektedir. 

Hiç yorum yok: